tatlidede

Parçalanma - Chinua Achebe Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Parçalanma kimin eseri? Parçalanma kitabının yazarı kimdir? Parçalanma konusu ve anafikri nedir? Parçalanma kitabı ne anlatıyor? Parçalanma PDF indirme linki var mı? Parçalanma kitabının yazarı Chinua Achebe kimdir? İşte Parçalanma kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.05.2022 08:00
Parçalanma - Chinua Achebe Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Chinua Achebe

Çevirmen: Nazan Arıbaş Erbil

Orijinal Adı: Things Fall Apart

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053759287

Sayfa Sayısı: 184

Parçalanma Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

TIME’ın seçtiği “1923-2005 Yılları Arasında Yayımlanan En İyi İngilizce 100 Roman”dan biri.

Afrika edebiyatının en büyük ismi Chinua Achebe gerçekçi tarzda yazdığı ve çoğunlukla Batı’nın Afrika’yı kolonileştirmesi üzerine kaleme aldığı romanlarıyla her ne kadar yerel bir hikâye anlatsa da yarattığı karakterler ve kurgularıyla evrensel meselelere değinmeyi başaran nadir yazarlardan. 2007’de dünya edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı Man Booker Uluslarası Ödülü’nü kazanan Achebe’nin ilk romanı Parçalanma ise hem yazarın hem de bir kıtanın başyapıtı.

Okonkwo kendi döneminde yaşayan en büyük güreşçi ve savaşçıdır. Ünü bir yangın gibi tüm Batı Afrika’ya yayılmıştır. Fakat bir gün istemeden bir kabile üyesini öldürür ve o andan itibaren her şey parçalanmaya başlar. İşlediği bu suçtan dolayı gittiği sürgünden yıllar sonra geri döndüğünde, köyünde misyonerleri ve sömürge idarecilerini bulur. Artık kontrolünü tümden yitirdiği hayatı, hızla yok oluşa sürüklenir.

Parçalanma, klasik bir kahramanlık anlatısı olmakla birlikte klişelerden uzak, son derece özgün bir roman. Modern edebiyatın belki de en büyük trajedisi.

“Büyüleyici bir yazar. Yirminci yüzyılın en iyilerinden.”

- Margaret Atwood -

“Achebe’nin eserleri olmadan Afrika edebiyatını düşünmek olanaksız.”

- Toni Morrison -

“Achebe insanı sarsıyor... Sert üslubunu, sıradan insanlara duyduğu gerçekçi ve kararında bir şefkatle hafifletiyor.”

