tatlidede

Sevda Gibi Bir Gizli Emel - Metin Savaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sevda Gibi Bir Gizli Emel kimin eseri? Sevda Gibi Bir Gizli Emel kitabının yazarı kimdir? Sevda Gibi Bir Gizli Emel konusu ve anafikri nedir? Sevda Gibi Bir Gizli Emel kitabı ne anlatıyor? Sevda Gibi Bir Gizli Emel PDF indirme linki var mı? Sevda Gibi Bir Gizli Emel kitabının yazarı Metin Savaş kimdir? İşte Sevda Gibi Bir Gizli Emel kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 18.06.2022 09:00
Sevda Gibi Bir Gizli Emel - Metin Savaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Metin Savaş

Yayın Evi: Tün Kitap

İSBN: 9786056785245

Sayfa Sayısı: 144

Sevda Gibi Bir Gizli Emel Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ruh Adam romanını çalışırken Carl Gustav Jung'dan Franz Kafka'ya, Hilmi Ziya Ülken'den Henri Bergson'a, Mihail Bahtin'den Mircea Eliade'ye kadar farklı tecrübelere giriştim ve Selim Pusat'la beraber Nihal Atsız'ı da anlayıp kavramaya gayret ettim. Kâh kantarın topuzunu kaçırdım kâh Ruh Adam romanını çok değişik boyutlara çekmeye cesaret ettim. Bütün bunları yaparken de başvurduğum kaynakları olabildiğince sınırlı tutmaya çabaladım.

Sevda Gibi Bir Gizli Emel Alıntıları - Sözleri

  • Hafızamızın en karanlık noktalarına kadar sakladığı anılar görünmez birer hayalet durumundadır.
  • Ruh aydınlığı, maddi karanlığı doğru nefs de Bu ikisi arasında aslını ispat için bulunan adeta özel bir aynadır.
  • Anadolu bir cezadır. Tutkuların ve ihtirasların ülkesidir. Yüzbaşı Burkay onulmaz aşkıyla ölüp ölüp dirilmek için ölmüştür. Biz Türkler ise Anadolu coğrafyasında her gün ölüyoruz.
  • Anadolu bir cezadır. Tutkuların ve ihtirasların ülkesidir. Yüzbaşı Burkay onulmaz aşkıyla ölüp ölüp dirilmek için ölmüştür. Biz Türkler ise Anadolu coğrafyasında her gün ölüyoruz.
  • Selim Pusat, masalsı bir bozkırla, kadim zamanlar subayı olan Yüzbaşı Burkay’dan tevarüs ettiği sert mizacın tezahürüdür.
  • Okuru olmayan bir roman edebiyat değildir; edebiyattan sayılmayan bir metin ise roman değildir; o artık başka bir şeydir.
  • Hayat gerçektir ama hayatın içinde bulunup da hayatın kendisi olmayan her şey kurgudur.
  • Selim Pusat her çağda yasak meyveye tamah edenlerdendir.
  • Her zaman eksik bir metindir. Yazarın kendisi de Okur da tatminsizliğie mahkûmdur. Zaten dünya hayatının kendisi de tatminsizliklerle ve yarım kalmışlıklarla dopdolu değil midir? Şu halde tamamlanmış roman yoktur. Keza her insan da birden bire ölür ve hayatı yarım kalır.
  • Delilik, baskılardan kurtululup ‘başlangıçtaki insan’a dönüştür.
  • Büyük bir sanat eseri bir rüyaya benzer; bütün açıklığına karşın kendini açıklamaz, her zaman bir belirsizlik vardır.
  • Anadolu bir cezadır. Tutkuların ve ihtirasların ülkesidir. Yüzbaşı Burkay onulmaz aşkıyla ölüp ölüp dirilmek için ölmüştür. Biz Türkler ise Anadolu coğrafyasında her gün ölüyoruz.
  • “Hafızamızın en karanlık noktalarına kadar sakladığı anılar görünmez birer hayalet durumundadır.”
  • " Hiç kimseden kendi seciyesinin aksine davranışlar bekleyemeyiz."
  • Ruh Adam'ı bağnazcasına görmezden gelenler yarın Mahkeme-i Kübra'da Atsız'dan özür dileyeceklerdir.

