tatlidede
tatlidede

Oruç Kalesinde Korunma

Oruç Kalesinde Korunma

Manevi iklimin ayları olan Recep, Şaban derken Ramazana  ulaştık. Rahmet ve Mağfiret  kapılarının ardına  kadar açıldığı günlere ulaştıran Allah’a hamd olsun.

 Menfaatin, çıkar ilişkilerinin, bencilliğin, vurdumduymazlığın kararttığı kalplerin cilalanması, temizlenmesi için büyük bir fırsatı yakalamış bulunmaktayız. Dünya hengamesine kendimizi kaptırmamıza dur demek için nefsimiz aç kalacak.. Dilimiz kötü söz söylemekten sakınacak, kulaklarımız kötü sözlere kapalı olacak, gözlerimiz harama bakmaktan kaçınacak. Oruç hayatımıza girecek. Bir arınma bir yenilenme ve kendine gelme dönemini idrak etmiş olacağız. On bir aydır monotonlaşan, durağanlaşan bünyemiz irkilecek, sahura kalkarak farklı bir zaman dilimini hissedecek, sıradanlaşan alışkanlıkların yerine yeni disiplinler günlük programımıza dahil olmuş olacak. Maddi boyutundan çok manevi boyutun egemenliği benliğimizde hissedeceğiz. İsteklerimize dur demeyi, sabretmeyi bir daha yaşayacağız.

 Arınan ruh ve bedenin paylaşma duygusu tezahhur edecek, muhtaç olanlar hatırlanacak, iftar sofraları ile kardeşlik duyguları doruğa çıkacaktır. Bize sayısız nimetler bahşeden Rabbi zülcelali hamd ile tespih ederken aç ve açıkta olanları hatırlayacağız. Hatırlayacağımız o kadar çok yer var ki; Filistin, Bosna, Sudan, Afganistan, Irak, Nijer, Nijerya, Etiyopya, Çeçenya, Açe, Somali…   İftar açacak bir sıcak çorbası olmayan, sahur ve iftar ezanına top seslerinin karıştığı o kadar yer…  Acaba bütün insanlar oruç tutsaydı bu kadar zülüm, sömürü olur muydu? Açlıktan bebeler ölür müydü? Tecavüz ve katliamlar yaşanır mıydı? Dünyada sömürdüğü ülkelerin zenginlikleriyle zengin olanların orucun felsefesi ile ne alakaları olabilir ki? Merkeze midelerini koyanların hedefi daha çok sömürmektir. Oların kitabında acıma, paylaşma yoktur. Zira gelecekte ilahi rahmetten taraf umutları da yoktur. Gelecek onlar için karanlık ve yok oluştur.

 Umut edenler, gelecekten beklentisi olanlar ve hayatı ahiretten soyutlanmamış olarak ele alanlar geçici arzularını sınırlandırabilirler. Ramazan ayına ulaşıp manevi atmosferini solumamak büyük bir kayıp olur. Özümüzü idrak etmek için okunacak mukabeleler, birlikte açılan iftarlar, teravihler, infaklar ve paylaşmaların güzelliğini kaçırmamalıyız. Doğrusunu söylemek gerekirse her yıl olduğu gibi bu yılda Ramazanı heyecanla karşılıyorum. Tatlı bir telaş ve heyecan. Saygı ve hürmet duyulan karşılama.

            Meleklerin Allah’ın izni ile indiği şafağa kadar esenliğin her tarafı kapladığı bin aydan daha hayırlı Kadir gecesi bu aydadır. Meleklerle aynı ortamı paylaşabileceğimizi unutmamalıyız. Düşünülmesi bile insana tatlı bir heyecan veriyor.  Böyle bir avantajı değerlendirmemek akıl karı değildir. Allah’u taala ne kadar  büyüktür ki kullarına muhteşem bir ikramda bulunmuştur. Kur’an ve rahmet ayında bu ikramı hakkedecek bir çabamızın olması gerekir. İman, salih amel, hak ve sabrı tavsiyede yardımlaşmanın ve dayanışmanın iklimini dolu dolu yaşamak mümkündür.

 Korunmaya, sakınmaya, dayanışmaya ve özümüze dönüşe başlangıç olması dileğiyle Ramazanınızı tebrik ediyorum.

Yorum Yaz