tatlidede

Yer Demir Gök Bakır - Yaşar Kemal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yer Demir Gök Bakır kimin eseri? Yer Demir Gök Bakır kitabının yazarı kimdir? Yer Demir Gök Bakır konusu ve anafikri nedir? Yer Demir Gök Bakır kitabı ne anlatıyor? Yer Demir Gök Bakır kitabının yazarı Yaşar Kemal kimdir? İşte Yer Demir Gök Bakır kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 16.02.2022 14:00
Yer Demir Gök Bakır - Yaşar Kemal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yaşar Kemal

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750807251

Sayfa Sayısı: 383

Yer Demir Gök Bakır Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Başı dara düşener, yarattıları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikayelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük ve görkemli hikayesidir.

Üçlünün ikici kitabı Yer Demir Gök Bakır bütün mümkünlerini yitirmiş köylülerin kendi yarattıklarını ermişin işaret ettiklerine bakarak hayatta kalmalarını anlatır. Roman kendi mitini yaratmanın tanığı, düş dünyasının gücünün kanıtıdır.

Fransız Eleştirmenler Derneği'nce "Yılın en güzel romanı" seçildi.

Yer Demir Gök Bakır Alıntıları - Sözleri

  • "Hiç konuşmaz benimlen. Yalnız beni sever. Bakışından biliyorum... Bana her zaman güzel, sevgili bakar."
  • Böyle güzel gülen bir adam kötü olabilir mi?
  • "Beni yaşarken öldüreni, ben de öldürmeliyim."
  • "Sen, sana verilen cennetin kadrini bilmiyorsun."
  • İnsanın bir yerde, bir işte tek başına kalışı ölümden de beterdi. İşte ölüm dedikleri de buydu. Sonsuz bir yalnızlıktı, çaresizlikti.
  • “Babam zamanında bire otuz veren toprak, şimdi bire beş bile veremiyor. Torunum zamanında bire bir bile vermeyecek, dünya kötüleşip, insan piçleşiyor.”
  • Çocuklar, büyüklerin gizlediklerinin aynasıdır.
  • İnsanoğlu ne kadar kötü, ne kadar zalim de olsa bir iyi yanı var.
  • Bir insan yenilirse bir daha, bir daha gelirdi… Kalabalık yenilirse, bir daha bir araya gelmesi çok zordu.
  • Baksalar bile görmezler . Görseler bile aldırmazlar.
  • İt itin kuyruğunu ısırmaz. Ve de hiçbir vakit.
  • İnsanoğlu ne kadar kötü, ne kadar zalim de olsa bir iyi yanı var.
  • Dünyadaki tekmil yaratık adam olur da şu insanoğlu adam olmaz, çünküleyin çiğ süt emmiştir.
  • Bu bomboşluktan kurtulmaya çabaladı. Çabaladıkça boşluğa , yalnızlığa, kimsesizliğe daha çok batıyordu.