Sevda Gibi Bir Gizli Emel İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tum onyargilarimi aşıp Nihal Atsiz okumaya karar verdim. Ruh Adam ile başladım yazar yolculuğuna. Kitap hakkında hiçbir bilgim olmadan seçmiştim bu kitabi. Allah'im ne kadar etkilendim hele o mahkeme sahnesi. Hayaller, gerçekler, efsaneler aman aman anlayamadığım yerler derken bir yorumda Ruh Adam üzerine yazılmış bu deneme kitabına rastladım. Ruh Adam'i okuyup beğenenlere bu kitaba da bakmalarını tavsiye ederim. Öncelikle yazarin giriş bölümdeki mizahi dile bayildim. Sonrası kapsamlı bir araştırma.Guzel bir roman incelemesi.Yazarin hayatındaki kesitler, ek bilgiler doyurdu beni.Bazi yerleri zorlama gelse de bütünüyle kitap hoşuma gitti. Hatta yazarin başka kitaplarına da bakacagim. (Köşeli Ayraç)

Atsız’ın az çok hayat hikayesini bilenlerin, Ruh Adam kitabındaki Selim Pusat’ın kendisini yansıttığını anlayabilmesi doğaldır. Fakat, olaya sadece böyle düşünerek bakmak yetersiz ve keyfiyetli bir yorum da olabilir. Metin Bey’de işte bu durumu derinlemesine tahlil etmeye çalışmış. . Bana göre de, Türk edebiyatının kült romanlarından olan Ruh Adam’ın daha iyi anlaşılabilmesi için bu tarz bir çalışmaya ihtiyacı vardı. Her ne kadar müellifin, yani Atsız’ın hayatını bilerek okumuş olsam ve kurguladığı karakterlerde hayatından izler bulmuş olsam da, okurken bazı şeyler eksik kalmıştı diyebilirim. İşte tam da bu noktada kitap üzerine yazılan incelemeleri okuma ihtiyacı duymuş, hakkında yazılanları okuma, araştırma gayreti içerisine girmiştim. Çoğu kişi de bu hisse kapılmış olacak ki hem böyle bir çözümleme ihtiyacıyla düşüncelerini aktarmış ve yazılanları okumuş. Tabi tüm yazılanlar içerisinde en kapsamlısının Metin Bey’in bu çalışması olmuş demek cesaretini göstermem yanlış olmayacaktır umarım. Çünkü ; yine iyi bir titizlikle bu alanda yazılmış tüm yazıları inceleyerek, işin içerisine roman yazma sanatını da ekleyip, bir deneme kaleme almış. Bolca kullandığı kaynakların ve alıntılara yer verilmesi de yerinde olmuş. . Malumunuz bu tarz çalışmaların subjektif bir yönü de vardır. Yani tamamen kitabı okuyanın üzerine düşünüp, yazmasıyla oluşturduğu kişisel düşünceleri yer aldığından, saft doğrudur diye yaklaşmak sakıncalıdır ve bunu unutmayarak metne yaklaşmak yerinde olacaktır. Tüm bunlardan bağımsız olarakta, Ruh Adam üzerinde hiç düşünmedim dediğim yönleri ‘mantık çerçevesinde’ açıklaması hoşuma gitti. Özellikle ilk kısımda yer alan Anadolu-Bozkır ikileminde Kamlançu hikayesini açıklaması gayet aklıma yattı. Siz de Ruh adam üzerine bir şeyler okumalıyım diyorsanız, direk bu çalışmayı edinerek üzerine tüm yazılanlar hakkında genel bir düşünceye sahip olabilirsiniz. Anlatılanların ilginçliği mi desem ya da üzerine bu kadar kafa yorulan bir metin olması mı desem bilmiyorum, Ruh Adam’a karşı yine büyük bir okuma isteği uyandırdı. ‍️ Belki birkaç pasaj okurum şimdi. (Müverrihhane)