- Anthony Burgess -

Parçalanma Alıntıları - Sözleri

  • Güneş, diz çökenlerden önce ayakta duranları aydınlatır..
  • Eneke kuşuna neden hep uçtuğunu sorduklarında şöyle demiş: 'İnsanlar ıskalamadan vurmayı öğrenince ben de hiçbir dala konmadan uçmayı öğrendim.'
  • Atalarımız der ki, güneş, diz çökenlerden önce ayakta duranların üstünde parlar.
  • “Bir adam işler yolunda ve hayat tatlıyken babasının topraklarına aittir. Ama üzüntü ve acıyla karşılaşınca annesinin topraklarına sığınır.”
  • “Büyüğe saygı gösteren, kendi büyüklüğünün yolunu hazırlar.”
  • Bağıran birinden korkmaya gerek yok.
  • Gitgide genişleyen girdapta hiç durmadan dönülür Şahin işitemez şahinciyi Her şey dağılıp parçalanır; merkez artık tutamaz; Yalnız anarşi salınır dünyanın üzerinde..
  • Bir adam işler yolunda ve hayat tatlıyken babasının topraklarına aittir. Ama üzüntü ve acıyla karşılaşınca annesinin topraklarına sığınır...
  • Eneke kuşu, insanlar ıskalamadan vurmayı öğrendiğinden beri konmadan uçmayı öğrendiğini söyler.
  • Horoz olacak civciv yumurtadan çıktığı gün belli olur.
  • İlk defa birine kendi isteğimle bu kadar böylesine yeniliyorum
  • "Güneş, diz çökenlerden önce ayakta duranları aydınlatır."
  • -"Her yıl, toprağa ekin serpmeden önce tüm toprakların sahibi Ani'ye bir horoz kurban ediyorum. Atalarımızın buyruğu budur. Ayrıca yamların tanrısı İfejioku'nun mabedinde de bir horoz kesiyorum. Çalıları temizliyorum, kuruduğunda yakıyorum. ilk yağmurla birlikte yam tohumlarını ekiyor, filiz vermeye başladıklarında kazıklara bağlıyorum. Yabani otları temizli ... " -"Sus artık!" diye bağırdı rahibe, karanlık boşlukta yankılanan sesi dehşet vericiydi. "Sen tanrılarına ya da atalarına karşı suç işlemedin. Bir adam tanrıları ve atalarıyla barışık olduğunda hasadının iyi olması kolunun gücüne bağlıdır. Sen, Unoka, tüm klanda palasının ve çapanın zayıflığıyla tanınıyorsun. Komşuların baltalarını alıp bakir ormanlarda ağaç kesmeye gittiğinde sen temizlemesi zahmet gerektirmeyen, işi bitmiş tarlana yam tohumları ekiyorsun. Onlar tarla açmak için yedi nehir aşıyor, sen evde kalıp isteksiz toprağa kurbanlar adıyorsun. Evine dön ve bir erkek gibi çalış."
  • Hiçbir şey vaktinde olmadı , ya çok erken ya da çok geç oldu. Dünya çığrından çıkmış gibiydi....
  • Güpegündüz bir kurbağanın sıçradığını görürsen bil ki peşinde onu öldürmek için gelen vardır.

Parçalanma İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kahramanımız Okonkwo,güçlü,kuvvetli,çalışkan,klanı arasında erkekliği ile övünen bir karakter.Çünkü babası tembel ve miskin bir adam ve toplum tarafından hoş görülmeyen bir hastalık olan tümörden ölür.Bu hastalığa yakalananlar kötülük ormanına ölüme terkedilir.Okonkwo da babasının akıbetinden çok etkilenir ve o rezil duruma düşmemek ve utanç verici bir şekilde ölmemek için güçlü erkek karakterine sığınır. Okonkwo,bir cenaze sırasında ölen kişinin 16 yaşındaki oğlunu yanlışlıkla öldürür.Bu suçun cezası da 7 yıl boyunca babasının klanından sürgün edilmektir.Okonkwo 3 karısı ve çocuklarını alıp annesinin klanının yaşadığı topraklara yerleşerek herşeye yeniden başlar.7 sene dolunca ve kendi klanının topraklarına dönünce bıraktığı herşeyi değişmiş bulur.Beyaz Adam topraklarına gelmiştir ve sömürgecilik faaliyetlerine başlamıştır. 3 bölümden oluşan kitabın ilk bölümü Okonkeo'nun yaşadığı toprakların inanışlarına,adet ve göreneklerine yer veriyor.İkinci bölümde yavaş yavaş beyaz adam devreye giriyor ve son bölümde sömürgecilik faaliyetlerinin kendi halinde yaşayan bir topluluğu nasıl yok ettiğini gözler önüne seriyor.Sonu çok etkileyiciydi ve hiç beklemediğim bir şekilde bitti. Asıl konunun yanında dişi-erkek kavramlarına,dine,putperestliğe,sömürgeciliğin nasıl başladığına,insanların nasıl kandırıldığına dair derin konular içeriyor.Bu kadar derin konuları sade ve anlaşılır bir dille anlatması benim çok hoşuma gitti.Çünkü zaten anlatılan konular yüreği dağlıyor.Bir de beyin yakmaya gerek yok. (Yeliz Erol)

