tatlidede

Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi - Güneş Ayas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi kimin eseri? Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi kitabının yazarı kimdir? Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi konusu ve anafikri nedir? Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi kitabı ne anlatıyor? Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi PDF indirme linki var mı? Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi kitabının yazarı Güneş Ayas kimdir? İşte Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 23.01.2023 23:00
Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi - Güneş Ayas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Güneş Ayas

Yayın Evi: Bordo Siyah Yayınlar

İSBN: 9786053540328

Sayfa Sayısı: 231

Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İkinci Dünya Savaşı devam ederken, Amerikan istihbarat örgütü OSS, psikanalist, Walter Langer'i Hitler'in psikolojik durumuyla ilgili bir rapor hazırlamakla görevlendirdi. Walter Anger amirliğinde geniş bir ekip oluşturuldu. Raporun hazırlık aşamasında yazılıgörsel dökümanların yanısıra Hitler'in çalışma arkadaşlarından, yakınlarından ve akrabalarından birinci el bilgiler toplandı ve "Hitler Source Book" adlı on bir bin sayfalık bir veri tabanı haline getirildi. Bu devasa belge yığınından yola çıkan bilimsel kurul, Hitler'in çocukluğundan, cinsel yaşamına, sapık eğilimlerinden, psikopatolojik bozukluklarına, hatta Yahudi kanı taşıma ihtimaline kadar bütün olguları sınıfladı ve Freud'un görüşleri temelinde yorumladı. Sonunda ortaya, tamamen somut olgulara dayanan eksiksiz bir psikopat portresi çıktı. Hazırlanan gizli rapor 1970'li yılların başında Amerikan hükümeti gizli raporu halka açtı. Birçok yayınevi tarafından basıldı.

İlk yayınlandığı günden beri tüm dünyada ilgiyle okunan Hitler'in Psikanalizi, diktatörlük var olduğu sürece güncelliğinden hiçbir şey kaybetmeyecektir.

Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi Alıntıları - Sözleri

  • Artık tek yapmamız gereken, bu adamı sahneden indirmek ve yerine aklıselim birini bulmaktır. Bunu halledince, dünya yine eski huzuruna ve normal haline dönecektir.
  • daha doğrusu hitler sorunları anlamak ve çözüm üretmek için okumaz, söylenenleri dinlemez. çünkü böyle yaparsa çocukluk yıllarında düşüncelerine koyduğu engelleri yıkmış olur. o yal­nızca kendi duygu ve düşüncelerini haklı çıkarmak, yansıtmalarını rasyonalize etmek için okur. bunu günümüze kadar sürdürmüştür. çeşitli konularda kitaplar okumakta ama bilginin ışığı altında akılcı düşünceler üretememekte, dikkatini yalnızca haklı ol­duğuna inandığı şeyler üstünde yoğunlaştırmaktadır.
  • almanya, hitler için tam olarak anne­sini; avusturya ise babasını simgeler. onun gözünde avusturya, tıpkı babası gibi yaşlanmakta olan, iç­ten içe çürüyen yorgun bir şeydir. bu yüzden hit­ler, babasına duyduğu bilinçdışı nefreti olduğu gibi avusturya’ya yöneltmiştir.
  • “edilgenlik ve eylemsizlik hayatın kendisine düş­mandır.”
  • o sürekli ve devamlı çalışmayı bilmez. gerçeği söyle­mek gerekirse çalışmayı bilmez.
  • bazen insanın hayatında beklemediği şeylerin üst üste gelmesi ilginçtir.
  • "yaşamım ölümle sonuçlanmayacak, aksine öldüğümde yeniden başlayacak.”
  • hitler şöyle söylemişti: “benim için wagner tanrısaldır ve onun müziği benim dinimdir. onun kon­serlerine gitmek, başkalarının kiliseye gitmesiyle aynı şeydir benim için."
  • goering’in dediği gibi: “benim vicdanım yok. benim vicdanım adolph hitler.”
  • alman ulusunu delirten hitler’in deliliği değil, hitler’i delirten alman ulusunun deliliğiydi.

Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

DÜŞMANI TANIMAK ADINA PSİKANALİZ ÇOK ÖNEMLİDİR: Devrin ihtişamlı ve manyak liderini tanımak adına hazırlanan bu rapor, doğrusuyla yanlışıyla Hitleri'i daha ayrıntılı tanımama yardımcı oldu. Lakin Hitler aleyhine çok ağır ithamlar ve sanki bir propaganda havası veren bazı ifadeler ve hazırlatan kurumun OSS olduğunu düşündüğümüzde ; savaş zamanında düşmanı küçük düşürmek açısından başarılı bir rapor olabilirdi, neyseki rapor 1970 yılına kadar gizlenmiş, ve buradaki amacın Hitler'i halka tanıtmaktan ziyade , Hitler'i tam olarak tanımak olduğunu anlıyoruz. (DR. DRUNK)

Bu kitap, bir roman ya da hikayeyi kapsamıyor. 1940 yıllarda açıkcası 2.nci Büyük Savaş sırasında ABD'nin gizli servisi OSS tarafında Hitler'in tüm yönleriyle psikanalizini kapsayan bir rapor ki 1970 yılına kadar dünya kamu oyundan gizlenmiş, sonra yayımına müsaade edilmiştir. Ve tüm dünyanın ilgisini çeken bu rapor hakkında yorum yapmak dolayısıyla çok zor. Okuduğunuz da anlıyorsunuz ki Hitler'in kendine yön veren unsurun akıl olmadığı, aksine ilahi bir güç tarafından; kendisinin de açık açık betimleyemediği bir görevi ifa etmek için gönderildiğini inanmaktadır. Bu günü, siyasi çalkantıları, siyasi manevraları, siyasetten çığırından çıkmış gibi görünen ve sonucunun nerelere varacağını kestiremediğimiz istek, talep, inat, karşı koymalar, 'olurdu- olmazı' tarzındaki tartışmaların iç içe girdiği bir ortamda ; "bindik alamete gidiyoruz selamet'e" felsefesi ile karanlığa mı yoksa aydınlığadoğrumu yol alıyoruz sanıyorum ki hiç birimiz bilmiyoruz. İşte bu yolda bir ışığa ihtiyacımız var. Hiç değilse azıcık da olsa yolu aydınlatacak bir fenere ihtiyacımız var. Dün dünyada, neler oldu. Hangi siyasetçiler hangi yöntemleri kullandı, İktidara giden yolda her şeyin mubah mı Yoksa tuzak mı olduğunu gösterecek, Siyasetten toplum algısını nasıl yönlendirildiği, toplumun hangi stratejik oyunlarla, gönül okşamalarıyla, sempatik yaklaşımlarla, toplumun çoğunluğunun oyuna sahip olup, amaca yönlenip yol aldıklarının izahını bulacağınız, yaşamış bir dünya gerçeğinin, dünyanın yaşadığı o büyük trajediye tüm dünya insanlığının nasıl şahitlik ettiğini size gösterecek bir rapor bu. Bu günün siyasi hayatındaki karanlık noktaların mukayese ile değil muhakeme ile anlaşılacağı gibi sizlere bu anlama ve kavramada ışık tutacak bir ışık bu kitap. Okumak her aydın kişinin görevi olduğuna inandığım bir kitap... (Halil Yavuz KAYA)

Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi PDF indirme linki var mı?

Güneş Ayas - Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Güneş Ayas Kimdir?

1981 yılında Edirne’de doğdu. 1999’da Edirne Anadolu Lisesi’nden,

2005’te İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını aynı üniversitenin sosyoloji bölümünde tamamladı. Alâeddin Yavaşca, Arif Sami Toker ve Erol Sayan gibi büyük üstatların meşk halkasından yetişen Sinan Sipahi’den Türk müziği ve ud dersleri aldı. Üç yıl boyunca makam, usul ve klasik repertuar eğitimi aldığı Bakırköy Türk Musikisi Vakfı Konservatuarı’ndan 2010 yılında mezun oldu. Aynı yıl Dostoyevski’de Batı Sorunu: Rus Ruhu ve Evrensellik adlı kitabı yayımlandı. 2012 yılından beri Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde çalışıyor. Evli ve bir çocuk babası olan Güneş Ayas uzun yıllar boyunca çeşitli yayınevlerinde editör, yayın yönetmeni ve çevirmen olarak çalıştı. Kemal H. Karpat’ın daha önce Türkçe’de yayınlanmamış makalelerini altı kitap halinde derledi, çevirdi ve yayına hazırladı. Karpat külliyatının tamamlanması doğrultusundaki çalışmalarını sürdürüyor. Editörlüğünü yaptığı kitapların yanı sıra, sosyal bilimlerin farklı dallarında çok sayıda tercümesi yayımlandı. Bunlar arasında Aimé Césaire, Daniel Goffman, Virginia Aksan, Carter Findley, Arnaldo Momigliano, Werner Jaeger, Asin Palacios, George Gerbner, Arend Lijphardt gibi önemli sosyal bilimcilerin kitapları yer almaktadır. Ağırlıklı olarak tarihsel sosyoloji, Türk modernleşmesi ve müzik sosyolojisi alanlarında çalışmakta ve akademik çalışmalarını http://yildiz.academia.edu/OnurGüneşAyas adresinde paylaşmaktadır.

