Örencik (Harapkürka) Köyünde Sosyal Hayat! Örencik Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Örencik Köyü nereye bağlı?

İlçe merkezine 16 kilometre uzaklığı olan Örencik, düşük olan okur yazarlık oranını yükseltmek amacıyla okuma yazma kursu açtığımız köylerden bir tanesiydi. Kursa devam ederek okur yazar hale gelen köy kadınlarının bu anlamdaki sevinçlerini paylaşmak adına ziyaret ettiğimiz Örencik, kuzeyde yükselen dağların eteklerinde yalnızlığa itilmiş gibiydi.

    Aktulga, Akçapınar, Doğanlı ve Gürmeşe Köylerine komşu olan köyün köhneliğindeki uğrak yerimiz, tek derslikli köy okuluydu. Okulda yapmamız gereken işleri bitirmemizin ardından küçük bir gezinti yaptığımız köyde, 42 yaşındaki köylü Eyüp Topçul'la sohbet etme imkanı bulduk. Örencik'le ilgili sorularımıza cevap veren Eyüp Topçul'un söylemlerinden notlarımıza yansıyanlar, meraklarımızı gidermeye yetiyordu.

    İşsizlik nedeniyle batı illerinden özellikle Mersin ve Antalya taraflarına epeyce tarım işçisi göçü verildiğini,

    Verilen göçleri saymazsak eğer, günümüz köy yerindeki 30 hanede barınan 240 kişilik nüfusun olduğunu,

    Köy halkının, tarım ve hayvancılıkla geçindiğini,

    Geçmişten gelen göreneklerini günümüzde de sürdürmekte olan köy halkına ait olan arazinin % 70'inin tarım arazisi, geri kalan kısmınınsa taşlık olduğunu dinleyip notlarımıza geçmemizin ardından sıra köyün geçmişine gelmişti.

    Aslen seyit oldukları söylenen Yıldız ile aynı soydan olan Özen aileleri, yaşadıkları Akçapınar'dan yaklaşık 200 yıl önce ayrılarak şimdiki köy yerine gelir ve ilk evleri inşa ederler.  

    Dedeleri tarafından kurulmuş olan köyü zamanla terk eden Özen ve Yıldız aileleri, günümüz itibarı ile ilçe merkezinde yaşamaktadırlar.  Büyük bir bölümü akraba olan şimdiki köy halkı ise, yörede Mafeliti olarak bilinen kabileye mensup.

    Öğrenebileceğimiz bir şeyin kalmadığı düşüncesiyle dönüş yoluna koyulduğumuzda, verdiği göçlere hüzün duyarcasına köhneleşmiş köyün yalnızlığını düşünüyorduk.

    Ziyaretimizden uzunca bir süre sonra ilçe merkezinde duyduğumuz bir hikaye, dikkatlerimizi Örencik'e çevirmişti yeniden…  Doğruluğuna dair kesin bir delil olmasa da rivayet edilen ve ''Lata Keççıki'' ( Kız Taşlığı ) olarak isimlendirilen bu hikayeyi öğrenmemiz gerekiyordu.

   Süleyman Demirel İlköğretim Okulu'nda ziyaret ettiğimiz ve aslen Örencikli olan Feyzullah Aydın ile Mehmet Özdurak'tan dinledik bu hikayeyi.

   LATA KEÇÇIKİ

   Süt sağmaya giden annesinin peşine düşen ve 5-6 yaşlarında olan kız çocuğu, taşlık bir arazide kaybolur. Gayrimüslim bir ailenin çocuğu olan küçük kız, kaybolduğu taşlık arazide annesini bulamaz. Araziye çöken akşam karanlığının ardından büyük bir korkuya kapılan küçük kız, bir taşın ardında gizlenerek ağlamaya başlar.

   İşte bu sıralarda birkaç çoban, kızın bulunduğu bölgeye doğru gelir. Küçük kızın iniltilerini duyan çobanlar, kızın cin olduğunu sanarak korkuya kapılınca, o bölgeyi taşlamaya başlarlar. 

   Ve sonuç olarak talihsiz kız, kendisini cin sanan çobanların attıkları taşların darbeleriyle hayatını kaybeder.

   Bu hazin olayın ardından, kızın taşlanarak öldürüldüğü bölgeye ''Lata Keççiki'' adı verilir.

    Olayın gerçekleştiği günden bu güne kadar uzanan bir inanç ise, bu olayı daha ilginçleştiriyor. 

    Günümüzde bile kimi köylülerin var olan inancına göre; küçük kızın ruhu, bölgeyi asla terk etmemiştir.

    Akşam karanlığının basmasından sonra o bölgeye gidenlere yüksek kayalıklardan taş atıldığına günümüzde bile tanık olmuş olan kimi köylülerin varlığı, küçük kızın ruhunun bölgeyi terk etmediğine olan inancı güçlendirmiş.

    Asıl kurucuları tarafından uzun zamandır terkedilmiş olan, işsizliğin körüklediği dış göç nedeniyle şimdiki halkı tarafından da kısmen terk edilen Örencik Köyü'ne bu anlamda duyduğumuz hüzün,   araştırmalarımızın son perdesi olan Lata Keççiki ile doruğa çıkmıştı.

MEHMET BEDİ DEMİR / MARDİN LİFE