tatlidede
tatlidede

Nihat Hatipoğlu Kimdir? Nereli? Nihat Hatipoğlu Kaç Yaşında? Kaç Çocuğu Var? Kürt mü?

Ramazan aylarının vazgeçilmez ismi Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu. Samimiyeti ve halka yakınlığıyla bilinen Nihat Hatipoğlu Hoca oldukça seviliyor. Peki Nihat Hatipoğlu kimdir? Aslen nerelidir? Nihat Hatipoğlu kaç yaşında ve kaç çocuğu var, eşi kimdir? Zoom üzerinden Nihat Hoca'nın programına nasıl bağlanabilirim? Çıkan yeni kitabının adı nedir? İşte ekranların sevilen yüzü aynı zamanda İslam Bilim Ve Teknoloji Üniversitesi Rekötürü Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun biyografisi (özgeçmişi) ve kendi anlatımıyla babasının hayatı...
  • 19.04.2021 17:49
Nihat Hatipoğlu Kimdir? Nereli? Nihat Hatipoğlu Kaç Yaşında? Kaç Çocuğu Var? Kürt mü?

Ramazan ayı ile özdeşleşen ünlü ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu her sene olduğu gibi bu sene de iftar ve sahur programları ile sevenlerinin karşısına çıkıyor ve merak edilen sorulara yanıt veriyor. Nihat Hatipoğlu'nun özel hayatı merak ediliyor. Nihat Hatipoğlu kimdir? Aslen nerelidir? Nihat Hatipoğlu kaç yaşında? İşte Nihat Hatipoğlu'nun biyografisi...

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile İftar Ramazan boyunca her akşam saat 19:30'da, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile Sahur programı ise 02:45 atv'de yayınlanıyor. Koronavirüs'den önce Sultanahmet'te binlerce dinleyici ile iftar ve sahur programı yapan Nihat Hatipoğlu, geçen yıl ve bu yıl seyircisiz olarak stüdyoda programlarına devam etmektedir. 2021 Ramazan programında Zoom üzerinden izleyenlerinden soruları almaktadır.

NİHAT HATİPOĞLU KİMDİR? ASLEN NERELİDİR? KAÇ YAŞINDADIR?

  • Nihat Hatipoğlu 11 Mayıs 1955 doğumludur. Diyarbakırlı ve 65 yaşındadır. Nihat Hatipoğlu Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmaktadır. Güncelde Atv'de 2021 Ramazan tvprogramı yapmaktadır.

NİHAT HATİPOĞLU KAÇ ÇOCUĞU VAR? EŞİ KİM?

Nihat Hatipoğlu, evli ve üç çocuk babasıdır. Eşi teyzesinin kız olup ismi Emel Hatipoğlu'dur. Çocuklarının ismi Said, Osman ve Mustafa'dır.

NİHAT HATİPOĞLU PROGRAMINA ZOOM İLE NASIL KATILINIR?

Nihat Hatipoğlu iftar ve sahur zoom odasına nasıl katılınır? Nihat Hatipoğlu zoom oda adresi ne? Sorularının cevapları araştırılan konular arasında yer alıyor. Koronavirüs salgını nedeniyle program tedbirler çerçevesiyle gerçekleştiriliyor ve sorular zoom üzerinden alınıyor. İşte, Nihat Hatipoğlu iftar ve sahur zoom odasına nasıl katılınır? Nihat Hatipoğlu zoom oda adresi ne?

Kolayca Sizde Zoom'dan Bağlanın

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu soruları Zoom üzerinden yanıtlıyor. Aşağıda yer alan bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Bağlantı linki ve katılma formu doldurma bilgileri için devam ediniz;

Linke tıklayarak formda yer alan İsim, Soy isim, E-mail adresi kısımlarını tamamen doldurduktan sonra "Register" kısmına tıklayınız.

http://nihathatipoglu2021.atv.com.tr/

EĞİTİM HAYATI

Nihat Hatipoğlu, Siirt ve Malatya'da ilkokulu tamamladı. 1975'te Uşak İmam Hatip Lisesi'ni ve Uşak Lisesi'ni bitirdi.

