tatlidede
tatlidede

Son dakika gelişmesi! EYT'de detaylar belli oldu: Yaş ve prim!

Milyonları ilgilendiren düzenlemede art arda adımlar atılıyor. Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili son dakika gelişmeleri yaşanıyor. Bir süre çalışmış pek çok kişi ise çıkacak EYT düzenlemesinin kendilerini kapsayıp kapsamayacağını merak ediyor. 8 Eylül 1999 öncesinde sigortalı olarak çalışmaya başlamış olan çalışanlar EYT'li olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda emekli olamayan vatandaşlar için yeni formüller aranıyor. EYT kapsamında olup doğum, askerlik ya da yurt dışı borçlanması yapanlar belirli şartlar dahilinde ödediği parayı geri alabiliyor. İşte merak edilen detaylar...
  • 21.09.2022 16:53
Son dakika gelişmesi! EYT'de detaylar belli oldu: Yaş ve prim!

Sayıları milyonlarla ifade edilen ‘emeklilikte yaşa takılanların (EYT’li)’ sorununu çözmek için süreç hızlandı. 4447 sayılı kanun emeklilik yaşını kademeli olarak artıran kanun 8 Eylül 1999’da yürürlüğe girdiği için bu tarihten önce sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar EYT olarak adlandırılıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, tek formül üzerinde çalışıldığını belirterek, düzenleme için aralık ayına işaret ediyor. Nisan 2022 itibarıyla SGK’ya kayıtlı 4/A (SSK) kapsamında 16 milyon, 4/B (Bağ-Kur) kapsamında 3 milyon sigortalı bulunuyor. 19.7 milyon sigortalıdan yaklaşık 5-6 milyonunun EYT sorunu yaşadığı öngörülüyor. Düzenleme bir aksaklık olmazsa aralık veya ocak ayında TBMM’ye gelecek. Kamuoyundaki genel beklenti, yıl şartı ve prim ödemeleri gibi emeklilik şartlarını yerine getirenlerin yaş şartına bakılmaksızın emekli edilmeleri yönünde.

Düzenleme bir aksaklık olmazsa aralık veya ocak ayında TBMM’ye gelecek. Kamuoyundaki genel beklenti, yıl şartı ve prim ödemeleri gibi emeklilik şartlarını yerine getirenlerin yaş şartına bakılmaksızın emekli edilmeleri yönünde.

EYT gündemdeki yerini korurken EYT'liler ile ilgili detaylar da ortaya çıkıyor. Emeklilikte yaşa takılanların sigorta hizmet dökümlerini kontrol etmesi gerekiyor.

SGK, sahte iş yeri ve sahte sigortalılık ile yıllardan beri amansız mücadele ediyor. Bu tedbirlerden biri de sahtecilikle ilgili bazı harflerle işaretlemeler yapılması. Bu bağlamda hizmet dökümlerinde yer alan söz konusu harfler (Ş) Şüpheli (K) Kontrollü (S) Sahte anlamına geliyor.

SGK’nın sosyal güvenlik denetmenleri tarafından yapılan denetimler sonucunda “Sahte İş Yeri” tescili yapıldığı tespit edilen iş yerleri sisteme “Sahte İş Yeri” olarak işlem görüyor. Sahte iş yerlerinin belirgin özellikleri de dikkate alınarak tespit edilen kriterler kapsamında Kurumda tescilli bulunan iş yerleri arasında sahte olma potansiyeli yüksek olan iş yerleri ise “Kontrollü İş Yeri” olarak işlem görüyor.

“Sahte İş Yeri” olarak tanımlanmış olan iş yerlerinin, işverenlerinin, gerçek kişi olması hâlinde T.C. Kimlik Numarası, tüzel kişi olması hâlinde Vergi Kimlik Numarası (VKN) ile tüzel kişiliği oluşturan ortakların TCKN/VKN anahtar olarak kullanılmak suretiyle bu kişiler adına aynı veya farklı sosyal güvenlik merkezlerinde tescil edilmiş/edilecek diğer iş yerleri ile bu gerçek veya tüzel kişilerin ortak/üst düzey yönetici olduğu/olacağı diğer iş yerleri, sistem tarafından “Şüpheli İş Yeri” olarak, tanımlanıyor.

