MARDİN’e gittim, gördüm ve yazdım
Uzun zamandır görmek istediğim Mardin'e sonunda gidebildim ve hayran kaldim.
Bu geziyle ilgili uzun uzun yazmaktansa yapılmadan, görülmeden, yenilmeden ve alınmadan gelinmemesi gereken şeyleri kısaca yazmak istiyorum.
Öncelikle gidilmesi gereken aylar nisan,mayıs, eylül,ekim. Hava mayısta harikaydı. Zaten nem yok, en fazla 26-27 derece, şerbet gibi bir hava.
Mardin'de Thy'nin direk uçuşları olduğu gibi, bizim yaptığımız gibi Diyarbakır'a gidip 1 saatlik yolculukla Mardin'e gitmek ve yörenin havasını solumak da bir tercih olabilir.
Mardin'de tek bir cadde var ve ismi Birinci Cadde:) Caddenin ortasında heryerde olduğu gibi Cumhuriyet Meydanı var ve bu meydan Mardin Müzesine(eski Suryani Patrikane binası) evsahipliği yapıyor. Mutlaka görmek gerekiyor.
Mardin çok çeşitli dinleri ve dilleri içinde barındıran bir şehir.Yani "Camide ezan, kilisede çan." Süryaniler, Türkler, Kürtler ve Araplar kardeşçe yaşıyorlar ve herkes her dili konuşuyor. Bu kadar çeşitliliğin arasında tabii ki görülmesi gereken Kilise ve Camiiler var. En önemlileri;Ulu Camii( arkasında harika mezopotamya denizi manzarasıyla), Kırklar Kilisesi, Zinciriye Medresesi,Kasımiye Medresesi
Bunların haricinde mutlaka görülmesi gereken Gazi İlköğretim Okulu( Biz 1 mayıs sebebiyle giremedik ama en ince bezemelerle süslü binaymış.) Postane binası(harika manzarası var.), Kız Meslek Lisesi Binası veeee tabii ki sokaklar....
Sokaklar başka bir dünya, insanlar ve çocukların gözleri parlıyor.Heran arkanizdan eşekler çıkabilir ve onlara yol vermeniz gerekir. Revaklı çarşı 7 gün açık bir pazar yeri gibidir. Herkes birbirine selam verir. Burada Mardin insanlarının ne kadar sıcak kanlı ve misafirperver olduğunu görebilirsiniz. Birinci cadde üzerinde çok güzel gümüş, bakır ve altın satan dükkanlar var. Şahmaran desenli gümüşleri tavsiye ederim. Ayrıca telkari takılardan almadan gelmeyin. Bana kalırsa 1 gün mardin için yeterli değil en az 2 gün kalmak gerekiyor.
Gelelim ne yenir ne içilir;
Öncelikle Mırra ve Menengeç Kahvesi (antepfıstığından yapılıyor) mutlaka içmek lazım. Türk kahvesi de çok güzel, içine kakule konuyor.
Mardin'de çerez kültürü çok gelişmiş. Mesela ben bunları yazarken şeker kaplı badem yiyorum:) Karpuz çekirdeği, tuzlu leblebi, tuzlu badem hepsi çok lezzetli.
Keçi peynirleri ve kırma zeytinleri güzel
Sembusek (bir çeşit kapalı lahmacun)
Haşlama ve kızartma içliköfte( akıllara zarar)
Mumbar
Bademli pilav
Kaburga Dolması (öldürücü darbe)
Bunları yiyip, bir de üstene kahve içtin mi keyfine diyecek yok..:)
Peki gece ne yapılır; Mardin'in yeni şehir kısmında Ms. Donald'a gidilir ve canli müzik eşliğinde eğlenilir. Müzikler harika 70-80 'ler Türkçe Pop'undan tutunda, Erkin Koray'dan, Cem Karaca'dan ve tabii ki halay da olmak üzere her çeşit mevcut. Grup o kadar başarılı ki Sezen Aksu gelip dinlediğinde kendi ekibine katmış bazı müzisyenleri. Bütün gün yürümemize rağmen, otele dönmek istemedik eğlenceden:)
Gece Tatlıdede Konağı'nda kaldık. Eski bir taş bina. Manzarası harika. Tavsiye ederim. Yemeğimizi Kamer'de yedik.(Kadın dayanışma merkezi) Hem destek olmak ve hem de Mardinli kadınlarin elinden çıkan turistik olmayan yemekleri yemek gerçekten güzeldi. Cercis Konağı nda yemek de bir sonraki gidişim için aklımın köşesinde.