Lisans eğitimi aldığı üniversite, bölüm, tarih:
     
Ankara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, (Hadis Anabilim Dalı) - 1981

Akademik Unvanlar:

•    Doktora; Ankara Üniversitesi; İlahiyat Fakültesi - 1995
•    Doçentlik Unvanı; 2000  ( Üniversiteler Arası Kurul)
•    Profesörlük Unvanı; ( Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)
 
Üniversitelerde ve kamu kurumlarında aldığı akademik ve idari görevler:
     
•    Diyanet İşleri Başkanlığı Kuran Kursları Müdürü (İzmir)  - 1981 - 1985
•    Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı (1990-2005),
•    Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (2011-2016)
•    YÖK Üyeliği (2017 - Devam)

YÖK Üyeliğine Atanma Kanalı (Cumhurbaşkanlığı, ÜAK, Bakanlar Kurulu) ve Atanma tarihi:
     
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, 11.03.2017 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Bakanlar Kurulunca yapılan seçim sonucu Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine atanmıştır.

18 Ocak 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararı ile Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ne rektör olarak atandı.

NİHAT HATİPOĞLU TELEVİZYON PROGRAMI GEÇMİŞİ

Nihat Hatipoğlu, ulusal televizyon kanallarında dini programları hazırlayıp sunmaya 5 yıl Kanal A'da program yaparak başladı. Ayrıca Ankara'da yayın yapan iki yerel radyoda (Arifan radyo, Hedef radyo) 10 yıldan bu yana aralıksız olarak haftalık yayınlarına halen devam etmektedir. 2004 yılında Ramazan ayında Flash TV'de, 2005 Ramazan ayında Star TV'de Sahur programını hazırlayıp sundu. 2005 yılında Star TV'de Dosta Doğru programı sundu. 2005-2010 yılları arasında Ramazan ayı süresince Star TV'de İftar ve Sahur Programlarını sundu.

Radyo ve televizyon izleyicileri İftar ve Sahur programlarını birinci olarak seçti. Programları Türkiye'de birçok radyoda yayınlanmaktadır. Hâlen atv'de haftalık programları devam etmektedir. Kırk civarında yayınlanmış Kaset, CD, VCD'si bulunmaktadır. Yurt içinde ve yurt dışında seri konferansları devam etmektedir. Yazı Makaleleri, Panel, Diyanet Dergisi, İslami Araştırmalar ve benzeri dergilerde yayınlandı.

NİHAT HATİPOĞLU RAMAZAN PROGRAMI VE MAAŞI HAKKINDAKİ ELEŞTİRİLERİ

2014 yılında Nihat Hatipoğlu'nun Ramazan ayına özel atv'de yayınlanan program için aylık 600 bin TL aldığı ve havuzlu bir villada yaşadığı iddia edildi. Hatipoğlu ise “20 yıldır Keçiören’de aynı evde oturuyorum. Değil villam, havuzum, evimin önünde yağmur yağınca içine su dolan bir çukurum bile yok. ATV’den ayda 600 bin lira aldığım iddiası da yalan” diyerek bu iddiaları yalanladı.

Ağustos 2014'te Türkiye’nin ilk resmi ateist derneği olan Ateizm Derneği, Hatipoğlu'nun atv'de yayınlanan programda seyircilerden gelen bir soruyu yanıtlarken kullandığı "Ateistlerin en büyük babası Şeytan, yani öyle sayılırsa Şeytan onlardan çok daha temizdir." sözlerini göstererek kin ve düşmanlığa tahrik, ötekileştirme iddialarıyla suç duyurusunda bulundu. Hatipoğlu savunmasında "ateistlere karşı kucaklayıcı bir tavır sergilediğini" savundu. Savcılık ifadelerin kişilere değil, fikirlere yönelik olduğu gerekçesiyle davayı reddetti.

Mayıs 2019'da Hatipoğlu, atv'de yayınlanan iftar programında 13 yaşındaki Hristiyan Ermeni bir çocuğu Müslüman yaptı. Hatipoğlu bunun için çocuğun ailesinden izin alındığını öne sürerken aile çocuğunun arkadaşlarının sözüyle yemek yemek için açık havada yapılan programa uğradığını belirtti. Olay çocuk haklarıyla ilgili tepkilere ve eleştirilere sebep oldu.

Mardin Kültür Daire Başkanı’nın yerine kayyım atanıp başkanlık görevine getirilen Yakup Sarı, Nihat Hatipoğlu’nu Mardin’e getirerek konferans düzenledi. Sarı bu konferans için Hatipoğlu’na 60 bin lira öderken, bütçeden ise Hatipoğlu’na ödenmiş gibi göstererek, 400 bin TL’nin zimmetine geçirdiği iddia edilmişti. Yiğeninin itirafları sonrasında da görevden alınmıştı. Olay, Twitter platformu üzerinde tekrar tekrar "Nihat Hatipoğlu" etiketiyle gündeme geldi.

Mart 2021'de Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun, üniversitedeki 4 fakültenin dekanlığını vekaleten aynı anda yaptığı ortaya çıktı. 

