Ayhan Geçgin kimdir? Ayhan Geçgin kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Yazar Ayhan Geçgin hayatı araştırılıyor. Peki Ayhan Geçgin kimdir? Ayhan Geçgin aslen nerelidir? Ayhan Geçgin ne zaman, nerede doğdu? Ayhan Geçgin hayatta mı? İşte Ayhan Geçgin hayatı...

Türk Yazar Ayhan Geçgin edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ayhan Geçgin hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ayhan Geçgin hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ayhan Geçgin hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1970

Doğum Yeri: İstanbul

Ayhan Geçgin kimdir?

Ayhan Geçgin 1970 İstanbul doğumlu. ODTÜ Felsefe bölümünü bitirdi. İstanbul'da yaşıyor.

Ayhan Geçgin Kitapları - Eserleri

  • Son Adım
  • Uzun Yürüyüş
  • Bir Dava
  • Kenarda
  • Gençlik Düşü

Ayhan Geçgin Alıntıları - Sözleri

  • Bütün sınavlardan çaktım, gerçek bu, yaşamayı beceremedim. İşte şimdi buradayım, daha doğrusu şimdi ile buranın birbirini dışladığı bu sapakta: ya sonlanmayan, asla bitmeyen bir şimdi içinde ama burası yok - ya da burası var, bir bataklık gibi yayılmış, çivilenmiş bir burada var, ama şimdi yok, çoktan geçip gitmiş. (Son Adım)
  • Zaten pencereden bakıp da dalıp gitmeyen çocuk mu vardır? (Gençlik Düşü)
  • Dünyam küçüldü diyorsun kendi kendine, dünyam o kadar küçüldü ki belki ben bile onun dışında kaldım.. (Son Adım)
  • Yazdığım cümleler kuru, kitaplardaki harflerse ölü harflere dönüşmüştü. (Bir Dava)
  • Yaşamak için bir neden yokken yine de yaşıyorduk, dünya bir gübre teknesi gibi dönerken, çamurun, lağımın içinde utançla debelenirken yaşıyorduk, hem de bundan hoşnutmuşçasına, eşi benzeri olmayan bir tutkuyla. (Gençlik Düşü)
  • Eğer özgürlük diye bir arzumuz varsa, özgürlük istediğimiz doğruysa bu durumda mahkum olduğumuzu da kabul ediyoruz demektir. (Bir Dava)
  • Bir yaşam arzulamış, onu sezmiş, ama vara vara onun yokluğuna varmıştım. (Gençlik Düşü)
  • O ise yaşamıyordu. Onların bir yaşamı vardı. Onun­sa henüz bir yaşamı yoktu. Yaşamaya daha başlamamıştı bile. Ya­şamı ilerideydi, belirsiz bir uzaklığın öte tarafında yaratılmak için onu bekliyordu. (Kenarda)
  • Dünya sanki artık genişleyen, geniş göğün altında, insanın ayakları altında ufka doğru uzayıp giden düz bir yüzey değil de hemen yanıbaşında yükselen bir duvara dönüşmüş. Ya da artık küçük bir küre bu, yalnız o kişiyi saran, bir insan boyutunda, küçük, saydam bir dünya. (Uzun Yürüyüş)
  • İşin en tuhafı iktidar, en mağdur benim, diyor. Böyle bir iktidar tipini ilk kez görüyoruz. İktidarda ama gene de mağdur. Hoş bir konum. Ne yaparsa yapsın hiçbir sorumluluk hissetmiyor, almıyor. (Bir Dava)
  • Sonunda, diye düşündü, her şeyi unutmak, insan olduğumu bile unutmak istiyorum. Kendimi parça parça, ip ip geriye doğru sökeceğim. (Uzun Yürüyüş)
  • Bir gülü koklamak o kokuya teslim olmak değil midir? (Gençlik Düşü)
  • Yoksul sayılmazsın, başkalarına göre durumun iyi bile sayılır, ama çok farklı yoksulluklar olabilece­ğini biliyorsun artık. Bazen parasızlık falan değil diye düşünüyor­sun, asıl yoksulluk bu - ruhsal yoksulluk, zihinsel yoksulluk.. .. (Son Adım)
  • "Bir şey hissetmenin, bir yakınlık, sevgi benzeri bir şey hissetmenin daha kolay olacağını düşünürüz, değil mi? Çünkü insanız, bizim için bu doğal bir şey." "Evet, öyle." "Bana artık tersi doğruymuş gibi geliyor: Hiçbir şey hissetmemek, bir şey hissetmekten çok daha doğal artık." (Son Adım)
  • Zaman kendini oyup duru­yordu. Sonunda oyarak içini dışına çıkardı, kendini yiyip bitirdi. (Kenarda)
  • Dünya pencereden göründüğü kadardı… (Kenarda)
  • Belki, diye düşündü, bir kazazedeyim, batan bir gemiden kur­tulan son kişiyim. Ama bu dağlarda deniz yok. O zaman, dedi, bel­ki gemisi batmış Nuh 'um ben. Gemim selde dağlara çarpıp parça­landı, eşim, çocuklarım, kardeşlerim, hayvanlarım, hepsi öldü git­ti. Felaketten bir işaret kalsın diye geride bir tek ben kaldım. (Uzun Yürüyüş)
  • Hiç yaşamamış olduğu şeyle­ri insan nasıl unutulmuş, sadece unutulmuş değil yok olup gitmiş, en ufak izi bile kalmamış anılar gibi duyar?.. (Son Adım)
  • Zihnin berraklaştıkça korku da içinden çekip gidiyor. Yalnızca burada olmanın, olabileceklerin korkusu değil, o aslında hep sende var olmuş olan, o soyut, ele avuca gelmez korku da. Korku yok olu­yor, şimdi cesur olmaya bile gereksinimin yok artık.. .. (Son Adım)
  • “Belleğin asıl gücü unutmak olabilir.” (Bir Dava)