tatlidede
tatlidede

Sanatta Devrim - Mazhar Şevket İpşiroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sanatta Devrim kimin eseri? Sanatta Devrim kitabının yazarı kimdir? Sanatta Devrim konusu ve anafikri nedir? Sanatta Devrim kitabı ne anlatıyor? Sanatta Devrim PDF indirme linki var mı? Sanatta Devrim kitabının yazarı Mazhar Şevket İpşiroğlu kimdir? İşte Sanatta Devrim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 24.01.2023 05:00
Sanatta Devrim - Mazhar Şevket İpşiroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nazan İpşiroğlu

Yazar: Mazhar Şevket İpşiroğlu

Yayın Evi: HayalPerest Kitap

İSBN: 9786056249006

Sayfa Sayısı: 144

Sanatta Devrim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Sanatta Devrim" XX. yüzyıl sanatı üzerine yazılan kitaplardan önemli bir noktada ayrılıyor. XX. yüzyıl, sanat yaşamında çok hareketli, birbirini çelen ya da tamamlayan türlü akımların kaynaştığı bir dönemdir. Bu yüzden bu dönemi tanıtmaya çalışan kitapları okuyanlar, çoğu kez kendilerini bir kargaşalık içinde bulurlar, sanat olaylarının birbiriyle ilişkisini anlamada ve onları değerlendirmede güçlük çekerler.

Zamanında büyük sanat olayı olarak değerlendirilen akımlar arasında yenilik getirenleri, çığır açanları, geçmişin kalıntısı olanlardan ayırabilecek ve bu dönemin sanatı ona bütünlüğüyle, başından günümüze kadar süren bir gelişme içinde görünecektir.

"Sanatta Devrim" bu gelişmeyi izleyecek. Bu kitabın amacı XX. yüzyıl sanatını ayrıntılarıyla yansıtmak değil, onun sanat tarihine katkısını belirtmek olacaktır.

Sanatta Devrim Alıntıları - Sözleri

  • ''Son yıllarda eğitim sistemimizde bilime ağırlık verilerek sanat dersleri geri plana itildi. Ortaokuldan sonra büsbütün kaldırıldı. Sanatın, boş zamanları değerlendirme dışında bir yeri olabileceği göz ardı edildi. Oysa bilim ve teknoloji, düşünme ile ve sanatla bütünleştiği oranda toplumun ilerlemesini sağlayabilir.''
  • ''Sanatlar arası etkileşim, doğa yansıtmacılığından uzaklaştığı noktada ivme kazanmıştır, ve müziğin biçim dili diğer sanatları doğrudan etkilemiştir. Resim sanatı ise buna öncelik etmiştir.
  • Rönesans’tan bu yana sanat, doğanın duyular le algılanan dış görünümünü yansıtmıştı. Duyulara güven olmayacağı için, kübistler natüralist sanatı bir aldatmaca olarak görüyorlar. Onlar nesnenin dış görünümünü değil, özünü değişmeyen yapısını vermek istiyorlardı. Nesnelerin değişmeyen yanı duyularla algılanamazdı, ancak akılla kavranabilirdi. Batı düşüncesinden Descartes’ten beri kökleşmiş olan akılcılık, felsefe tarihinde olduğu gibi bu kez sanat tarihinde devrim yapıyordu: Natüralizm doğrultusunda gelişen beş yüzyıllık gelenek, Kübizmle yıkılıyor ve Apollinaire’in “Düşün Ressamlığı” ya da “Kavram Ressamlığı ” dediği yeni bir çağ üslubu doğuyor. (..) 20. yüzyılın başı, geçmişle hesaplaşma dönemidir. Doğanın bulgulamasıyla başlayan, doğa araştırmasıyla sürdürülen, doğada gizli kalan tüm olanakları sonuna değin deneyen bir kültür gelişmesiyle hesaplaşmaydı bu...
  • Bilinçaltı mekanizmasının ürünü olan Sürrealist eserler, mantık dışı olmayacak çağrışımlarla dolu oldukları halde, Rönesans sanatçılarını anımsatan şaşmaz bir el ustalığı göstermektedirler. Sürrealist sanatçıların resimlerinde parlak, temiz renkler ve güçlü kontrastlıklar kullandıkları görülmektedir. Akımın önde gelen sanatçılarından Salvador Dali, resimlerinde her biçimin aynı anda birden çok şeyi betimlemesini sağlayarak, dikkati her renk ve biçimin olası birçok anlamı üstüne çekmiştir.
  • Juan Gris, Kübizm akımının bu üçüncü büyük ustası, "Çivi kavramı olmadan bir çivi bile yapamam" diyor.
  • ''Yeniçağın başında nasıl Leonardo, Barmante gibi Rönesans ustaları doğa gerçeğini beş yüzyıl işleyecek olan bir dünyanın kurucuları oluyorlarsa, Picasso, Le Corbusier, Mondrain, Gropius vb. XX. yüzyıl sanatçıları da tekniğin getirdiği olanakları insanın buyruğunda kullanacak olan yeni bir dünyayı kuranlara öncü oluyorlar.''
  • "Juan Gris, Kübizm akımının bu üçüncü büyük ustası, "çivi kavramı olmadan bir çivi bile yapamam" diyor."

