tatlidede

Üçüncü Polis - Flann O'Brien Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Üçüncü Polis kimin eseri? Üçüncü Polis kitabının yazarı kimdir? Üçüncü Polis konusu ve anafikri nedir? Üçüncü Polis kitabı ne anlatıyor? Üçüncü Polis PDF indirme linki var mı? Üçüncü Polis kitabının yazarı Flann O'Brien kimdir? İşte Üçüncü Polis kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 06.10.2022 05:00
Üçüncü Polis - Flann O'Brien Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Flann O'Brien

Çevirmen: Gülden Hatipoğlu

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752898400

Sayfa Sayısı: 240

Üçüncü Polis Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ulysses ve Finnegans Wake'i yazmış olmasına rağmen James Joyce [Flann O'Brien'ı] kıskanabilirdi."

The Observer

"Hakiki bir mizah duygusuna sahip, gerçek bir yazar." James Joyce

"Scott Fitzgerald'da olduğu gibi yazınında inanılmaz bir huzur var; her sayfada dokunaklı bir zarafet pırıldıyor."John Updike

"At Swim-Two-Birds ilk yayımlandığından beri aklımda yüzyılımızın en iyi kitaplarından biri olarak kaldı... Ulysses ve Tristram Shandy'yle aynı düzeyde." Graham Greene

"Flann O'Brien özgün bir yazar, anlatımı ise tuhaflıkları doğal, olağanı komik yapacak kadar hızlı ve keskin."The Times

"O'Brien 20. yüzyılın komik dahilerinden biriydi." BOSTON GLOBE

James Joyce ve Samuel Beckett'la beraber İrlanda edebiyatının Kutsal Üçlü'sünü oluşturan Flann O'Brien, doğumunun yüzüncü yılında Türk okurlarıyla buluşuyor. Adı bu üçlünün hep en sonunda anılsa da 20. yüzyılın en büyük yazarlarından biridir O'Brien. Parodi ve hicvi muzipçe kullanarak dilin anlamı iletmede, hatta oluşturmada üstlendiği kurgusal rolü alaşağı etmesiyle ve gerçeklik dediğimiz kurgunun maskesini düşürmesiyle, Avrupa henüz postmodern kelimesini duymamışken postmodenist olmuş bir yazardır o.

Absürdün kinayesi olarak ancak Alice Harikalar Diyarında'yla kıyaslanabilecek olan Üçüncü Polis bir cinayet romanı, İnsan ile bisikleti arasındaki hassas ilişkinin öyküsü ve bitmek bilmeyen suçluluk hissinin tüyler ürpertici masalıdır. Hayatını filozof De Selby'nin çalışmalarına adamış olan isimsiz anlatıcı, parası için ihtiyar Mathers'i öldürür. Ancak bir süre sonra kendisini ölü adamla karşı karşıya bulur. Para kutusunu arayışında yolu bir karakola düşecek, burada hayata bakışları ve uğraşları De Selby'ninkinden de tuhaf olan iki polisle tanışacak, üçüncü polisin gizemini çözebilene dek olağanüstü şeylere tanık olacaktır: Bisiklet gibi davranmaya başlayan insanlar, göreni (ya da ona dokunanı) delirten imkânsız bir renk, sonsuza dek küçülerek iç içe girmiş sandıklar...

Kurgusunun paradoksal yapısı ve kısır döngüsüyle hızla mekanikleşen modern dünyada makineleşen insanı ele alan Üçüncü Polis, kısa sürede kültleşmiş bir

çağdaş klasik.

"Flann O'Brien'ın eserlerini yeterince takdir etmezsek büyük adamları hak etmeyen aptallarız demektir. Flann O'Brien çok büyük bir adam."