İnsanlar Okunmamış Birer Kitaptır: Neresinden tutup da başlasam bilemediğim anlardan birindeyim. Ama yine de kendi çapımda kritiğini yapmaya çalışacağım. Zira yazarımız Metin Savaş şöyle diyor: "Fakat hem çözümleme hem de yorum söz konusu olduğunda keyfiyet devreye girer. Üstelik kendi açımdan kıvırma payı da şudur: 'Ruh Adam'ı ben böyle anladım.'" Yazarın bu sözünden yola çıkarak elbet ben de kendi anladığım/anlayamadığım şekliyle birkaç kelamda bulunmak istiyorum. Öncelikle Ruh Adam kitabını iki kez okumuş biri olarak bu kitabın çıktığını gördüğümde biraz heyecanlanmıştım doğrusu. Yazarı tanımamakla birlikte, tesadüf eseri makalesine bir iki sene önce Turk Yurdu dergisinde denk gelmiş; ama çok ilgimi çekmediği için üzerinde durmamıştım. Bu kitap bir çözümleme kitabı. Şerh de diyebiliriz, diyebilir miyiz? Şerh, bir şeyi açıklamak demek; tefsir ise fesere kökünden kapalı bir şeyi açma demek. Şimdi bu kitap hangi kategoriye giriyor yeniden düşünmek gerek. Kitap 11 bölümden oluşuyor. Çeşitli dergilerde yayımladığı makalelerin de eklenmiş versiyonu ile birlikte basılmış. Yazar anlayamadığımızı düşündüğü kısımlar üzerine yoğunlaşarak biraz da felsefik terminolojiyle birlikte izah etmeye çalışmış. Ama benim için biraz hayal kırıklığı oldu bu kitap. (Bu da benim üzerine fazla manâ yüklememden dolayı) Sebeplerine gelirsek, öncelikle arka arkaya dergi makalelerin olması, her ne kadar farklı temalar üzerinde durmaya çalışsa da konuyu anlam bütünlüğü açısından yeni baştan tekrar etmek durumunda kalıyor. Ve bu da beni ziyadesiyle sıktı. Yani kitabın çoğu yerinde aynı konuları ve içeriği görmek durumunda kaldım. Yazar makale usulünü biraz da zannımca aşarak birleştirici ama anlamca çok bir şey ifade etmeyen cümleler kurmak zorunda kalmış. Yani ben on satırda, on satırlık değil bir satırlık şey almış oldum. Bunun dışında ise özellikle belli kelimeler o kadar sık tekrar etmiş ki ARKETİP gibi, gerçekten okudukça gerildim. Dipnotlar elbette sayfa düzeni sonunda olur/olabilir, ama uzun ve görüntüyü bozuyor ise kaynakçayı sona da alınabilirdi. Ayrıca teesüfle söylüyorum ki birçok kez imla/yazım hatası görmek beni üzdü. Redaksiyon olayı biraz bahtsız olmuş kendisi için. Elbette sarfedilmiş bir emek söz konusu, hakkını yiyemem. Kendisinin de dediği gibi "Bu romanı çalışırken Carl Gustav Jung'dan Franz Kafka'ya, Hilmi Ziya Ülken'den Henri Bergson'a, Mihail Bahtin'den Mircea Eliade'ye kadar farklı tecrübelere giriştim." Çok farklı ve düşünmediğimiz açılardan yakalayıp olaya farklı bir boyut katmış. Bazı gözümden kaçan şeyleri kendisi sayesinde yeniden farketmiş olsam da (çam ağacı nüktesi gibi) bazı çözümlemelerinde kendisine katılmadığımı ifade edebilirim. Bu anlatıya gerçeğinden fazla anlam yüklenmiş demek de hata olabilir. Zira eser gerçekten postmodern bir yazıt. İşin içinden çıkılması zor bir şeye giriştiği için kendisini cesaretinden dolayı tebrik ediyorum. Elbette kendisi de böyle eleştiriler alacağının farkında. Ama benim eleştirim bu yönde. Yine de asla ve asla kötü demiyorum; sadece benim beklentimi karşılamadı. Ruh Adam gibi bir kitaptan sonra insan ister istemez beklentisini yüksek tutabiliyor; ama yazarın başta söylediği gibi "hem çözümleme hem de yorum söz konusu olduğunda keyfiyet devreye girer" dediği için Ruh Adam kitabından sonra okumakta bir zarar göremiyorum. Var olsun. Merve, 2018 (Merve)

Sevda Gibi Bir Gizli Emel PDF indirme linki var mı?

Metin Savaş - Sevda Gibi Bir Gizli Emel kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sevda Gibi Bir Gizli Emel PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Metin Savaş Kimdir?

Metin Savaş (d. 1965, Balıkesir) Türk Yazar. Beş yaşındayken İstanbul’a yerleşmiştir. İlköğretim eğitimini Fatih ve Yavuzselim İlkokulları, Çavuşoğlu Özel Koleji ve Gelenbevi Ortaokulu gibi farklı okullarda almıştır. Lise eğitimini Vefa Lisesi'ndeyken yarıda bırakarak çalışma hayatına atılmıştır. Babasının iş dünyasında karşılaştığı güçlükler nedeniyle Balıkesir’e ailesiyle birlikte dönmüştür. O dönemden beri hayatını ticaret yaparak kazanmaktadır. Yirmili yaşlarında hikâyelerden oluşan ilk yazılarını yazmaya başlamıştır. 1995 yılında Türk Edebiyatı Vakfı’nın düzenlediği Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması’nda Ninemin Türküleri adlı kısa öyküsüyle mansiyon ödülünü almıştır.[1] 1998 yılında Orkun Dergisi’nin düzenlediği makale yarışmasında ikincilik aldı.[2] Bu dönemden sonra ilk roman denemeleri yaparak 1999 yılında İstanbul Tuzla Belediyesi’nin açmış olduğu roman yarışmasında Efendi Dayının Kozalakları adlı romanıyla birinciliği Ahmet Kekeç’le paylaştı.[3] Söz konusu roman 2000 yılında kitaplaştırılmıştır. Hiç evlenmemiştir. Yazar halen memleketi Balıkesir’de annesiyle birlikte yaşamaktadır.

