tatlidede

Yaman Dede - Mustafa Özdamar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yaman Dede kimin eseri? Yaman Dede kitabının yazarı kimdir? Yaman Dede konusu ve anafikri nedir? Yaman Dede kitabı ne anlatıyor? Yaman Dede PDF indirme linki var mı? Yaman Dede kitabının yazarı Mustafa Özdamar kimdir? İşte Yaman Dede kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.02.2023 13:00
Yaman Dede - Mustafa Özdamar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mustafa Özdamar

Yayın Evi: Kırk Kandil Yayınları

İSBN: 9789758225507

Sayfa Sayısı: 474

Yaman Dede Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Asıl adı (Mehmed Abdülkâdir Keçeoğlu 1887-1962)YAMAN DEDE Kayserinin Talas ilçesinde dünyaya gelmiştir.Aslen gayr-i Müslim bir ailenin ferdi iken bilahere fıtratında zaten var olan İslâmiyetle müşerref olmuştur.İçinde bulunduğu şartlar gereği uzun zaman Müslüman olduğunu gizliyen YAMAN DEDE,Hukuk tahsilini müteakiben bir yandan maişet için çalışırken,bir yandan da Galata Mevlevihânesi’nde Ahmed Celaleddin ve Ahmed Remzi Dede’lerden Mesnevî dersleri almış,uzun yıllar sessiz bir volkan gibi kaynayıp duran imanını dili ile ikrarla âşikar etmiş ve hayatını büyük bir aşkla İslâmın hizmetine adamıştır...Elinizdeki eser;son devrin bu mümtaz gönül ehlinin müstesna hayatından kesitler sunmakta olup,cennetmekân merhumun şiirleri, konferansları, edebiyat ve tasavvuf harikası mektublarının yanı sıra öğrenci ve dostlarının kendisiyle ilgili hatıralarından müteşekkildir...Yâ Selâm…

Yaman Dede Alıntıları - Sözleri

  • Aşk ve ıztırab... Varlığımın iki unsuru. Bütün varlığım bu...
  • Ben susayım, göz yaşlarım söylesin, Feryada inkılâb eden zerrelerim söylesin!..
  • Her zerremden şu feryâd yükseliyor: Bırakma beni!.. Bırakma beni, diyor, yalvarıyorum o cânâna.
  • Ne söylesem ki harabım neylesem ki harab...
  • Her zerremde aşkın alevleri yanmaya başlamıştı...
  • Ölüm âsûde bir bahar...
  • Kalbimin her zerresinde nâr-ı Aşkullah var, Hûn-i dilden müncelî Furkan Furkan üstüne. Bir Şehin mahbûbuna baş vermeyi kılsın nasib, Kanmam aslâ vermeye kurban kurban üstüne.
  • Yak sînemi âteşlere, efgânıma bakma! Ruhumda yanan ateşe, nirânımâ bakma! Hiç sönmeyecek aşkıma, imanıma bakma! Ağlatma da yak, hâl-i perîşânıma bakma! Yaman Dede Kasidesi
  • O'nu söylemek isteyen diller yandı. O'nu düşünen dimağlar yandı. O'nu duyan kalbler parçalandı. O'nun için ağlayan gözler görmez oldu. O'nu yine O'ndan sor, O'ndan iste! Cevapsız bırakmaz seni...
  • Hakka bağlılığımız nispetinde Ondan gelen her şeye derece derece razı oluruz. Ölmez saadet Allah'a bağlanmaktadır.

