tatlidede
tatlidede

"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi - Serol Teber Kitap özeti, konusu ve incelemesi

"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi kimin eseri? "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi kitabının yazarı kimdir? "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi konusu ve anafikri nedir? "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi kitabı ne anlatıyor? "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi PDF indirme linki var mı? "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi kitabının yazarı Serol Teber kimdir? İşte "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.07.2022 01:00
"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi - Serol Teber Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Serol Teber

Yayın Evi: Okuyan Us Yayınları

İSBN: 9786055134426

Sayfa Sayısı: 370

"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

-Paranoid-melankolik şinasi'den kendi intiharının vakanüvisliğini yapan beşir fuad'a...

-Fahişe mehpeyker'den fahişe fantezileri içinde kıvranan bihter'e...

-Özgür-mutsuz çaresiz mihri müşfik'ten melankolik tevfik fikret'e...

-Kimliğini, kişiliğini ve kültürün temelini oluşturan dilini yitiren bihruz bey'den çankaya'da korkuyu bekleyen mustafa kemal'e... 

-Huzursuz mümtazlar'dan baba kompleksli hayri irdal'lara.. 

-Değişmezliği simgeleyen nizam-ı âlemin daire-i adliyesinden insanın kendisi olamaması ve hiç-leşmesinin aynası alâaddin'in dükkânına...

-"Bunları yazmakla çıldırmaktan kurtulunur mu?" 

(Tanıtım Bülteninden)

"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi Alıntıları - Sözleri

  • Otoriter insan , Horkheimer'in tanımıyla, uzlaşılmaz değerlere körcesine bağlıdır, otoriteye körcesine itaat eder , muhalif grubun duygularına karşı kör bir husumet besler , kendi duygularının ne olduğunu araştırmaktan kaçınır, düşünce tarzı katı stereotiptir, insanüstü güçlere, varlıklara inanır, kendi sorunlarını dış dünyaya, nesnelere yansıtır.
  • Bu korkutucu ama aynı zamanda çekici bir durumdur. Çünkü değişmek insanın kendisine yabancılaşması demektir. Fakat amaç canlının bütünlüğünü korumak olunca yabancılaşma pahasına da olsa değişme, benliğin bütününü savunan sistemin bir parçası olur.
  • "Yüzleşilmemiş bir geçmiş, ruhumuz ve kimliğimizde bir apse gibidir. Yüzleşmek bir bisturi gibi acıtır, rahatımızı kaçırır ama iyileşmenin başka da bir yolu yoktur."
  • Bu koşullarda birazcık olsun bir şeyler bilen ya da bilmek isteyen bir insanın çıldırmadan, en azından şizofreni olmadan bu toplumda tutulabilmesi (artık) olanaksızlaşmıştır. Bir anlamda insanlar tutunamamaya mahkûm olmuşlardır. Kuşkusuz bütün bunlara karşın sonlarının ne olacağını bile bile de olsa böyle insanlar her zaman ortaya çıkacaklar ( hiç olmazsa kendi konumlarını göstererek) ve bir anlamda tutunanların ( bir kısmına olsun) yaşamlarını zindan edeceklerdir. Bunu yapmak onları üzmek için değil, başka türlü yaşamak ellerinden gelmediği için yapacaklardır... Tıpkı başka türlü dilenmeyi bilmeyen Beyaz Mantolu Adam gibi...
  • Tutunamayanlara, Tehlikeli oyunlarla oynayanlara, Korkuyu bekleyenlere, Cami kapılarında bile dilenmesini beceremeyince Beyaz Mantolarıyla bir daha çıkmamacasına Denize doğru yürüyüp çekip gidenlere Ve (benim gibi ) pek çok şeyi yanlış yaptıkları halde İntihar bile etmeye cesaret etmeden "İç-tüzük talimatnamelerine uygun" Tutunmaca oyunlarıyla Yaşamaya müstahak olanlara ... Serol Teber
  • geleneksel asya despotik toplumlarında birey insanın ortaya çıkmamasının temel nedeni, buralarda yaşayanların kendilerini tanrıdan, topraktan ve despottan ayırmamış, bir anlamda aralarındaki göbek bağını koparamamış olmasıdır.
  • Tarih boyunca dünyadaki olumsuzlukların , tartışılmaya ve hatta düşünülmeye bile gerek duyulmadan, şeytan ve şeytanlardan geldiği söylenmiştir. Fakat bugün yaşanan ve zaman zaman paranoid psikotik boyutlara varan ruhsal çalkantıların arka planında bu tek tanrılı ve totemik inanç karmaşasının yarattığı ikircikli durumun önemli etkisi yadsınamaz. Örneğin, bugün bile rasyonel düşünüyormuş gibi görünen pek çok kurumun sorumlularının ağzından sıkça duyduğumuz " yurdumuza yönelik tüm kötülükler dış ve iç mihraklardan kaynaklanmaktadır" sözü bu dinsel inanç sistemlerinin günümüz Türkçesiyle politize edilerek dışsallaştırılıp yorumlanışıdır.
  • Tutinamayanların çoğu geleneksel toplum ile modernizm arasında sıkışmış, kimlikleri, benlikleri yarılmış insanlardır.
  • Modern dünyanın kültürü ile donanmış bu genç insan ,karşısındaki sağır ,donuk ve doğmAtik yarı Aydın şarkli düşüncenin ikiyüzlülüğü iftiracılığıyla dolu kasvetli bir dünyada okudukça yalnızlaşmış ve yalnızlastikca okumuştu.kendini kendi içinde sürğüne göndermiş sonra sonunda örneği az görülen bir davranışta işinde yaşadığı toplumsal ve kişisel krizi protesto etmek için intihar etmişti
  • Abidin Dino, biraz da kendisiyle otobiyografik benzerlikler taşıyan Fikret Mualla çalışmasında " özgürlüğü kıyasıya özlemiş bir insana karşı, kapıkullarının duyduğu içgüdüsel kin kadar keskin bir kılıç var mıdır yeryüzünde?...

