Murat Yaykın kimdir? Murat Yaykın kitapları ve sözleri
Fotoğrafçı, Yazar Murat Yaykın hayatı araştırılıyor. Peki Murat Yaykın kimdir? Murat Yaykın aslen nerelidir? Murat Yaykın ne zaman, nerede doğdu? Murat Yaykın hayatta mı? İşte Murat Yaykın hayatı...
Doğum Tarihi: 1961
Doğum Yeri: Adana
Murat Yaykın kimdir?
1961'de Adana'da doğdu. 1984 yılında Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden mezun oldu. Fotoğrafa 1999 yılında İFSAK'ta (İstanbul Fotoğraf ve Siinema Amatörleri Derneği) başladı. 2001 yılında Magnum Photo Üyesi Anders Petersen'nin düzenlediği atölye çalışmasına katıldı. 2002-2003 yıllarında üç dönem Açık Radyoda “Camera Obscura” adlı programın yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptı. 2003 yılında 19. İFSAK Fotoğraf Günleri kapsamında İMBROS “Burada Yalnız Ölüm Var” isimli sergisini açtı. Bu fotoğrafları çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı. Slayt show biçiminde çeşitli yerlerde sergilendi. 2004 yılında Ajans Vu fotoğrafçısı Stanley Greene'nin Workshop'una katıldı. 2004-2005 yılları arasında İFSAK Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı. Fotoğraf Vakfı'nın yayınladığı “Beyoğlu” isimli kart-kitapda fotoğrafıyla yer aldı. IMBROS “Burada Yalnız Ölüm Var” isimli sergisi 2004 Ağustos ayında Gökçeada'da ve 2004 Aralık ayında Boğaziçi Üniversitesi'nde sergilendi.
Murat Yaykın Kitapları - Eserleri
- Fotoğraf İdeolojisi
- Aze
- Aze'nin İzi
- Sanat, Teknoloji Bilim ve Fotoğraf
- Militan Fotoğraf ve Fotoğrafçı
Murat Yaykın Alıntıları - Sözleri
- "Sevda tanıdıkça demlenirdi." (Aze)
- Korkularım yüzünden düşlerime sığındığım da oldu, düşlerim yüzünden korktuğumda (Aze'nin İzi)
- "İnsan kendini kandırır çünkü. Başkası vesile olur." (Aze)
- "Cehalet hep trajedi doğurmuştur." (Aze)
- Geçmiş hep hüzünleriyle anılıyordu. Bu ülkenin insanlarına yüklediği en ağır şiddet buydu. (Aze'nin İzi)
- Aynı zamanda düş kurarak; gerçek hayatımın sıradan ayrıntıları içinde hapis olmaktan ve başkalarını anlatacak en küçük bir hikayesi bile olmayan biri olmaktan kurtulmayı ve her şeye rağmen hayalgücü denilen o büyülü yolculukları, baş döndürücü bir hızla yaşamayı, bir hikaye bitmeden diğerinin başladığı çılgın bir maceranın içinde kendini bulmayı... bütün bunları boşverip yok saymak mümkün mü? (Aze'nin İzi)
- "Yaşamının tüm pürüzleri ve dikenleri, ellerini ve ayaklarını kanatıncaya kadar yaralamıştır, göğsünü yırtmıştır. Ama bu sertleşmiş, keder ve acılarla yıkanmış yüzde yürek titremeleri eski günlerde kaldı. Bugün yalnızca derin oyulmuş acı kırışıklıklar var ağzının çevresinde; yenilmez ve gururlu bakışı soğuk bir kıvılcım sanki.." (Aze)
- Gerçeğe, gerçek dışı düşler ekleyerek, kahramanların ardındaki öyküleri yaratarak, onları anlamaya çalışarak, gerçeğin ne kadar gerçek, düşlerin ne kadar yalan olduklarını düşünerek, gerçek yalanların ya da doğru düşlerin bana sağlayacağı desteği arayarak kendimi irdelemeye, dünyayı anlamaya çalışırım. (Aze'nin İzi)
- "Ama insan konuşa konuşa kendini ne kadar anlatabilirdi ki, anlattıkları yaşamda sınanmadıktan sonra.." (Aze)
- "Suskunluk bazen duyguların konuşmasıdır. Öfke de barındırır içinde hüzün de." (Aze)
- Deniz kabuklusu sabit bir yer buluncaya kadar dolanır durur. Yapışacak bir yer bulduğunda ise kendi beynini yer. Çünkü artık ona ihtiyacı kalmamıştır. Bir yerde uzun bir süre kalsam deniz kabuklusu gibi beynimi yememeyi düşlerime borçluyum. İsyanlarımı da böyle bastırıyorum... yine de pek başarılı olduğum söylenemez Öfkem, ülkem insanlarının yaşamayı hak etmedikleri rezillikleri yaşatan iblislere, acımasızlara, kötülere, korkusuzca vahşilik yapanlara, insanları bir kamyonun içine koyun sürüsü gibi istif edip doğudan batıya ucuz mevsimlik işçi olarak taşıttıran şartlara, insanların kendi kültürlerini yaşatmaya dillerini kullanmaya engel olan baskıcı rejime ve düzenin savunucularına, uygulayıcılarına... (Aze'nin İzi)
- "Sabır zorunlu edinilendi; bunu çoktan öğrenmişti.." (Aze)
- Düş kurmak bazen bir oyun...rahatlatıcı da olabiliyor, tehlikeli de... yazmak ise tutku... (Aze'nin İzi)
