tatlidede

Tanrının Oku - Chinua Achebe Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrının Oku kimin eseri? Tanrının Oku kitabının yazarı kimdir? Tanrının Oku konusu ve anafikri nedir? Tanrının Oku kitabı ne anlatıyor? Tanrının Oku PDF indirme linki var mı? Tanrının Oku kitabının yazarı Chinua Achebe kimdir? İşte Tanrının Oku kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.05.2022 08:00
Tanrının Oku - Chinua Achebe Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Chinua Achebe

Çevirmen: Nazan Arıbaş Erbil

Orijinal Adı: Arrow Of God

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053752677

Sayfa Sayısı: 288

Tanrının Oku Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

2007 Man Booker ödüllü, Afrika edebiyatının babası Chinua Achebe'den modern bir klasik. Chinua Achebe'nin Afrika üçlemesinin en son kitabı Tanrının Oku.

Chinua Achebe'nin Afrika üçlemesinin en son kitabı Tanrının Oku, 1920'lerde İngiliz sömürgesi altında olan Nijerya'da geçmektedir. Igbo halkının yaşadığı Umuaro'nun altı köyünün en yüksek mertebeye sahip rahibi Ezeulu'nun hikâyesidir. Geniş bir aileye sahip olan Ezeulu, oğullarından birisini "gözü ve kulağı" olması, beyaz adamın dininde olan gelişmelerden haberdar olması için yerel Hıristiyan kilisesine gönderir. İngiliz sömürgeciler Nijerya'nın kültürünü değiştirmeye devam ederken, Ezeulu, köylerin geleneksel yaşam tarzını ve ruhani hayatını korumaya çabalamaktadır. Erdemleriyle beyaz adam dahil olmak üzere herkes tarafından saygı gösterilen Ezeulu'nun gururu zaman zaman yanlış kararlar almasına, halkın ona olan inancını zaman içinde kaybetmesine neden olur.

(Tanıtım Bülteninden)

Tanrının Oku Alıntıları - Sözleri

  • Bugün artık çok fazla bilge insan var ama bilgelikleri iyi değil, burnu kanatan türde.
  • “Bir ustayı işiyle uğraşırken ziyaret eden bir adam, sıkıcı bir ev sahibiyle karşılaşır."
  • "İşler hep böyledir. Gözümüz bir şey görür, bir taş kapıp ona nişan alırız. Ama taş, hedefi tutturmada nadiren göz gibi başarılı olur."
  • “Babalarının asla öğrenemediği şey işte buydu. Yetişkin çocuklarına küçük çocuklarmış gibi davranmaya devam ediyordu ve kendisine hayır dedikleri anda illa ki büyük bir kavga çıkarıyordu. Çocukları büyüdükçe onlardan daha az hoşlanır görünmesinin nedeni buydu.”
  • "Bilgelik tıpkı keçi derisi bir çanta gibidir, her adam kendisininkini taşır.”
  • Her aptal terfi edebilir, yeter ki çabalamak dışında hiçbir şey yapmasın.Bizler gibi yapacak işi olanların, çabalamaya harcayacak vakti yoktur.
  • Bilgelik tıpkı keçi derisi bir çanta gibidir, her adam kendininkini taşır.
  • Soru soran insan yolunu kaybetmezmiș
  • Düşmanım doğruyu söylediği vakit bunu düşmanım söyledi diye dinlememezlik etmem.
  • Bir akbabayı leşe konduğu için suçlayabilir misin?
  • Bir gece birden aklına gelen bir düşünceyle dehşete kapıldı: Nijerya'da geceleri nerede yatarsa yatsın davulların sesi hep aynı şekilde ve aynı belirsiz mesafeden duyuluyordu. Zonklarcasına çalınan bu davul sesi sıcaktan bunalmış beyninin içinden geliyor olabilir miydi? Bu düşünceyi gülerek geçiştirmek istedi ama cildi gülemeyeceği denli gerilmişti. "Ah bu eski topraklar!" diye düşündü, "insanı uykusundan uyandıran kâbuslarla dolu!"
  • "Acı kapınızı çaldığında ve ona oturacak yer kalmadığını söylediğinizde size endişelenmemenizi, kendi taburesini yanında getirdiğini söyler."
  • O gün gördüğü ay,merhametsiz bir süt annenin isteksizce beslediği bir yetim kadar inceydi.
  • Babam her zaman, insana zehir yutturan şeyin gücendirme korkusu olduğunu söylerdi.
  • Ben de Eneke-nti-oba kuşu gibiyim.Arkadaşları neden sürekli uçtuğunu sorduklarında onlara şu cevabı vermiş: "Günümüzde insanlar ıskalamadan ateş etmeyi öğrendiler o yüzden ben de konmadan uçmayı öğrendim."