Yapılan denetim ve işlemler sonucunda EYT’lilerin sigortalı gösterildiği iş yerinin tamamen sahte veya EYT’linin çalışmasının fiilî ve gerçek olmadığı tespit edilirse sahte sigortalı sayılarak belirtilen iş yerlerindeki çalışmaları iptal ediliyor. Yapılan iptaller neticesinde emeklilik şartlarının eksik kalması hâlinde ise emeklilik riske girmiş oluyor. Türkiye gazetesinden İsa Karaka. konun detaylarını yazdı.

SGK açısından sahte iş yeri olarak kabul edilen iş yerleri

Sahte iş yeri; “tabela iş yeri” olarak da adlandırılan gerçekte hiçbir ticari ve mesleki faaliyeti olmadığı ve somut bir varlığı bulunmadığı hâlde, iş yeri dosyasından sahte sigortalılık bildirimi yapmak amacıyla, çoğu kez gerçekte var olmayan adresler beyan edilerek (boş arazi, boş dükkân vb.) sadece sahte sigortalı bildirmek amacıyla iş yeri dosyası tescil edilen yerlerdir.

Ayrıca sahte iş yeri; yeni iş yeri dosyası tescil edilmeksizin SGK’da tescilli bulunan ve gerçekte var olan faal veya gayri faal bir iş yerini devralmak ya da bu iş yeri işvereni olan şirketin hisselerini satın almak veya gayri faal olan iş yerlerinin e-Bildirge şifrelerini usulsüzce kullanmak suretiyle bu iş yeri dosyaları üzerinden gerçekte hiçbir ticari ve mesleki faaliyette bulunmadan sahte sigortalılık bildirimi yapmak amacıyla da kendini gösterebilmektedir. Söz konusu nitelikteki iş yerleri hakkında sosyal güvenlik denetmenleri tarafından yapılan tespitlere istinaden düzenlenen raporlarda;

İş yerinin Kanun kapsamına alındığı tarihten itibaren bildirimi yapılan tüm sigortalıların sahte olduğunun tespit edilmesi hâlinde “Sahte İş yeri/1-Kanun Kapsamına Alındığı Tarihten İtibaren Sahte İş yeri”, Belirli bir tarihten sonra sigortalı bildirilen kimselerin çalışmalarının gerçek ve eylemli olmadığının, bir başka ifade ile belirli bir tarihten sonra iş yerinin gerçekte var olmadığının tespit edilmesi hâlinde ise “Sahte İş yeri/2-Belirli Bir Tarihten Sonra Sahte İş yeri”,

Seçeneği seçilmek suretiyle, denetim raporunun “tarih ve sayısı”, ile raporu düzenleyen Denetmen(D)/Müfettiş(M) bilgisi, işverene hizmet veren sözleşmeli meslek mensubunun TCKN/VKN bilgileri ile varsa kusur durumunu belirten “Kusuru Var” bilgisi “Tescil Değişiklik” ekranları vasıtasıyla sisteme girilerek iş yerinin tescil durumu kontrollüden/şüpheliden/normalden sahteye çevrilmek üzere gerekli tanımlama yapılmaktadır.

Denetim sonucunda sahtecilikle ilgili yapılmakta olan işlemler

SGK’nın denetim elemanları tarafından yapılan tespitlerde sahte veya gerçek iş yerinden bildirimi yapılan sahte sigortalıların belirlenmesi durumunda; Yapılan denetim sonucunda sahte iş yeri veya sahte sigortalılık tespitine ilişkin düzenlenen raporun bir suretinin, geçici iş göremezlik ve emzirme ödeneklerinin tahsil edilmesi, sahte sigortalı olduğu tespit edilenlerin kullanmış oldukları iyileştirme vasıtası, ortez ve protez giderlerinin tahsili için ilgili birimlere gönderilmektedir.

Öte yandan;

İş yerinin sahte olduğunun tespit edilmesi hâlinde, düzenlenecek raporun bir suretinin iş yerinin Muhtasar Beyannamesinin/Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin verildiği yetkili vergi dairesine gönderilmektedir. Sahte hizmet kazandırmak suretiyle sağlık hizmetleri ve diğer haklardan, ödeneklerden yararlanılması ile gelir veya aylık bağlatılması nedenleriyle Kurumun yanlış işlem ve ödeme yapmasına sebebiyet veren ve bu suretle adına borç tahakkuk ettirilen ve/veya borç tahakkuk ettirilmesine neden olan kişiler hakkında Kurum zararı da belirtilerek TCK kapsamında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmaktadır.