Yaman Dede İncelemesi - Şahsi Yorumlar

’Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk’’* (İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acıları ile şerha şerhâ olmuş bir kâlp isterim.) Gözyaşlarını tartan oldu mu hiç? Kaç yıl eder, ruhu şakaklardan seyreden bir keder? Karanlıkta yastığın hangi ipliğinden sızacagını iyi bilen, tamı tamına iki damla, 'düşmekten' nasıl kurtulur? Gözyaşlarınıza ağladınız mı hiç?Kirpikleriniz ellerinden kayıp giden serinliği yanaklarınıza ‘affet’ terennümüyle salıverdi mi? Bu ferahlık, sonsuzluğa kanaat etmekse eğer, sır'rın burdan dönüşü yok!.. Dâgzâr olmadan, kalbi narın esvabına sarmadan, hüsranın zemzeminden hissedar olmadan, ne didene cefa eyle, ne de o zehri ruhsara sun!.. Yaman Dede, asıl adı ‘Diyamandi’ 1887’de, yani 1 asır ,31 yıl evvel Talas’da Dünyaya geldi. Müslüman bir ailenin çocuğu değildi Diyamandi, öğrenimine Rum Ortodoks mektebinde başladı.Kastamonu İdadi (Lise) sini(1901)ve ardından İstanbul Hukuk Fakultesi(1909)’ni bitirdi ve 25 yıl avukat olarak görev yaptı.Sonra ki yıllarda ögretmenliğin o sarnıcı billurlaştıran sahnesinde, körpe dimağları susuzluktan kurtarmaya azmetti ve çesitli okullarda Edebiyat, Türkçe ve Din Kültürü derslerine girdi.. Ruhuna ateşi düşüren, Mevlana’nın katrede bir âlem, âlemde bir katre olma recasıydı. Mesnevi derslerini almaya başladığında liseden birincilikle mezun olmuş bir delikanlıydı. Hidayete yükselişini naif bir maharetle şöyle anlatıyor; "Hidâyet nurunun alevden damlalar halinde gönlüme akması, sultanlar güzelinin (Hz. Mevlana) tatlı ve mübarek ismini işittiğim andan itibaren başladı. Ondan sonraki merhaleler baş döndürücü bir hızla birbirini takip etti.Merhalenin hangisinde oldum de,yeni bir alemde dogdum bunu ben de bilmiyorum." Sonra ki yıllarda Diyamandi, artık ‘Yaman Dede’ adıyla anılan bir derman duasıydı… ‘’Mısralarım, gözyaşlarımın kelimelere dönüşmüş halidir.’’ Diyor Yaman Dede ve ibadetin kemendine öyle sıkı sarılıyor ki, artık Onun için yanmak, kendinde olmak, kendinde olmak O’nun divanına sızlayarak, inleyerek varmaktan başkası değil… Namaz… Hakikatin o yoktan vareden, vahdeti vücud mertebesine yükselten ve bütün bir kainati bir saman çöpüne izhar eden seferin adıdır artık… Ve Peygamber Efendimiz… Öyle üryan bir aşkla ve alaimi bir firakla severki O’nu; Sanki insan yalnız bu sevgiyi anlasa, bu emsalsiz özlemi idrak eylese bir lûtfu şahaneye mazhar olacak gibi… Ahmet Kahraman şöyle söze dokuyor bu hali: “Yaman Dede 1959-1960 döneminde Farsça dersimize geliyordu. Bir gün dersler bitti, okuldan çıktık. Taksim’e doğru gidiyorum. Alman Sefareti civarında bir mescit var. İşte oradan yukarı doğru tek başıma gidiyorum. Bir baktım Yaman Dede, mescidin duvarına yaslanmış, son nefesini verir gibi bir hali var. Halsiz, mecalsiz, başı hafifçe sağ öne düşmüş, boynu bükülmüş, öyle duruyor. Hemen koşarak yanına gittim ve: ‘Hocam, hayırdır, geçmiş olsun neyiniz var, hasta mısınız?’ dedim. Baktım Hoca ağlıyor. ‘Hocam niçin ağlıyorsunuz, başınıza bir şey mi geldi?’ dedim. Şöyle çok ince, çok tiz, çok gevrek, ipil ipil dökülen bir sesle: ‘Hayır yavrum hayır!’ dedi. Resulullah (a.s) aklıma geldiği zaman, kendimi kaybediyorum, ayakta duracak mecâlim kalmıyor, ya bir yere dayanmam gerekiyor veya oturmam icap ediyor. " Eser Yaman Dede'nin şiirlerini, anılarını ve hayatını okuyabileceğiniz en güçlü kaynak bana kalırsa.Anlatımı öyle lezzetli ki, okuduktan sonra da hep bakmak isteyeceğiniz ender kitaplardan.Kitaplığımda en çok okuduğum kitaplar rafında yer alacak dâima... Yaman Dede, 75 yaşında 3 Mayıs 1962 Perşembe günü Hakk’a kavuşur. Yaman Dede’nin kabr-i şerifi, İstanbul’da Karacahmet mezarlığında bulunmaktadır. Mezar taşı üzerinde şunlar yazılıdır: Huvel Baki Mevlana Aşıkı Yaman Dede Hakk’a kavuşmak için ircii emrine etti itaat. 1304 - 3.5.1962 Tasavvuf bilmek işi değil; duymak ve olmak işidir madem.Ya Rabb bizi oldur ve kalplerimize her lahza yanmak istidadini duyur… GÖNÜL HUN OLDU ŞEVKİNDEN Gönül hun oldu şevkinden boyandım ya Resulallah, Nasıl bilmem bu nirana dayandım ya Resulallah, Ezel bezminde bir dinmez figandım ya Resulallah, Cemalinle ferahnak etki yandım ya Resulallah.... Yanan kalbe devasın sen, bulunmaz bir şifasın sen, Muazzam bir sehasın sen, dilersen rehnumasın sen, Habib-i kibriyasın sen, Muhammed Mustafa'sın sen, Cemalinle ferahnak etki yandım ya Resulallah.... Gül açmaz çağlayan akmaz ilahi nurun olmazsa, Söner alem, nefes kalmaz felek manzurun olmazsa, Firak ağlar, visal ağlar ezel mesturun olmazsa, Cemalinle ferahnak etki yandım ya Resulallah..... Susuz kalsam yanan çöllerde can versem elem duymam, Yanar dağlar yanar bağrımda ummanlardan nem duymam, Alevler yağsa göklerden, ve ben messeylesem duymam, Cemalinle ferahnak etki yandım ya Resulallah.... Erir canlar o gül buy-i revan bahşın hevasında, Güneş titrer yanar didarının bak ihtirasında, Perişan bir niyaz inler hayatın müntehasında, Cemalinle ferahnak etki yandım ya Resulallah........ Ne devlettir yumup aşkınla göz rahında can vermek, Nasip olmazmı sultanım haremgahında can vermek, Sönerken gözlerim, asan olur ahında can vermek, Cemalinle ferahnak etki yandım ya Resulallah.... Boyun büktüm perşanım bu derdin sende tedbiri, Lebim kavruldu ateşten döner payinde tezkiri, Ne dem gönlün murad eylerse, taltif eyle kıtmiri, Cemalinle ferahnak etki yandım ya Resulallah... Yaman Dede Hûn: Hor ve zelil olmak Şevk: Arzu Nîrân: Nurlar, ateşler Bezm:Sohbet meclisi Figân: Bağırıp, çağırma Cemâl: Güzellik, yüz güzelliği Ferah-nâk: Neşeli, sevinçli Muazzam: Büyük Sehâ: Cömertlik Reh-nümâ: Yol gösteren Habîb-i Kibriyâ: Hz. Peygamberimizin özel sıfatlarından Felek: Gök, devir Manzûr: Bakış Firâk: Ayrılık Visâl: Kavuşma Mestûr: Örtü Bûy: Koku Revân: Giden Dîdâr: Görünme, yüz Müntehâ: Sona erme Messeylesem: Dokunsam Haremgâh: Kişinin kendisine özel, herkesin giremedigi yer Âsân: Kolay Leb: Dudak Pây: Ayak, takat, iz Taltîf: İltifat, değer {*Mesnevi } Feyizli Okumalar... (Eylül Türk)

