Alptekin Müderrisoğlu kimdir? Alptekin Müderrisoğlu kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Emekli maliyeci ve Yazar Alptekin Müderrisoğlu hayatı araştırılıyor. Peki Alptekin Müderrisoğlu kimdir? Alptekin Müderrisoğlu aslen nerelidir? Alptekin Müderrisoğlu ne zaman, nerede doğdu? Alptekin Müderrisoğlu hayatta mı? İşte Alptekin Müderrisoğlu hayatı... Alptekin Müderrisoğlu yaşıyor mu? Alptekin Müderrisoğlu ne zaman, nerede öldü?

Emekli maliyeci ve Yazar Alptekin Müderrisoğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Alptekin Müderrisoğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Alptekin Müderrisoğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Alptekin Müderrisoğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1938

Doğum Yeri: Sandıklı, Afyon

Ölüm Tarihi: 24 Şubat 1999

Ölüm Yeri:

Alptekin Müderrisoğlu kimdir?

1938 yılında Afyon-Sandıklı’da doğdu. 1956 yılında Ankara Gazi Lisesi’nden, 1961 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Şubesinden mezun oldu. Yedeksubaylık hizmetini tamamladıktan sonra 16 Aralık 1963 tarihinde Maliye Teftiş Kurulu’na girdi. 1968-1970 yılları arasında ABD’nde staj yaptı. Maliye Bakanlığı’nda sırasıyla; Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdür Yardımcılığı (1972-1974), Hazine Genel Müdür Yardımcılığı (1975-1976), Washington Büyükelçiliği Maliye Müşavirliği (1977-1980) ve Hazine Genel Müdür Başyardımcılığı (1981-1982) görevlerinde bulundu. 1982 yılından sonra özel bir Türk bankasının Avrupa Ülkeleri Baş Temsilciliği görevini üstlendi. İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen Alptekin Müderrisoğlu, 30 yıl boyunca Türk tarihi konusunda araştırmalar yaptı. Maliye Müfettişliği döneminde Anadolu’da Türk kaynaklarını, Amerika’da bulunduğu yıllarda Amerikan kaynaklarını, Avrupa’da bulunduğu yıllarda ise Alman, İngiliz, Fransız, Rus ve İtalyan kaynaklarını tarayarak yakın tarihimizle ilgili yayınlar ve belgeler topladı. Yaklaşık 50.000 fotoğraf içeren bir özel arşiv oluşturdu. 1996 yılında emekli olduktan sonra çok sevdiği Türkiye’ye döndü. 24 Şubat 1999 günü yaşama veda etti.

Alptekin Müderrisoğlu Kitapları - Eserleri

  • Sarıkamış Dramı
  • Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları
  • Sakarya
  • Cumhuriyetin Kurulduğu Yıl Türkiye Ekonomisi