Tanrının Oku İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Chinua Achebe'nin Afrika üçlemesinin son kitabı Tanrının Oku. İgbo halkının yaşadığı Umuaro'nun altı köyünün en yüksek mertebeli rahibi Ezeulu, oğullarından birini, Hıristiyan kilisesine göndererek gelişmelerden haberdar olmasını ister. İngiliz sömürgeciler rahibinin oğlunun aklını karıştırmaya çalışırken bir yandan da kültürü değiştirme çabalarındadırlar. Euzulu ise kültürlerini, değerlerini korumaya kararlıdır. Değerlerin, inancın, bir kültürün yok edilişi çarpıcı bir şekilde ortaya konmuş. Üçlemeyi değerlendirince en ağır giden bu kitap oldu diyebiliriz. "Bilgelik tıpkı keçi derisi gibidir, her adam kendisininkini taşır." "Dışkı yığınının üstünde çalımla uçan sinek vaktini boşa harcar, dışkı öbeği her zaman sinekten daha büyük olacaktır." (Özge Şahin)

Yer yer okuyucusunu sıkabilecek, biraz durgun bir kitap. Yazar Achebe ilk iki kitabını harmanlayıp ortaya, beyaz insanın olayların çok içinde olduğu ancak diğer taraftan da kabile yaşamlarının da devam ettiği hibrit bir hikâye koymuş. Verilen mesajlar ve konuların işlenişi bakımından sömürgecilik, yerel halk konuları en yoğun olarak bu kitapta işleniyor. Birkaç İngiliz görevli üzerinden devamlı bir üst akıl nasıl işler, olayları nasıl ele alıp manipüle eder bunu takip ediyoruz. Bu da kitaba daha politik bir hava katmış açıkçası. Hoş bu sömürgeci tiplerin de çok keskin zekaları olduğunu söylemek güç ya neyse. Kitabın kalabalık yerli karakterlerle bezeli olması bir yana, bize bu karakterlerin tam olarak kim olduğunu anlatmada metnin sorun yaşadığını düşünüyorum. Ya da çok basit bir şekilde akılda kalabilecekken biz zorlanıyoruz. İsimler hep birbirine benziyor. Sadece kişi isimleri de değil, yer ve tarih isimleri olsun, bazı gündelik kelimeler olsun. Hepsi ogbu nwo obueli kwa falan gibi şeyler. Bir yerde tam olarak şöyle bir duruma düştüm; “Bu Ezeulu’nun kızı mıydı, karısı mıydı ya.. Heh kızıymış. Hangi karısındandı, şundan..Yok o karısı değil oğluydu galiba. Yok pardon o köyün adıymış.” Tabi ilk yarıdan itibaren hepsi oturuyor ama oraya kadar kısmı tufan. İyisi mi siz bir soy ağacı not alın. Daha kolay oluyor her şey. Ben not almaya başlar başlamaz işi çözdüm. Eserin belki de en güzel tarafı her taraftan üstümüze çullanan ve yaşanan her olaya verilebilecek kadar zengin olan yerel özlü sözler. Bunlar diyaloglara cuk diye oturuyor. Birkaç tanesini ben gündelik hayatımda da kullanmaya karar verdim hatta. Kızılderililer gibi bu Nijerya kabileleri de bu konuda oldukça dolu bir kültüre sahip. İncelemenin sonuna 8-10 adet örneğini koyacağım bu sözlerin. Bu kitapta serinin ilk iki kitabında takip edilen soydan biraz uzaklaşıyoruz. Sanırım Achebe, işi bir aile romanına dönüştürmekten kaçınmak istemiş. Bana göre doğru da yapmış. Çünkü onun anlatmak istediklerinin tamamını bir yönden bakarak alamazdık. Anlatısına coğrafi olarak değil ama karakter ve derinlik olarak bir katman daha eklemiş bu kitapta. Hatta ikinci kitapta da aile sabit kalmasına rağmen zamanı ileri sararak anlatımını giriftleştirmişti. Chinua Achebe usta bir yazar. Bunun yanında bir de yetiştiği kültür böyle ilginç ve farklı geleneklerle bezeli olunca, yazdıkları da bir şölene dönüşüyor. -Gübre yığınının üstüne konan sinek dilediği gibi çalım satabilir ama yığını yerinden oynatamaz. -Kulübesine karıncalarla dolu çalı çırpı getiren adam, kertenkeleler ziyaretine gelmeye başlayınca şikâyet etmemeli -Daha evvel görülmemiş bir hastalık her zamanki bitkilerle tedavi edilemez. -Bir adamın destek almak için elini koyabileceği hiçbir yeri yoksa kendi dizine koyar. -Bir yılan asla boyunu kıyasladığımız sopa kadar uzun değildir. -Bir kurbağa, peşinden kovalayan biri olmadıkça gündüz vakti koşmaz. -Bütün kertenkeleler karınlarının üzerine yatar. Bu yüzden hangisinin karın ağrısı çektiğini bilemeyiz. -Kardeşler birbirleriyle ölümüne dövüşürken, babalarının mirasına bir yabancı konar. -Çömelmiş oturan bir yaşlı kocakarı görünce ona hiç ilişmemeli. Nasıl nefes aldığını kim bilebilir? -Kendisine tavsiye verecek kimsesi olmayan sinek, cesedin peşinden toprağın altına girer. -Heybetli ağaç devrilince küçük kuşlar çalılığa karışır. -Yerden havalanıp karınca yuvasına konan küçük kuş belki farkında değildir ama halâ yerdedir. -Bir adamın tek başınayken gördüğü bir yılan onun gözüne piton yılanı gibi görünebilir. -Bir erkek cenaze koçu gibidir. Gelen her darbeye ağzını dahi açmadan katlanmak zorundadır, ne denli acı çektiğini yalnızca vücudunun sessizce sarsılışı anlatmalıdır. -Ne kadar büyük olursa olsun hiçbir adam halkından büyük değildir ve hiç kimse klanının aleyhine olan bir davayı kazanamaz. (Burak Kuşcu)