Mardin dışında görülmesi gereken yerler;
Deyrulzafaran Kilisesi
Dara Harabeleri
Midyat
Hasankeyf
Savur
Kıllıt Köyü
Nusaybin
Mardin'de geçirdiğimiz 1 gecenin ardından ertesi gün güzel bir kahvaltının ardından Mardin'in biraz dişinda Deyrul Zafaran Suryani Manastırına gidiyoruz.Deyrulzafaran(Mor Honanyo) Manastırı (5yy.a ait,içinde halen suryaniler yaşıyor.) Burada manastirin kafesinde zafaran çayı mutlaka içilmeli.
Dara Harabeleri, gerçekten büyüleyici. Kapadokya'yı anımsatıyor. Kayalara oyulmuş mezarlar mevcut. Su sarnıçları var. Otobüsten iner inmez çocuklar etrafınızı sarıyor. Bahar çiçeklerinden yaptıkları taçları satıyorlar ama ısrar yok, hepsi çok şeker. Deyrulumur'a doğru giderken Beyaz Su denen bir dere kenarında alabalık ziyafeti yapıyoruz. Ayaklar buz gibi suyun içinde, bir grup çalgıcıyla halay çekme performansından sonra şiş göbekler eşliğinde yola çıkıyoruz.
Deyrulumur (Mo Gabriel) Manatırına doğru yola çıkıyoruz fakat 10dk ile kapanış saatini geçtiğimiz için içeri giremiyoruz.( Bir kez daha Mardin'e gitmek için bahane) Biraz dil dökmemize rağmen malesef sonuç yok. Midyat'a doğru yola çıkıyoruz.
Midyat;
Olmazsa olmaz Midyat Konuk Evi ziyareti(Sıla dizisi burada çekiliyormuş.)
Sokaklarda dolaşmak hepsinden güzeli....
Ve tabiiki Suryani ustalardan çıkma telkarilerden unutulmamalı.
Geceyi Nusaybin'de Nezirhan Otelde geçirdik. Herhangi bir özelliği olmayan, temiz normal bir otel. Kalınmasa da olur:)
Gelelim 3.ve son günümüze;
Benim en heyecanlandığım gün diyebilirim çünkü Hasankeyf i göreceğimz gün bu gün.
Ama öncesinde Savur ziyareti var. Savur küçük Mardin olarak ta geçiyor. Mardin gibi dağ yamacına kurulu. Orada da harika taş evler var. Kasabanın tepeside Hacı Abdullah Bey Konağı ziyaret edilmeli. Oradan çıkıp kendinizi yürüyerek şehir merkezine doğru bırakabilirsiniz. Sonra da Perili Bahçe'de nefis balık ziyafeti...
Hasankeyf'den önceki son durağımız Kıllıt Köyü(Dereiçi diye de geçiyor);
Burası &80 i terke edilmiş bir Süryanı Köyü. Şu an yasayan 2 Türk, 3 süryani aile var. Mor Yuhanon kilisesi görülmeye değer. Bahçesinde değişik bezemeli mezarlıklar var.Gerçekten büyüleyici, yemyeşil, çiçek kokulu bir köy. Fotoğraf için çok ideal.
veeee sonunda Dicle'nin hayat verdiği Hasankeyf;
Anlatmaya kelimeler yetmez. Dünyanın başka bir yerinde olsaydı, gereken önemin gösterileceğini düşünüyorum. Bu güzelliğin sularaltında bırakılması kabul edilemez birşey. Mutlaka güneşin batışı seyredilmeli. Mağaralarında buz gibi ayran içilmeli, Rısk Camii ve tepesindeki leylek fotoğraflanmalı ve mumkunse sabah güneşi de orda doğurmak gerekiyor. (Bu da bir daha gitme sebebi)
Gezinin sonunda, pek turlarla seyahat etmeyi sevmeyen ben ilk kez bir turdan çok memnun kaldım. Katılan herkes harika insanlardı. Özellikle Folklorik Turizm'den Mardinli rehberimiz Lokman Açıl ve yardımcısı Esener Bey hayatımda gördüğüm en içten ve karşılıksız memnuniyet sağlamak isteyen rehberlerdi. Mardin e yolunuz düşerse bir kahvelerini içebilirsiniz.
Dönüşe geçtik...
Bir gün tekrar oralarda görüşmek üzere....:)
Kaynak: https://blog.biletbayi.com/mardin-gezilecek-yerler.html/