Alptekin Müderrisoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Enver Paşa yıkılmıştı. Kuşatılmak demek ya vuruşarak ölmek ya da yaralı veya sağlam olarak Ruslara tutsak olmaktı. Bütün o umutlar Kafkasya Fatihi olma, Turan Imparatorluğu kurma, Mısır'a ve Afganistan'a uzanma düşleri acı bir sonla noktalanıyordu. Her şey bitmişti artık... (Sarıkamış Dramı)
  • Salona eli bağlı üç kişi getirildi, sanık sırasına oturtuldular. Mahkeme başkanı Saruhan milletvekili Mustafa Necati sanıklardan en yaşlısına, ihtiyar köylüye sordu. -Baba Adın ne? Dinleyicilerde bir ferahlama görüldü. Demek bu ihtiyarın suçu ötekilerden daha hafifti. Bu yüzden ilk yargılanıyordu. İhtiyar ayağa kalktı. -Hüsnü -Baba adı ? -Ramazan -Nerelisin ? -İnebolunun Çatal bucağından. -Baba, sen askerden kaçan oğlunu evinde saklamış, bir asker kaçağına yataklık etmişsin ! -Tövbe de Reis bey ! -Ben tövbe dedim, sen ne dersin ? İhtiyar köylü başkanın üstelemesinden sıkılmıştı. Elini koynuna sokup yıpranmış, buruşuk iki tomar kağıt çıkardı kürsüye doğru salladı: -Reis Bey, Reis Bey!.. Şu kafa kağıtlarının içini okusan bana dediğinden utanırsın!.. -Neden ? -Bu kağıtlar Balkan Harbin'de ve Çanakkalede şehit düşen oğullarımın nüfus kağıtlarıdır. İki arslanını millet için şehit veren baba, üçüncü oğlunu bu ölüm dirim savaşında bir kahbe gibi gizlemez Reis Bey ! Salonda çıt yoktu. Mahkeme üyeleri birbirlerinin yüzüne baktılar. Şaşkındılar. İhtiyar birden yamalı mintanını yırttı. Çıplak, ak kıllı göğsü dışarı fırladı. -Hele gel Reis Bey, yakın gelde şu kalbura dönmüş göğsüme bak! Bu gördüğün yaraları Makedonya'da Bulgar çeteleri ile döğüşürken aldım. Sekiz yıl askerliğim var benim. Kurşun yarasına yara demem. Şehit arslanlarımın yarasıdır bağrımı delen. Benim oğlum askerden kaçsa bile ben saklamam. Bunu böyle bil ! Mustafa Necati Bey sıkıntısını gizleyemeyerek sordu: -Peki baba. Oğlunu en son ne zaman, nerede gördün ? -Enson ilk kar düştüğünde gördüm. Aha şurada, Kastamonu askerlik şubesinin önünde. Ankaraya selametlerken... -Sonra hiç haber almadın mı?" İhtiyar duraladı. Bu soruyu beklemediği belliydi. Kuşkulu gözlerle dinleyicilerden yana baktı. Orada birilerinden, birilerinin bir şeyler söylemesinden korkuyordu sanki. Kararsızdı. Bir süre sağına soluna baktı. Sonra tükenmiş bir sesle başkana döndü: -Diyecem diyecem, emme o itin ipini de ben çekecem! Başkan gün görmüş geçirmiş bir tavırla sordu: -Anlat bakalım baba ! -Askerin bazısı Halifecilere kanmış, başıbozuk olmuş dediler. Askerden kaçanları ortalıkta görmüyorduk, emme kulağımıza geliyordu. Kaçaklar yakalanırım korkusuna evine ocağına gelmezmiş. Kimi dağa çıkıp eşkiyalık edermiş. Kimi de bir kıyıya siner mektup yazıp evden para istermiş. Bir ay önce bana da bir mektup geldi. Muhtar getirdi. Hah dedim, oğlan askerden kaçtı para ister. Benim okumam yazmam yok. Utancımdan kimseye okutamadım. Muhtar her önüne gelene demiş bana mektup geldiğini. Ele güne bakamaz oldum. Dünyaya kahrettim eve kapandım. İhtiyar eğildi, bağlı elleriyle yün çorabının arasından katlanmış bir kağıt çıkardı. -Aha mektup bu!.. Alın okuyun. Nerdeyim diyorsa gidin yakalayın. Asarken de ipini bana çektirin! Mahkeme başkanı Mustafa Necati kağıdı açtı, okudu. Birden yerinden fırladı, ağlayarak kürsüden indi. İhtiyarın önüne geldi. Boğuk sesiyle hıçkırdı: -Baba bizi bağışla. Küçük oğlun da İnönü'de şehit düşmüş. Sana gelen mektup askerlik şubesinin şehitlik ilmuhaberiymiş. İhtiyar elini öpmek isteyen Mustafa Necati Beyi durdurdu: -VATAN SAĞ OLSUN!..SİZ ASLANLARIM SAĞ OLUN!... İhtiyar sessizce ağlamaya başladı. Çıplak ak kıllı göğsü körük gibi inip kalkıyor, kırışık yanaklarından süzülen gözyaşları sakallarının içinde kayboluyordu. Vatan hainliği suçlamasından kurtulduğuna mı ağlıyordu, son oğlunu da yitirdiğine mi? Kimse anlayamadı. (Sakarya)