✍DİPÇE : Afrika Üçlemesi'nin son kitabı olan Tanrı’nın Oku, çözülmenin ve dönüşümün ardından bir yıkımın,tükenişin romanıdır. Chinua Achebe her romanda farklı bir detayı öne çıkarmayı başarmış sessiz bir çığlık yükseltmiştir.Üç kitabı birden değerlendirdiğimizde ilk kitabın kahramanı Okonkwo'da kabullenememe sonucunda ; ikinci kitabın kahramanı fikir adamı Obi batı kültürünün materyalist zihniyeti karşısında; üçüncü kitabın kahramanı Ezeulu ise sömürgeci zihniyetin idari yapısıyla geleneksel liderliği öldürmesi sonucu mağlup olmuşlardır. Üç kitap boyunca İgbo kültürünün tüm geleneklerini okuruz bazı geleneklerdeki akıl almazlık yanında doğayla uyumlarına moderniteyi aşan kalbî duygularına saygı duyarız. Bununla beraber, üçleme, benim okumamda baştan sona hüzün yumağına dönüşen bir eserdir. Britanya'nın kurnaz sömürgecilik anlayışı karşısında; her geçen gün yontulan bir kara taşın özünden uzaklaşarak adeta bir ucubeye dönüşümü resmedilir. Kopan parçalarında acıyan bir can yoktur zira batının gözünde olsa olsa bir kara maymundur. Bu gerçeklik karşısında: : ...Anladım ki bundan hiçbir kaçış yok. Güneş ışığının karanlığı kovalaması gibi beyaz adam da tüm geleneklerimizi yok edecek... sözleriyle Afrikanın boyun eğişi de resmiyet kazanır. Yazar her şeye rağmen İgbo kültürünü yaşatmak istese de "Aşağı Nijerya'daki llkel Kabilelerin Etkisizleştirilmesi" isimli kitapta onların kaderi çoktan yazılmıştır. Bu üçleme postkolonyal edebiyatın en güçlü eserlerinden biridir en azından edebiyat sahnesinde Afrikalı'nın bir dik duruşudur.Bu nedenle okunmasını tavsiye ederim. (Gncokuyor)

Tanrının Oku PDF indirme linki var mı?

Chinua Achebe - Tanrının Oku kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tanrının Oku PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Chinua Achebe Kimdir?

Albert Chinualumogu Achebe, (d. 16 Kasım 1930 - ö. 21 Mart 2013) daha çok Chinua Achebe ismiyle tanınan Nijeryalı romancı, şâir, profesör ve eleştirmen. Modern Afrika literatüründe yazılmış en geniş kapsamlı kitaplardan biri olan Things Fall Apart (1958) adlı eseri ile tanınır. Bu onun ilk kitabıdır. Türkçeye Ruhum Yeniden Doğacak ismiyle çevrilmiştir.