Anthony Burgess

Üçüncü Polis Alıntıları - Sözleri

  • Neşeli bir şaşkınlıkla gülümseyerek, "Kaypak görünüşünüze bakarak kim olduğunuzu anlamak zor, ne iş yaptığınızı tahmin etmek kolay değil. Halinizden oldukça hoşnut görünüyorsunuz, ama diğer yandan da hiç memnunmuş gibi bir haliniz yok....
  • Sana daha önce özel olarak söylediğim gibi, her şeyi lehine çevirmenin gerçek bilgeliğin kaidelerinden biri olduğunu unutmamalısın.
  • Daha önce hiç bir ruhum olduğuna inanmamış ya da bundan şüphe etmemiştim, ama o anda bir ruhum olduğunun farkına vardım. Ruhumun cana yakın, benden yaşça büyük olduğunu ve sadece benim iyiliğimi düşündüğünü de farkettim. Kolaylık olsun diye ona Joe adını verdim..
  • İnsanın beklediği korkunç, haddi hesabı olmayan ve harap edici şey gerçekleşmediğinde, rahatlamaktan çok hayal kırıklığına uğraması tuhaf.
  • Joe bu süre zarfında açıklamalarda bulunur. Bitmemiş olanın tekrar başladığından, aşina olanın yeniden keşfedildiğinden, halihazırda çekilen ıstırabın yeniden yaşandığından, hatırlanmayanın hemencik unutulduğundan bahseder. Cehennem aynı yerde döner durur. Şekil itibariyle dairesel yapısı nihayetsiz, tekrarlayan ve fazlasıyla katlanılmazdır.
  • Bir beden içinde başka bir beden, soğan kabukları gibi birbiri içinde akla hayale gelmez şekilde sonsuzluğa kadar uzanan binlerce beden varsa? Ardı ardına sıralanan ölçülemez varlıklar silsilesinde bir halka mıydım sadece? Bunun özü neydi veya kimdi, hiçbir şeyin içinde olmayan nihai devasa varlık hangi dünyadaki hangi canavardı? Tanrı mı? Hiçbir şey mi? Bu çılgın düşünceler aklıma “aşağıdan” mı geliyordu, yoksa “yukarıda” tertip edilip içime salınan yepyeni düşünceler miydi?
  • Cevaplar sorular kadar önem taşımaz...İyi bir soruyu cevaplamak oldukça güçtür.Soru ne kadar iyiyse cevap da o kadar iyidir.Çok iyi bir sorunun ise hiçbir cevabı yoktur.
  • ... kötü bir şeyin olabileceği ihtimalinden korkarak De Selby’ye gelen bu genç adam, en kötü şeyin olacağına tamamıyla kani olarak ve neşe içinde intihar etmeyi tasarlayarak ayrılmış evden.
  • De Selby’nin tanımına göre, insan deneyimi “her biri sonsuz kısalıkta olan statik deneyimler silsilesidir”
  • "Aradığımız ağaç bu olmalı,” dedi Gilhaney. “Hiç şaşırmadım,” dedi çavuş, “elini altına sokup şöyle bir yokla, bak bakalım orada kendi yokluğuna ek olarak başka herhangi bir şey olup olmadığını olgusal olarak tespit edebilecek misin.”

Üçüncü Polis İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Dışarıda her şey olağan seyrinde devam ediyor. İnsanlar yaşamlarını idane ettirebilmek için çalışıyor, çalıyor, yaşıyor ve öldürüyor. Gün geceye, gece tekrar gündüze akıyor. Bütün bu sıradanlığıyla başlıyor kitap ve bir andan fantastik bir dünyaya kapılarını açıyor. Bu geçişin nasıl ve neden olduğunu kitabın sonuna dek okumadan çözmek mümkün değil. Kendinizi dünyanın sıradanlığı içerisinde görürken birden akla hayale gelmeyecek, sığmayacak ve de absürd denilecek kadar ilginç öğelerin içerisinde buluyorsunuz. Kitaba başlarken ki tahminleriniz ile sona ulaştığınızda karşılaştığınız sahne arasında emin olun büyük farklar yer alacaktır. Yazara göre komik içeriğe sahip olması gereken yerler var muhakak kitapta ama bu komediden gülüp geçeceğinizi sanmayın. Bir soygun, bir cinayet, soyguncular ve katiller arasındaki kalleşlik ve cehennemin sürüp giden kısır döngüsü. Bu kısır döngü bir ceza sistemi. En umutlu hallerden en umutsuz hallere bir geçiş ve bir kaçış var. Ve tekrar başa sarması kasedin. Tekrar umut, umutsuzluk ve tekrar... (Sîdar Ronahî)