Güneş Ayas Kitapları - Eserleri

  • Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi
  • Müzik Sosyolojisi
  • Müzik Sosyolojisi
  • Müziği Boğan Gürültü
  • Musiki İnkılabının Sosyolojisi
  • Dostoyevski'de Batı Sorunu
  • Hangi Kuvayı Milliye

Güneş Ayas Alıntıları - Sözleri

  • Müzik, nereye ait olduğunuzu bildirmenin en kısa sembolik ifade tarzlarından biridir. (Müziği Boğan Gürültü)
  • hitler şöyle söylemişti: “benim için wagner tanrısaldır ve onun müziği benim dinimdir. onun kon­serlerine gitmek, başkalarının kiliseye gitmesiyle aynı şeydir benim için." (Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi)
  • alman ulusunu delirten hitler’in deliliği değil, hitler’i delirten alman ulusunun deliliğiydi. (Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi)
  • Bugün Çingene müziği, şehrin eğlence kültüründe halen makam müziğinin canlı bir şekilde yaşatıldığı önemli sahalardan biridir. (Müziği Boğan Gürültü)
  • Artık tek yapmamız gereken, bu adamı sahneden indirmek ve yerine aklıselim birini bulmaktır. Bunu halledince, dünya yine eski huzuruna ve normal haline dönecektir. (Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi)
  • o sürekli ve devamlı çalışmayı bilmez. gerçeği söyle­mek gerekirse çalışmayı bilmez. (Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi)
  • Kaba sazın ve mehter müziğinin temsil ettiği güç ve otorite gümbür gümbür davul zurnalarla meydanlarda sergilenir, incesazın temsil ettiği zerafet, yüksek eğitim seviyesi ve incelikse fasıl meclislerinin daha kapalı ortamlarında. (Müziği Boğan Gürültü)
  • Amerika’da yüksek müzik kültürünün inşa edilmesinin örgütsel-kurumsal temelini, 'yüksek' müziği ve onun zıddı olarak 'popüler' müziği tanımlayan ve bu sınıflandırmayı kurumsal hale getiren kültürel kapitalistler atmıştır. Bu kültürel kapitalistler kazançlarının bir kısmını bu "ayrımın kurumsallaşması" için yatırarak kendilerine kültürel sermaye toplarken, bir yandan da kitleleri, 'meşru' sanat alanından dışlamış ve bu dışlamayı meşrulaştırmışlardır. Di Maggio (1986) (Müzik Sosyolojisi)
  • almanya, hitler için tam olarak anne­sini; avusturya ise babasını simgeler. onun gözünde avusturya, tıpkı babası gibi yaşlanmakta olan, iç­ten içe çürüyen yorgun bir şeydir. bu yüzden hit­ler, babasına duyduğu bilinçdışı nefreti olduğu gibi avusturya’ya yöneltmiştir. (Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi)
  • Bir şarkıyı bizim için anlamlı kılan sadece sözleri olsaydı, onu dinlememiz bile gerekmezdi, albüm kapağından sözlerini okumamız yeterli olurdu. Hâlbuki çok iyi biliyoruz ki, bir müziğin bizim için çoğu zaman sözlerinin çok ötesinde anlamları vardır. Hiç beğenmediğimiz bir şiir bestelendiğinde ondan çok etkilenmemize karşın, çok beğendiğimiz bir şiirin bestesinden hiç etkilenmeyebiliriz. Sözsüz müziğe gelince işler daha da karmaşıklaşır. Örneğin, Beethoven dokuzuncu senfonisi Hitler tarafından arî ırkın mükemmelliğinin, Stalin ve Mao tarafından istikbalde yaratılacak komünist cennetin, Avrupa Birliği tarafından demokratik Avrupa’nın ortak değerlerinin, Süleyman Demirel tarafındansa “irtica”ya karşı “çağdaş Türkiye’nin” sembolü olarak kullanılabilmiştir. Hâlbuki bu kadar farklı anlamlar kazanabilen bu meşhur eserin notaları değişmeden kalmıştır. (Müzik Sosyolojisi)
  • Büyük bestecilerin eserlerine o ulvi anlamları verenler genellikle kendileri değil yorumcularıdır. (Müzik Sosyolojisi)
