Carol J. Adams kimdir? Carol J. Adams kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Amerikalı yazar, feminist ve hayvan hakları savunucusu Carol J. Adams hayatı araştırılıyor. Peki Carol J. Adams kimdir? Carol J. Adams aslen nerelidir? Carol J. Adams ne zaman, nerede doğdu? Carol J. Adams hayatta mı? İşte Carol J. Adams hayatı...

Amerikalı yazar, feminist ve hayvan hakları savunucusu Carol J. Adams edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Carol J. Adams hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Carol J. Adams hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Carol J. Adams hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1951

Doğum Yeri: Dallas, Texas, Amerika Birleşik Devletleri

Carol J. Adams kimdir?

1951 yılında doğan Carol Adams, 1970 yılı başlarında University of Rochester’da kadın çalışmaları üzerine eğitim görmüş, Vietnam Savaşı protestolarında yer almış, Yale Divinity School ve University of Pennslylvania bünyesinde birçok kadın hakları programına katılmıştır. 1970 sonları ve 1980 yılları boyunca yoksulluk, ırkçılık ve cinsiyetçilik karşıtı bir sivil toplum kuruluşu olan Chautaugua County Rural Ministry başkanlığını yürütmüştür. 1987 yılında taşındığı ve halen yaşadığı Dallas’ta evsizlere ve risk altındaki gençler ve çocuklara barınma sağlayan bir kuruluşta çalışırken Etin Cinsel Politikası’nı tamamlamıştır. Halen biri Jane Austen üzerine, diğeri de Chautauqua County’deki bazı cinayetleri konu alan bir gerilim romanı olmak üzere iki kitap üzerinde çalışıyor.

Yazarın diğer kitapları şunlardır:

Ecofeminism and the Sacred. Continuum, 1993.

Neither Man nor Beast: Feminism and the Defense of Animals. Continuum, 1994.

Woman-battering: Creative pastoral care and counseling series. Fortress Press, 1994.

Marie M. Fortune ile birlikte: Violence against Women and Children: A Christian Theological Sourcebook. Continuum, 1995.

Josephine Donovan ile birlikte: Animals and women: Feminist theoretical explorations. Duke University Press, 1995.

The inner art of vegetarianism: Spiritual practices for body and soul. Lantern Books, 2000.

Journey to gameland: How to make a board game from your favorite children’s book. Lantern Books, 2001

Howard Williams ile birlikte: The ethics of diet: A catena of authorities deprecatory of the practice of flesh-eating. University of Illinois Press, 2003

Help! My child stopped eating meat!: An A-Z guide to surviving a conflict in diets. Continuum, 2004.

The Pornography of Meat. Continuum, 2004.

Prayers for Animals. Continuum, 2004.

God listens when you’re sad: Prayers when your animal friend is sick or dies. Pilgrim Press, 2005.

God listens to your love: prayers for living with animal friends. Pilgrim Press, 2005.

God listens to your care: prayers for all the animals of the world. Pilgrim Press, 2006.

Douglas Buchanan ve Kelly Gesch ile birlikte: Bedside, bathtub and armchair companion to Frankenstein. Continuum, 2007.

The Feminist Care Tradition in Animal Ethics: A Reader. Columbia University Press, 2007

How to eat like a vegetarian even if you never want to be one: More than 250 shortcuts, strategies, and simple solutions. Lantern Books, 2008.

Living among meat eaters: The vegetarians’ survival handbook. Lantern Books, 2008.