Metin Savaş Kitapları - Eserleri

  • Zemheri Kuyusu
  • Erlik
  • Yeşil Çeşme
  • Baykuşlar Geceleyin Öter
  • Efendi Dayının Kozalakları
  • Sevda Gibi Bir Gizli Emel
  • Melengicin Gölgesinde
  • Vatandaşlık Ofisi
  • Kıvılcım
  • Dehşet Palas AVM
  • Kargalar Derneği
  • Çarşamba Karısı Cinayetleri
  • Kuvayı Milliye'nin Hazinesi
  • Karanlıkta Savaşanlar
  • Defne Ağacını Budamak
  • Polika'nın Yeşil Çeşmesi
  • Zemheri Kuyusu
  • Kırmızı Yazılar
  • Atilla’nın Kandilleri
  • Kuvayı Milliye'nin Hazinesi

Metin Savaş Alıntıları - Sözleri

  • Ne kadar garip… Her şey ölüyor, fakat hatıralar? (Yeşil Çeşme)
  • - Kime aşık oldun lan? - Memlekete. (Kıvılcım)
  • Selim Pusat her çağda yasak meyveye tamah edenlerdendir. (Sevda Gibi Bir Gizli Emel)
  • Selim Pusat, masalsı bir bozkırla, kadim zamanlar subayı olan Yüzbaşı Burkay’dan tevarüs ettiği sert mizacın tezahürüdür. (Sevda Gibi Bir Gizli Emel)
  • Pek çoğumuzun mâzisinde bir çocukluk aşkı vardır. Bunu biliyorum. Her erkeğin geçmişinde bir küçük kız mutlaka vardır. (Erlik)
  • AVM yaşantısı bir tiyatro sahnesidir, Bay Çilingir. (Dehşet Palas AVM)
  • Göreceğim baharı, yazı ve sonbaharı Kapayacağım bütün kapı panjurları (Kuvayı Milliye'nin Hazinesi)
  • Ruh aydınlığı, maddi karanlığı doğru nefs de Bu ikisi arasında aslını ispat için bulunan adeta özel bir aynadır. (Sevda Gibi Bir Gizli Emel)
  • Cumhuriyet çocuğuyum. Vatanımı, milletimi, devletimi seviyorum. Selçukluyu ve Osmanlıyı ne kadar benimsiyorsam, Cumhuriyeti de o kadar özümsüyorum. Efendim, şöyleymiş böyleymiş… Elde bir vatan, bir millet, bir devlet var. (Zemheri Kuyusu)
  • Susmak! Bilinmezlikler karşısındaki yegâne savunma mekanizması! (Polika'nın Yeşil Çeşmesi)
  • Her kaos döneminde arkatiplerin güncellenmesi kaçınılmaz olmaktadır. İşte bu güncelleme sayesinde, ebedi dönüş uyarınca, süreklilik mümkün olmaktadır. Bu itibarla da Oğuz, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet devreleri birbirinin rakibi olmaktan çıkarak birbirlerinin varlıklarını şekil değiştirerek sürüklemektedirler. (Defne Ağacını Budamak)
  • Şu alengirli dünyada bit yeniğinin bulunmadığı yer yoktur. (Kıvılcım)
  • Her insan az-çok çıkarcıdır. Gurur ve üstünlük eğilimi! (Yeşil Çeşme)
  • Netice de merhametli bir kadınsınız. Herhalde her kadın böyledir. Sanıyorum ki kadın merhameti erkeğin kısır merhametinden daha verimli ve daha yücedir. (Erlik)
  • "Beceriksiz insan yığınlarını (koyun sürülerini) itaat altında tutabilmenin en kestirme yolu korku ve kaygı unsurlarıydı." (Baykuşlar Geceleyin Öter)
  • "Günümüzde bireyler dünyaya geldikleri andan itibaren toplumsal yaşamın her aşamasında sistematik olarak kayıt altına alınırlar ve hayatlarının sonuna kadar da gözetim altında tutulurlar." (Erlik)
  • "İnsanin" dedi Tansel Bey " kendi hikayesini anlatırken duyguları gayet iyi cevap verebilir. (Çarşamba Karısı Cinayetleri)
  • Puding yiyen huzur bulur (Çarşamba Karısı Cinayetleri)
  • Hayat bir nevi tutsaklıktı. Her an bir şeylerin mahkûmuyuz. (Yeşil Çeşme)
  • İlk ceddimizin yitirdiği cenneti hâlâ arıyoruz. (Kıvılcım)

Yorum Yaz