tatlidede

Zafer ve Fitne

Zafer ve Fitne

Dün seçim yorumlarını dinlerken inanın tiksindim… Tek kelime ile tiksindim… Yorumcu  sıfatı ile ekrana çıkarılan bir çok akıl fukarasını izlerken “aptal herifler, gerizekalılar…” dememek için kendimi zor tuttum… Neymiş; bu seçimi kaybeden Erdoğanmış, kazanan İhsanoğluymuş vs. vs… Aklıma güvenmesem bu fikir körlerine inanacağım…

 

          Arkadaş açık ve net, gözle görünen bir manzara var ama adam(!) ille de  inadına ak’a kara diyor… Gören de bir halt söylüyor zanneder…  Utanmazlar kervanına siyasetten de kimi isimler katıldı; Bahçeli, Gürsel Tekin bunlardan bazılarıydı…

 

         Ertuğrul Günay, Uğur Dündar, Fazıl Say, Hakan Şükür gibi basiret kıtlığı yaşayanlar,  sandığa gitmeyenlerin Erdoğan’ı başarılı kıldıklarını söylüyorlar… Kinle besledikleri içlerindeki şeytan öfkesini kusan bu fikir yoksunları, Erdoğan’ın ikinci tura kalması halinde oyların en azından yüzde altmışbirini alacağını bilmiyorlar mı? Yoksa bilmek mi istemiyorlar? BDP’li seçmenin ikinci turda Sayın Erdoğan’ı destekleyeceklerini  bilmeyen mi kaldı? Bunlardaki şeytan inadı..

 

        Dokuz seçimdir her seçimden birinci parti olarak çıkan; Ak Partinin, Erdoğan’ın başarısını görmek istemeyen kör ve nankörlere ne demeli bilmem? Ama bildiğim bir gerçek var ki ülkemde vicdan kazandı, hak kazandı, halk kazandı, ümmet kazandı, barış kazandı, kardeşlik kazandı, adalet kazandı… Görünürde kazanan Erdoğan’dı ama onun şahsında kazanan Ümmeti İslamdı… Bosnaydı, Mısırdı, Gazzeydi, Bağdattı, Mekkeydi, Medineydi, Tahrandı…

 

       Türkiye bu seçimde dünyaya; “Biz İsraile terör diyen, Suriye’yi sahiplenen, Sisi’ye karşı koyan, dünya mazlumlarına ses olan Erdoğan’ın arkasındayız” mesajını verdi … Dış ülkeler, halkın yüzde ellibiri ile Çankaya’ya çıkan Sayın Erdoğan’ın konumunu artık iyi anlamış olmalılar…

 

         Bu seçimi sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi olarak okumak ve değerlendirmek büyük bir yanlış olacaktır… Zira bu seçim, Sayın Erdoğan’ın politikasının, üslubunun, eylem ve hedeflerinin halk tarafından onaylandığını göstermiştir… Halk paralel yapı ile mücadele eden, ümmetin yanında duran, halkın dilinden konuşan, yürekli adamı istediğini bir kez daha yinelemiş oldu…

 

        Bu seçim, aynı zamanda Ak Parti teşkilatlarına da Erdoğan’ın önemini anlattı ve halkın partiden ziyade Erdoğan’a destek verdiğini açık ve net bir şekilde göstermiş oldu… Bu seçim, Türkiye’nin artık yeni bir sürece girdiğini, ülkenin gerçekten kendi evlatları tarafından yönetildiğini, hain ellerin çekildiğini, dış baskıların ülke yönetimi üzerinde etkin olmadığını göstermiştir…

 

       Bu seçimin zalimi ve mazlumunu(!) da unutmamak gerekir… Bu seçimde mazlum(!) olan şahıs İhsanoğlu, zalim olanlar ise Pensilvanya, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’dur… Neden mi? Çünkü liderlik kabiliyeti olmayan, konuşmaya mecal bulamayan, hal ve hareketlerinde Ecevit’i aratmayan, dünü ve bugünü birbirini tutmayan Ekmeleddin İhsanoğlu’na kaldıramayacağı yükü yüklemişlerdir…

 