Yaman Dede: Bizler bir can'ız Allah'ın veli kulları ise canandır. Can, canan ile bütünleşmezse o canın anlamı kalmaz. Bu kitabı okuyarak Allah 'ın dostu olan Yaman Dede yi yakından tanıma imkanı buldum. Mevlâna aşığı olan dede kaside ile hak yolunu bulmuş ve şiirleriyle beyitleri ile sevgisini ifade etmeye çalışmış. Yaman Dede'yi anlamak için okumak gerek onu. Öyle bir aşk ki ondaki kalbi iman alevi ile, Allah aşkı ile Peygamber aşkı ile Mevlâna aşkı ile yanmaktadır. "Bilmem ki bu nirana(ateşe) nasıl dayandım ya Rasulullah" ve "Cemâlinle ferahnâk et ki yandım ya Rasulullah" gibi kasideleri ile kendisinde var olan iman ateşini görmek mümkündür. Allah razı olsun Mustafa hocam Yaman Dede nin talebeleri ile de görüşüp böyle bir eser çıkarmıştır ortaya. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle tasavvuf alanına ilgi duyanlar mutlak surette temin edip okumalı. Bizler alenen inancımızı yaşamaktan aciz iken Yaman Dede 40 yıl boyunca gizliden inancını yaşamak zorunda kalmış. Namazlarını kimse görmesin diye kenar mescitlerde kılarmış. Oruç tutarken ise gündüz eve gelmezmiş ki ona bir şeyler ikram edilmesin. Bu kadar uzun süre sahursuz oruç tutup ibadet etmiş yüce bir zât. Onu tanımaktan ve okumaktan kıvanç duydum. Onu tanımak adına vesile olan Nihat hocama da müteşekkirim. (Ercan Arslan)