Bu kitabı Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap Listesinde görmüş ve kitaplığıma katmıştım. Okuyalı da epey oluyor. Ankara buluşması için post modern edebiyat örneklerinden Italo Calvino'nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabı seçilince, bu akımı, fikri daha evvel bir yerlerden okumuştum diye düşündüm ve hatırladım. O, bu kitaptı. 2015'te okudum. Bu sene elimden geldiğince eski kitaplarıma göz gezdiriyorum. İleriki okumalarımı daha sağlam bir temele oturtmaya çalışıyorum ve hiç entelektüel okumalar yapayım derdinde değilim. Bunun için de çok farklı kelimelerle konuşuluyor, bu tür şeyler beni sıkıyor. Bu kitap sıkıcı değildi. Sadece farklı diyebiliyorum. Daha önceki senelerde aldığım notları tekrar gözden geçirip, sitede pek bir bilgi olmadığını görünce eklemeliyim diye düşündüm. Bu tür bir kitabı, böyle konularda bilgili okurların, bilhassa edebiyatçıların değerlendirmesi hepimiz için daha aydınlatıcı ve açıklayıcı olur. Geçelim benim 2015'te yazdığım kısa incelemeye: Entelektüel okumalar yapanlara, biçilmiş kaftan kitaplardan biri Üçüncü Polis. Bu kitabı okumadan önce modernizm/ postmodernizm nedir, hangi dönemi kapsar araştırmak gerek. Kitabın önsözü çok önemli. Kitapta kolayca gözden kaçırılabilecek noktalar var. Eğer önsözü çok dikkatli okursanız bunun önüne geçebilirsiniz. Kitabı okurken çok defa ''Ben n'apıyorum, bu kitap neyi sembolleştirmiş, sanırım dünya tuhaf bir yer'' gibi sorular düşünceler kafamda uçuştu. Bazen o kadar anlamadım ki yoruldum, acaba bıraksam mı dedim; ama kitabı bitirdiğimde böyle bir kitabı okumak için benim yanlış bir dönemde olduğumu anladım. Çok dinç ve sorunsuz bir döneminizde başlamanızı ve apalamadan koşmamanızı tavsiye ederim. Kitap gerçek bir kurgu gibi başlıyor, derken fantastikleşiyor önsözde en son gotik denmiş ama benim herhangi bir tanıma sığdıramadım bir şekilde tuhaf bitiyor. Kitapta kendi içinde ayrı bir kurguya sahip dipnotlar var. Dipnotlar gerçek değilmiş sonradan fark ettim. Ama o kadar başarılı ve gerçekçiydi ki... Bu, bir tür olay içinde olay gibiydi. Onları okurken kitaptan halay çekerek uzaklaşıyor sonra mendili bırakıp kitaba geri dönüyorsunuz. Zaten yazarın da istediği buymuş. Ama dikkat edin, beyin loblarınız bu halay esnasında isyan edebilir. James Joyce ve Anthony Burgess gibi yazarların övgülerine mazhar olmuş bu kitabı, farklı bir boyutta düşünmek isteyenler tercih edebilirler. Yazarın adının çok bilinmemesi bazı edebiyat eleştirmenleri tarafından büyük talihsizlik olarak nitelendirilmiş. Kitabın bitiminde yazarın notu var, onu okuduğunuzda her şey yerli yerine oturuyor. Bitirir bitirmez tekrar önsözü okumak gerek. O zaman ne okuduğunuzu, nasıl bir yolculuğa çıktığınızı anlıyorsunuz. Önsöz ve sonsöz olmasaydı kendimi beyni uyuşturulmuş, elimden tutulmuş böyle bir yerde (misal bu klipteki gibi bir yer https://www.youtube.com/watch?v=pPESvnTTFl8 ) bir müddet tutulup, evime geri getirilmişim gibi hissederdim. Bir kitap, bir yolculuk ve bir bitişti yaşanan. Dilim ne kadar döndü, ne kadar anlatabildim bilmiyorum; ama okumadan, en azından şu kadarcık yoruma denk gelmiş olsaydım kendimi şanslı hissederdim. Bu kitap edebiyat eleştirilerinin, yorumlarının ne kadar önemli olduğunu gösterdi bana. Kitaplar hakkında büyük yazarların yorumlarına daha bir dikkat edilmeli. Böylece okuduğumuz kitabı daha rahat anlar ve sağlıklı bir okuma yapmış oluruz. Umarım ben de bu kitapla ilgili eleştiri, inceleme ve daha fazla bilgiye denk gelirim. Okuduğumdan beri aklımın bir köşesinde ''O neydi o'' diye bekler durur.. Tercih edeceklere keyifli okumalar. (Kübra)

