tatlidede
tatlidede

Onbinlerin Dönüşü

Onbinlerin Dönüşü
 Pers Kralı Darius(Dara) öldüğünde yerine büyük oğlu II.Artakserksis geçmiş,O dönemde imparatorluğun batı kısmını yöneten küçük oğlu Kiros ve kurmayları arasında bu durum büyük rahatsızlığa yol açmıştı.Kiros elindeki büyük orduyla tahtı zorla almaya karar verdiğinde “Persia Yürüyüşü” de fiilen başlamış oldu.Güçlü ordusuna Yunan paralı askerlerinide katmak isteyen Kiros,bu görevi tarihi Sardes şehrindeki Proksenos’a vermiş,O da Yunan illerine davet mektupları yollamaya başlamıştı.

O tarihte Sokrates’in öğrencilerinden olan ünlü tarihçi ve filozof Ksenefon’da Viotalı dostu Proksenos’dan davet mektubu alanlardandı.Ksenefon,İ.Ö. 430’lu yıllarda Atina yakınlarında doğdu.Onu tarihe geçiren “Anabasis Onbinlerin Dönüşü” adlı yapıtı Büyük İskender’e Doğu seferi esnasında coğrafi manada harita oluşturmasının yanında,tarihin kabul edilen ilk askeri günce,anı ve tarih yazımı eserlerinden biri olması bakımından da büyük önem taşımakta.Anabasis;Helen askerlerinin Sardes şehrinden yola çıkıp Kilikya’ya inişlerini,oradan da   Mezopotamya üzerinden geçerek Babylion yakınlarındaki Kunaksa savaşına katılmalarını ve daha sonra dönüş yollarını değiştirerek kuzeye yönelmelerini Karduklar(Kürdler)’ın ülkesinden geçişlerini,Botan çayına varışlarını ve bu geçiş esnasında yaşadıkları zorlukları,verdikleri kayıplara kadar anlatmaktadır.Kitapta coğrafi tanımlamaların yanısıra aynı zamanda Antik Med Şehri Larissa’dan geriye kalan kalıntılardan da bahsedilmektedir.M.Ö.400’lerde yazıldığı tahmin edilen Kiru Anavasi adlı eser;Kiros’un Persia seferinden başlayarak farklı bölümlerle anabasis dönüşe kadar devam etmekte.

 Proksenos’un daveti üzerine tarihi Sardes şehrine gelen tarihçi-yazar Ksenefon,ağır zırhlarla donatılmış 10bin’i aşkın Helen askerine katılır.Persia seferi Sardes şehrinden M.Ö. 401 yılında başlar,Dicle havzasını geçen Ordu günlerce çekilen sıkıntılardan sonra babylion yakınlarında ki Kunaksa denilen yere varır.Artakserksis ve daha üstün olan Kiros’un Orduları savaşmaya başlar.Helenler,doğu Persia ordusuna ağır kayıplar verdirir.Ordusu kazanan Kiros ihtiyatsız davranınca talihsiz bir şekilde ölür. II.Artakserksis ise savaşı kaybetmesine rağmen Kral olarak ilan edilir ve Pers orduları birleşir.Yunanlar için ise durum oldukça karmaşıktır.Kazanan tarafta olmalarına karşın,aslında kaybetmişlerdir.Artakserksis’in komutanlarından Tissaphernes bu yabancı gücün komutanlarını yemeğe davet ederek bir çoğunu öldürür ve esir alır.Paralarını dahi alamayan kalabalık Yunan ordusu komutansız kalınca dönüş yolu için kendilerine Ksenefon’u komutan olarak seçer ve böylelikle tarihe geçecek “Onbinlerin Dönüşü” de başlamış olur.Perslerle anlaşma zorunda kalan Yunanlı birlikler dönüş yolunun güvenli olmayacağını düşünerek farklı bir rota çizmek ister ve kuzeye yönelirler.Pers topraklarından çıkana kadar takip edilirler ve yağma ihtimaline karşın sık sık taciz saldırılarına uğrarlar.Esirlerden dağların arasından kuzey tarafına giden yolun kardukların(Kürdlerin) ülkesine giden yol olduğunu öğrenirler.Ksenefon,anabasis adlı eserinde M.Ö. 401 yılında Kardukhia(Kürdiye)’dan geçtikleri zorlu 1 haftalık yolculuğu ayrıntılarıyla anlatır.

