İşin aslını isterseniz değerli okuyucular, bu konuda bir şeyler söyleyip yazı yazmayı düşünmüyordum. Neden derseniz….Ceviz kabuğunu doldurmayacak getiri ve götürüsü bakımından topluma hiçbir faydası olmayan bir konuda kafa bile yormak ve siz değerli okuyucuların kıymetli zamanını almak istemediğimden.Çünkü aynı şeyler tekrarlanıp duruluyor ve kimden ne beklenir zaten onlar yapılıyor.Tam bir haftadır sabrediyorum, takip ediyorum, söyleneni, söylenene karşı tepkiyi, yorum ve tahlilleri görünce …Evet sende bir şeyler söylemen gerekir diye kendi kendime söyler oldum.
Malumunuz üzere kısa süre önce CHP’nin (Cumhuriyet Halk Partisi’)nin Kongresi yapıldı.Bazı yazar çizerler Cumhuriyeti kuran parti telaffuzlarına birazdan değineceğim.Kongreler hakkında söyleyeceklerimi inanıyorum ki, hepiniz benden daha fazla vakıfsınız.Dünyada olsun, ülkemizde olsun, ister bir siyasi parti kongresi olsun ister en ufak bir Dernek Kongresi olsun , başı,ortası ve sonu ile karşıya bir mesaj vermesi gerekir.Kongreler bir yenilenme,eksiklileri belirleme, varsa bunları tamamlama-düzeltme fikir –düşünce ve yollarını açıklama, içeriye ve dışarıya yani Ülkene ve Dünya ya bir mesaj verme anlarıdır,mekanlarıdır, söylem alanlarıdır.Kongreler yenilenme ve yeni umutlar için bir fırsattır .
CHP Kongresine dönecek olursak…Zamanı geldi hazırlıklar yapıldı (Hazırlıkların nasıl yapıldığı herkesçe malumdur tabi..) Ve her şey CHP’ye ve CHP’den beklendiği gibi giderken, yine CHP’den ve sayın KIlıçdaroğlu’dan beklendiği gibi seviyeyi aşan,insanı tiksindiren,bir çok kesimin tepkisini çeken tasvip edilmeyen (Diktatör bozuntusu) söylemiyle devam etti.Bir haftadır sanki millet,toplum ve ülkenin başka bir meselesi yokmuş gibi değişik Tv kanallarında tartışılmaya başlandı ve hala konuşulmaya devam ediliyor.Taman kardeşim O, o lafı söyledi…Bir şekilde bir yerlerden ve sayın Cumhurbaşkanı’ndan karşılığını aldı ve ne yapılacak konusunda da usul -şekil ve yollar bellidir.Sizlere neler oluyor bu kadar gündemde tutmaya (bunu yazar çizer,tv’ler sıcak tutanlara söylüyorum) Yoksa sizde mi gündem değiştirmeye başlama niyetindesiniz.
Yazının başlığını özellikle böyle seçtim. (Türkiye’de “Muhalefet-CHP- Kılıçdaroğlu” Sorunu Var).
1- Muhalefet Sorunu:
2- Muhalefet doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen demektir. Nefesini, hazırladığı yeni ve alternatif projelerle iktidarın ensesinde hissettirendir.Her zaman İktidar olma niyet ve azmini taşıyandır.Bu var mı ? yok.
3- CHP Sorunu:
4- Yukarıda bu konuya değineceğimi belirtmiştim. Bazı kesimler hala bilmeden ve özellikle “Cumhuriyeti kuran Parti” olarak CHP’yi tanıtıyorlar.Yok arkadaşlar bu işler öyle değil ve öyle basitte değil.Cumhuriyet kurulduğunda CHP yoktu.Bunu özellikle bilmenizi isterim.He şunu şöyle derseniz belki kabul edilir.Cumhuriyeti kuranların bazılarının sonradan kurduğu bir parti demek daha doğru olur.90 Yıllık bir Parti olan CHP’nin misyonu, hedefi ve kendisinden beklenenin ile şimdiki karşılığı birbirlerini kesinlikle karşılamıyor.Bir kere İktidar olma diye bir derdi yok..Bu aslında her şeyi açıklamaktadır.
5- Kemal Kılıçdaroğlu Sorunu:
6 yıldır Parti Genel Başkanlığı yapan sayın Kılıçdaroğlu, art niyetsiz söylüyorum,CHP adına, CHP’yi ilerletecek,CHP’yi iktidarın alternatifi yapabilecek taş üstüne taş koyduğunu söylemek en başta çok değerli CHP’lilere haksızlık olur.Lakin onlar bunu görmüyorlarsa buna diyeceğimiz bir şey yok.Kongre den bir ay öncesine kadar 2-3 rakip aday var iken, Kongre gününde rakipsiz lider olarak devam etmesi CHP açısından büyük bir şansızlık olarak görüyorum.Ben kişiliğine,önceki yumuşak uslubune, aile yaşantısına bir şeyler diyecek durumda değilim.Lakin Parti’de neler döndüğünün bir kanıtıdır rakipsiz olması.Şu unutulmamalıdır ki, bunu her zaman söylerim,” Kişi, Parti,Lider vs. kendini rakipsiz görürse,gösterirse….Belli bir zaman sonra en büyük rakibi kendisi olur.” Delegeleri ayarlama,Parti Meclisini oluşturma, sonraki vaatler, perde arkasında sindirme,korkutma tehdit etme” en ufak Kongrelerde bile yapıldığı herkesçe malumdur.Değerli CHP’lilere kısa bir uyarı.Partinize ve halkın sizden beklentilerine cevap verecek şekilde davranın ve kendinizi biraz silkeleyin..
Sonuç:
Bir haftadır neler konuşuyoruz.Kılıçdaroğlu’nun Kongrede söylediği cümle.Hakkaten bende çok merak ediyorum.CHP’nin ve sayın Kılıçdaroğlu’nun Kongresinde, sayın Erdoğan’ı gündemine almanın ne alakası var.Bununla kime ve nasıl bir mesaj vermek istiyorsun? Muhatabın İktidar olan AKP olmalıdır.Söylemin yapmak istediklerin,projelerin,düşüncelerin ve ülkenin selameti için geleceğe yönelik olmalıdır.Yine daha önce bir çok konuda dile getirmeye çalıştığım özellikle“ Siyasilerin kullandığı dil,üslup ve laflarının nereye gideceği” hatırlatmayı bir kez daha yapıyorum.Bu bir aile reisi, bir işletmenin patronu, bir öğretmen için de geçerlidir.
Bu ülkede yapılması gereken çok daha farklı, güzel –önemli ve acil işlere ihtiyaç vardır.
Çirkin,seviyesiz ve hazmedilemeyecek ve insanları birbirinden ayrıştırmaya yöneltecek söylemlerden bıktık ,usandık…..Vesselam