İsmi, kapağı ve hakkında söylenenlerle beni çeken bu kitap; söylenen her şeyi sonuna dek hak ediyor ama gördüğüm kadarıyla hak ettiği ilgiyi görememiş okuyucular tarafından. Okuması, özellikle dipnotların kendi içerisinde anlattıklarıyla, zaman zaman zorlasa da ben ana konuya daha ilgiliydim ve akıp gitti. En başından itibaren okuyucuyu bir düşünme ve sorgulama sürecine itiyor. Bu, benim böylesi kitaplarda çok hoşuma giden bir şey olduğu için bir kağıda not ala ala okudum. Kitabı okurken tadınızı kaçıracak bir şeyden bahsetmeyeceğim, alınan bu notlar kitabın sonunda beni sadece gülümsetti. Kitabın diliyle ilgili olarak, dönemin sansür ağından kaçabilmek için öyle güzel bir yol izlemiş ki yazar bunu takdir etmemek imkansız. Sahip olduğu mizah belki herkese hitap etmeyecek ama ben beğendim. Kurgunun vardığı nokta ve her şeyi anladığınız an ise "Evet, ben gerçekten iyi bir yazardan güzel bir roman okudum" diyebiliyorsunuz, bence en güzeli bu. Ve son olarak, önümüzdeki birkaç gün bisikletlere farklı bir gözle bakacağım kesin. (Zehra San)

Üçüncü Polis PDF indirme linki var mı?

Flann O'Brien - Üçüncü Polis kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Üçüncü Polis PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Flann O'Brien Kimdir?

Gerçek adıyla Brian O'Nolan on iki kardeşin üçüncüsü olarak 5 Ekim 1911'de bugün Kuzey İrlanda sınırları içinde kalan Tyrone kontluğunun Strabane ilçesinde dünyaya geldi. Yaşadıkları yerde İrlandaca dilinde eğitim veren bir okul bulunmadığından, çocuklarının İngilizce dilinde eğitim almasını istemeyen babasının tercihiyle on iki yaşına kadar evde eğitim aldı. 1922'de ailesiyle birlikte Dublin'e taşındı. 1929'da Dublin Üniversitesi'ne başlayarak edebiyat okudu. Yaratıcı dehasının ilk örneklerini öğrencilik yıllarında katıldığı münazara kulüplerinde yaptığı konuşmalarda, öğrenci dergilerinde yazdığı yazılarda, sonrasında 1934'te arkadaşlarıyla kurduğu ve editörlüğünü üstlendiği "Blather" (Zırva) adlı dergide sergiledi. Bu dergilerde "Brother Barnabas" takma adıyla yazılar yayımladı. 1935'te İrlanda Kamu İdaresi'nde göreve başladı ve emekli olduğu 1953 yılına kadar çeşitli yerel hükümetlerin özel sekreterliğini yaptı. İlk romanı "At Swim-Two-Birds" 1939'da yayımlandı. Samuel Beckett ve James Joyce romandan övgüyle bahsettiler. İkinci romanı "Üçüncü Polis" yayınevleri tarafından geri çevrilerek yazarını büyük hayal kırıklığına uğrattı (yazarın ölümünden sonra 1967'de basıldı). 1941'de İrlandaca yazdığı "An Béal Bocht/The Poor Mouth" adlı üçüncü romanını yayımladı. Bundan sonra yaklaşık yirmi yıl hiç roman yazmadı. 1940 yılında "Irish Times" gazetesinde "Myles na Gopaleen" takma adıyla köşe yazıları kaleme almaya başladı. Otuz yıl boyunca "Cruiskeen Lawn" (Dolup Taşan Minik Küp) başlıklı köşesinde neredeyse her gün yazdı. Bu yazılar yazarın ölümünden sonra "The Best of Myles", "The Hair of the Dogma", "Further Cuttings from Cruiskeen Lawn" ve "At War" adlı kitaplarda bir araya getirildi. Ölümünden birkaç yıl önce tekrar roman yazmaya başladı ve 1962'de "The Hard Life" (Zor Hayat), 1964'te "The Dalkey Archive" (Dalkey Arşivi) adlı romanları basıldı. 1 Nisan 1966'da Dublin'de öldü.