SGK’nın denetim elemanlarınca yapılan tespitlerde sahte veya gerçek iş yerinden sahte sigortalılar adına yapılan bildirimlere ilişkin prim ve idari para cezası ödenmiş olduğunun tespiti hâlinde, ödenen primlerin ve idari para cezaları Kuruma irat kaydedilmektedir. “Sahte iş yeri” tanımlaması yapılan iş yeri dosyaları üzerinden Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi “I”, dört aylık sigorta primleri bordroları ise “T” kodu girilerek, hizmetin iptal edilmesi, bu iş yerlerinden sigortalı adına hizmet bildirimi ve hizmet birleştirme işlemi yapılmamaktadır. Ayrıca; “Sahte iş yeri” tanımlaması yapılan iş yeri dosyaları üzerinden SGK’ya verilen sigortalı işe giriş/işten ayrılış bildirgeleri iptal edilmektedir.

Netice itibarıyla yukarıda açıkladığımız sahte iş yerlerinde sigortalı gösterilmiş olanlar varsa tavsiyemiz öncelikle e-Devlet üzerinden hizmet dökümlerini kontrol etmeleri ve emeklilik şartlarının eksik kalması ihtimal dâhilinde ise (mümkünse hizmet borçlanmaları… yaparak) gerekli tedbirleri almaları lehlerine olacaktır.

EYT'LİLER BORÇLANMA PARALARINI GERİ ALABİLİR Mİ?

Kamuoyunda geriye dönük SGK hizmeti kazanma olarak bilinen hizmet borçlanmaları, çalışanlara emeklilikte avantajlar sağlıyor.

Özellikle eksik prim gün sayıları olup da bu sürelerin dolmasını beklemek zorunda kalanlara çoğu zaman hemen bu primleri borçlanma ile yerine getirmesi avantajını sağlıyor.

Ancak bazen borçlanmaların yanlış döneme ilişkilendirilmesi ya da aylık bağlama oranlarının düşük olduğu dönemlere denk gelmesi veya ödenen paraya ihtiyacın doğması, emeklilik için çok fazla primin olması gibi sebeplerle hizmet borçlanmalarından vazgeçme durumları da ortaya çıkabiliyor.

İşte bu minvalde Emeklilikte Yaşa Takılan okurlarımızdan da bazıları askerlik borçlanması, doğum borçlanması, yurt dışı borçlanması ile diğer hizmet borçlanma bedellerini ödediklerini belirterek emekli olamamaları hâlinde ya da emekli aylıklarının düşük bağlanacağı endişesiyle SGK’ya ödedikleri bu paraları geri alıp alamayacakları merak ediyor. Türkiye gazetesinden İsa Karakaş konu ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

EMEKLİ OLMADAN İADE MÜMKÜN

SGK borçlanmalarının iptal edilmesi ve borçlanma paralarının geri alınması için her şeyden önce SGK’dan emeklilik aylığı bağlanmamış olması şartına bağlıdır. Henüz emeklilik maaşı bağlanmamış ise yazılı başvuruda bulunanların ödedikleri borçlanma tutarının tamamı, faiz uygulanmaksızın Türk lirası olarak iade edilmektedir.

Ayrıca SGK, borçlanmadan vazgeçme hâlinde kısmi iade yapmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, borçlanmanın bir kısmı iptal edilerek, bir kısmı geçerli sayılmayacaktır. Örneğin 600 günlük doğum ya da askerlik borçlanması yapılmış ise bunun yarısının parasının alınması kalan yarısının parasının da bırakılarak hizmet kazanılması mümkün değildir.

Ancak, birden fazla (örneğin hem yurt dışı hem de askerlik) borçlanma yapılmış ise talep sahibinin yapmış olduğu borçlanmalardan bir ya da birkaçından vazgeçme hakkı bulunmaktadır

TEKRAR BORÇLANMA MÜMKÜN

SGK, borçlanma başvurusunda bulunup borcu tebliğ edilmeden ya da tebliğ edildikten sonra üç aylık borç ödeme süresi içinde borçlanma başvurusundan vazgeçtiklerini yazılı olarak bildirenlerin borçlanma başvuruları geçersiz sayılacaktır.

Bu şekilde başvuruları geçersiz sayılanlardan, borçlanma taleplerinin yeniden geçerli sayılmasını isteyenlerin bu talepleri kabul edilmemektedir. Bunun için yeni borçlanma talebinde bulunmaları gerekmektedir.

Tahakkuk ettirilen borcun tamamını veya bir kısmım ödeyerek aylık talebinde bulunanlar, henüz aylık bağlanmamış ise aylık talebinden sarfınazar ederek borçlanmalarının iptal edilmesini isteyebileceklerdir. Ancak borçlandıkları sürelere istinaden aylık bağlananlar borçlanmadan vazgeçemeyeceklerdir.