NİHAT HATİPOĞLU ESERLERİ

  • İnsanlığın Geleceği ve İslam, 1988
  • İslami Davetin İlkeleri, 1988
  • Fitneler, 1997
  • Ashapdan Bir Demet, 1997
  • Bazı Hadislerin Günümüze Yansıması, 1997
  • Ayetlere Farklı Bir Bakış, 1997
  • Asr-ı Saadette Müşrik ve Münafık Liderler, 1999
  • Kur'an-ı Kerim'in Anlaşılmasında Hadislerin Rolü, 1999
  • Ebu Zür'a er-Razi ve Hadis İlmindeki Yeri, 2000
  • Hz. Peygamberle İslam'ı Doğru Anlamak, 2006
  • Saadet Asrından Damlalar, 2008
  • Sevgi Dininden Yansımalar, 2009
  • Dört Halife, 2010
  • Gökteki Yıldızlar, 2010
  • O'nu Nasıl Sevdiler, 2010
  • Nihat Hatipoğlu'nun Kaleminden Günlük Dualar, 2010
  • Barış Elçisinden Rahmet Dokunuşları, 2010

  • Allah'ı Bildiğimi Sanırdım, 2011
  • Rahmete Firar Etmek, 2011
  • Büyüklerin Duaları, 2011
  • Kur'an ve Sünnet Işığında Felaketler ve Deprem, 2011
  • Hz. Peygamber ile Kur’an’ı Doğru Anlamak, 2015
  • Önder (s.a.v) ve Tolerans 2021

YENİ KİTABI ÖNDER (S.A.V) VE TOLERANS AÇIKLAMASI

“Hayatını incelediğimizde, yeryüzüne rahmet yaymak için gönderilen son elçi olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.), insanlığın vicdanını temsil ettiğini rahatça görebiliriz.”

“Hz. Muhammed’in (s.a.v.) engin affediciliği, hoşgörüsü ve anlayışı çağımız Müslümanlarınca yeterince doğru değerlendirilmiş midir, bilemiyorum!

Eğer Hz. Resul yeterince tanınıyor, değerlendiriliyor ve okunuyor olsaydı Müslümanlar, aralarındaki problemlerin birçoğunu çözmüş olurlardı. Dahası radikal okumaların önü de kapanmış olurdu.

Dünya bugün bir Hz. Muhammed (s.a.v.) tavrına muhtaçtır. Kavgaların, cinayetlerin, savrulmaların, hazımsızlıkların tavan yaptığı, herkesin kendi mahallesini temize çıkarmaya çabaladığı şu yılgın dünyamızda Hz. Muhammed (s.a.v.) kurtuluş, sevgi, anlayış ve merhamet adına bir iksirdir.

Bugün artık hem Müslüman toplumlara hem de gayrimüslimlere Hz. Muhammed’i (s.a.v.) anlatmak, tanıtmak zamanıdır. Açık ve net örneklerle.

Elinizdeki kitap dilerim bu bakış tarzını yansıtacak yeni çalışmalara vesile olur, kapı açar.”

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu

PROF. DR. NİHAT HATİPOĞLU'NUN ANLATIMIYLA BABASI HAYDAR HATİPOĞLU

Babam, Resulullah (sav)'ın Komşusu Oldu ...

23 Mayıs 1995 gece yarısı biz kendisini Esenboğa havaalanına getirecek uçağı beklerken Medinetü'r-resul'den telefon eden diş hekimi kardeşim Fatih, titrek sesiyle şöyle dedi: "Biz babamızı damat ettik. Aşık'ı Maşuk'a Resulullah'a teslim ettik. Cennetü'l Baki'de misafir edeceğiz."

Ben o anda elimizden neyin gittiğini çok iyi biliyordum. 1987'de Mısır'a geldiğinde -bir anlamda kendisini deneyen- Ezher Ulemasının: "Sizin gibi bir alimin Türkiye'de olabileceğini tahmin edemezdik", dedikleri Haydar HATİPOĞLU hocamın, babamın gittiğini anladım. Hadis, tefsir,fıkıh, feraiz, bedii, meani, beyan velhasılı bütün dini sahalarda hüccet olan bir alimin toprağa gideceğini biliyordum.