Yaman Dede PDF indirme linki var mı?

Mustafa Özdamar - Yaman Dede kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaman Dede PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mustafa Özdamar Kimdir?

Mustafa Özdamar 1946 yılında Konya Güneysınır'da dünyaya geldi. Konya ve Ankara İmam Hatip Liselerinde okudu. Erzurum Yüksek İslam Enstitüsününde iki yıl din ve dünya kültürü alanında eğitim aldı.

Mustafa Özdamar Milli Gazete'de köşe yazarlığı yaptı. Çeşitli dergi ve gazetelerde araştırma ve deneme yazıları yazdı. Seyir Defterinde kendi hayatını kaleme aldı. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

Mustafa Özdamar Kitapları - Eserleri

  • Lâdikli Ahmed Ağa
  • Hz. Rabia Ve Kadın Evliyalar
  • Hadim-ül Kur'an Üstaz Süleyman Hilmi Tunahan
  • Celâl Hoca
  • Mehmed Zâhid Kotku
  • Gönenli Mehmed Efendi
  • Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendi
  • Yaman Dede
  • Abdülkadir Geylani
  • Mahir İz Hoca
  • Meczublar
  • Hacı Veyiszade
  • İrfan Güneşi Hazreti Şems
  • Aziz Mahmud Hüdayi
  • Harputlu Kemal Efendi
  • Üstâd
  • Gönül Cerrahı Nureddin Cerrahi ve Cerrahiler
  • Haçkalı Baba
  • Bir Dervişin Seyir Defteri
  • Niyazi Mısri
  • Zarafet Bahisleri
  • Şah-ı Nakşibend
  • Piran
  • Nur Volkanı Üstâd Saîd Nursî
  • İnsanlığın Piri Hazreti Mevlana
  • Karen'den Baykan'a Veysel Karani
  • Abdülhay Efendi
  • Ahmed Sarban
  • Hz.Mevlana
  • Ahmed Gazali ve Tevhidde Tecrid
  • Ahmed Amiş Efendi
  • Hasan Sezayi
  • Nazlar ve Niyazlar
  • Şefkat Abideleri İslambol Pirleri
  • Söz Falı Zuhurat
  • Garib Hafız
  • Ağlar Baba
  • Şıh Hasan Sarı Baba
  • Hasbahçe
  • İbrahim Hakkı Konyalı Ve Konyalı Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu
  • Şeyh Sukuti
  • Dersaadet Dergahları

