tatlidede

Yaşam Boyu iç ve dış baskılar

Yaşam Boyu iç ve dış baskılar

Günümüz  ortamında  Kur’an  ve  Sünnete   uygun  bir  hayat  yaşamak  isteyen Müslümanlar  iç  ve dış  baskılar  altında  kalarak  yaşamlarını  sürdürüyorlar.Bu  baskılar nelerdir? Bunları nasıl tespit  edip bunlarla  baş edeceğiz? Diye merak  etmeli  ademoğlu.İç  baskılar,  nefsanidir.Bir  Müslüman  öncelikle   yapacağı  iş,  kendi  nefsini  ıslah   etmeye  çalışmasıdır.Nefsini  ıslah  etmeyen  başkasını  asla  ıslah  edemez.Peygamber  Efendimizin (sav) yaptığı  bundan  başkası  değildi.Önce iman  edenlerin  imanlarını  kuvvetlendirdikten  sonra,  bu  çekirdek  kadroyla  tebliğ  dönemini  başlatmış   ve  düşmana  karşı   bu  kadro  ile  mücadeleye  başlamıştır.

            Müslüman  önce İslam’ı   kendi  hayatında  yaşamalı   ondan  sonra   dışa açılmalıdır.Demek ki,  iç inkılabı   tamamlayan   bir  Müslüman   bu  sefer   dış  baskılar  altında  kalır.Dış  baskılar  nerden  gelecek ?  Tabi ki,  önce  çevresinden,  sonra  ailesinden  ve daha  sonrada  düşmanlarından   baskılarla  karşılaşırlar.Dış  baskılar  Müslüman  diye   geçinenden,  Münafıklardan  ve hem de  İslam  düşmanlarından   gelmeye  başlar.Tarih  boyunca  bütün Peygamberlerin  döneminde  de böyle  olmuş  bugün de bu  iş   böyle   devam  etmektedir.Bu iddia  ve  açıklamayı  örneklerle genişletmeye  çalışalım.

1-PEYGAMBERLER  DÖNEMİNDE DIŞ  BASKILAR

         Hz Adem ve Hz Hava’nın  Cennet’ten  atılmalarına   sebep  olan  şeytanın  dış  baskısı  sonucu  olmuştur. İblis  onları  tahrik  ederek   yasak  olan  ağaçtan  yemelerini   sağlamış  ve  sonucunda   Cennet’ten atılmalarına   sebep  olmuştur.Peygamberler   tarihi  boyunca,   şeytan  ve  dostları  Peygamberleri, Nebileri   ve Salih Kulları her zaman  saptırmaya  çalışmışlardır.Ama  onlar  sapmamış, Allah  yolunda  sebat  etmişlerdir.

         Hz Nuh  Kavmine  Allah’ın dinini  iletmeye  çalışınca,  kafirler  onu  yalanlamışlar  ve çeşitli  ithamlarda  bulunmak   suretiyle  baskı  altında  tutmuşlardır.Hz. Salih  Semud   Kavmine Allah’ın Dinin  anlatınca  o da  aynı  şeylerle  karşılaşmıştır.Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa  ve  diğer  bütün Prygamberler  Allah’ın  Dinini  insanlara  anlatınca  aynı  baskılar altında  kalmışlardır.Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de  Peygamberlerin   baskı  ve tahrikler   karşısında çektikleri   meşakkatleri  uzun  uzun  anlatmaktadır.Bunun  sebebi  de  her   dönemde  Müslümanlar  ibret  alsınlar  diye Allah;  Peygamberimize  hitaben  “ Ey  Muhammed,  eğer   bunlar  seni  yalanlıyorlarsa,  bil ki   bunlardan  önce Nuh, Ad  ve Semud  kavmi de  yalanlamıştı.İbrahim  kavmi,  Lut kavmi de  yalanlamıştı. Meyden halkı da  yalanlamıştı.Musa  da   yalanlanmıştı.”  (Hac-42,44)

2-RESULULLAH  DÖNEMİNDE  DIŞ  BASKILAR

        Resulullah (sav)  Allah’tan  aldığı  vahyi   insanlara    bildirmeye  başlayınca,  Müşrikler   karşı   çıkmışlar   ve  onu   yalancılıkla, şairlikle,  sihirbazlıkla   ve  delilikle  itham  etmeye  başlamışlardı.Bu da  yetmiyormuş  gibi   iman   edenlere   çeşitli   işkencelerle   onları  imandan   geri    çevirmeye  çalışmışlardır.  Daha  sonra   Resulullah   ile  müzakerelere  başladılar. Bu da   fayda  vermeyince   itham,  iftira  ve tahrik   edici  oyunlarını  artırdılar.Müslümanları  küçümseyip   kendilerini  yüceltmeye  çalışıyorlardı.Allah da,  Resulünün   moralinin  bozulduğunu   bildiğinden   onu  teselli  ederek:

Ey  Muhammed,   onların   söylediklerinin    seni  üzeceğini   elbette  biliyoruz.Onlar  aslında   seni  yalanlamıyorlar,  fakat  o  zalimler   Allah’ın  Ayetlerini inkar  ediyorlar.”(Enam-33)  diyerek   “  Şu  halde   yalanlayanlara  itaat  etme.”   Diye   sabır tavsiye  ediyordu.  Müşrikler   baskılarını  öylesine  artırdılar ki,  Müminler    üzerinde   ekonomik,  sosyal  ve  kültürel  boykot  uygulamaya  başladılar. Aynen  bugün  İslam  Milletine  uygulanan  boykot  gibi.Netice  olarak  da  Müminleri    yurtlarından  çıkardılar  ama,    kendileri  Bedir’de  helak  oldular.

3-GÜNÜMÜZDE  MÜSLÜMANLARA  UYGULANAN  BASKILAR

         Günümüzde de   Müslümanlar,  tarih  boyunca   iman  edenlerin   uğradıkları   baskıların aynısı  ile karşı  karşıyadırlar.Günümüzün  Müslümanları  da  Allah’ın   dinini   insanlara  anlattıkları  zaman  “ bu  dini  yeni mi icat  ettiniz?  Bu  kadar  hacı,hoca, şeyh  var.  Bunlar  şimdiye  kadar   sizin  söylediklerinizi    söylemiyorlardı.  Onlar  bilmiyorlar da   siz mi  biliyorsunuz?Başımıza  hoca  kesildiniz.”   Gibi   psikolojik  ve sözlü  baskılarla   aynen  Mekke  müşriklerinin   durumuna   düşmektedirler.

          Bugün  Müslümanlar  dünyanın  dört  bir  tarafında,  Şer  Güçlerin   baskıları  altındadır.Hama  ve  Filistin’deki  katliamlar, Moro’da, Patani’de, Arakan’da, Afrika’da, Suriye’de ve dah nicesi…İran’a  karşı   baas   rejiminin    saldırması   ve  sonradan  Irak’ın işgalini   hatırlayın.Afganistan’da  yaşanan   işgal  ve  katliamlar,  Halepçe’de   Kimyasal   ile Müslümanların  yok  edilmesi, Bosna’da,  Çeçenistan’da  ve Azerbaycan’da   Müslümanlara yaşattırılanlar ve uygulanan baskıları  hatırlayınız.

Sonuç olarak diyorum ki, Allah’ın şu va’adini  unutmayalım:

“Üzülmeyin,  gevşemeyin   eğer  inanmış  iseniz  üstün  gelecek  olan  sizlersiniz.(Ali İmran-139)

Yorum Yaz