Yer Demir Gök Bakır İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hasan hayal gücü gelişmiş yaşından büyük olayları düşünen bir çocuktur. Koca Halil yıllar boyu köylülere zulmedip aç bıraktıktan sonra köylünün onu yakalayıp öldüreceğini düşünür fakat köylü öldürmek yerine gelir ve teker teker onun elini öper . Koca Halil buna bile kanmaz ve köylülerin onu öldürmemelerinin nedenini onunla dalga geçmek intikam almak olduğuna inanır . Köylünün sürekli olarak onun hakkında konuştuğunu alay ettiğini dedikodu yaptığını zanneder veya buna inanmak istediği için inanır . Çünkü buna inanmadığı her dakika kendini bomboş hisseder , onu bu hayata bağlayan yegane neden insanların ona değer vermesi , onun hakkında konuşmasıdır. Kendi vicdanının azabına dayanamadığı için bunları uydurur . Ondan nefret eden ondan öç almak isteyen köylü değil gerçekte kendisidir. Köylüler için borçlu oldukları Adil Efendi bir insan değil yarı tanrısal bir varlık gibi . Herkes ondan çok korkuyor , her an borçlarını ona ödemedikleri için cezalandırılacaklarını sanıyor . Her hareketlerinin Adil Efendi tarafından bilineceğini, görüleceğini düşünüyor. Muhtar da bu durumu kullanarak köylüleri kendi isteği doğrultusunda yönetiyor. Herkes olmayacak kadar büyük bir tehlikeyi bekleyerek var olan küçük mutluluklarını da görmez oluyor. Bu olayların trajikomik olan taraflarindan biri de muhtarın dini kullanarak köylüleri kandırması , köylüleri de kendi aralarında yapmak istediklerine dine uydurarak normalleştirmeye çalışmaları. Ki bu kullanılan dinin hiçbir şekilde İslam'la ilgisi yok. İnsanlar birini öldürmeyi gerekli gördüler mi bu Kuran'da vacip geçiyormuş , köyde bu olanların tamamı Recep ile Hüsna'nın yüzündenmiş gibi akla mantığa uygun olmayan , batıl inanca benzeyen davranışlar . Tabi hiçbir köylü kendi aklını kullanmaz düşünmezse elbette başlarındaki onları kolaylıkla kandırır. İçlerinden düşünen aklını kullanan Taşbaşoglu karakteri de ancak konuştukları anlaşılmadan kalıp yine hayran olunacak bir insan ermiş haline dönüşur. Köylüler hiç kimse olmasa bile kendi akıllarında bir yönetici ermiş oluşturup ona tapar .Köylülerin bu tarz düşünceleri İzmir'de deprem olmuş insanlar perişan olduğunda bazı insanların : İzmir'de deprem insanlar zina yaptığı için oldu. Demesi kadar saçma düşüncelerden oluşuyor. Meryemce Ana köylüler tarafından saygı duyulan bir kadındır. Önceleri köylülere anlattığı güzel hikayelerle ağzına baktırır. Fakat bir gün köylünün ahmakça yaptığını düşündüğü bir olay yüzünden köylüyle ömür boyu konuşmayacağına , ağzını dahi açmayacağına yemin eder. Sonrasında bu yemininden pişman olsa da inat edip bu yemini sürdürerek söylemek istediği onca lafı söyleyemediğinden kendi kendine hayıflanıp durur. Kısa ve öz olarak köylülerin mantıksız düşüncelerini , sürü psikolojisi ile neler yapabileceklerini , var olmayan ermişlerin ve kurtarıcıların onların tek umudu olduğunu okuduğumuz bu romanda ara ara konular çok yavaş ilerlediği için sıkılsamda okuduğum ilk Yaşar Kemal kitabı olarak çok beğendim. Özellikle Muhtar Sefer'in insanları manipüle etmede bu kadar usta olması beni çok etkiledi. Defalarca kez okuyup okumamak arasında kaldıktan sonra son altmış sayfayı atlayarak kitabın kapağını kapattım. Yaşar Kemal'le tanışmak için güzel bir kitap olabilir. İyi okumalar. (Esra Doğan)

Yaşar Kemal... Yer Demir Gök Bakır kitabı Dağın öte yüzü üçlemesinin ikinci kitabı.Birinci kitap Ortadirek Ortadirek kitabında daha çok Meryemce ana, oğlu uzun Ali ve Koca Halil'i tanıdık.Onların Çukurova yolunda yaşadıkları,feda ettikleri yaşam mücadelerine tanık olduk. Yer Demir Gök Bakır... Elimden bırakamadım kitabı Bir yerde yaşam mücadelesi köy halkının başından geçenler. Bi dönem Çukurova' da pamuk toplayamama sonucunda Adil efendiye borçlarını verememelerinden dolayı çektikleri tedirginlik Koca Halil'in kendini suçlaması... Zalaca kadının rüyaları ve onun köy halkının üzerindeki etkisi.Meryemce ananın bütün köye kızıp konuşmaması. Uzun Ali ve Taşbaşın dostlukları, Taşbaşın başına gelen ermişlik:) ( Okudukça Taşbaşın masal dünyasının içine giriyorsunuz) Recep ve Hüsne'nin aşkı Muhtar Sefer'i anlatmıyorum:) ona çok sinir oldum. Ummahan ve Hasan iki kardeş,iki çocuk... Çocukça tartışmaları, kavgaları, mutlulukları. Çukurovadaki mevsimlik işçilerin hikayelerini bize masalımsı bir şekilde aktarılması... (Melike)

Kitabın Yazarı Yaşar Kemal Kimdir?

Yaşar Kemal (d. Kemal Sadık Gökçeli,] 1923; Gökçedam, Osmaniye), Kürt asıllı Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen kalemlerinden biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.

Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.

Çocukluğu

Yaşar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir aileden dünyaya geldi. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe köyde ise Türkçe konuşurdu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık oldu. Orta okul döneminde çeşitli işlerde çalıştı. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği'nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele'de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli'nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı.

Sanat hayatı

1978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi:

"Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Aşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum."

Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayınladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı.

Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi.

1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikayesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı.

Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan seri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi.

Siyaset

17 yaşından bu yana sosyalist politikanın içindedir. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP'te sekiz yıl çalıştı ve yöneticilerden biriydi. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir:

"Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım."

TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir.

Temalar

« Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. »

Yaşar Kemal'im edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarıda halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.