  • Wilde’a göre kitaplar konusunda ahlâka aykırılık diye bir şeyden söz edilemezdi. Bir kitabı değerlendirmede başvurulacak tek ölçüt onun iyi yazılıp yazılmadığıydı. Aynı görüş besteci Mussorgsky’nin dilinde şuna dönüşmekteydi: “sanatçının yasası kendisidir.” Bu anlayışla zanaat ahlâkı arasında tam bir karşıtlık vardı. Çünkü zanaatçıdan sadece zanaatının kurallarına değil belli ahlâk kurallarına da bağlı kalması, hatta bunlara hizmet etmesi beklenirdi. Sanatçı ise kendisine atfedilen “özgünlük” ve “yaratıcılık” vasfıyla önce sanatın kurallarından sonra da toplumun kurallarından azat edildi. Sanatçıyı zanaatçıdan ayıran ideal vasıfların temelinde özgürlük fikri vardı: 1. Özgünlük (geleneksel modelleri taklit etmekten özgürlük), 2. Esin (akıl ve kuralın talimatlarından özgürlük), 3. Hayal gücü (fanteziye konulan kısıtlamalardan özgürlük), 4. Yaratım (doğayı aynen taklitten özgürlük). (Müzik Sosyolojisi)
  • "Rûmîlik", Osmanlı'nın merkezî coğrafyasının kendine özgü şehir kültürünü özümsemiş kişilerin kimliğine işaret eder. (Müziği Boğan Gürültü)
  • Müzisyenlerin yaşadığı gerilim, para kazanmak ile sanat yapmak arasındadır. (Müzik Sosyolojisi)
  • "Sanatçı modern toplumda kaybedilen anlamın yaratıcısı olacaktı" (Müzik Sosyolojisi)
  • “edilgenlik ve eylemsizlik hayatın kendisine düş­mandır.” (Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi)
  • Modernleşme sürecinin geleneği zayıflattığı iddiası, ihtiyatla ele alınması gereken bir iddiadır. Bilhassa modernleşmenin yarattığı yeni teknik imkânlar, geleneğin muhafaza edilmesini, aktarılmasını, hatta sosyal tabanını genişletmesini kolaylaştıracak bir ortam sağlayabilir. Artan ulaşım, iletişim, okur-yazarlık ve dikey mobilizasyon imkânları çoğu zaman geleneksel formların daha ücra köşelere ve çok farklı sosyal kesimlere ulaşmasına ve böylelikle güçlenmesine yardım eder (Gusfield, 1967: 357-358). Söz gelimi radyo, plak, gramofon gibi imkânlar, klasik Türk müziği geleneğinin daha geniş bir sosyal tabana yayılmasında son derece etkili olmuştur. Modern iletişim araçları yokken sadece belli bir mekâna hapsolan yöresel türküler, radyo, televizyon ve albümler aracılığıyla çok geniş bir alana yayılmış, unutulmaya yüz tutmuş pek çok geleneksel tavır, ses kayıt teknolojileri ve modern nota sistemlerinin kullanılması sayesinde kayda alınarak yaşatılmıştır.. ..Batı notası, (*Batı tipi nota yazım usulleri) ne kadar geleneğe yabancı bir unsur olsa da, bu yönüyle geleneksel repertuarın unutulmaya yüz tuttuğu bir devirde imdada yetişmiştir. (Müzik Sosyolojisi)
  • Her şeyden önce Osmanlılar Batılılaşma sürecinde imparatorluklarını kaybederken Ruslar Batılılaşma sürecinde imparatorluklarını kurmuşlardır. Başka bir deyişle Ruslar Batılılaşmaya giriştiklerinde, feda etmeleri gereken parlak bir imparatorluk geçmişleri yoktu. Osmanlılar ise Batılılaşmaya niyet ettiklerinde, uzun süredir varlığını sürdüren yerleşmiş ve sınanmış kurum ve alışkanlıklara sahiptirler. (Müziği Boğan Gürültü)
  • "yaşamım ölümle sonuçlanmayacak, aksine öldüğümde yeniden başlayacak.” (Seçilmiş Diktatör: Adolf Hitler'in Psikanalizi)
  • "Sosyolojinin göreviyse 'kendilerinin toplumsal uzamın dışında olduğunu söyleyen insanların herkes gibi toplumsal dünyanın içinde yer aldıklarını hatırlatmaktır' " Bourdieu (Müzik Sosyolojisi)

Yorum Yaz