Güneydoğu Nijerya'da Ogidi'nin Igbo kasabasında büyüdü. Anne babası Hristiyandı. Okulunda hemen kendini fark ettirdi ve üniversite öğrencilerine verilen bir bursu almaya hak kazandı. Dünya dinleri ve geleneksel Afrika kültürü karşısında büyülenmiş ve ilk yazılarını üniversite öğrencisiyken yazmaya başlamıştır. Mezun olduktan sonra Nijerya Radyo ve Televizyon Servisi’nde çalışmaya başlamıştır. Kısa süre sonra bölgedeki büyük şehirlerden Lagos’a taşınmıştır. 1950’lerin sonlarında Things Fall Apart kitabıyla dünya çapında ilgi görmeye başlamıştır. Bu ilgi daha sonra No Longer at Ease (1960), Arrow of God (1964), A Man of the People (1966) ve Anthills of the Savannah (1987) kitapları ile devam etmiştir. Achebe, romanlarını İngilizce yazmıştır ve Afrika’da “kolonicilerin dili” olarak bilinen İngilizce’yi savunmuştur. 1975’te An Image of Africa: Racism in Conrad’s “Heart of Darkness” adlı konferansı Joseph Conrad’ı “lanet bir ırkçı” olarak nitelendirdiği için tartışmaların odağı olmuştur.

1967’de Biafra bölgesi Nijerya’dan ayrılınca, Achebe, Biafra bağımsızlık hareketinin özverili bir destekçisi hâline geldi ve yeni kurulan devletin büyük elçisi olarak görev yaptı. Savaşın halk üzerinde çok büyük bir yıkıcı etkisi oldu. Açlık ve şiddet had safhaya geldiğinde Avrupa ve Amerikalı insanlara yardım çağrısında bulundu. Nijerya hükümeti, bölgeyi tekrar ele geçirdikten sonra Achebe politika ile ilgilenmeye başladı. Fakat tanık olduğu yolsuzluk ve elitizm nedeniyle istifa etti. 1970'lerde birkaç yıl ABD'de yaşadı. 1990'ların sonunda geçirdiği trafik kazasıyla kısmi felç olduktan sonra ABD'ye geri döndü.

Achebe’nin romanları Igbo toplumunun geleneklerine, Hristiyanlığın onlar üzerindeki etkisine ve endüstri çağındaki ekonomik kaynak çatışmalarına dikkat çeker. Tarzı büyük ölçüde Igbo toplumunun sözel kültürüne dayanmaktadır ve öykü, atasözü, hitabet ve halk hikayeleri olgularını birleştirip sunmaktadır. Ayrıca bir dizi kısa hikaye, çocuk kitabı ve deneme derlemesi de yayımlamıştır. Hâlen David ve Marianna Fisher Üniversitesi’nde profesör ve Brown Üniversitesi’nde Afrika İncelemeleri bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Biyografi

Achebe’nin ebeveynleri Isaiah Okafo Achebe ve Janet Anaenechi Iloegbunam, Nijerya Protestan Birliği’ne bağlıydılar. En büyük kardeşi atalarının dinini yaşatmayı bıraktı fakat Achebe geleneklerine saygı duyan biriydi. Chinua ismi, Chinualumogu’nun kısaltmasıdır. Bu “Tanrı benim adıma savaşsın” demektir ve ilâhi koruma ve dayanıklılık için kullanılan bir duadır. Achebe ailesinde beş çocuk daha vardı. İsimleri de geleneksel adlar ile yeni dinlerinde kullanılan adların birleşiminden oluşuyordu: Frank Okwuofu, John Chukwuemeka Ifeanyichukwu, Zinobia Uzoma, Augustine Nduka ve Grace Nwanneka.

Gençlik Çağı

Chinua Achebe, 16 Kasım 1930’da, Ogidi’nin Igbo kasabasında doğdu. Ebeveynleri Isiah Okafo Achebe ve Anaenechi Iloegbunam Achebe Afrika gelenekleri ile Hristiyanlığın kesim noktasında bulunuyorlardı. Bu durum çocukları üzerinde büyük bir etki yarattı, özellikle de Chinualumogu üzerinde. Son kızkardeşin doğumuyla beraber, aile Isiah Achebe’nin büyüdüğü kasabaya taşındı. Burası Ogidi’ye bağlı, günümüzde ise Anambra ilinde bulunan bir kasabadır.

Hikâyecilik Igbo kültürünün temel taşı ve Igbo toplumunun tamamlayıcı unsuruydu. Chinua’nın annesi ve kız kardeşi Zinobia Uzoma, ona çocukluğunda birçok hikaye anlatırlardı. Eğitimi, babasının duvarlara astığı kolaj resimlerle, yıllık ve sayısız kitap ile birlikte gelişti. Bu kitapların arasında A Midsummer Night’s Dream (1590)’ın bir düzyazı uyarlaması ve The Pilgrim’s Progress (1678)'ın Igbo versiyonu da bulunmaktaydı. Chinua bunun yanında geleneksel kasaba organizasyonlarını da heyecanla beklerdi. Bunların içinde daha sonra kitaplarında yer vereceği maskeli balo tipi şenlikler de vardı.