Bu durumda olanların sigortalı olarak çalışmaya başlayarak aylığını kestirmeleri hâlinde de borçlanmadan vazgeçmeleri veya borçlandıkları süre ve gün sayısını değiştirmeleri imkânı bulunmamaktadır.

Borçlandıkları hizmetleri ile malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalılar, yazılı başvuruları hâlinde, ödedikleri borçlanma miktarının tamamı faiz uygulanmaksızın Türk lirası olarak iade edilecektir.

SAHTE BELGELERLE YAPILAN BORÇLANMALAR

Yanlış veya yersiz olarak yapılmış borçlanma tutarları da faiz uygulanmaksızın ilgililere iade edilmektedir.

Borçlandıkları hizmetler dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların ödedikleri borçlanma tutarı ile sigortalıların vefatından önce yapmış olduğu borçlanmalara ilişkin borçlanma tutarları hak sahiplerine iade edilmemektedir.

Hizmet borçlanmasına ilişkin gerekli şartların bulunmamasına karşın sahte evrak ve belgelerle yapılan hizmet borçlanmalarının SGK tarafından tespit edilmesi hâlinde bu sürelere ilişkin verilen hizmetler iptal edilmektedir. Emekli aylığı bağlanmış ise şartları eksik kalması durumunda bu aylıklar kesilecektir. Bu durumda borçlanma paraları iade edilmemekte ödenen borçlanma tutarları SGK’ya irat olarak kaydedilmektedir.

EYT’DE MASADAKİ FORMÜL HANGİSİ?

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için masadaki formüller neler, nasıl bir yol haritası izlenecek? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı taslağında ne var? Milliyet gazetesinden Cem Kılıç yazdı.

Yapılacak düzenleme için şu anda net bir şey söylemek mümkün değil. Ancak şu söylenebilir ki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, masada tek bir formül olduğunu belirtti. Ayrıca aylıkta kesinti yapılması formülünün söz konusu olmadığını ifade etti. Bu da demek oluyor ki çözüm için masada tartışılan tek bir formül var ve bu formül üzerinden çözüme dair tasarı Meclis’e gelecek. EYT’de akla takılan bazı soruların yanıtları şöyle:

EYT’de prim ödeme gün sayısı mı, yaş mı, yoksa yıl mı daha önemli?

Emeklilikte yaşa takılanlar için getirilecek tasarıya göre bu sorunun cevabı netleşecek. Ancak beklentiler prim ödeme gün sayısı fazla olanın avantajlı olacağı yönünde. Dolayısıyla daha çok çalışan bir yaşa takılanın getirilecek düzenlemeye göre aylık bağlatma imkanı daha yüksek olabilir.

Maaş hesabı nasıl yapılacak, son 7 yıl kuralı burada da işleyecek mi?

Şu an için aylık bağlama oranı ya da son 1.261 günün sigortalılık statüsüne etkisi konusunda bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı belli değil. Ancak bu iki konuda bir değişiklik olmazsa aylık hesabı ve son 1.261 gün kuralında bir değişiklik olmayacaktır.

Eylül 1999 sonrası sigortaya girenler borçlanarak EYT’li olur mu?

Sigorta girişi 9 Eylül 1999 ve sonrasında olmakla birlikte sigorta girişini öne çeken askerlik gibi bir borçlanma hakkı olan kişiler borçlanma ile sigorta girişlerini 8 Eylül 1999 ve öncesine çekerlerse yapılacak düzenlemeden yararlanabilirler.

EYT bütün sigorta kolları için de aynı şartları mı içeriyor?

Sosyal güvenlik sisteminde sigorta kollarından sağlanacak yardımlar için belirli bir süre prim ödenmesi ve belirli bir süre sigortalı olunması şartı var. Değişiklik beklenmiyor.

Bağkur’lular EYT kapsamında mı?

4447 sayılı Kanun sigortalılarla birlikte Bağ-Kur’lular için de emeklilik şartlarını ağırlaştırdı. 8 Eylül 1999’dan önce Bağ-Kur girişi olan kişilerin, 1 Haziran 2002 itibarıyla olan prim ödeme gün sayısına bağlı olarak emekli olabilecekleri yaş 2 ile 17 yıl arasında artırıldı.

