tatlidede

Unutma Biçimleri - Marc Auge Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Unutma Biçimleri kimin eseri? Unutma Biçimleri kitabının yazarı kimdir? Unutma Biçimleri konusu ve anafikri nedir? Unutma Biçimleri kitabı ne anlatıyor? Unutma Biçimleri PDF indirme linki var mı? Unutma Biçimleri kitabının yazarı Marc Auge kimdir? İşte Unutma Biçimleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 29.01.2023 02:00
Unutma Biçimleri - Marc Auge Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Marc Auge

Çevirmen: Mehmet Sert

Yayın Evi: Om Yayınevi

İSBN: 9789756827109

Sayfa Sayısı: 285

Unutma Biçimleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Unutmak, toplum için olduğu kadar birey için de bir zorunluluktur. İçinde bulunulan zamanın, şu anın ve bekleyişin tadına varmak için unutmayı bilmek gerekir; ancak unutmak bellek için de bir ihtiyaçtır: uzak geçmişe ulaşabilmek için yakın geçmişi unutmak gerekir. Bana unuttuğun şeyi şöyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Unutma Biçimleri Alıntıları - Sözleri

  • ''Şimdiki zamanda kalmak için unutmak, ölmemek için unutmak, sadık kalmak için unutmak gerekir.''
  • ''Bir gün başkalarının sesine kulak vermeyi başarabilecek miyiz?''
  • ''Sözcüklerden korkmayalım: Düşüncelerimizin damarına basmalıyız, üstelik başkalarının düşünceleri bu konuda bize yardımcı olabilir!''
  • "Kuşkusuz her şeyi unutamaz insan. Ancak her şeyi anımsamadığı da bir gerçektir. Anımsamak ya da unutmak, tıpkı bir bahçıvanın yaptığı gibi ayıklamak ve budamak demektir. Anılar bitkilere benzer. Bazı bitkilerden hemen kurtulmak gerekir ki diğerleri boy atsın, gelişsin, çiçek açsın."
  • İçinde bulunulan zamanın, şu anın ve bekleyişin tadına varmak için unutmayı bilmek gerekir
  • Hepimizin kafasında, sürüklenip duran pek çok imge yok mudur?
  • ''Hayal gücü donmuş olanlarla (bu tehlike hepimiz için mevcut) mücadeleye girişenlere, belleği ve merak duygusunu kaybetmemek için unutmayı, unutmamak gerektiğini anımsatmaya çalışıyoruz.''
  • ‘Her şeyin bir mevsimi vardır.’
  • Bir gün başkalarının sesine kulak vermeyi başarabilecek miyiz?
  • ''Bütün anılarımız birer perdedir. Pontalis, onların en eski anıları gizleyen birer perde olduklarını değil de gizledikleri izlerin önünde perde oluşturduklarını söylemektedir.''

Unutma Biçimleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İncelememe, adına bakarak kitabı merak edecek okurlar için bir notla başlamak istiyorum: “Bu bir kişisel gelişim kitabı ya da nasıl unutacağınızı anlatan bir psikoloji kitabı değildir.” Yazarı merak edenler içinse şu notu düşebilirim: “Kesinlikle okunması gereken bir yazar ve bilim insanı ama başlayacağınız kitap bu olmamalı.” Sadece 75 sayfa olan bu kitabı sindirebilmek için biraz antropoloji ve etnoloji epeyce de felsefe ve edebiyat birikiminin olması gerekiyor. Kendi adıma, bu kitabı okurken tekrar okuyup yeni bir gözle bakmam gereken pek çok isim ve eser belirledim. Onları hatırladıktan sonra tekrar bu kitaba göz atmam gerekecek. Biraz uzun bir inceleme olacak ancak 75 sayfalık bu kitabı daha kısa bir inceleme ile değerlendirmem mümkün değildi. İncelememe yazar tanıtımı ile başlayayım. Üretken, esprili ve karmaşık bir yazar olan yazar/marc-auge Fransız bir antropolog. Yaygın tabiriyle antropoloji geçmiş yaşamları ve kültürleri çeşitli yönleriyle inceleyen bir bilim dalı. Ancak yazarımızın diğer antropologlar arasında bir farklılık yarattığını söyleyebiliriz. Çünkü yazar/marc-auge antropolojinin alanını gezegenimizin bütünüyle ve modern dünya ile birleştiriyor (kitap/cagdas-dunyalarin-antropolojisi--44491 kitabının arka kapağı) Onu bugün öne çıkaran nitelikleri öncelikle yazar/Louis-Althusser, yazar/michel-de-certeau, yazar/Gilles-Deleuze ve yazar/michel-foucault gibi kişilerin öğreten konumunda bulunduğu bir kuşakta yetişmiş olması. yazar/marc-auge, kariyerine Fildişi Sahili'nde Abidjan'ın batısında bulunan Alladian halklarını araştırdığı bir dizi uzun saha gezisi ile başlamış. Uzun yıllar bu toplulukları izleyerek onların inanışları ve kültürlerine dair gözlemlerde bulunmuş. Hatta “bir toplumun kendi kendine yaptığı temsillerin iç mantığı olarak tanımlanan” “ideo-logic” terimini literatüre kazandırmış (Bugün yaygınlaşan anlamı ile düşünmememiz gerekir sanırım.). 1980'lerde Afrika'daki saha çalışması sırasında geliştirilen yöntemleri, Avrupa (Paris) bağlamında uygulayarak çağdaş dünyanın bir antropolojisini geliştirmiş. Bu dönemdeki çalışmaları dört temele dayanmakta: İletişim teknolojilerinin getirdiği yalnızlık, diğerinin de bir “ben” olduğunun garip kabulü,kitap/yok-yerler--119876 ve kitap/evsiz-bir-adamin-guncesi--121789 kitaplarında ele aldığı ait olamama ve yalnızlık, hafızanın unutulması ve sapması (kitap/unutma-bicimleri--160713). Yazarımız tüm bu araştırmalarında Fransız edebiyatının en büyük yazarlarının eserleri ile karşılaştırmalar yaparak dil ve deneyim arasındaki uçurumun aşılmazlığını ortaya koymuş ve yazarımıza göre zaten en büyük boşluk da bu. Yazar, içinde yaşadığımız çağı, postmodern değil, farklı kültürlerin aynı çağı paylaştığı "üstmodern" (supermodernty) olarak tanımlıyor. Yazarımıza göre antropoloji, çağdaş dünyaya "öteki" ile "ben" ayrımına yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşarak büyük şehirlerdeki otobüslerin kalabalığından gecekonduların kuytusuna kadar hiçbir şeyi gözden kaçırmadan bugünü ele almalı. kitap/unutma-bicimleri--160713 kitabının daha ilk sayfalarında samimi bir anlatımla sizi sarıyor yazar. Kitabını “Anımsama ve Unutma”, “Anlatı Olarak Yaşam”, Unutmanın Üç Figürü”, “Unutma Görevi” başlıkları üzerinde temellendirmiş. Kitabındaki bu bölümlerde Afrika topluluklarının, Mohave yerlilerinin ritüllerinden bahsederken bir anda yazar/Sigmund-Freud ’la karşılaştırma yaptığını ve kitap/monte-kristo-kontu--121116 ’nu örnek verdiğini görebiliyorsunuz. Sonra bir anda karşınıza kitap/kayip-zamanin-izinde--8785 çıkıyor, yazar/Stendhal bir sonraki sayfadan size el sallıyor. Bir ara yazar/Platon giriyor sahneye... Hatta ve hatta Şarlo size bir filminden nanik yapıyor Peki, bilinen en eski erginlenme ritüellerinden günümüz kurgularına uzanan bu seçki neden? Kitabın adını hatırlayalım: Unutma Biçimleri. (Bu noktadan itibaren kitapla ilgili kendi çıkarımlarıma geçiyorum.) En eski mitlerden tutun da bugünün sanat dünyasına kadar her şey unutulmaması gereken üst bir kurmacanın parçası. İnsanlık, kendi tarihini unutmamak adına gerçekleri toplumsal bir üst kurmacaya dönüştürmüş (Yazar, bunlara pagan ve kısmen Hristiyanlık inançlarını da dâhil ediyor.) İnsanlarsa kendi kişisel hikâyelerini (kurmacalarıyla) bu üst kurgunun bir parçası olmak için oluşturuyor. Bütüne ait olmak onu “ben”den “biz”e dönüştürüyor ve “öteki” olmaktan kurtarıyor (Eski kültürlerde erginlenme ritüelini başaramayanlar toplum dışına itilirdi, bugün çoğunluğa benzemeyeni ötekileştirme ile aynı şey sayılmaz mı bir anlamda?) İşte burada kişisel tarihleri bir yana bırakıp üst kurmacaya dâhil olmak için üç unutma biçimi devreye giriyor: 1. Geriye Dönme: Şimdiki zamanı ve ondan farksız hâle gelmeye başlayan yakın geçmişi unutarak kaybolmuş bir geçmişi yeniden bulmak (s. 47). 2. Erteleme: Şimdiyi bir değişme oyunu ile yeniden kurmak ["Hiç olmazsa bunu yaşamış olacağım." anlayışı ile erkeğe öykünen kadın, kendini kral ilan eden köle rollerine bürünmek (s. 48’in özeti)]. 3. Yeniden Başlama: Geçmişi unutarak, geleceği yeniden bulmak, mümkün olan bütün geleceklere ayrıcalık tanımaksızın yeni bir doğuş'un koşullarını sağlamak [Yeniden başlama'nın alegorik ritsel biçimi, her zaman dünyaya geliş ve doğum olarak sunulan kabul edilme ya da kabul törenidir. (s. 49)]. İlkel ya da modern (ya da yazarın deyişiyle üstmodern) tüm toplumlar aslında sadece şeklini değiştirerek yüzyıllar boyu bu üç unutma biçimini uygulamış bazen ritlerle bazen de kurmaca ile. Yazara göre aslında bu yaşamımızı zenginleştirecek olan yaratıcılığın da gereği (topluma ait olmaktan bahsetmiyoruz bu noktada). Çünkü unutmadığımızda devam etmemiz de söz konusu değil: gonderi/120878764 Yazar, kitabını şu cümle ile sonlandırıyor: Şimdiki zamanda kalmak için unutmak, ölmemek için unutmak, sadık kalmak için unutmak gerekir. Keyifli okumalar dilerim. (TC)

"Şimdiki zamanda kalmak için unutmak, ölmemek için unutmak, sadık kalmak için unutmak gerekir." Kitabın son cümlesi bu... An'ın kıymetini ve şu an yanınızda olanların kıymetini bilmek; geçmişte yaşamayı bırakıp pişmanlıkların, üzüntülerin geçmişte kalmasını gerektiğini anlatıyor. Tabi biraz sıkıyor (mehmet)

Okurken hayli zorlandığım bir kitap oldu, o sebeple keyifle okudum diyemeyeceğim. Bir çok kısmı başa dönüp tekrar okumam gerekti. Daha sonra tekrar okumayı umuyorum. (Arzu Bozdemir)

Unutma Biçimleri PDF indirme linki var mı?

Marc Auge - Unutma Biçimleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Unutma Biçimleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Marc Auge Kimdir?

Marc Augé 1935 yılında Fransa'nın Poitiers kentinde dünyaya geldi. Etnoloji disiplininde uzmanlaşmış seçkin antropolog, Paris'teki École des Hautes Études ve Sciences Sociales (EHESS) profesörü.

Marc Auge'nin amacı küreselleşmeyi teori etmek ve bir bütün olarak antropoloji disiplinini canlandırmaktır. Bu amaçla, romandan sentetik sonuçları "etno-romanlar" olarak tanımlayan bir takım yazı teknikleri kullanıyor.

Marc Auge Kitapları - Eserleri

  • Evsiz Bir Adamın Güncesi
  • Unutma Biçimleri
  • Yaşsız Zaman : Kendi Etnolojini Yapmak
  • Biri Sizi Bulmaya Çalışıyor
  • Gündüz ve Gece Düşleri
  • Antropoloji
  • Dünyalıların Geleceği
  • Yok Yerler
  • Paganizmin Dehası
  • Bisiklet Mucizesi
  • Yer-Değiller
  • Çağdaş Dünyaların Antropolojisi

Marc Auge Alıntıları - Sözleri

  • Bugün, müphem alanların, kullanılmayan toprakların ve şantiyelerin belirsiz çekiciliğinden bir şeyler barındıran köşeleri, birbirinden habersiz binlerce bireysel yolun kesiştiği aşırı kalabalık yerler, adımların birbirine karıştığı gar peronları ve bekleme salonları, serüvenin hâlâ ayakta kalmış olabilirliğinin, “olacakları görmek”ten başkaca bir şeyin beklenmediği duygusunun kaçak bir şekilde duyumsanabildiği bütün o rastlantı ve karşılaşma yerleri oluşturmuyor muydu? (Yok Yerler)
  • Kimi zaman bir ata statüsü oluşturan cenaze törenleri son geçiş riti gibi düşünülebilirler. Her durumda, kolektivite, toplumsal beden yaşarken, bireysel bedenin sonluluğu ona bir anlam verilmesini gerekli kılar. (Antropoloji)
  • Zamanın içindeyizdir, bazı anların tadını çıkarır, kendimizi zamana yansıtır, onu yeniden icat eder, onunla oynarız. Zamanın kıymetini bilir, acele etmeyiz ya da geçip gitmesine izin veririz. Hayal gücümüzün ham maddesi zamandır. Yaş ise geçen günlerin titizce hesaplanması, yılların sadece birbirine eklenmesidir ve biriken miktar dile getirildiğinde bizi şaşkınlığa düşürür. Yaş, her birimizi, en azından Batı'da, emin olduğumuz bir doğum tarihi ile genelde farklı olmasını dilediğimiz bir ölüm tarihi arasına sıkıştırır. Zaman bir özgürlük; yaş ise bir sıkıntı, bir zorlamadır. (Yaşsız Zaman : Kendi Etnolojini Yapmak)
  • İnsanlar yaşlanır, şehirler de öyle... (Yaşsız Zaman : Kendi Etnolojini Yapmak)
  • "Geleceği artık arzulayamıyorsak bunun sebebi onun bizi kendi içine çekerek yutmasıdır " (Dünyalıların Geleceği)
  • Hıristiyan misyonerlerin ideolojik emperyalizmleri çok yeni değildir ve bugün etnoloji literatürü bu emperyalizmin etkisinden hala kurtulmuş değildir. Bu ideoloji, temelde, bildik evrimci modeli tersyüz ederek (Tek tanrıya inanma önce gelir, bu inanç daha sonra çoktanrıcılığa doğru sapar), yerel inanışları ya bir sapkınlığa ya da gerçek dinin önzezisine dönüştürmeye dayanır. (Paganizmin Dehası)
  • "Kutsallık, şiddettir, ama eğer dindar şiddete tapıyorsa, bunun nedeni şiddetin her zaman, huzur verici olarak görülmesidir; dindar, tümüyle huzura yönelir ama bu huzurun araçları kurbansal şiddetten asla yoksun değildir" (1978, s. 41). (Paganizmin Dehası)
  • Birilerinin insanlığını reddetmek, insanlığı herkesten çekip almaktır." (Dünyalıların Geleceği)
  • Durmaksızın ölümden bahsediyorsun ama yine de ölmüyorsun. Oysa ki öleceğim. Bu yazdığım, benim ölüm gazelim. Kiminin gazeli daha uzun olur, kimininki daha kısa. Aradaki fark asla birkaç söze dayanmaz. (Evsiz Bir Adamın Güncesi)
  • Yaşam, her birimiz için uzun ve istemsiz bir arayıştır. (Yaşsız Zaman : Kendi Etnolojini Yapmak)
  • Her üslup bir teori (söz konusu olan şeyin genel anla yışı), entelektüel bir miras ("edebiyat") ve etik bir angaj man (yargılamamak, anlamak) gerektirir. (Antropoloji)
  • Yazı yazmayı ciddiye almak, yazmayı bıraktığımız an ölecekmişiz gibi yazmak değil midir? (Evsiz Bir Adamın Güncesi)
  • …"açık açık söylemeni tercih ederim, düşüncelerini sansürlemeden dile getirmeni, hiç 'miş' gibi yapmadan, hiç başkası gibi olmadan, kendinden başka kimse olmadan, sadece kendin olmanı isterim." (Gündüz ve Gece Düşleri)
  • Hem bir ev kuşu hem de teknoloji özürlüsü olduğundan ne televizyonu ne de cep telefonu vardı, telesekreterli telefonu da sırf annesinden haber alabilmek için edinmişti. (Biri Sizi Bulmaya Çalışıyor)
  • ''Hafıza kurmacadır, hepimiz bir gün kendimizi yeniden icat etmeye mecbur kalırız.'' (Yaşsız Zaman : Kendi Etnolojini Yapmak)
  • Duyuların tanıklığı, inancın kesinliği yarattığı zihinsel bir işlemdir. (Antropoloji)
  • Doğmak, bir yerde doğmak, bir ikamete atanmaktır. Bu anlamda doğum yeri bireysel kimliği tahsis edicidir. (Yer-Değiller)
  • Tanrı akılcı ve ahlakidir, zararlı kutsallık kutsal olmayan tarafa atılır. (Paganizmin Dehası)
  • "Gezdi, vapurların melankolisini tanıdı, çadırda buz gibi havada uyanmayı, manzaraların ve harabelerin verdiği bıkkınlığı, yarıda kalmış dostlukların acısını öğrendi..." (Biri Sizi Bulmaya Çalışıyor)
  • “Kültürler ve bireyler arasındaki sınırlar birer çit değil birer eşik.” (Dünyalıların Geleceği)

Yorum Yaz