       İhsanoğlu’nun bu ağır yükü neden kabul ettiğini bilmiyorum ama şimdi “başa gelen çekilir”, “haddini bilmeyen ezilir” sözlerini hatırlamanın tam vaktidir… Temeli olmayan çatı çökmeye, zalimi büyüten mazlum bitmeye mahkumdur…  Artık Ekmeleddin efendi de umarım haddini bilecek, kaptanı olmayan gemiye binmeyecek, halkın verdiği dersi ezberleyecektir…

 

   Bu seçimde Erdoğan’dan sonra başarı Salahattin Demirtaş’a aittir… Oylarını arttıran BDP, sakın bu seçim sonuçlarına aldanıp genel seçimlere parti olarak girmesin, kaybeder, kesin kaybeder… Çünkü bu seçimlerde Ekmeleddin’e tepki oyları Demirtaş’a verildi…

 

         Bu seçimlerde Adıyaman'ın Sincik ilçesinde yaklaşık 8 bin 800 seçmenin 8 bin 500'ü oyunu Erdoğan’a vererek yüzde 96 oranında destek sağlanmış oldu...Bu tablo, Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde Erdoğan’a halkın itimad ettiğini göstermektedir…  BDP bu desteğin kendilerine neden verilmediğini iyi analiz etmesi gerekmektedir… 

 

         Seçim sonuçlarının açıklandığı sıralarda seçimeri değerlendirmek yerine  “Piton Yılan Adası” isimli filmi yayınlayan STV’yi ve bağlı olduğu camianın Cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki tutumunu değerlendirmemiz gerekmektedir…

 

       Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı günde; “Mesela, Ashab-ı Kehf"i düşününüz. O insanlar, Dakyanuslar tarafından kurulan çarmıhlar karşısında dişlerini sıkıp sabretmişlerdir.... Her dönemde Dakyanuslar vardır!” diyerek  Erdoğan’ı Dakyanus’a benzeten ve aleyhinde konuşanları satılmışlıkla itham eden “Pensilvanya Şeriri”nin sözleri boş ve boşa söylenmiş sözler olabilir mi?

 

         Zaman Gazetesinden Ekrem Dumanlı’nın seçim sonuçları açıklanmadan önce  yayınladığı: “Üstelik askerî darbe ile yönetime gelen Sisi, ‘sandık’ta büyük bir zafer kazandı… Kaybedeceksin! Kazansan da kaybedeceksin…   Böyle bir başbakan aynı mantıkla cumhurbaşkanı olsa Türkiye ne kazanır?.. Koca bir hiç! halkın tamamını kucaklamazsa orada uzun süre duramaz… Erdoğan Köşk’e çıkar, aynı korkunç ve ayrıştırıcı dile devam ederse bu ülke bölünür; ruhen de parçalanır fiziken de.” tehditvari sözler; cumhurun iradesine saygısızlık, edepsizlik ve tam anlamı ile şerefsizlik değil mi? Sisi gibi bir zalimin sandıkta zafer elde ettiğini söyleyebilecek kadar sisileşen sinsi yazarın yeni bir fitne arayışı içinde olmadığını söyleyebilir misiniz?

 

        STV'nin Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, Erdoğan balkon konuşması icra ederken; “Bekleyin.. Aceleci olmayın.. Bakın neler olacak.. Burası Başkent Ankara hiçbir yere benzemez” şeklindeki twitleri tehditten başka şeye benziyor mu?

 

       Erdoğan’ın seçimlerin galibi olmasının arafesinde ve akabinde böyle sohbet, yazı ve twit yayınlamak hadsizlik, küstahlık değil mi? Bunların bu şekilde saçmalamaları Erdoğan’ı rahatsız etmek için değil mi? Şimdi Erdoğan, “İt ürür, kervan yürür” dese yalan mı söylemiş olacak… Köpeğin işi itlik, adamın işi mertliktir… Meydanı böyle küstahlara bırakmak namertliktir…

 

       Şimdi paralel yapı için yeni fitne yolu göründü… Paralel yapının bu sözleri yabana atılmamalı… Yeni oyun tezgahladıklarını ve yeni fitneler peydahladıklarını anlatmaktalar… Ak Partinin içine fitne sokacaklar, parti içinde ayrıştırmalara gidecekler… Büyük günlere hazırlanın… Fitne kazanının altını yeniden yakmışlar… Hatta gemileri yakmışlar… Ya hep ya hiç diyorlar… İnşaallah hiç olacaklar…

 

12. 08. 2014

Yorum Yaz