Sanatta Devrim İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bob Ross: Belki şurada bizlere beş yüzyıldır gülümseyen natüralist vardır. Natüralist: Öldüm ben öldüm. Beni sal artık Bob. Beş yüzyıl boyunca resim sanatına egemen olan doğa figürüne karşı yirminci yüzyıl başında başlayan başkaldırıyla sanatta ortaya çıkan kalıcı değişim süreciyle Sürrealist akımın sanatı özgürleştirici etkisini bağdaştıran harika bir kitap. Natüralizmin akıl sınırları içinde sürekli bir kendini tekrar etme durumu beş yüzyıl sürmesi, yine aynı akıl tarafından isyanla karşılaşmıştır. Sanat, akli sınırlar ve bilinç hareketleri kalıplarından çıkarak bilinçaltı ve bilinçdışı alanlara yönelmiştir. Sürrealizmin, kübizmin, ekspresyonizmin ve diğer akımların öncülük ettiği bu süreci bir yandan Freud psikanaliziyle anlatan yazarımız, diğer taraftan sosyokültürel değişimlerle ele almış. Sanattaki bu köklü değişimin özünü resim sanatından aldığını ve oradan diğer sanatlara sıçradığını savunan yazarımız çok da haksız sayılmaz. Ancak bugün, hem ekonomi hem de toplumsal eğlence getirileri fazla olduğu için bu değişim müzik üzerinden yaşanmaktadır. Bu o kadar hızlı gelişmekte ki, kapitalizmin endüstriyel üretim mantığı birbirinin aynısı ürünlere çokça maruz kalmamıza neden olmakta, diğer sanat dalları da bu alana pek fazla girmeden varlıklarını kendi özlerinde korumaya çalışmaktalar. Bu noktada kitaptaki genel geçer tespitler oldukça isabetli. Bu yüzden her okurun elinde bulunması gereken kitaplardan diyebilirim. İlgilisine şimdiden keyifli okumalar. (Uğur De Molinari)

Genel şeyleri özet bir dille aktararak Endüstri Çağı ile birlikte gelişen ve değişen sanatın bireyle nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu anlatmış. Başlangıç seviyesinde bir kitaptı. Daha çok soyut olarak adlandırılan sanatın üzerinde durarak sanattaki devrim niteliği taşıyan Endüstri Çağının getirilerinden bahsetmiş. (Buket Kara)

Sanatta Devrim PDF indirme linki var mı?

Mazhar Şevket İpşiroğlu - Sanatta Devrim kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sanatta Devrim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mazhar Şevket İpşiroğlu Kimdir?