O hep Medine'liydi. O hep Ravzayı Mutahhara'nın oralardaydı. Yatarken, yemek yerken, kürsüdeyken, kitap okurken hep Ravza'daydı. Allah da şahittir ki Hz Muhammed(s.a.s.) adını kullandığı her seferinde boğazı düğümlenirdi. Efendimizin adını rahat kullanamaz mutlaka ağlardı. Gece yarıları kalkar (teheccüt namazı) Resulullah'a aşkını ilan eden kasideler okurdu. Sabahları seccadesine elimi sürdüğümde secde yeri hala ıslak olurdu. O'nu hep şöyle hatırlayacağım: kitap odasında önüne birkaç kitabı açmış notlar alıyor, kitap üzerinde veya herhangi bir münasebetle Resulullah'ın adını andığında dudakları büzülüp sakalından aşağı yaşlar boşalıyor, gördüğü kim olursa olsun yüzüne tebessüm ediyor, seccadenin üzerinde sarığını sarıyor, evden çıkmadan duha namazı kılıyor. Kur'an okuduğunda bazı ayetleri dönüp-dönüp okuyor ve yüksek sesle ağlıyor, alacağı her kararda istihareye yatıyor, Kur'an ve sünnet uğruna canını feda etmekten zerre kadar çekinmiyor ve en zor şartlarda Kur'an ve Sünnetin , yani ehl-i sünnet akidesinin bir fedaisi gibi hep öne çıkıyor. Allah sana, zerreler adedince rahmet eylesin.

Cennetmekan babam, seni hatırlıyorum! İbn-i Mace'yi şerhediyordun. Resulullah'ın vefatı bölümünü bir ayda bitirebilmiştin. "Resulullah'ın eli yana düştü.." diyordun sonra ağlıyordun. Bir saat sürüyordu ağlaman. "Git, bugün daha yazamayız" diyordun. Katibin olan ben ve kardeşim kalkıyorduk. İkinci gün oturuyorduk. "Ve Resulullah'ın ateşi yükseldi." diyordun, sonra yine hüngür-hüngür ağlıyordun. Sanki o an oradaymışsın gibi. Resulullah'ın vefatını nasıl yazdığımızı bir Allah, bir sen, ben ve kardeşim biliriz.

Abdülhakim Arvasi (k.s.)'ın kabrini ziyarete gideceğimiz biz gün arabamıza bindiğimizde annemin esans kullandığını anladın. Artık yaşlı sayılan anneme: "hanım, git kokuyu gider, öyle bin arabaya. Koku sürünüp de dışarı çıkan kadına, Peygamberimiz: Melekler lanet ederler" demiştir deyip annemi tekrar eve gönderdiğini hatırlıyorum. İslam'ın hiçbir hükmünü kimseye, hiçbir şeye feda etmedin. Hiçbir zaman gölgeye sığınmadın. İslam'ın hakikatını söylerken hiçbir kınayıcının kınaması seni zerre kadar etkilemedi. Allah ve Resulu şahittir ki hep öyle yaşadın, ailen içinde hiçbir günaha-harama müsaade etmedin.

Vefatında sonra Etlik Aşağı Eğlence'nin cemaati geldi. Meğer gitmeden Medine'de inşallah kalacağını ilan etmişsin. Kimine: "Resulullah'a bir arzuhalim var, inşallah bu sene cevap alacağım" demişsin, kimine: "Medine'den firkat benim içimi yakıyor. Ne zaman Resulullah'a komşu olacağım, bekliyorum" demişsin. Daha neler neler demişsin. Allah senin makamını ali etsin. Allah senden milyarlarca kere razı olsun. Sen vefat ederken de bize ders verdin.

18 Mayıs günü Medine'den dönecektin. 25'ine erteledin. Senin göğsünden ağrı duyduğunu haber alınca bir an önce gelmen için girişimlerde bulunduk. Medinede'ki kardeşim, Diyanet'in görevlileri, Medineli bazı aracılar, herkes seferber oldu. 18.30 uçağı olmasına rağmen senin gönlün 22.30 uçağındaydı. Annem diyor ki, arabaya bindiğinde dönüp-dönüp Ravzay-ı Mutahhara'ya bakıyormuşsun, ağlıyormuşsun. Havaalanına geldin. Eşyalarla hiç ilgilenmedin. Annem sorunca; "Merak etme eşyan gidecek" dedin. Oradaki Kamil Bey'e bütün paranı vermek istedin. Seydo, paran sana lazım olur dese de, bin doları verip: " Oğlum, benim bundan sonra para ile işim bitti." dedin. Yine anlamadılar. Nihayet turnikeden geçtin, uçak 23.30'a ertelendi. Herkesi uçak için otobüse alırlarken Sivaslı doktor Mecnun Bey'in ve ötekilerin şehadetiyle binmemeye çalışıyordunuz. Ayaklarınız gitmiyordu. Son anda doktora "gel abdest alalım" dedin. Abdest aldınız. Herkes binmeye hazırlanırken siz oturdunuz. Sizi görenler diyor ki: " hocamız bir haber bekliyor da haber gecikmiş gibi huzursuzdu". Doktor size sordu: "Bu kaçıncı hac!" gülümsedin, elini sallayıp: "Bundan sonra sayılamaz" dedin. Yine kimse anlamadı. Ama sen ne dediğini iyi biliyordun. Çünkü orada hac mevsiminde defnedilen kıyamete kadar hac yapar. Sonra oturduğun yerde, sanki gelen haberciyi görmüş gibi, başını yana çevirdin ve sandalye üzerine eğildin o kadar. Ne bir çırpınma, ne bir sekerat. Hacılar tekbir getirdiler, seni öptüler. Ağladılar, seni müjdelediler. Sonra dediler ki: "Hocamızı pasaport işlemi bittiği için uçağa alıp Türkiye'ye götürelim." Bu sefer cebindeki pasaport kayboldu. Tam bir saat da uçak onun için ertelendi. Pasaportu bulamadılar. Bulsalar, belki seni buraya getireceklerdi. Belki senin o güzel yüzünü görecektim. Ama sen habibinden uzak olacaktın. Seni bıraktılar. Uçak kalktı, baktılar ki pasaport cebinde.