Selamlar dostlar. Bu aralar okuma hızımdaki yavaşlama sebebiyle farklı kitaplar okumaya çalışıyorum. İlgiyi canlı tutan ve realist bir tutumla ele alınan Parçalanma, Afrika Edebiyatı’ndan okuduğum ilk kitap oldu. Parçalanma, Afrika’nın dini ve siyasi olarak kolonileştirilmesinin ilk adımlarını gösteren başarılı bir eser. Klanında yaşayan en büyük savaşçı Okonkwo’nun ailesini ve yaşadığı dönemi detaylı anlatan kitap, yerel Afrika hikayelerine ışık tutuyor. Kitabın ilk bölümünde klan insanlarının günlük hayatları, dini inanışları, düğün törenleri, cenazeleri, ünvan ve sınıf farklılıkları gibi özgün konulardan bahsediliyor. Kitabın ikinci kısmında kazara bir klan üyesini öldüren Okonkwo’nun 7 yıl süren sürgünü ve annesinin köyüne gelen misyonerlerle tanışması anlatılıyor. Misyonerlerin baskıcı tutumunun zamanla hissedildiği bir ortamda geleneklerini ve inançlarını yaşatmaya çalışan Okonkwo, eski itibarını her geçen gün biraz daha kaybediyor. Üçüncü kısımda ise sömürge idaresinin hakim olduğu, hızla yok oluşa sürüklenen klan ortamı resmediliyor. Trajedi dilinin hakim olduğu kitap, etkileyici bir sonla finalize ediliyor. Chiniua Achebe’nin ilk romanı olan Parçalanma, özgün konusuyla sevdiğim bir kitap oldu. Misyonerlerin Afrika üzerindeki ciddi hakimiyeti hakkında fikir sahibi olmamı sağladı. Yalnızca klasik bir kahramanlık hikayesi olmayan, klan yaşayışını derinlemesine işleyen, bir kıtanın mecburi değişimine ışık tutan bu kitabı herkese tavsiye ederim. (Elvan Sunar)

Parçalanma PDF indirme linki var mı?

Chinua Achebe - Parçalanma kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Parçalanma PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Chinua Achebe Kimdir?

Albert Chinualumogu Achebe, (d. 16 Kasım 1930 - ö. 21 Mart 2013) daha çok Chinua Achebe ismiyle tanınan Nijeryalı romancı, şâir, profesör ve eleştirmen. Modern Afrika literatüründe yazılmış en geniş kapsamlı kitaplardan biri olan Things Fall Apart (1958) adlı eseri ile tanınır. Bu onun ilk kitabıdır. Türkçeye Ruhum Yeniden Doğacak ismiyle çevrilmiştir.

Güneydoğu Nijerya'da Ogidi'nin Igbo kasabasında büyüdü. Anne babası Hristiyandı. Okulunda hemen kendini fark ettirdi ve üniversite öğrencilerine verilen bir bursu almaya hak kazandı. Dünya dinleri ve geleneksel Afrika kültürü karşısında büyülenmiş ve ilk yazılarını üniversite öğrencisiyken yazmaya başlamıştır. Mezun olduktan sonra Nijerya Radyo ve Televizyon Servisi’nde çalışmaya başlamıştır. Kısa süre sonra bölgedeki büyük şehirlerden Lagos’a taşınmıştır. 1950’lerin sonlarında Things Fall Apart kitabıyla dünya çapında ilgi görmeye başlamıştır. Bu ilgi daha sonra No Longer at Ease (1960), Arrow of God (1964), A Man of the People (1966) ve Anthills of the Savannah (1987) kitapları ile devam etmiştir. Achebe, romanlarını İngilizce yazmıştır ve Afrika’da “kolonicilerin dili” olarak bilinen İngilizce’yi savunmuştur. 1975’te An Image of Africa: Racism in Conrad’s “Heart of Darkness” adlı konferansı Joseph Conrad’ı “lanet bir ırkçı” olarak nitelendirdiği için tartışmaların odağı olmuştur.