Mazhar Şevket İpşiroğlu Kitapları - Eserleri

  • İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları
  • Sanatta Devrim
  • Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi
  • Bozkır Rüzgarı-Siyah Kalem
  • Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu
  • Düşünmeye Çağrı

Mazhar Şevket İpşiroğlu Alıntıları - Sözleri

  • Don Kişot, Avrupa mizahını yarattığı en güçlü roman kahramanlarından biridir. Düşüncesinin dikine giderek gerçeği görmeyen bu hayal şövalyesini, Daumier, başı bulutlarda, kendisi gibi kurumuş, bir düşünce iskeleti haline gelmiş atının üstünde gösteriyor. Sağduyuyu ve gerçeği yansıtan Sanşo Pansa arkada, silik bir leke olarak kalıyor. Uyumlu bir bütün kuran at ve altının her birinde hayal ve gerçekliğin çatışması belli oluyor. Rossinante cılız ve perişan bir attır, ama bir hayal atıdır. Bütün maddi düşkünlüğüne rağmen azametli ve mağrur bir duruşu var. Don Kişot da öyle. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • Mahşer» Bosch'a göre bu dünya kötü bir dünyadır. Bütün bunlar, bu sanatçının, daha çok halk arasında boş inançların canlılığını sürdüren gerici bir tarikat çevresinin sözcüsü olarak resimle vaizeden, dünya gerçeğine bağlanmayı dinden uzaklaşma sayarak çağdaşlarını korkunç görüntülerle uyarmak ve yola getirmek isteyen bir moralist olduğunu düşündürüyor. (Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi)
  • Botticelli, çağdaşları gibi dış tabiata çevrili olmakla beraber, zamanında birçok resimleri birer anatomi ve perspektif çalışması haline getiren kuru okul tabiatçılığına karşı koyuyor. Gözlemden çok hayale, akılcı düzenden çok duyguya dayanan.. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • İslâm inancına göre hakikat "Söz"de belirmişti. Bu yüzden söz sanatının İslâm dünyasında yeri büyüktü ve bu dönemde Arap ve Fars dillerinde yazılan zengin bir edebiyat gelişmişti. Resim sanatı kitaba girmekle geliştirebileceği yeni bir hayat alanı buluyor ve bu tarihe kadar ilişki kuramadığı İslâm düşüncesine açılıyordu. Sanatçılar başta ürkek davranıyorlar Harirî'nin "Makamat'ı" ve "Kelile ve Dimne" gibi halk arasında sevilen ve tutulan birkaç eseri resimlendirmekle yetiniyorlar. Fakat hal böyle de olsa resim sanatı bu yoldan İslâm düşüncesinin yaratıcı güçleri ile bir bağlantı kurabiliyor ve İslâm sanatına mal edebileceğimiz tabiattan uzak soyut bir resim türü ortaya çıkıyor. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Tabiat dinlerinin egemenliği altında geçen çağlarda tasvir, korkulan kutsal güçlerin taşıyıcısıdır, puttur, büyüdür. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Ortaçağın, yeryüzünden çok cennete yarışan güzelleri ile bir akrabalığı, hayal yarattıklarını andırır bir görünüşü var. Fakat onlardan ayrılıyor da. Botticelli, güzel kadın kavramını, boş kumaşlar içinde vücudunu saklayan Meryem olarak değil, çıplak bir Venüs olarak düşünüyor. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • ''Son yıllarda eğitim sistemimizde bilime ağırlık verilerek sanat dersleri geri plana itildi. Ortaokuldan sonra büsbütün kaldırıldı. Sanatın, boş zamanları değerlendirme dışında bir yeri olabileceği göz ardı edildi. Oysa bilim ve teknoloji, düşünme ile ve sanatla bütünleştiği oranda toplumun ilerlemesini sağlayabilir.'' (Sanatta Devrim)
