Ahmet Ersöz kimdir? Ahmet Ersöz kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Yazar Ahmet Ersöz hayatı araştırılıyor. Peki Ahmet Ersöz kimdir? Ahmet Ersöz aslen nerelidir? Ahmet Ersöz ne zaman, nerede doğdu? Ahmet Ersöz hayatta mı? İşte Ahmet Ersöz hayatı...

Yazar Ahmet Ersöz edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ahmet Ersöz hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ahmet Ersöz hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ahmet Ersöz hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Ahmed Ersöz

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri:

Ahmet Ersöz kimdir?

Ahmet Ersöz Kitapları - Eserleri

  • Alvarlı Efe Hazretleri
  • Risale-i Nur'dan Fıkhi Tespitler
  • Işık Şahsiyetler
  • Yakın geçmişin gölgesinde
  • Bu Ülkede Yaşamak
  • Ruh Dosyası
  • Ak Mektuplar
  • Varlık ve Aşk

Ahmet Ersöz Alıntıları - Sözleri

  • Erzurum kilid-i mülki İslam'ın Mevla'ya emanet olsun Erzurum Erzurum derbend-i ehl-i imanın Mevla'ya emanet olsun Erzurum (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • "Cânân yolunda cânım giderse Cânıma minnet" (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • Kendisi hiç evlenmemiş. Bir taleb vuku bulmuş. Olmayınca küsmüş hiç evlenmemişti. Kız kardeşi Gülistan Hanımefendi ile otururdu. Lapa pilav severdi. Biraz sert olmuşsa "Gülistan, kardeşim, bir iğne iplik getir de bir tesbih yapayım bu pilavdan" derdi. Allah rahmet eylesin, çok nüktedandı. (Işık Şahsiyetler)
  • Sabır kıl her belaya hâne-yi Rahman’ı incitme Felekde hasılı insan isen bir canı incitme Günahkar olma fahr-i âlem-i zî-şanı incitme (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • Ezher Üniversitesi'ne girmiş. Mustafa Sabri Efendi ve oğlu İbrahim efendiler oradalar. Hatıralarımız arasında İbrahim Efendinin mektupları da var. Bunlar fazla alaka gösterince oradaki profesörler: "Kimdir" diye öğrenmek istemişler. O da babamı anlatmış, İstanbul'dan geliyor, "Türk'tür" demiş. "Vazifesi nedir?" demişler. "Vaiz" demiş. "Diyar-ı küfrün vaizi mi olur?" diyerek gülmüşler. Mustafa sabri efendi de onlara lisan-ı hâl ile anlatmış. Babacığım da demiş ki "Bu bir hükümet işidir, aklım ona ermez. Ama biz müslümanız, müslüman kalacağız." diye konuştuğunu anlatırdı. (Işık Şahsiyetler)
  • Cân bula cânânını, Bayrâm o bayrâm ola, Kul bula Sultânını, Bayrâm o bayrâm ola..! Ramazan bayramımız mübarek olsun.. (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • ..O kadar düşkündü çocuklara, "Bunlar İslâm fıtratı üzerine yaratılmış" der bağrına basardı. (Işık Şahsiyetler)
  • Can bula cananını, Bayram o bayram ola Kul bula sultanını, Bayram o bayram ola Hüzn-ü keder def ola, Dilde hicâb ref ola Cümle günah aff ola, Bayram o bayram ola. (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • Cân bula cânânını, Bayrâm o bayrâm ola, Kul bula Sultânını, Bayrâm o bayrâm ola..! Ramazan bayramımız mübarek olsun.. (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • Can bula cananını bayram o bayram ola, Kul bula Sultanını bayram o bayram ola. (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • Erzincan depremiyle alâkalı ise şunları söylemiştir: "Mânen yedi şehrin helâkı emredilmişti. Bu melekler ilk defa Erzurum'a geldiler. İşe Erzurum'dan başlayacaklardı. Erzurum'daki yatır ve hayatta olan veliler meleklere rica ettiler ki: "Erzurum'da şu anda ana rahminde büyük bir insan var, bir kutup var. Onun için bize burayı bağışlayın" ve bağışlanır... (Işık Şahsiyetler)
  • Hazer kıl kırma kalbin kimsenin, cânanı incitme Esîr-i gurbet-i nâlân olan insanı incitme Tarîk-i ışkda bîçâre-i hicrânı incitme Sabır kıl her belâya, Hâne-yi Rahman’ı incitme Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme Günahkâr olma, Fahr-i Âlem-i Zî-Şânı incitme (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun; O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun! (Işık Şahsiyetler)
  • Birgün kendilerine; "Nehrî'de sâdık talebeniz kimdir?" dediler. "Molla Muhammed Münhani'dir" buyurdu. "O katı tabiatlıdır" dediler. Bunun üzerine, Ahmet Cüzeyri'nin Divan'ındaki şu beyitleri okudu: "Ehl-i tarik, makamları seyr eylerken renk renktir, Bir kısmı ilâhî cemal, bir kısmı celaldedir." (Işık Şahsiyetler)
  • Teslimiyet okulunun elifbası, terbiye ülkesinin kapısındaki hitabe. Sohbet devam ediyor. Abdülaziz Efendi'ye soru sorma alışkanlığımız sebebiyle bir arkadaş; "Efendi Hazretleri*, Muhyiddin Arabî hazretlerinin vahdet-i vücut nazariyesi ile ilgili..." diyecek oldu. Hoca efendi "Evlâdım ben bunları bilmem, sen bunları bilenlere sor" deyince o güne kadar ben bilirimden başka bir şey bilmiyenlerin doldurduğu nefsaniyet aleminde ilk defa duyduğum bu tevazu şahikası karşısında yerlerin dibine geçerken.. (Işık Şahsiyetler)
  • Su gibi a‘mâr-ı âdem dem-be-dem çağlar gider, Kanûn-i kadîm budur ağlar gelir ağlar gider. (Alvarlı Efe Hazretleri)
  • Eski osmanlı edep ve terbiyesine bakın, annem beni dünyaya getirinceye kadar dedem Hacı Ali Efendi'nin haberi olmamış. (..) Hacı kalfalar benim olduğumu müjdelemiş. "Bir kızın oldu" demişler. Dedem "Allah Allah, münire hamile miydi?", bu ne hikmet demiş. Böylece adım hikmet olmuş. Göbek adım fatıma, asıl adım hikmet.. (Işık Şahsiyetler)
  • Kenan Rufai hazretleri ile münasebeti fazla idi. Babam; "Siz tarikat mensubusunuz, eliniz öpülür" derdi. O da "Siz şeriat büyüğüsünüz asıl sizin eliniz öpülür" derdi. Birbirleriyle musafaha ederlerdi. (Işık Şahsiyetler)
  • Bir gün Efendi hazretleri'nin bulunduğu sofrada onunla birlikte yemek yiyordum. Kalbimden "keşke yanında oturabilseydim de kaşığını alıp o ayran tasından ben de içseydim" diye geçirdim. O anda Efendi Hazretleri hepimize taksim etmek üzere saydığı baklavaları elinden bırakarak kaşığını aldı ve benim önümdeki ayran tasına kadar uzanarak ayrandan üç defa içti ve üçüncüsünde gözlerimin içine mânâlı mânâlı baktı. (Işık Şahsiyetler)