  • Almanyaya silah ve cephane satın almaları için gönderilen Saffet ve Nuri Beyler, enflasyonun olanca şiddetiyle hüküm sürdüğü bir sırada, parayı çoğaltmak ve daha fazla silah alabilmek için ''borsada oynamışlar'' fakat paranın hepsini kaybetmişlerdir.Onları bir Alman dolandırmış, olay yargı organlarına götürüldüğü halde bir sonuç alınamamıştı. (Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları)
  • ...Hafız Hakkı Paşa geldi. Atından inerken bitkin görünüyordu. Yüzünü derin bir üzüntünün izleri kaplamıştı. Gülümsemeye çalışarak Fransızca; "Touiest perdu, sauf l'hornneur" dedi. Erlerin anlamaması için mi, yoksa durumu yansıttığı için mi savaş tarihine geçmiş bu sözü söylemek gereği duymuştu. Kimse anlayamadı. "Onurumuzdan başka her şey yitirildi" anlamındaki bu tümce, Fransa Kralı I. François'nın savaşta yenildiği gün annesine yazdığı mektubun ünlü bir satırıydı. Hafız Hakkı Paşa, İhsan Paşa'ya dönerek acı bir gülümsemeyle, bu kez Türkçe "Her şey bitti" dedi... (Sarıkamış Dramı)
  • 23 Ağustos 1921 de (muharebenin ilk günüdür) Sakarya'da yaralandım.Beni geriye Keskin hastanesine gönderiyorlardı.O zaman Ankara'dan Yahşihan'a kadar uzanan bir dekovil hattı, ikmal ve tahliye için gece gündüz çalışıyordu.Beni de Yahşihan istikametine giden birçok yaralılarla beraber dekovile bindirdiler.Yahşihan'dan öteye kağnı ile seyahat etmeğe başladık. (Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları)
  • Mustafa Kemal Paşa, halifeliğin kaldırılmasından sonra bir süre daha Hint Halifet Komitesinin gönderdiği parayı toplu olarak Osmanlı Bankasında tutmuştur. Mustafa Kemal Paşa'nm bu tutumu, gerek-tiğinde parayı geri göndermeyi düşündüğünü ortaya koymaktadır. Sonunda, söz konusu para Türkiye İş Bankasının kuruluş sermayesi olarak kullanılmıştır. (Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları)
  • Fransızlar, işgal ettikleri yerlerden çekilirken 10.089 adet tüfek, 1505 sandık cephane ve 10 adet uçağı hediye adı altında Türk ordusuna bırakmışlardır. (Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları)
  • Kurtuluş Savaşı süresince Sovyet Rusya'dan sağlanan para yardımı, 11 milyon altın Ruble ile 100.000 lira değerindeki külçe altındır. Sovyetler silah olarak da dört tümeni donatmaya yeterli 37.812 tüfek, 324 makineli tüfek, 66 top ve bunların cephanesini vermişlerdir. (Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları)
  • İleri! Daima ileri ki zafer, şan, şehitlik, cennet hep ileride; ölüm ve alçaklık geridedir. Mübarek ve kutsal şehitlerimizin ruhuna Fatiha! Padişahım çok yaşa! - Başkomutan Vekili Enver Paşa (Sarıkamış Dramı)
  • Osmanlı imparatorluğunu her alanda çöküntüye sürükleyen kapitülasyonların yıkıcı etkileri, 1838 yılında İngiltere ile imzalanan ünlü <<1838 ticaret anlaşması >> ile başlamıştır. (Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları)