Anjelika Akbar kimdir? Anjelika Akbar kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Yazar, Besteci ve Piyanist Anjelika Akbar hayatı araştırılıyor. Peki Anjelika Akbar kimdir? Anjelika Akbar aslen nerelidir? Anjelika Akbar ne zaman, nerede doğdu? Anjelika Akbar hayatta mı? İşte Anjelika Akbar hayatı...

Yazar, Besteci ve Piyanist Anjelika Akbar edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Anjelika Akbar hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Anjelika Akbar hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Anjelika Akbar hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1969

Doğum Yeri: Kazakistan Sscb

Anjelika Akbar kimdir?

Anjelika Akbar (d. 1969 - Kazakistan SSCB), besteci ve piyanist.

Kazakistan SSC'nde doğdu. Annesi müzisyen, babası ise hem müzisyen hem felsefecidir. İki buçuk yaşında nota biliyor ve piyano çalabiliyordu. Dört yaşında ilk bestesini yaptı ve Mutlak kulak yeteneği de fark edildi. Moskova Tchaikovsky Devlet Konservatuarı öğretim üyelerinin dikkatini çekmesiyle, üstün yetenekli öğrencilerin yetiştirildiği Taşkent Devlet Uspensky Müzik Okulu'nda 11 yıl eğitim gördü. Ardından Taşkent Devlet Konservatuarı'nda 5 yıl eğitim gördü. Rusya Besteciler Kurulu, Anjelika Akbar'ı En İyi Genç Besteci seçti.

Klasik müzik sanatçısını için uygun bir ülke olmadığını bilmesine rağmen kültürel nedenlerle, ailesini de şaşırtarak Türkiye'de yaşamayı seçti. 1993 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçti ve Hacettepe Üniversitesi'nden Bestecilik ve Orkestra Şefliği yüksek lisansı aldı. Ardından aynı üniversitede Skriabin'in "Seçme Piyano Eserlerinin Armonik, Melodik, Ritmik, Biçimsel ve Felsefik açıdan Analizi" ile ve bestelediği "Senfoni No.1" ile tamamlayarak doktora derecesini aldı. 1997-1999 yılları arasında Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın (ilk) kurucu öğretim üyesi oldu. Hindistan, Rusya, Almanya, Fransa, Baltık devletleri, Orta Asya ülkeleri, KKTC, Katar ve Türkiye'de çok sayıda konser verdi. Özbekistan'ın UNESCO Millî Komitesine davet edildi.

Sanatçının 2002 yılında yayınladığı Vivaldi'nin Dört Mevsim keman konçertosunun piyano uyarlaması albümü, Sony Classical kataloğuna giren ilk Türk klasik müzik albümü oldu. Ardından "bir"den Bir'e albümünde Rana Pirinççioğlu ve Zara ile çalışan Akbar, özellikle yaşamın hızlı akışı karşısında sevgiyi ve yaşamın kendini farketmeyi anlattı. Bach A L'Orientale kaydında ise sanatçı, Johann Sebastian Bach'ın müziğini Doğu ritmleri ile birleştirdi. Anjelika Akbar bu albümü için; “Bu bir müzik deneyi değil, çağın ihtiyacıdır. İnsanlar birbirleri ile kucaklaşmadan önce müzikleri kucaklaşsın istedim.” yorumunu yapmıştır. Bach'ın göksel müziği, ney gibi doğu mistizminde önemli yer tutan müzik aletiyle buluşarak farklı bir tat oluşturarak sentez edildi. Bu noktada Akbar, sürekli çalıştığında insanı robotlaştırdığını söylediği akla dayanan Batı müziği ile, daha çok içsel olan, duygulara dayanan Doğu müziğini birleştirdi. Akbar daha sonra "Güldür Gül" adlı ilahiyi yorumlayarak sufizme olan ilgisini gösterdi.

Anjelika Akbar, pek çok ulusal ve uluslararası ödül sahibidir.

Evli olan Akbar, 1991 ve 2008 doğumlu iki erkek çocuk annesidir.

Anjelika Akbar Kitapları - Eserleri

  • İçimdeki Türkiyem

Anjelika Akbar Alıntıları - Sözleri

  • İstanbul-Ankara tren yolculuğumuz sırasında Türkiye'nin doğasından müthiş etkilendim.İsviçre burasıyla kıyaslanırsa sınıfta kalır.Birkaç dakikada bir manzara değişiyordu. (İçimdeki Türkiyem)
  • Yanımdan geçen bu 'yabancıların' bazılarına kulak verdim ve hayretler içinde Türkçe konuştuklarını fark ettim.Hem de belli ki anadilleriydi.Konuşmamış olslardı,tüm bu insanların Avrupalı ya da Amerikalı olduklarına iddiaya girebilirdim.Zaman ilerledikçe,Türklerin çeşitliliğini daha net görmeye başladım.Tatarlara,Moğollara,Orta Asya'daki Özbeklere,Kırgızlara,Kafkasya ırklarına,yahudilere,Yunanlara,Ruslara bile benzeyen Türkler gördüm. (İçimdeki Türkiyem)
  • Mutlaka buradaki 'yerli' kedilerden söz etmeliyim.İstanbulun deniz mahsullerinin ve diğer yiyeceklerinin çeşitliliğinden olsa gerek,buradaki sokak kedileri inanılmaz asil görünüyorlar;şişman,bakımlı,yollarda koşmak yerine gururlu bir şekilde yürüyen 'burjuvalar' işte! (İçimdeki Türkiyem)