Mustafa Özdamar Alıntıları - Sözleri

  • ❝ Bir istikâmet, bin kerâmetten yeğdir. ❝ (Şah-ı Nakşibend)
  • Ne gelirse O'ndan gelir.Bağlar bozulmadan üzümleri toplamaya bak. Arş-ı alâ'dan yücedir âşıkların meyhânesi. (Harputlu Kemal Efendi)
  • Nazargahı ilahi olarak kabul edilen ve "Ben yere göğe sığmam, mü'minin kalbine sığarım" buyrulan bu mahal, kalb; latif, nuranî bir yerdir. Onu emanet verildiği şekilde pırıl pırıl temiz tutmak ve her türlü kötü duygu düşüncelerden korumak insanın en asli vazifesi olmalıdır. İşte Allah dostları insanlara devamlı bu vazifeyi hatırlatıyorlardı. Onların gönül pencerelerinin Allah'a açılması için çalışıyor ve bu yolda rehberlik yapıyorlardı. Allah dostları, ilahî feyz güneşinin nuruyla devamlı kalblerini diri tutan sevgililerdi. Alıp verdikleri hiçbir nefesde Allah'ı unutmayanlardı. (Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendi)
  • Temeli yanlış olan bir insanın üzerine doğruyu inşa etmek mümkün değildir. (Karen'den Baykan'a Veysel Karani)
  • İç ol zehri ki bal olsun sonunda Sonunda zehr olan balı nidersin (Niyazi Mısri)
  • İmanı sadece gözün ve duygularınla idrak edebileceğin şeylerle sınırlarsan iki ayaklı eşekten ne farkın kalır? Zira beş duyuda eşek seninle ortaktır. (Lâdikli Ahmed Ağa)
  • Ölüm âsûde bir bahar... (Yaman Dede)
  • Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. (Mahir İz Hoca)
  • "Alimin yanında diline, arifin yanında gönlüne sahip ol" (Celâl Hoca)
  • Her gece insanlar yataklarına çekilirken, Rabia seccadesini usulca serip fısıltıyla seslenir; “Allah'ım şu dakikalarda bütün sevenler sevdiklerinin yanına gidiyorlar, ben de sana geldim” (Hz. Rabia Ve Kadın Evliyalar)
  • İki Mâna var burda. Bir olduğun, bulunduğun yerde OLMAK, başka yerlerde başka vadilerde aramamak... Bir de, OLDUGUN, Olgunlaştığın hal ve kål üzere sábit kadem olmak... - Sebepler Curcunasında kalite kaybına Uğramamaktır . DEDİ : Meczup Tevfik Ceyhan Dede. (Meczublar)
  • Şer-i nebiyi kim ki tutar arşa buldu yol, Kalb ile şer-i arşa eriş çekmeden elem, [Hazreti peygamberin sözünü tutan,şeriatına uyan,arşa yol bulur. Hazreti peygambere uy da, elem çekmeden kalb ile arşın şeriatına eriş!] (Ahmed Sarban)
  • Hz. Allah'ı sadece sevin .Başka şeye ihtiyacınız olmaz.O'nun ismi şerifini unutmayın.Hızır (a.s) en fazla Kelime-i Tevhidi zikreder.Tamamlayıcıdır.Hızır hazır manâsındadır.Çok cömerttir.Zaten o sehâvetten buldu. (Harputlu Kemal Efendi)
  • Cânân içinde yoksa eğer cennet istemem! Dûzethe varsa eğer rahmet istemem! Yârin hayâli müşfik ise kalb-i yârden, Âlemde bir dakika dahi vuslat istemem! Eğer cennetin içinde Cânân-Sevgili yoksa, ben o cenneti istemem! Eğer cehennemde vuslat varsa, ben o cehenneme gönüllü olarak giderim! Eğer Sevgilinin hayâli kalbinden daha şefkatliyse, Ben bu âlemde bir dakika bile vuslat istemem! (Hz. Rabia Ve Kadın Evliyalar)
  • Derler,demişler,diyecekler kaydını, Atmadıkça hep hayat kin ü küdürattır sana! (Mahir İz Hoca)
  • Yatırdım: Bana Kur'an oku! dedi, Yâsin sûresini oku..! Okumaya başladım. Yüzünde boncuk boncuk ter... Kelime-i Şehâdet getirmeye başladı, ruhunu teslim etti... (Üstâd)
  • “Sultanım bu söz benim haddim değildir. Belki nefes sizindir, sizin mübârek nefesinizin yümn-ü berekâtıyle söyledim” (Gönül Cerrahı Nureddin Cerrahi ve Cerrahiler)
  • Hazreti Allah'la ahbab olabilmek için , açları doyuracaksınız.Müşkil bir işi olanın işini halledeceksiniz.Mahlukata hizmet edeceksiniz.Mahlukata hizmet bu işin özü.. (Harputlu Kemal Efendi)
  • İncinmemeyi başarabilmek için habire uğraşıyoruz ama, hayat karnemiz hâlâ kırıklarla dolu. (Meczublar)
  • Günde en az bir kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu gönül almaktan geçer. (Hadim-ül Kur'an Üstaz Süleyman Hilmi Tunahan)

Yorum Yaz