Cengiz Bektaş kimdir? Cengiz Bektaş kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Yüksek Mimar, Mühendis, Çevirmen, Ozan ve Yazar Cengiz Bektaş hayatı araştırılıyor. Peki Cengiz Bektaş kimdir? Cengiz Bektaş aslen nerelidir? Cengiz Bektaş ne zaman, nerede doğdu? Cengiz Bektaş hayatta mı? İşte Cengiz Bektaş hayatı... Cengiz Bektaş yaşıyor mu? Cengiz Bektaş ne zaman, nerede öldü?

Yüksek Mimar, Mühendis, Çevirmen, Ozan ve Yazar Cengiz Bektaş edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Cengiz Bektaş hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Cengiz Bektaş hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Cengiz Bektaş hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 26 Kasım 1934

Doğum Yeri: Denizli, Türkiye

Ölüm Tarihi: 20 Mart 2020

Ölüm Yeri:

Cengiz Bektaş kimdir?

Cengiz Bektaş (d. 1934 Denizli). Cengiz Bektaş 26 Kasım 1934’te Denizli’de doğdu. Kendisi, yüksek mimar, mühendis, ozan ve yazar. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimarlık, Mimarlık bölümlerinde okudu, 1959’da Münih (Almanya) Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünü bitirdi. 1960 Alman Şehircilik Akademisi kurslarını izledi. 1959-62 yılları arasında Münih’te Prof.Dr. Fred Angerer ve Alexander Baron von Branca’nın ortak oluşturdukları bir büroyu yönetti. Serbest Mimar olarak çalıştı. 1962 de Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne öğretim görevlisi olarak çağrıldı. Orada inşaat İşleri Mimarlık Bürosunu yönetti. Üniversiteden isteğiyle ayrıldı.

1963’den beri özel işliğinde çalışıyor. 1966-69 arasında Zafer Mühendislik Mimarlık Yüksek Okulunda öğretim görevliliğini yürüttü. Trakya Üniversitesi’nde iki yıl “Halk Yapı Sanatı” dersi verdi. 1999 güzünden beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehircilik Bölümü lisansüstü öğrencilerine “Kültürün Planlamaya Etkisi” konusunda, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde de “Estetik” konusunda ders veriyor. Çağrılı olarak gittiği Makedonya, Amerika, Almanya’da kısa süreli konuk hocalık yaptı, konferanslar verdi. Uluslararası ve ulusal Mimarlık yarışmalarında 25’in üzerinde ödül aldı. Cumhuriyet Dönemi örnekleri arasında sayılan yapılar gerçekleştirdi.

Cengiz Bektaş Kitapları - Eserleri

  • Türk Evi
  • Nazım Hikmet'in Mimarlığa Bakışı
  • Mimarlık Nedir? Mimar Ne Yapar?
  • Kuş Evleri
  • Çağıl Nasıl Mavi Oldu?
  • Akdeniz Dört Kişiydiler Bir De Ben
  • Duvarların Dışı da Senin
  • Sevgiyle Yap
  • Çağdaş Türkiye Mimarları Dizisi - 4
  • Mimarlıkta Eleştiri
  • İstanbul
  • Halk Yapı Sanatı
  • İçlerin Dışı
  • Sevgi Alnımın Teri
  • Dışların İçi
  • Kuşadası - Halk Yapı Sanatından Bir Örnek
  • Kıyılarımızı Yağmalayanlar 2015
  • Mor
  • Halk Yapı Sanatından Bir Örnek Şirince Tirilye Evleri
  • Sevgi Örülünce Yapıda
  • Şirinköy Evleri
  • Kentli Olmak ya da Olmamak
  • Yeryüzünün Yüreği
  • Kuşla Kuş
  • Su Gölgesi
  • Doğaya Uyumlu Mimarlık
  • Denizli
  • Su İnsan
  • Hoşgörünün Öteki Adı: Kuzguncuk
  • Anlamıyorlarsa Anlatamıyorsun
  • Bu Ezgi Kimin 2011
  • Zeytinli Fırın Sokağı
  • Bedri Rahmi Nakışlı Bir Deneme 2013
  • Kentini Yaşamak
  • Onu Birden
  • Ebemevi
  • Bir Yerli Olmak

