tatlidede
tatlidede

Yüzde Yüz İstanbul - Erk Acarer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yüzde Yüz İstanbul kimin eseri? Yüzde Yüz İstanbul kitabının yazarı kimdir? Yüzde Yüz İstanbul konusu ve anafikri nedir? Yüzde Yüz İstanbul kitabı ne anlatıyor? Yüzde Yüz İstanbul PDF indirme linki var mı? Yüzde Yüz İstanbul kitabının yazarı Erk Acarer kimdir? İşte Yüzde Yüz İstanbul kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 28.05.2022 00:00
Yüzde Yüz İstanbul - Erk Acarer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Erk Acarer

Yayın Evi: İnkilâp Kitabevi

İSBN: 9789751028419

Sayfa Sayısı: 432

Yüzde Yüz İstanbul Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Roma, Bizans, Osmanlı...

İstanbul; Yerebatan Sarnıcı'na bitişik evlerden sepet sarkıtılarak sazan balığı yakalanan büyük kent... Bazilika günümüzde de zaman zaman çeşitli sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan bir müze olarak faaliyet gösteriyor. İnsanlar, medeniyetler, çağlar değişiyor. İstanbul aynı kalmasa da yerinde duruyor. Efsaneler gerçeğe, gerçekler efsunlu öykülere karışıyor. İstanbul, üzerinden farklı medeniyetler geçen yaşlı bir fahişe. İstanbul "sudan öyküler" şehri...

İnsanın içine işleyen, İstanbul'a dair sıcacık yüz öyküden oluşan % 100 İstanbul'da Erk Acarer, zaman tüneli içinde bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Kâh gülerek, kâh hüzünlenerek...

(Tanıtım Bülteninden)

Yüzde Yüz İstanbul Alıntıları - Sözleri

  • Açıkcası umudun yüzüne kimse bakmıyor artık.
  • İstanbul, binbir zamanların, yorgun silueti. Ve İstanbul aziz bir bilge... Hiçbir şeyin göründüğü gibi yaşanmadığı kent.
  • Dünyada ne zaman değerli bir şey bulunsa insanlar ölmeye başlar
  • Ayasofya kendisi üzerinden rant yemek isteyenlere, büyüyemeyen çocuklara ve boş yere beklenti koyanlara inat gülümser. Tıpkı kutsal bir bilge gibi...
  • Zamanın dalgalanmasıyla şekil alan yaşam öyküleri İstanbul'da kesişir. Ve... Bütün yollar... Sultanahmet'e çıkar!
  • İstanbul'da bir kadını özlemek adettendir. Bir anne, bir sevgili ya da kız kardeş...
  • Amin Maalouf, "Arapların Gözünden Haçlı Seferleri" adlı ki­tabında, Fransız tarihçilerinden Rudolf of Caen'in sözlerine yer veriyor: "Askerlerimiz Maarre'de dinsizlerin (Müslümanların) yetişkin­lerini yemek kazanlarında kaynar suyla haşladılar, çocukları şişe geçirerek öldürdüler ve sonra da ızgarada pişirip yediler. " Fransız Akademi üyelerinden Funck Brentanono ise, yaşanan vahşetin boyutunu şu sözlerle özetler: " Bizimkiler susuzluklarını giderebilmek için at ve eşeklerin damarlarını kesip kanlarını ve idrarlarını içtiler. Bazıları lağımlara kuşaklarını ve paçavralarını daldırıp bunlardan toplanan suyu içti­ler. Kimi de arkadaşlarının idrarını avuçlarına doldurarak içti. " Fransızların "Milli Destan" olarak kabul ettikleri Chanson d'Anioche de aynı konuda tüyler ürperten bilgiler vermektedir: " . . . Antakya önlerinde açlıktan şikayet eden Haçlılara din adamı Pierrre l'Ermit şu tavsiyelerde bulunur; 'Açlığınızın sebebi korkaklığınızdır. Cesetleri toplayın ! Tuzlayarak pişirilirse daha lezzetli olur.' Bunun üzerine Haçlılar onun dediğini yaptılar . . . "
  • İstanbul'da hayata bakmayı bilen aynı anda pek çok şeyi bir arada görür.
  • Aslında insanoğlunun denizleri geçmesinin ardında ilkçağlardan bu yana rant tutkusu yatmaktadır. Haritaları aşıp yeni ve zengin yerlere ulaşmak... Belki de keşfetmek dedikleri burdur!
  • Zamanın dalgalanmasıyla şekil alan yaşam öyküleri İstanbul'da kesişir. Ve... Bütün yollar... Sultanahmet'e çıkar!
  • İnsanlar, medeniyetler, çağlar değişiyor. İstanbul aynı kalmasa da yerinde duruyor. Efsaneler gerçeğe, gerçekler efsunlu öykülere karışıyor. İstanbul, üzerinden farklı medeniyetler geçen yaşlı bir fahişe. İstanbul 'sudan öyküler' şehri...

Yüzde Yüz İstanbul İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İstanbul'u yeniden keşfet: İstanbul'un tarihi, hikaye ve efsanelerle daha güzel anlatılamazdı. Aşkların ve aşıkların sokaklarda bıraktığı izleri takip etmek, sen olmak, ben olmak, biz olmak... Tekrar tekrar sıkılmadan okuyabileceğim bir kitap. (ml bulut)

Eserde aşırı Sunay Akın esintisi hissettim. Üslup ve bilgi paylaşımı olarak. İstanbul'a doyamayacağınız bir eser yine de... En çok da cellatların mezarlarının yerinin belli olsa da mezar taşlarının olmadığı ve Cellat çeşmesinin olduğu yerin anlatısı merak uyandırıyor. (akın akar)

İstanbul ile ilgili ne kadar kitap varsa okumaya bıkmam sanırım.Her kitapta İstanbul ayrı bir güzel.Her semtin bir hikayesi var.İstanbul baştan başa ayrı bir rüya ayrı bir masal. Okunmasını tavsiye ederim. (Sevgi Ceylan)

Yüzde Yüz İstanbul PDF indirme linki var mı?

Erk Acarer - Yüzde Yüz İstanbul kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yüzde Yüz İstanbul PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Erk Acarer Kimdir?

1972 yılında İstanbul'da doğan Erk Acarer, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Sosyal Antropoloji Bölümü'nden mezun oldu. Global, Milliyet, Sabah gibi gazetelerde çeşitli görevlerde, FHM dergisinde yazı işleri müdürü olarak çalıştı.

Matruşkadan Tayyare, %100 İstanbul, Darül Fesad (Osmanlı Masalı), Cellatbaşı (Taht Şehrinde Zaman), Çizgi ve Anekdotlarla Atatürk serisi (4 cilt) ilk iki cildi olan "Mustafa Değil Mustafa Kemal"" ve "Laik Türkiye" haricinde TÜGİAD için hazırladığı "Genç Girişimcilerin Yaşanmış Başarı Öyküleri İŞİN SIRRI" ve "Genç Girişimcilerin Başarı Sırrı"yayınlanan kitaplarıdır.

Halen Cumhuriyet Gazetesinde gazeteci olarak görev yapan Erk Acarer evli ve bir kız çocuğu babasıdır.

Erk Acarer Kitapları - Eserleri

  • Yüzde Yüz İstanbul
  • Osmanlı Masalı
  • Çarşı Ulan!
  • Işid ve Türkiye
  • Taht Şehrinde Zaman
  • Korsan Kitap
  • Cellatbaşı
  • Darülfesad
  • Anekdotlarla ve Çizgilerle Atatürk - Laik Türkiye 2
  • Anekdotlarla ve Çizgilerle Atatürk - Mustafa Değil Mustafa Kemal 1
  • Matruşkadan Tayyare