1967’de Biafra bölgesi Nijerya’dan ayrılınca, Achebe, Biafra bağımsızlık hareketinin özverili bir destekçisi hâline geldi ve yeni kurulan devletin büyük elçisi olarak görev yaptı. Savaşın halk üzerinde çok büyük bir yıkıcı etkisi oldu. Açlık ve şiddet had safhaya geldiğinde Avrupa ve Amerikalı insanlara yardım çağrısında bulundu. Nijerya hükümeti, bölgeyi tekrar ele geçirdikten sonra Achebe politika ile ilgilenmeye başladı. Fakat tanık olduğu yolsuzluk ve elitizm nedeniyle istifa etti. 1970'lerde birkaç yıl ABD'de yaşadı. 1990'ların sonunda geçirdiği trafik kazasıyla kısmi felç olduktan sonra ABD'ye geri döndü.

Achebe’nin romanları Igbo toplumunun geleneklerine, Hristiyanlığın onlar üzerindeki etkisine ve endüstri çağındaki ekonomik kaynak çatışmalarına dikkat çeker. Tarzı büyük ölçüde Igbo toplumunun sözel kültürüne dayanmaktadır ve öykü, atasözü, hitabet ve halk hikayeleri olgularını birleştirip sunmaktadır. Ayrıca bir dizi kısa hikaye, çocuk kitabı ve deneme derlemesi de yayımlamıştır. Hâlen David ve Marianna Fisher Üniversitesi’nde profesör ve Brown Üniversitesi’nde Afrika İncelemeleri bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Biyografi

Achebe’nin ebeveynleri Isaiah Okafo Achebe ve Janet Anaenechi Iloegbunam, Nijerya Protestan Birliği’ne bağlıydılar. En büyük kardeşi atalarının dinini yaşatmayı bıraktı fakat Achebe geleneklerine saygı duyan biriydi. Chinua ismi, Chinualumogu’nun kısaltmasıdır. Bu “Tanrı benim adıma savaşsın” demektir ve ilâhi koruma ve dayanıklılık için kullanılan bir duadır. Achebe ailesinde beş çocuk daha vardı. İsimleri de geleneksel adlar ile yeni dinlerinde kullanılan adların birleşiminden oluşuyordu: Frank Okwuofu, John Chukwuemeka Ifeanyichukwu, Zinobia Uzoma, Augustine Nduka ve Grace Nwanneka.

Gençlik Çağı

Chinua Achebe, 16 Kasım 1930’da, Ogidi’nin Igbo kasabasında doğdu. Ebeveynleri Isiah Okafo Achebe ve Anaenechi Iloegbunam Achebe Afrika gelenekleri ile Hristiyanlığın kesim noktasında bulunuyorlardı. Bu durum çocukları üzerinde büyük bir etki yarattı, özellikle de Chinualumogu üzerinde. Son kızkardeşin doğumuyla beraber, aile Isiah Achebe’nin büyüdüğü kasabaya taşındı. Burası Ogidi’ye bağlı, günümüzde ise Anambra ilinde bulunan bir kasabadır.

Hikâyecilik Igbo kültürünün temel taşı ve Igbo toplumunun tamamlayıcı unsuruydu. Chinua’nın annesi ve kız kardeşi Zinobia Uzoma, ona çocukluğunda birçok hikaye anlatırlardı. Eğitimi, babasının duvarlara astığı kolaj resimlerle, yıllık ve sayısız kitap ile birlikte gelişti. Bu kitapların arasında A Midsummer Night’s Dream (1590)’ın bir düzyazı uyarlaması ve The Pilgrim’s Progress (1678)'ın Igbo versiyonu da bulunmaktaydı. Chinua bunun yanında geleneksel kasaba organizasyonlarını da heyecanla beklerdi. Bunların içinde daha sonra kitaplarında yer vereceği maskeli balo tipi şenlikler de vardı.