Düzenlemeye göre 1 Haziran 2002 itibarıyla emekli olmak için gerekli 20 yıllık süresini tamamlamasına 2 yıl ve daha az süre kalanlar 40 yaşında emekli olabilecekken 16 yıldan fazla kalanlar ise 55 yaşında emekli olabilecek duruma geldiler.

Benzer durum erkekler için de söz konusu oldu. 4447 sayılı Kanun 8 Eylül 1999 ve öncesinde Bağ-Kur’lu olan kişiler için koşulları değiştirirken 1 Ekim 1999 ila 30 Nisan 2008 arasında ilk kez Bağ-Kur’lu olanlar için de emeklilik koşullarını erkeklerde 60 yaş, 9.000 prim günü, kadınlar için ise 9.000 gün 58 yaş olarak belirledi. Yaş haddinden emeklilik şartları ise erkeklerde 5.400 prim günü 62 yaş, kadınlarda ise 5.400 prim günü 60 yaş olarak belirlendi. 30 Nisan 2008 ve sonrasında ilk kez Bağ-Kur’lu olan kişiler için ise 9.000 prim gününün tamamlandığı tarihe göre yaş şartları değişirken, 1 Ocak 2048 sonrasında 9.000 günü tamamlayacak erkek ve kadınlar 65 yaşında aylık bağlatabilecekler. Bağ-Kur’luların da düzenlemenin kapsamında olması doğru olacaktır.

Sayıları milyonlarla ifade edilen EYT’lilere yönelik düzenlemede son viraja girildi. Ortada tek bir formül var. Ancak içeriği henüz açıklanmadı. Bu yüzden kamuoyuna yansıyan farklı çözüm önerileri bulunuyor. Peki nasıl bir düzenleme yapılırsa sigortalı (SSK) çalışan EYT’lilerin derdine derman olunur? Posta gazetesinden Ekrem Sarısu EYT ile ilgili detayları köşesine taşıdı.

GENİŞ KİTLEYİ MEMNUN ETMELİ

Hizmet akdiyle bir işverene bağlı olarak çalışanlardan 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanların emekli olacağı tarih; sosyal güvenlik reformu adı altında bu tarihte yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile sigorta başlangıç tarihlerine bağlı olarak 2 ile 18 yıl arasında uzatıldı. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak adlandırılan bu grup yıllardan beri mağduriyetlerinin giderilmesi için kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Bunun sonucu olarak, EYT yasa tasarısının Aralık 2022’de tamamlanarak TBMM’ye getirileceğiyle ilgili açıklamalar yapıldı. Tasarı henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak tek formülün olduğunu biliyoruz. Bu formülün de geniş bir kesimi memnun etmesi önemli.

EYT’Lİ BAĞKUR’LULAR

Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan esnaf, sanatkar, tüccar, sanayici ve serbest meslek erbabı, kolektif şirket ortakları, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, limitet şirket ortakları, anonim şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyelerinin sosyal güvenliği, sosyal güvelik reformlarının uygulamaya konmasından önce toplumda kısaca ‘Bağkur’ olarak adlandırılan ‘1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’ ile sağlanmaktaydı.

Yapılan sosyal güvenlik reformları ile değişik sigortalılık statüleri arasında norm ve standart birliği sağlanması amaçlanırken Bağkur’lular arasında bile farklı emeklilik şartlarına tabi olma gibi bir durum ve çok sayıda EYT’li ortaya çıkarttı. Emeklilik tarihinde 17 yıla varan artışlar oluştu.

8 EYLÜL 1999’DAN ÖNCE BAĞKUR’DAN EMEKLİLİK ŞARTLARI

8 Eylül 1999’dan önce Bağkur’lu olanlar; Kadın Bağkur’lu 20 tam yıl (7200 gün) prim ödeme, Erkek Bağkur’lu 25 tam yıl(9000 gün) prim ödeme şartlarıyla yaş haddi aranmadan emekli olabiliyorlardı.

Ayrıca yaş haddinden emekli olmak için de;;Kadın Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 50 yaşını doldurma,; Erkek Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 55 yaşını doldurma şartlarını sağlayarak emekli olabiliyorlardı.