Carol J. Adams Kitapları - Eserleri

  • Etin Cinsel Politikası
  • Ne Adam Ne Hayvan

Carol J. Adams Alıntıları - Sözleri

  • Futbolcular bira içer çünkü o bir erkek iç­kisidir ve biftek yerler çünkü o bir erkek yiyeceğidir. Vurgu ‘adam boyu porsiyonlar’ ve ‘kahraman sandviçler' üzerindedir. Et yemenin tüm terminolojisi bu eril önyargıyı yansıtır. (Etin Cinsel Politikası)
  • Vücutları et olarak kullanılan buzağılarsa egzersiz kaslarını geliştireceğinden, vücutlarını sertleştireceğinden ve kilo alımını yavaşlatacağından arkalarına bile dönemeyecekleri küçük kasalarda tutulur. Sunta zemin üzerinde durmak vücutlarında devamlı kasılmalara sebep olur. Etlerini daha soluk göstermek için özel olarak ayarlanan beslenme düzeninin sık karşılaşılan bir sonucu olan ishalden ötürü suntalar kaygan ve ıslak olur; buzağılar genellikle düşer ve bacak sakatlıkları yaşar. Kesilmeye gönderildiklerinde bu buzağıların çoğu yürüyemeyen, "düşmüş" hayvanlar haline gelmiştir. (Ne Adam Ne Hayvan)
  • Her ne kadar yirmi yıldan daha fazla yaşayabilme ihtimalleri olsa da sütleri için sömürülen ineklerin çoğu dört yaşında ölüyor. (Ne Adam Ne Hayvan)
  • Tarih boyunca neredeyse hiçbir insan evladı kadının tüfeğinden çıkan bir kurşunla yere yığılmadı. Kuşların ve diğer hayvanların büyük çoğunluğu sizin tarafınızdan vuruldu, bizim değil. (Etin Cinsel Politikası)
  • Temeli hayvanların gıda olarak işlenmesine dayanan eko­nomilerin ayırt edici özellikleri şunlardır: • kadınların erkeklerden daha çok iş yapması ama yaptıkları işe daha az değer verilmesi ile ortaya çıkan iş etkinliklerinde cinsel ayrım • kadınların çocuk bakımından sorumlu olması • erkek tanrılara inanılması • babasoyluluk (Etin Cinsel Politikası)
  • Montaj hatlarındaki işbölümü fikri, Henry Ford’un Şikago’daki mezbahaların demontaj hatlarını ziyaret etmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Ford montaj hattı fikrini hayvan kesiminin parçalara bölünmüş aktivitelerinden almıştır. (Etin Cinsel Politikası)
  • “Yamyamlık” kelimesinin lügatımıza girmesi “ Yeni Dünya”nın “keşfinden” sonra oldu. İspanyolların Karayip halkının adını yanlış telaffuz etmesiyle, beyaz olmayan bu insanlar ile yamyamlık eylemi arasında bir bağlantı kurulmuş oldu. Avrupalılar Afrika, Kuzey ve Güney Amerika kıtalarını keşfettikçe, oranın yerli halkları da barbarlığın doruk noktası olan yamyamlıkla suçlanmaya başladı. Bir kez yamyam olarak yaftalandıktan sonra, medeni Hristiyan beyazlar tarafından mağlup edilip köleleştirilmeleri de haklı çıkarılmış oldu. (Etin Cinsel Politikası)
  • Vücutları et olarak kullanılan buzağılarsa egzersiz kaslarını geliştireceğinden, vücutlarını sertleştireceğinden ve kilo alımını yavaşlatacağından arkalarına bile dönemeyecekleri küçük kasalarda tutulur. Sunta zemin üzerinde durmak vücutlarında devamlı kasılmalara sebep olur. Etlerini daha soluk göstermek için özel olarak ayarlanan beslenme düzeninin sık karşılaşılan bir sonucu olan ishalden ötürü suntalar kaygan ve ıslak olur; buzağılar genellikle düşer ve bacak sakatlıkları yaşar. Kesilmeye gönderildiklerinde bu buzağıların çoğu yürüyemeyen, "düşmüş" hayvanlar haline gelmiştir. (Ne Adam Ne Hayvan)
  • ‘Domuzun (ya da ineğin, tavuğun vs.) bir hayvan olduğunu unutmamız teşvik ediliyor.’ Onları bir makine ya da hasat olarak görmemiz bekleniyor. (Ne Adam Ne Hayvan)
  • Diğer yaratıklara karşı tavırları söz konusu olduğunda bütün insanlar Nazidir. İnsanın diğer türlere istediğini yapabileceği gibi bir kendini beğenmişlik, aşırı ırkçı teorileri ve güçlü olanın haklı olduğu prensibini anımsatır. (Etin Cinsel Politikası)