O gün sabah namazında Mescid-i Saadet'te bir senin cenazen vardı. Senin cenazene bütün cemaat katılmış. Görevliler bu sayının yüzbinin çok üzerinde olduğunu söylediler.

Seni Hz Osman'a yakın bir bölgede defnetmişlerdi. Seni gören herkes son üç-dört gün içinde yüzünün sakalından daha beyaz hale geldiğini söylüyorlar. Dr. Salih Bey: " Son bir gününde hocamın dünyayla bütün irtibatı kesilmişti. Bunu kelimelerle izah mümkün değil. Sanki vücut yok, ruh ver gibiydi." diyor. Bu Medine'ye, Mescid-i Saadet'in yanına, Cennetül Baki'ye defnin manevi hazırlığı olsa gerek.

Babam! Ben seni övmüyorum. Ben Allah'ın Resulüne aşkı övüyorum. Resulullah sana sevgi buyurmuş. Ben, Allah'ın habibini övüyorum. Salat O'na, selam O'na... İbn-i Mace'yi bitirdiğin günü hatırlıyorum. Ah, diye bağırmış, ağlamıştın. Tam bir saat sürmüştü. Annem bizi odaya sokmamıştı. Sonra ne oldu, diye sorduk; dedi ki, " Baban diyor ki: İbn-i Mace'yi yazdıkça her gece Resulullah'ın yanındaydım. Ya ben bundan sonra ne yaparım?" demiştin.

Senin firakın bitti. Vuslat oldu. Ashabın kucağında Cennet'ül-Baki ehline verilecek umumi ve vacip olan şefaatı bekliyorsun. Şimdi biz firakı yaşıyoruz. Bu firak senin sevgilin olan Allah Resulüne kavuştuğumuz gün bitecek demek cüretini kendimde bulamıyorum.

Cenazeni görenler, seni yıkayan Molla Burhan, hep senin o güzel yüzünle tebessüm ettiğini söylüyorlar. Onu öptük de öptük diyorlar. Ah, keşke bana da nasip olsaydı. Morga koyduk, morga güzel bir nisbet kokusu girdi diyorlar. Bana herkes " ah, babanın yüzünü göreydin!" diyorlar. Göreceğim inşallah, firakın bittiği vuslat gününde göreceğim inşallah.

Kitaplarına sahip çıkacağım. Senin baktığın yerlere senin vukufiyetinden çok uzak ama olsun bakacağım. Senin oğlun olmayı şerefle taşıyacağım. Senin bize öğrettiğin çizgin, kitap ve sünnet ölçüsü nefesim çıkıncaya kadar devam edecek. Çünkü sen Resulullah'a nasıl aşık olunabileceğini gösterdin bize,öğrettin bize. Allah Resulune ve Hz Ömer'e dayanan soyunla sen mekanını buldun.

Diyanet İşleri Başkanlığı sana pek çok hatim okuttu. Yüzlerce yerde gıyabi cenaze namazın kılındı. Herkesten Allah razı olsun.

Bütün mü'min kardeşlerim sana haklarını helal ettiler, daha duyan herkes de edecektir inşallah.

Ravza-ı Mutahhara'nın sahibine salat ve selam olsun; Baki'nin sakinlerine rahmet ve selam olsun.

Nihat Hatipoğlu ile Sahur - 19 Nisan 2021

Yorum Yaz