Flann O'Brien Kitapları - Eserleri

  • Ağaca Tüneyen Sweeny
  • Üçüncü Polis
  • Zor Hayat
  • Dalkey Arşivi
  • The Poor Mouth

Flann O'Brien Alıntıları - Sözleri

  • “Her şeyin bir yeri ve zamanı olduğu çok beylik bir laftı, ama buna rağmen doğruluğu da inkâr edilemezdi; insan banyo yaparken akordeon da çalabilirdi pekâlâ, ama böyle bir şey yapmayı muhtemelen kimse denememişti.” (Dalkey Arşivi)
  • De Selby’nin tanımına göre, insan deneyimi “her biri sonsuz kısalıkta olan statik deneyimler silsilesidir” (Üçüncü Polis)
  • I moved over near the fire and for five hours I became a child in the ashes- a raw youngster rising up according the old Gaelic tradition. (The Poor Mouth)
  • Arada bir şarkı söylemeyen adam zavallıdır... (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Çünkü her şey değişir ve bir diğerine yol verir. (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Sana daha önce özel olarak söylediğim gibi, her şeyi lehine çevirmenin gerçek bilgeliğin kaidelerinden biri olduğunu unutmamalısın. (Üçüncü Polis)
  • ... kötü bir şeyin olabileceği ihtimalinden korkarak De Selby’ye gelen bu genç adam, en kötü şeyin olacağına tamamıyla kani olarak ve neşe içinde intihar etmeyi tasarlayarak ayrılmış evden. (Üçüncü Polis)
  • 'Tis amazing how fate drives us in this life from the bad act to the good one and back again. (The Poor Mouth)
  • Bana akla yatkın bir acı verin, der Akıl... (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Bir beden içinde başka bir beden, soğan kabukları gibi birbiri içinde akla hayale gelmez şekilde sonsuzluğa kadar uzanan binlerce beden varsa? Ardı ardına sıralanan ölçülemez varlıklar silsilesinde bir halka mıydım sadece? Bunun özü neydi veya kimdi, hiçbir şeyin içinde olmayan nihai devasa varlık hangi dünyadaki hangi canavardı? Tanrı mı? Hiçbir şey mi? Bu çılgın düşünceler aklıma “aşağıdan” mı geliyordu, yoksa “yukarıda” tertip edilip içime salınan yepyeni düşünceler miydi? (Üçüncü Polis)
  • Derin düşüncelere dalabildiğim bir hayat tarzı yaradılışıma uygundu. (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Adaletin yolu, yoldan sapmış da olabilir bence. (Dalkey Arşivi)
  • Gözler sulandıklarında hangi metodu izlemeliyim? (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • İnsanın beklediği korkunç, haddi hesabı olmayan ve harap edici şey gerçekleşmediğinde, rahatlamaktan çok hayal kırıklığına uğraması tuhaf. (Üçüncü Polis)
  • Daha önce hiç bir ruhum olduğuna inanmamış ya da bundan şüphe etmemiştim, ama o anda bir ruhum olduğunun farkına vardım. Ruhumun cana yakın, benden yaşça büyük olduğunu ve sadece benim iyiliğimi düşündüğünü de farkettim. Kolaylık olsun diye ona Joe adını verdim.. (Üçüncü Polis)
  • Tanrı'nın kelamına doğrudan kulak vermek, bütün şeytani tartışmalara galabe çalacaktır.. (Dalkey Arşivi)
  • Düşünürsen, müzik harika bir şey... (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Bir şeyler öğrenmenin tek yolu kendi kendine öğrenmektir. (Zor Hayat)
  • Things are not what they seem and if a stone be cast, there is no foreknowledge of where it may land. (The Poor Mouth)
  • Joe bu süre zarfında açıklamalarda bulunur. Bitmemiş olanın tekrar başladığından, aşina olanın yeniden keşfedildiğinden, halihazırda çekilen ıstırabın yeniden yaşandığından, hatırlanmayanın hemencik unutulduğundan bahseder. Cehennem aynı yerde döner durur. Şekil itibariyle dairesel yapısı nihayetsiz, tekrarlayan ve fazlasıyla katlanılmazdır. (Üçüncü Polis)

Yorum Yaz