8 EYLÜL 1999-30 NİSAN 2008 ARASINDA BAĞKUR’LU OLANLARIN EMEKLİLİK ŞARTLARI

8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı işsizlik sigortası kanunu ile Bağkur kanununda yapılan değişiklikle Bağkur’lulara prim ödeme şartının yanında yaş şartı da getirilerek, emekli olma şartları oldukça ağırlaştırıldı. İlk defa 8 Eylül 1999 ile 30 Nisan 2008 arasında Bağkur’lu olanlar emekli olmak için;

Kadın Bağkur’lu 25 tam yıl (9000 gün) prim ödeme ve 58 yaşını doldurma, Erkek Bağkur’lu 25 tam yıl (9000 gün) prim ödeme ve 60 yaşını doldurma şartlarına tabi tutuldu. Yaş haddinde emekli olmak için de;

Kadın Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 60 yaşı doldurma, Erkek Bağkur’lu 15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme ve 62 yaşını doldurma şartlarına tabi tutulmaya başlandı. 8 Eylül 1999 tarihi itibarıyla Bağkur’lu olanların yeni emeklilik şartlarına uyumu kademeli geçişle sağlandı. Kademeler belirlenirken, 1 Haziran 2002 tarihi itibarıyla olan prim gün sayısı dikkate alındı. Primi az olan yeni şartlardan fazla, primi çok olan az etkilendi.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Kendi nam ve hesabına bağımsız olarak çalışan Bağkur’lulardan 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanlar, ‘sosyal güvenlik reformu’ adı altında bu tarihte yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile emekli olacağı tarih, 1 Haziran 2002 itibarıyla olan prim ödeme gün sayısına bağlı olarak 2 ile 17 yıl arasında uzadı. Peki Bağkur’lu EYT mağdurları için nasıl bir düzenleme yapılmalı

ÖNCEKİ ŞARTLAR UYGULANABİLİR

Şayet EYT’lilerin mağduriyetinin giderilmesi isteniyorsa, 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile getirilen ve bu tarihte Bağkur’lu olanların emeklilik tarihini 17 yıla kadar uzatan düzenlemelerin uygulamasından vazgeçilerek, 8 Eylül 1999’dan önce Bağkur’lu olanların eski kanun hükümlerine göre emekli olmasına imkan sağlanmalı. Yani 8 Eylül 1999’dan önce Bağkur’lu olanların yürürlükten kaldırılan 1479 sayılı sayılı kanun hükümleri olan

Kadın 20 tam yıl (7200 gün), erkek 25 tam yıl (9000 gün prim ödeyip,,15 tam yıl (5400 gün) prim ödeme, kadın 50, erkek 55 yaşını doldurma şartlarıyla emekliliklerine imkan sağlanmalı. Zaten Bağkur’lu EYT’lilerin istediği de bu. Yaş haddi aranmadan eski kanunun aradığı şartları sağlayanların emekli olmalarına imkan sağlanarak mağduriyetlerinin giderilmesini istiyorlar.

ESKİ KANUN HÜKÜMLERİ

Şayet EYT’lilerin mağduriyetinin giderilmesi isteniyorsa, yapılması gereken 8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile bu tarihte sigortalı olanların emeklilik tarihini 18 yıla kadar uzatan düzenlemelerin uygulamasından vazgeçilerek, söz konusu sigortalıların eski kanun hükümlerine göre emekli olmasına imkan sağlanmalı. Yani bir işverene bağlı olarak çalışan ve 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanların (SSK’lıların) yürürlükten kaldırılan 506 sayılı kanun hükümleri olan

Kadın 20 yıl, erkek 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim ödeme,15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve kadın 50, erkek ise 55 yaşını doldurma şartlarıyla,

5000 gün prim ödeme ve kadın 50, erkek ise 55 yaşını doldurma şartlarını sağlayanların emekli olmalarına imkan sağlanmalı. Zaten sigortalı çalışan EYT’lilerin istediği de budur. Yaş haddi aranmadan eski kanunun aradığı şartları sağlayanların emekli edilmelerine imkan sağlanarak mağduriyetlerinin giderilmesini istiyorlar. YAŞ DIŞINDAKİ ŞARTLARI SAĞLAYANLAR Şayet 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanlar eski kanun hükümlerince emekli edilemiyorsa, hiç değilse, kademeli geçişte aranan şartlardan sigortalılık süresi ve prim şartını sağlayıp aranan yaşın dolmasını bekleyenleri emekli eden bir yasa çıkartılabilir.

YAŞ DIŞINDAKİ ŞARTLARI SAĞLAYANLAR

Şayet 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanlar eski kanun hükümlerince emekli edilemiyorsa, hiç değilse, kademeli geçişte aranan şartlardan sigortalılık süresi ve prim şartını sağlayıp aranan yaşın dolmasını bekleyenleri emekli eden bir yasa çıkartılabilir.

Yorum Yaz