  Esirlerden Güney yolunun Media ve Babylion’a,batı tarafının ise Lidya ve İonya’ya,dağlık kuzey yolunun ise Kardukların Ülkesine gittiğini öğrenen Yunan birlikler İ.Ö. 14 Kasım 401’de Kardukhia(Kürdiye)’ya girerler.Ksenefon,kardukların yüksek dağ geçitlerini kayalar ile daralttığını ve neredeyse iki koldan uzun olan oklarla saldırdıklarını anlatır.3 boy uzunluğundaki Yayların kirişlerini ayaklarıyla geren kardukların zırhları oklarla deldiği ve bu okları birbirine bağlayan Yunan askerlerinin bunlardan mızraklar yaptığından bahseden Ksenefon,Kardukhia ülkesinden geçtikleri 7 günlük süre içerisinde başlarına gelenlerin,Tissaphernes ve Pers ordusuna karşı savaştıklarından daha fazla olduğundan bahseder.

 İşte ‘Anabasis Onbinlerin Dönüşü’nden birkaç bölüm;

“Kardukhialılar yüksek dağ geçitlerinde silahlanmışlardı.”(Anabasis-265). 

 “Kardukhialılar okçulukta çok başarılıydılar ve yay dışında silah kullanmıyorlardı.”(Anabasis-283).   

“Kardukhialıların dağlarda yaşayan savaşçı insanlar olduğunu,şimdiye dek Pers Kralına itaat etmediklerini,bir zamanlar bunların üzerine yüz yirmi bin kişilik bir kraliyet ordusunun saldırdığını,arazinin elverişsiz şartlarından dolayı bu ordudan kimsenin geri dönmediğini söylediler. Bunlar ne zaman ovaya hakim olan satrapla ateşkes imzalasalar, ovadaki Perslerin kardukhialılarla, Kardukhialıların da ovadaki Perslerle alışverişleri olurmuş." (Anabasis.259).  

 “Kardukhialıların ülkelerinden dostça geçmemize razı olacaklarını düşünerek dostça davrandık.Onlarda bizim gibi kralın düşmanlarıydılar.Yol üzerinde bulunan erzaklara zorunlu olarak el koyduğumuzda,Kardukhialılar ne görüşme çağrılarına kulak verdiler,ne bir dostluk gösterisine imkan verdiler." (Anabasis-263).

 “Ordunun geçeceği yerleri ateş yakarak uzaktakilere dumanla haber veriyorlardı.”(Anabasis-265).

   Ksenefon,Yunan ordusunun 1 hafta boyunca kürdlerle savaşa savaşa Kardukhia’da ilerlediğini söyler.14 Kasım 401’de giren ordunun 7 gün sonra 21 kasımda Kendritis Potamos(Botan Çayı)’a vardığını ve 1 gün boyunca şiddetli bir şekilde savaşarak 22 Kasım’da kendritis nehrinin öbür tarafına geçebildiklerini kaydeder.Yazar bu geçiş esnasında binlerce kayıp verdiklerinden bahseder ve Kardukların iyi savaşçılar olduğunu, kendi boylarından büyük yaylar ve uzun okları olduğunu yazar.Kürdlerin sapan kullandıklarını,yakın dövüş esnasında beraber saldırdıklarında saldırı marşı biçiminde bir marş söylediklerini tuhaf bulduğunu belirtir.Kürdlerin Yunanlılarla anlaşma yaptıklarını ve Evlerinin yakılmaması karşılığında helen askerlerinin cesetlerini teslim ettiklerini,cesur insanlara yaraşır saygı töreni yaptıklarını söyler.Yine kürd evlerinin çok güzel olduğunu,bol yiyecek bulunduğunu söyleyen Ksenefon,sürekli olarak savaştıklarını ve ancak Kardukhia’dan çıktıktan sonra uyuyabildiklerini yazar.

 “Persia Yürüyüşü” Onbinlerin Dönüşüyle birlikte Ksenefon’un orduyu 399 yılının Mart ayında komutan Thivrona’ya teslim etmesiyle son bulur.Karduklar,bundan yaklaşık 2420 yıl önce kendilerini yazarak tarihe not düşen Ksenefon’a,O gün oldukları kadar bugünde müteşekkirler....

Yorumlar

Image
Mehmet
15.03.2019 / 06:01

Teşekkürler. Çok güzel bir yazı olmuş. Insanların bu coğrafyada geçen tarihi olayları öğrenmesi gerekir. Ama ne yazık ki okullarda okutulan tarih bunu sağlamıyor.

Yorum Yaz