Erk Acarer Alıntıları - Sözleri

  • Hayatımız nasıl değişiyor? Belki de esas soru, her birimizin geçmişte bir kaya gibi dururken, nasıl olup da ufalanıp, toz zerreleri gibi savrulduğumuz. (Çarşı Ulan!)
  • Her hayvanın üstün meziyetleri vardır. "Ormanda yere düşen bir toplu iğneyi; kartal görür, geyik duyar, ayı kokusunu alır" derler. Ferhad da bir kartal gibi gözlerini açmıştı, bir geyik gibi dinliyor ve bir ayı gibi koku almaya çalışıyordu. (Osmanlı Masalı)
  • Carsi kansere karsi! (Korsan Kitap)
  • Selimiye, büyük bir huzur abidesi gibi yükselmeye başladığında görenleri hayrete düşürmüştü. Sinan sonunda Ayasofya'nın kubbe çapını geçmişti. "Ustalık eserim" diyordu cami için. Ama alçakgönüllülüğü de elden bırakmamıştı. Caminin son rötuşlarıyla uğraşırken, çevresini kuşatan çocuklar yanına gelip ona bir minarenin eğri olduğunu söylemişlerdi. En ufak detaylarda bile kusursuzluğu ortaya koyan Sinan, bunun mümkün olmadığını bilse de çocuklara gülümsemişti. Söz konusu minareye ip bağlanmış ve "sözüm ona" hata düzeltilmişti. İşçiler halatı çocuklar ikna oluncaya kadar çekmişlerdi. Herkes büyük saygı duyuyordu ustaya. "Keşke" diyordu Sokollu, "Keşke her yerde onun gibi adamlar olsa." Ancak gün geçtikçe Osmanlı'da Sinan gibi adam sayısı azalıyordu... (Osmanlı Masalı)
  • İnebahtı'da yaralananlardan biri de Donkişot'un meşhur yazarı Cervantes'ti. Bu adam büyük deniz cenginde sol kolunu kaybetmişti. Ne var ki kalemi sağ eliyle tutuyordu. İşte bu yüzden yazmayı sürdürmüştü. Şanssız biri olduğu muhakkaktı. Cezayir'de tutsak edildiği sırada da yazmaya devam etmişti. Yel değirmenlerine saldıran Donkişot... Belki de kahramanını yaratırken İnebahtı Deniz Savaşı'ndan ilham almıştı. Çünkü ittifak donanmasının durumu aynen "yel değirmenlerine saldıran Donkişot" gibiydi. Sonuçta hiçbir şey olmamıştı. Sokollu ve onun ellerinde tuttuğu Osmanlı İmparatorluğu mağlubiyette bile bir zafer elde etmişti. (Osmanlı Masalı)
  • Devrim denilen hadise siyasi, fiziksel, toplumsal bir tanimdan cok, gonullerde pimi cekilmis bir bombadir. (Korsan Kitap)
  • Derler ki; aşk insanı kendisi olmaktan çıkarır... (Osmanlı Masalı)
  • elbette maymundan gelmedik ama koyuna gittigimiz kesin ! (Korsan Kitap)
  • Aslında insanoğlunun denizleri geçmesinin ardında ilkçağlardan bu yana rant tutkusu yatmaktadır. Haritaları aşıp yeni ve zengin yerlere ulaşmak... Belki de keşfetmek dedikleri burdur! (Yüzde Yüz İstanbul)
  • Ayasofya kendisi üzerinden rant yemek isteyenlere, büyüyemeyen çocuklara ve boş yere beklenti koyanlara inat gülümser. Tıpkı kutsal bir bilge gibi... (Yüzde Yüz İstanbul)
  • Kapısını arkadan sürgülemeyen semtimizin güzel sakinlerine… ‘Direnmeye gittim, geleceğim’ diyen esnafına… ‘Semt bizim, aşk bizim’ şiarının hakkını verirken, yere düşen insanlara korkusuzca kalkan olan delikanlılarımıza… Seccadesini sedye yapan cami imamına, su taşıyan kilise papazına… Başka renklere gönül verip rekabetini maneviyatlarına saklayanlara… Dualarını, iyi niyetlerini bizden esirgemeyen Antarktika’daki penguenlere… … Teşekkür ederiz. (Çarşı Ulan!)
  • Zamanın dalgalanmasıyla şekil alan yaşam öyküleri İstanbul'da kesişir. Ve... Bütün yollar... Sultanahmet'e çıkar! (Yüzde Yüz İstanbul)
  • İstanbul'da hayata bakmayı bilen aynı anda pek çok şeyi bir arada görür. (Yüzde Yüz İstanbul)
  • Tanri benim icimde (Korsan Kitap)
  • OKU! (Korsan Kitap)
  • Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Güneş yalnız da olsa, etrafa ışık saçar. Üzülme, doğruların kaderidir yalnızlık. Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar. (Çarşı Ulan!)
  • Dün Gece Sevgilim Aradı Birden Ayrılalım Dedi Hayır Yok Senden Beşiktaşı Daha Çok Sevdin Benden Bitti Gitti dersin Soran Olursa Üzgünüm Sevgilim Anlaşamadık Siyah Beyaz Aşkı Paylaşamadık İşte Böyle Birşey Beşiktaşlılık Deplasmanda Dersin Soran Olursa (Çarşı Ulan!)
  • Açıkcası umudun yüzüne kimse bakmıyor artık. (Yüzde Yüz İstanbul)
  • Dünyada ne zaman değerli bir şey bulunsa insanlar ölmeye başlar (Yüzde Yüz İstanbul)
  • İstanbul'da bir kadını özlemek adettendir. Bir anne, bir sevgili ya da kız kardeş... (Yüzde Yüz İstanbul)

Yorum Yaz