Chinua Achebe Kitapları - Eserleri

  • Parçalanma
  • Artık Huzur Yok
  • Tanrının Oku
  • Halk Adamı

Chinua Achebe Alıntıları - Sözleri

  • Soru soran insan yolunu kaybetmezmiș (Tanrının Oku)
  • "Nerede olursa olsun, bir yerde bir şey varsa, hemen yanı başında da bir şey vardir. Bu şeye kan bağı denir. Kan hiçbir şeye benzemez. O yüzden ysm ekerseniz yam, portakal ekerseniz portakal verir." (Artık Huzur Yok)
  • Güpegündüz bir kurbağanın sıçradığını görürsen bil ki peşinde onu öldürmek için gelen vardır. (Parçalanma)
  • “Sen daha çok gençsin, dünkü çocuksun. Okumuş insansın. Ama okumak ayrı, tecrübe ayrı şey.” (Artık Huzur Yok)
  • Bir gece birden aklına gelen bir düşünceyle dehşete kapıldı: Nijerya'da geceleri nerede yatarsa yatsın davulların sesi hep aynı şekilde ve aynı belirsiz mesafeden duyuluyordu. Zonklarcasına çalınan bu davul sesi sıcaktan bunalmış beyninin içinden geliyor olabilir miydi? Bu düşünceyi gülerek geçiştirmek istedi ama cildi gülemeyeceği denli gerilmişti. "Ah bu eski topraklar!" diye düşündü, "insanı uykusundan uyandıran kâbuslarla dolu!" (Tanrının Oku)
  • Fakir adam, zengin nasıl para kazanıyor diye kendi gözüyle gördüğünde beni tekrar fakir yapın diye yalvarırmış. (Halk Adamı)
  • Güçlü bir adamın kılıcını o yerdeyken almayı başaramazsan ayağa kalktığında mı alacaksın? (Halk Adamı)
  • "Kendimizce hatalarımız var, ama beyaz görünce beyaz, siyah görünce siyaha dönüşen boş adamlar değiliz ." (Artık Huzur Yok)
  • Ben de Eneke-nti-oba kuşu gibiyim.Arkadaşları neden sürekli uçtuğunu sorduklarında onlara şu cevabı vermiş: "Günümüzde insanlar ıskalamadan ateş etmeyi öğrendiler o yüzden ben de konmadan uçmayı öğrendim." (Tanrının Oku)
  • "Ortada büyük bir ağaç varsa, küçükler güneşe ulaşmak için onun sırtına tırmanır." (Artık Huzur Yok)
  • Bağıran birinden korkmaya gerek yok. (Parçalanma)
  • Benim krallığım sahip olduklarım değil, yaptıklarımdır. (Halk Adamı)
  • "Şu bir gerçek ki, Afrikalı yüzyıllardır dünyanın en kötü ikliminin ve akla gelebilecek her türlü hastalığın mağduru durumundadır. Bu onun suçu değildir. Fakat zihinsel ve fiziksel olarak tükenmiştir. Bizse ona Batılı eğitimi getirdik. Bunun ona ne faydası olacak?” (Artık Huzur Yok)
  • "Bıçakla öldüren bıçakla ölmelidir." (Artık Huzur Yok)
  • Mektup dedi ki, para bir soydaşı satın alamaz. Kardeşleri olan, zenginlerin satın alabileceğinden daha fazlasına sahiptir. (Artık Huzur Yok)
  • “Büyüğe saygı gösteren, kendi büyüklüğünün yolunu hazırlar.” (Parçalanma)
  • Çünkü İgbo halkının şu deyişi doğruydu: Bir korkak, yenebileceği bir adam gördüğünde kavgaya aç bir adama dönüşürdü. (Artık Huzur Yok)
  • İnsanın koşullara bağlı olarak kolayca gaddarlaşabilmesi doğamızın acı bir gerçeğiydi. (Halk Adamı)
  • Bir akbabayı leşe konduğu için suçlayabilir misin? (Tanrının Oku)
  • "Halkımızın bir deyişi vardı: Bir köle diğerinin sığ bir çukura atıldığını görürse bilmelidir ki zamanı gelince o da aynı duruma düşecektir." (Halk Adamı)

Yorum Yaz