"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

uzun zamandır kütüphanemde okunmayı bekleyen kitaplardan birisiydi, okumayı erteliyordum sürekli ama oğuz atayın korkuyu beklerken ve tehlikeli oyunlar kitaplarını yeni bitirmiş olmanın gazıyla giriştim bu kitaba da. kitap schopenhaur dan bir alıntı ile başlıyor ve akabinde de, bu kitabı daha iyi anlamak için okunması salık verilen eserler bölümü konmuş baş tarafa. bu eserlerden belli başlıları: tanpınarın 19. asır türk edebiyatı tarihi, huzur ve saatleri ayarlama enstitüsü; oğuz ataydan tutunamayanlar, korkuyu beklerken ve tehlikeli oyunlar; orhan pamuktan cevdet bey ve oğulları, kara kitap ve benim adım kırmızı vs. bu yazar ve kitaplar heyecanlandırmaz mı insanı? peki... kendisi de aslen psikanalizle hem hal olmuş serol teber ne anlatmaya çalışmış bu kitapta; şöyle ki dostlar! şark ve garp arasında sıkışmış, modernleşmeye çalışırken sürekli tökezlemiş, bir türlü tutunamamış ve aslında tutunamadığını da anlayamamış, orta asyadan adriyatike kısrak başı gibi uzandığı ile övünürken, bu övüncünün de aslında tanzimat ve cumhuriyet aydın, siyasetçi ve bürokratları ile kurgulanmış bir tarihe yaslandığını da sorgulamaktan aciz, reayadan, yurttaşa evrilirken de birey olmayı ıskalamış ülkemizi ve bizleri anlatıyor. (uzun cümle oldu kusura bakmayınız. :) hulasa; bana bu kadar uzun cümle kurdurduğuna göre kitabı çok beğendiğimi söylemem izahtan varestedir efendim. (mesut bahtiyar)

"Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi PDF indirme linki var mı?

Serol Teber - "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Serol Teber Kimdir?

Serol Teber 1938 yılında İstanbul'da doğdu, 2004'te yine İstanbul'da öldü. Haydarpaşa Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeokududuktan sonra Nöro-Psikiyatri Kliniği'nde uzmanlık eğitimi aldı. Almanya'daki çeşitli kliniklerde psikiyatr olarak görev yaptı. Son olarak DüsseldorfÜniversitesi'ne bağlı bir öğretim kliniği olan Landensklinik Viersen'de çalıştı.