  • Görsellikten yoksun kavramlar boş, kavramlardan yoksun görsellik de kördür." Kant (Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi)
  • Osmanlı resim sanatı Yeniçağ ile ilişki kuran fakat özü ile Ortaçağ'a bağlanan bir sanat niteliği gösterir. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Juan Gris, Kübizm akımının bu üçüncü büyük ustası, "Çivi kavramı olmadan bir çivi bile yapamam" diyor. (Sanatta Devrim)
  • İnsanlar her şeyi başka başka gözler, başka başka düşüncelerle görürler; fikir ayrılıklarının nedeni budur. Montaigne (Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi)
  • Gericiliğin tepmesinde, geçmişle olduğu gibi bu kez de oy kaygısıyla durmadan ödün veren politikacıların yanı sıra aydınların bir kesiminin de büyük payı vardı. (Düşünmeye Çağrı)
  • Mümin (inanan), yaşam yolunu ve düşüncelerine yön veren güç kaynağını Kur'an'da bulur. (Düşünmeye Çağrı)
  • Endüstri çağının acımasız gerçekçiliği soyut-kavramcılığa yer vermiyor. Yaşayabilmek için gerçeğe giden yolu aramak ve bulmak zorundayız. (Düşünmeye Çağrı)
  • Canlı varlıkların resmi yasaklanmakla İslam dünyasında tabiatçılık yolu resme kapanmış oluyordu. Gerçi ruhu olmayan varlıkların hareketsiz olan (bitkiler bunlar arasına giriyordu )tasvirinde bir sakınca görülmüyordu. Fakat bunlar soyut nakış olarak resme girebiliyorlardı. Kur'ân dilinde yaratma (berea) ve biçim verme (savvara ) aynı anlama geldiği için yaratılan varlıkların benzerini tasvir Allah'ı taklit sayılıyor ve benzetmecilik yoluna gidilmiyordu. (İslâmda Resim Yasağı ve Sonuçları)
  • Rubens'in Andromeda'sı Brescianino'nun Venus'una birçok noktalardan benziyor. Her iki resimde de ayakta duran, çıplak bir kadın gösteriliyor. Fakat bu konuyu her iki ressam çok değişik biçimlerde görmüş ve resme geçirmiştir. Rubens'in resminde kadının bedeni, Brescianino'da olduğu gibi yatay ve dikeylerin kasnağı içine alınmıyor. Rönesans resminde göze çarpan ana yönler, Rubens'te ustalıkla saklanıyor. Brescianino'da dimdik duran beden, burada bir balmumu yumuşaklığı kazanıyor. Başın, kolların tutuluşu, bacaklar, hep Rubens'in resim kenarlarını tekrarlayan yönlerden kaçındığını gösteriyor. Brescianino'nun resminde figür, çerçeve içine rahatça yerleşen bir düzene alınmakla, dünyadan ayrılıyor. Rubens'in resminde, böyle bir düzen bulunmadığı için, aynı dönemin diğer eserlerinde olduğu gibi, burada da çerçeve, tabiata gelişigüzel açılmış bir pencere izlenimi bırakıyor. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)
  • Siyah Kalem'in resimleri göçebe bozkır toplumlarında resim sanatının varlığını kanıtlayan biricik belgelerdir. (Bozkır Rüzgarı-Siyah Kalem)
  • Atatürkçülük tarihsel olaylar içinde dondurulmuş, bir kalıp, bir dogma haline gelmişti. (Düşünmeye Çağrı)
  • Helenizm etkileri, Orta Asya kültürünün oluşmasında önemli bir yer alır. (Bozkır Rüzgarı-Siyah Kalem)
  • Bu resimde bizi Van Gogh'un iç dünyasına götüren ne yüzün ifadesi, ne de kendi eliyle kesilmiş kulağıdır. Şüphesiz onlar da ruhunda olup bitenden haber veriyorlar ; fakat Van Gogh 'un bir ressam olarak yaşadığı dramın ipuçlarını daha çok üslubunda, çizgileri kullanışında ve renkleri kendine göre seçip yoğuruşunda buluyoruz. (Avrupa Resminde Gerçekçilik Duygusu)

Yorum Yaz