Chinua Achebe Kitapları - Eserleri

  • Parçalanma
  • Artık Huzur Yok
  • Tanrının Oku
  • Halk Adamı

Chinua Achebe Alıntıları - Sözleri

  • Soru soran insan yolunu kaybetmezmiș (Tanrının Oku)
  • "Nerede olursa olsun, bir yerde bir şey varsa, hemen yanı başında da bir şey vardir. Bu şeye kan bağı denir. Kan hiçbir şeye benzemez. O yüzden ysm ekerseniz yam, portakal ekerseniz portakal verir." (Artık Huzur Yok)
  • Güpegündüz bir kurbağanın sıçradığını görürsen bil ki peşinde onu öldürmek için gelen vardır. (Parçalanma)
  • “Sen daha çok gençsin, dünkü çocuksun. Okumuş insansın. Ama okumak ayrı, tecrübe ayrı şey.” (Artık Huzur Yok)
  • Bir gece birden aklına gelen bir düşünceyle dehşete kapıldı: Nijerya'da geceleri nerede yatarsa yatsın davulların sesi hep aynı şekilde ve aynı belirsiz mesafeden duyuluyordu. Zonklarcasına çalınan bu davul sesi sıcaktan bunalmış beyninin içinden geliyor olabilir miydi? Bu düşünceyi gülerek geçiştirmek istedi ama cildi gülemeyeceği denli gerilmişti. "Ah bu eski topraklar!" diye düşündü, "insanı uykusundan uyandıran kâbuslarla dolu!" (Tanrının Oku)
  • Fakir adam, zengin nasıl para kazanıyor diye kendi gözüyle gördüğünde beni tekrar fakir yapın diye yalvarırmış. (Halk Adamı)
  • Güçlü bir adamın kılıcını o yerdeyken almayı başaramazsan ayağa kalktığında mı alacaksın? (Halk Adamı)
  • "Kendimizce hatalarımız var, ama beyaz görünce beyaz, siyah görünce siyaha dönüşen boş adamlar değiliz ." (Artık Huzur Yok)
  • Ben de Eneke-nti-oba kuşu gibiyim.Arkadaşları neden sürekli uçtuğunu sorduklarında onlara şu cevabı vermiş: "Günümüzde insanlar ıskalamadan ateş etmeyi öğrendiler o yüzden ben de konmadan uçmayı öğrendim." (Tanrının Oku)
  • "Ortada büyük bir ağaç varsa, küçükler güneşe ulaşmak için onun sırtına tırmanır." (Artık Huzur Yok)
  • Bağıran birinden korkmaya gerek yok. (Parçalanma)
  • Benim krallığım sahip olduklarım değil, yaptıklarımdır. (Halk Adamı)
  • "Şu bir gerçek ki, Afrikalı yüzyıllardır dünyanın en kötü ikliminin ve akla gelebilecek her türlü hastalığın mağduru durumundadır. Bu onun suçu değildir. Fakat zihinsel ve fiziksel olarak tükenmiştir. Bizse ona Batılı eğitimi getirdik. Bunun ona ne faydası olacak?” (Artık Huzur Yok)
  • "Bıçakla öldüren bıçakla ölmelidir." (Artık Huzur Yok)
  • Mektup dedi ki, para bir soydaşı satın alamaz. Kardeşleri olan, zenginlerin satın alabileceğinden daha fazlasına sahiptir. (Artık Huzur Yok)
  • “Büyüğe saygı gösteren, kendi büyüklüğünün yolunu hazırlar.” (Parçalanma)
  • Çünkü İgbo halkının şu deyişi doğruydu: Bir korkak, yenebileceği bir adam gördüğünde kavgaya aç bir adama dönüşürdü. (Artık Huzur Yok)
  • İnsanın koşullara bağlı olarak kolayca gaddarlaşabilmesi doğamızın acı bir gerçeğiydi. (Halk Adamı)
  • Bir akbabayı leşe konduğu için suçlayabilir misin? (Tanrının Oku)
  • "Halkımızın bir deyişi vardı: Bir köle diğerinin sığ bir çukura atıldığını görürse bilmelidir ki zamanı gelince o da aynı duruma düşecektir." (Halk Adamı)

Yorum Yaz