Çeşitli dergilerde yazıları yayımlanan Serol Teber, bir dönem Açık Radyo'da "Didik Didik Freud" adlı bir program hazırladı.

Serol Teber Kitapları - Eserleri

  • Davranışlarımızın Kökeni
  • Bilimsel Bir Peri Masalı
  • Melankoli
  • "Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi
  • Doğanın İnsanlaşması
  • Didik Didik Freud
  • Aşiyan'daki Kahin
  • Politik - Psikoloji Notları
  • İlk Toplumların Değişimleri
  • İnsanın Hiçleşme Serüvenine Giriş
  • Toplama Kampı Sendromu
  • Picasso
  • Melankoli
  • İşkence Sonrası Yaşam
  • Nükleer Savaş ve Gezegenimizin Biyolojik-İklimsel Değişimi
  • Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler - Paris Komünü'nde Üç Yurtsever Türk

Serol Teber Alıntıları - Sözleri

  • Toplumsal yaşamda ortaya çıkan kriz ve bunun getirdiği korku huzursuzluk-güvensizlik-kuşku oluşturan olaylar karşısında bu tür kişiliklerin hızla savunma konumuna çekildikleri ve dogmatik reaksiyoner tutumlar gösterdikleri belirlenmiştir. Bu süreç içinde, tutucu kişilikler kendilerini güvence altında duyumsayacakları toplumsal ve politik ve de psikolojik alanlara kadar geri çekilirler ve bu gerileme (regresyon) sürecinde yapamayacakları "fedakarlık" yoktur... Bu durumlarda -genel olarak- toplumsal dengeyi düzenleyecek (uyarına gelirse karizmatik) bir otorite aranır; ve böylesi otoriter düzenler ve otoriter kişiler her zaman her yerde bolca bulunur. (İnsanın Hiçleşme Serüvenine Giriş)
  • Bu korkutucu ama aynı zamanda çekici bir durumdur. Çünkü değişmek insanın kendisine yabancılaşması demektir. Fakat amaç canlının bütünlüğünü korumak olunca yabancılaşma pahasına da olsa değişme, benliğin bütününü savunan sistemin bir parçası olur. ("Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi)
  • Henry Ford , " ideal bir fabrika işçisi iyi yetiştirilmiş bir maymundur. Halklar , sonsuz sayıda sıfırdır, ancak ciddi bir şekilde düşünen bir tamsayı, bir kahraman tarafından yönetildiğinde olumlu bir toplam haline gelebilirler," demiştir. (Doğanın İnsanlaşması)
  • Padişahların sarayına en güç giren şey doğruluktur. (Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler - Paris Komünü'nde Üç Yurtsever Türk)
  • "Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında/Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını." (Melankoli)
  • Ayağa kalkmak, yürümek zorunda kaldığından, denge organı beyinciği içeren arka kafa bölgesinin şempanzeye oranla büyüdüğü saptanmıştır. Beyin hacmi, şempanzeyle hemen hemen aynı, gorilinkinden biraz daha az olmasına karşılık beynin beden ağırlığına oranı, diğer bütün maymuninkilerden daha büyüktür. (Davranışlarımızın Kökeni)
  • tüm toplum üyelerine, toplumsal çalışmalara katılma ya da katkıda bulunma zorunluluğu getirilmiştir... Çalışanlardan toplanan artık değerler çoğaltılmış, bunların bir kısmı kanal-Tapınak-yol baraj-Saray gibi kamu hizmetlerinin yapımı için kullanılırken, çoğu küçük bir sömürücü katmanın lüks tüketimine harcanmıştır. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip «bu benimdir» diyebilen, ve buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu olmuştur. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Avrupa’nın hemen her tarafında amele sınıfı yürekler dayanmıyacak bir haldedir. Bir fabrikacı mâlik olduğu sermayesi kuvvetiyle birkaç bin kişiyi esir gibi kullanıyor. Gördükleri işin onda birine mukabil olacak derecede bile ücret vermiyor. Öyleyse niçin çalışıyorlar? Ya ne yapsınlar? Ameleden biri ücretin kılletinden (azlığından) dolayı bir fabrikayı terkettiği takdirde başka fabrikaya kabul olunmaması için fabrikacıların ittifakı var. (Mehmet, Reşat ve Nuri Beyler - Paris Komünü'nde Üç Yurtsever Türk)