  • Futbolcular bira içer çünkü o bir erkek iç­kisidir ve biftek yerler çünkü o bir erkek yiyeceğidir. Vurgu ‘adam boyu porsiyonlar’ ve ‘kahraman sandviçler' üzerindedir. Et yemenin tüm terminolojisi bu eril önyargıyı yansıtır. (Etin Cinsel Politikası)
  • ...hayvanlar aslında hiç de (ürün ambalajlarında) tasvir edildiği gibi hayatlar sürmezken, ortalık bir aile çiftliğinde özgürce yaşayan hayvan imgelerinden geçilmez. Hem hayvanlara kibar davrandığımıza hem de hayvanların onlara davranış biçimimizden hoşnut olduğuna inanırız. En olmadı, hayvanların acı hissedebilecek bilinçleri olmadığından, onların kötü vaziyetlerinin bizi etkilememesi gerektiğine inanmayı seçeriz. Rousseau’nun söylediklerini farklı sözlerle ifade edecek olursak: Hayvanlar her yerde zincirlenmiş vaziyettedir; lakin onları özgür olarak resmeden bizizdir. (Etin Cinsel Politikası)
  • “Yamyamlık” kelimesinin lügatımıza girmesi “ Yeni Dünya”nın “keşfinden” sonra oldu. İspanyolların Karayip halkının adını yanlış telaffuz etmesiyle, beyaz olmayan bu insanlar ile yamyamlık eylemi arasında bir bağlantı kurulmuş oldu. Avrupalılar Afrika, Kuzey ve Güney Amerika kıtalarını keşfettikçe, oranın yerli halkları da barbarlığın doruk noktası olan yamyamlıkla suçlanmaya başladı. Bir kez yamyam olarak yaftalandıktan sonra, medeni Hristiyan beyazlar tarafından mağlup edilip köleleştirilmeleri de haklı çıkarılmış oldu. (Etin Cinsel Politikası)
  • “Eğer dünyayı tanıyor ve ona değer veriyorsak bunu dokunma , duyma ve görme yetimizle yapıyoruz. Hayvanların eksik göndergeler olduğunu söylediğimde bunu aslında onlara hiç dokumadığımız , duymadığımız ya da görmediğimiz , cisimsizleştirilmiş varlıklar olduğu manasında söylüyorum ..” (Ne Adam Ne Hayvan)
  • Sahip olmadığın kelimeler hangileri? Ne söylemen gerekiyor? Hiç konuşmadan, günbegün yuttuğunuz ve onlar yüzünden hastalanıp ölünceye dek benimsemeye çalıştığınız zulümler neler? ~Audre Lorde (Etin Cinsel Politikası)
  • Erkeklerin kürtaj karşıtı harekete katılmasının sebebi ise bambaşka. "Operation Rescue"yu - sivil itaatsizliği kullanarak kadınların kürtaj kliniklerine girmesini önleme girişimlerinde bulunan bu grubu- yöneten erkeklerin profillerine bakıldığında erkeklerin, hayatlarındaki düşüşün sebebi olarak feministleri gördükleri, kendi ekonomik sorunları için çalışan kadınları suçladıkları ortaya çıktı. Kürtaj karşıtı harekette böyle aşırı düşmanlık sergilemelerinin sebebi - retorik bildirilerinde olduğu gibi- "doğmayanı" korumak değil, kendi sosyal durumları için sorumlu gördüklerini cezalandırmak. Bu da erkekleri, durumlarının sebebinin başka bir şey olabileceğini gösterecek bir ekonomik analiz geliştirmekten başarıyla koruyor. (Ne Adam Ne Hayvan)
  • “Bir süre sonra çözümün , her ne kadar gerekli de olsa bizim bireysel vejetaryenliğimizde olmadığını anlıyoruz. Asıl gereken şey toplumumuzun kendini kavramsallaştırışına dair bir devrim..” (Ne Adam Ne Hayvan)
  • “Hayvanlar aslında ne insan ne de beast’tir ; ne kendi yaşamlarının bir karikatürüdür ne de aptaldır; hayvanlar insanlar gibidir, onların da sosyal ihtiyaçları ve çıkarları vardır.” (Ne Adam Ne Hayvan)
  • “Hayvanlar aslında ne insan ne de beast’tir ; ne kendi yaşamlarının bir karikatürüdür ne de aptaldır; hayvanlar insanlar gibidir, onların da sosyal ihtiyaçları ve çıkarları vardır.” (Ne Adam Ne Hayvan)
  • Tarih boyunca neredeyse hiçbir insan evladı kadının tüfeğinden çıkan bir kurşunla yere yığılmadı. Kuşların ve diğer hayvanların büyük çoğunluğu sizin tarafınızdan vuruldu, bizim değil. (Etin Cinsel Politikası)