Cengiz Bektaş Alıntıları - Sözleri

  • Aydın kişi, tüm halkların kültürünü, fakat öncelikle kendi halklarının kültürünü bilmeye zorunludur. Anlıyor musunuz, zo-run-lu-dur!.. (Nazım Hikmet'in Mimarlığa Bakışı)
  • Serçeler titreşiyorlar dışarda Benim kışım mı bu Bu sevgisiz sevişmeler Neden çekip gidemiyorum (Mor)
  • Fesleğeni Okşadı Gülü Kokladı Asmalara Baktı Doğana Doğurana Şükür (Türk Evi)
  • Doğanın kan dolaşımı içerisinde olmak.. Havayı,suyu, toprağı kirletmemek Doğaya, çevreye,insana saygı Kimsenin havasını, güneşini, göz hakkını kesmemek.. Katılımcılık (Türk Evi)
  • Kent, insanlaşma yolunda yaşamın öteki insanlara göre biçim almasıdır... Çevrenin insancılaşması, insancalaşmasıdır... (Türk Evi)
  • Her çağ bir bıçak çizgisi Hep hep çizginin ötesi Bir ağır başlı özlem (Akdeniz Dört Kişiydiler Bir De Ben)
  • Çakıl taşları batacak tabanlarıma Küçük balıklar kaçışacaklar Nasıl herşey Akdeniz (Akdeniz Dört Kişiydiler Bir De Ben)
  • "Şair; bulutlarda uçtuğunu vehmeden dejenere değil, hayatın içinde, hayatı teşkilâtlandıran bir vatandaştır!" (Nazım Hikmet'in Mimarlığa Bakışı)
  • Her taş yerine sevgiyle, okşana okşana konmalıydı. Yapı sevgiyle kurulmalıydı. (Sevgiyle Yap)
  • Sanattan, kültürden pay almamış bir mühendis, dalında da iyi olamaz (Kentini Yaşamak)
  • Ne yalnız sen Ne yalnız ben At kısrak yelelerinde Uçarak Yaşamak (Akdeniz Dört Kişiydiler Bir De Ben)
  • Bir avuç yasemin Döküldü yapraklari gülün Çirilçiplak Toprağa karişacak Yarına Senle ben Doğacağiz bütün zamanlarda Bütün oylumlarda. (Su Gölgesi)
  • İklime, güneşe göre çözüm... İncelediğim evlerin belki de en önemli özelliği doğayla savaşmadan ona uymaları, belki de daha doğru bir deyişle, doğanın kan dolaşımı içinde olmaları... Doğrudan yaşama biçiminden doğmaları... Çevreye saygılı kalmaları... (Türk Evi)
  • Yukarıda da dedim ya, ben toptan yeni kübik yapıların düşmanı değilim. Ancak bu yeni yapıcılığın standardize olması canımı sıkıyor. Kendimi soluk alan, duyan varlıklar arasında değil, ölen bir yaşayışın donmuş taş yığınları arasına düşmüş sanıyorum. (Nazım Hikmet'in Mimarlığa Bakışı)
  • Çağımızın sorumluluklarını, topluma karşı ödevlerini bilinçli olarak yükümlenmiş olan mimar, kendi deneylerini yayınlayacak, başkalarının deneylerini izleyecek, böylece ginelemelere düşmeden ilerleyebilecek, daha çabuk ilerleyebilecektir. (Mimarlıkta Eleştiri)
  • Bir yanımda güneş batıyor Bir yanım çoktan özlem Duruşum senin gözlerine Kaldır başını bak (Akdeniz Dört Kişiydiler Bir De Ben)
  • "Aydın kişi, tüm halkların kültürünü, fakat öncelikle kendi halkının kültürünü bilmeye zorunludur, anlıyor musunuz, zo-run-lu-dur!" (Nazım Hikmet'in Mimarlığa Bakışı)
  • Biz bize “sahip” çıkmadıkça hiçbir şey olmayacak. (Kentini Yaşamak)
  • Kapının büyüklüğü, sahibinin yüreğinin büyüklüğünü gösterdiğine inanılır. Üzerinde, önünde bekleyeni yağmurdan ya da güneşten koruyacak bir saçağı vardır. (Türk Evi)
  • Sinan da, her gerçek sanatçı gibi, gününü gün etmek için çalışmamış... Geleceğin onu sorgulayacağını bilerek çalışmış. (Sevgiyle Yap)