  • "Zavallı bir çocuk gibi minnetle ağlasam... Ah ağlasam, seninle dudak dudağa ağlasam; Bir kez olsun bunda sevinçle ağlasam!" (Aşiyan'daki Kahin)
  • Sömürgeciler, Avustralya yerlilerine gerçek bir soykırım uygulamışlardır. İngiltere, daha 1783 yılında, kaptan Artlıur Phillip denetiminde, 757 adi suçluyu Avustralya’ya göndererek, bu anakaranın tüm güzelliklerini sistemli bir biçimde tahrip ettirmiştir. (İlk Toplumların Değişimleri)
  • Ergin maymunlar, yavrularının her türlü yaramazlıklarını insanlarda bile az rastlanan bir hoşgörüyle karşılarlar. Genellikle bebeğe kötü davranılmaz. (Davranışlarımızın Kökeni)
  • "Neden, ister felsefede ya da politikada ister şiir ya da sanatta olsun olağanüstü kişiliklerin hepsi melankoliktir?" (Melankoli)
  • Çok vicdanlıymış gibi görünenlerin gerçekte günaha eğilimli oldukları için çok fazla vicdandan söz ettiklerinin ya da çok fazla ibadet ettiklerinin altını çizer. (Didik Didik Freud)
  • “Babamızın biz çocuklarına sunduğu en büyük özgürlük, kendisinden istediğimiz kadar korkabilme özgürlüğüydü.” (Didik Didik Freud)
  • Mutlu bir insansınız siz. Bu denli kolay mutlu olmanızdan dolayı acıyorum size Mösyö. Bir insanın kendisini mutlu sanacak kadar alçalması mı gerekir! Mut­lusunuz siz... Demek ki kolayca hoşnut oluyorsunuz? Acı­yorum size ve kendi keyifsizliğimi sizin üstün mutluluğunuzdan daha değerli buluyorum. (Aşiyan'daki Kahin)
  • Sanatlar içinde sadece müziğin insan ruhunun en derin noktalarına kadar ulaşıp, en yoğun duyguları bile evrensel harmoniyle bütünleştirebileceği öngörülmüştür. (Melankoli)
  • Zavallı bir çocuk gibi minnetle ağlasam... Ah ağlasam, seninle dudak dudağa ağlasam; Bir kez olsun bunda sevinçle ağlasam! (Aşiyan'daki Kahin)
  • Bu koşullarda birazcık olsun bir şeyler bilen ya da bilmek isteyen bir insanın çıldırmadan, en azından şizofreni olmadan bu toplumda tutulabilmesi (artık) olanaksızlaşmıştır. Bir anlamda insanlar tutunamamaya mahkûm olmuşlardır. Kuşkusuz bütün bunlara karşın sonlarının ne olacağını bile bile de olsa böyle insanlar her zaman ortaya çıkacaklar ( hiç olmazsa kendi konumlarını göstererek) ve bir anlamda tutunanların ( bir kısmına olsun) yaşamlarını zindan edeceklerdir. Bunu yapmak onları üzmek için değil, başka türlü yaşamak ellerinden gelmediği için yapacaklardır... Tıpkı başka türlü dilenmeyi bilmeyen Beyaz Mantolu Adam gibi... ("Tutunamayanlar"ın Politik Psikolojisi)
  • Evrim süreci içinde saptanan genel bir yasaya göre canlılarda gelişme, basitten karmaşığa doğru olmakta ve her gelişen yeni örgütlenme, kendinden öncekilerini denetletip yönetmektedir. Genel olarak bütün sinir sistemi hastalıklarında da bu evrimsel gelişimin tersi bir çözülme saptanır. Yani ilk kez en son gelişen, en karmaşık yapıların işlevleri bozulmakta, ve sonucu olarak da bunların, daha alt yapılar üzerindeki denetim yetenekleri azalmaktadır. (...) Bu nedenledir ki korku, sıkıntı ile özgür ve yaratıcı düşüncenin bir arada bulunmaları pek olası değildir. (Davranışlarımızın Kökeni)

Yorum Yaz