Yaşar Kemal Kitapları - Eserleri

  • Teneke
  • Çakırcalı Efe
  • İnce Memed 1
  • İnce Memed 2
  • İnce Memed 3
  • İnce Memed 4

  • Ağacın Çürüğü
  • Ağıtlar
  • Ağrıdağı Efsanesi
  • Al Gözüm Seyreyle Salih
  • Yılanı Öldürseler
  • Çıplak Deniz Çıplak Ada
  • Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana

  • Karıncanın Su İçtiği
  • Tanyeri Horozları
  • Demirciler Çarşısı Cinayeti
  • Yusufçuk Yusuf
  • Allahın Askerleri
  • Hüyükteki Nar Ağacı
  • Zulmün Artsın

  • Üç Anadolu Efsanesi
  • Binboğalar Efsanesi
  • Ortadirek
  • Denizler Kurudu
  • Kuşlar da Gitti
  • Deniz Küstü
  • Tek Kanatlı Bir Kuş

  • Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
  • Yağmurcuk Kuşu
  • Kale Kapısı
  • Kanın Sesi
  • Ölmez Otu
  • Yer Demir Gök Bakır
  • Gökyüzü Mavi Kaldı

  • Sarı Sıcak
  • Yanan Ormanlarda Elli Gün
  • Nuhun Gemisi
  • Peri Bacaları
  • Bir Bulut Kaynıyor
  • Neredesin Arkadaşım
  • Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne

  • Baldaki Tuz
  • Bugünlerde Bahar İndi
  • Yolda
  • Yağmurla Gelen
  • Binbir Çiçekli Bahçe
  • Pis Hikaye
  • Kalemler

  • Ustadır Arı
  • Bu Bir Çağrıdır
  • Yüzler
  • Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor
  • Dağın Öte Yüzü
  • Beyaz Pantolon
  • Sarı Defterdekiler

  • Don Quijote ve Roman Sanatı
  • Bu Diyar Baştan Başa
  • Röportaj Yazarlığında 60 Yıl
  • Yeşil Kertenkele
  • İnce Memed
  • Taş Çatlasa
  • Çukurova Yana Yana

  • Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler
  • Bütün Hikayeler
  • Memed, mein Falke
  • Van

Yaşar Kemal Alıntıları - Sözleri

  • " Keşke zelzelede ölseydik de bu hallere düşmeseydik." (Nuhun Gemisi)
  • İçinden her şeyi bırakıp kaçmak geldi. Yapamadı. (Beyaz Pantolon)
  • Kaçamıyordu kimseden, kendini yitirip gitmişti. (Yılanı Öldürseler)
  • Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, herkes ateşini buradan götürür... (Kuşlar da Gitti)
  • Ve sonra Sait Faik… Yeşil, çocuksu gözleri vardı. Onulmaz öfkesi vardı. Hikayeleri kadar da, kendi kişiliğinin tadı vardı. Küfürleri vardı. Ve İstanbul Sait Faiksiz edemezdi. (Peri Bacaları)
  • "Oğlum, diyordu.Sen sen ol görünüşe aldanma. İnsanlar iki yüzlüdür..." (Teneke)

  • Şu insanoğluna akıl ermez. (Ağrıdağı Efsanesi)
  • Yeni yüzler, yeni dünyalar görmek onu kendine çekiyordu. Yeni yeni insanlara, yeni yeni şeyler söylemek. (Üç Anadolu Efsanesi)
  • İnsana ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, insan umudunu kesmemeli. Yalnız kalmış, umudunu yitirmiş insan yarı ölü bir insandır. Bana kalırsa insan yaratım gücünü hiçbir yerde yitirmemelidir. (Çıplak Deniz Çıplak Ada)
  • Korku, insanın yerleşmiş, büyük duygularından bir tanesi… Bana göre, insanlar korkuyu inkar ettikçe korkuyorlar. (Ağacın Çürüğü)
  • İnsan doğar, büyür ve ölür. Sınıf da doğar, büyür ve ölür. Ama büyük insanlık ölmez. Doğada da böyle bir oluşum var. Doğanın parçaları da doğar, büyür, ölürler. (Binbir Çiçekli Bahçe)
  • Çöplükler, şehirlerin tıpa tıp aynasıdır. (Yolda)
  • insanın katlandığına dağlar katlanmaz. (Bu Bir Çağrıdır)

  • "Benim Ustam," dedi, "benim ustamda böyle yapardı.Emek varsa yemek vardır" (Yağmurla Gelen)
  • “Bir insan ne ka­dar yürekliyse, o kadar korkaktır. Ya da bir insan ne kadar kor­kaksa o kadar yüreklidir. Bunun böyle olduğunu bir insan an­cak seksenine gelince anlar.” (İnce Memed 2)
  • "Bugünlerde öğretmenlik, doğru dürüst vicdanlı öğretmenlik bir kahramanlık değil mi, bu kadar kıyımdan, sürgünden, zulümden sonra… Ve aldıkları para ayın on beşine kadar yetmezken… Baskı, baskı, baskı… Bugünlerde öğretmenlik yapılır mı?" (Baldaki Tuz)
  • Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir.. (Tek Kanatlı Bir Kuş)
  • "Susmak sövmektir." (İnce Memed 4)
  • Çok özlem çeken insanlardır çocuklar (Neredesin Arkadaşım)
  • Umutsuzluk,kötülüğe karşı savasma gücünü yokeden, kıran en büyük silahtır. (Taş Çatlasa)

Yorum Yaz