Cenk Taner kimdir? Cenk Taner kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Söz Yazarı ve Solist Cenk Taner hayatı araştırılıyor. Peki Cenk Taner kimdir? Cenk Taner aslen nerelidir? Cenk Taner ne zaman, nerede doğdu? Cenk Taner hayatta mı? İşte Cenk Taner hayatı...

Söz Yazarı ve Solist Cenk Taner edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Cenk Taner hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Cenk Taner hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Cenk Taner hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1966

Doğum Yeri: Gölcük, Kocaeli

Cenk Taner kimdir?

Cenk Taner, eğitim hayatına 6 yaşında Yatılı Göztepe Pansiyonlu İlkokulu'nda başladı. Ortaokulu, Değirmendere'de bitirip liseeğitimine Kuleli Askeri Lisesi'nde başladı. Kuleli Askeri Lisesi'ne girdikten kısa bir süre sonra düz liseye geçiş yaptı. Üniversiteeğitimini, iletişim fakültesinde bitirip gerekli olan okul altyapısını oluşturdu. Ardından stüdyo çalışmalarıyla müzik çalışmalarına başladı. 8 albüm (aralarında Cenk Taner'in iki solo çalışması da mevcuttur) çıkardı. İlk solo albümü olan İzin Vermedi Yalnızlık 2001 yılında, ikinci solo albümü olan Yoldan Çıkmış Şarkılar 2013 yılında çıkmıştır. Ayrıca bu albümle birlikte ilk baskısı 2004 yılının Aralıkayında yapılan Andıran Otu adlı kitabının ikinci baskısı ve yeni kitabı Özgür Olduğunda Marmara'nın ilk baskısı Marjinal Kitaparacılığıyla piyasaya sürülmüştür. Özgür Olduğunda Marmara, aynı zamanda Yoldan Çıkmış Şarkılar albümünden bir parçanın ismidir.

Cenk Taner önderliğinde Kesmeşeker grubu ilk albümü Dipten ve Derinden'i 1991 yılında yayınlar. daha sonra 2011 yılına dek toplam 7 albüm yayınladıktan sonra 2011 yılında grubun 8. albümü olan Doğdum Ben Memlekette yayınlanır. Grubun 20. yılında çıkan bu albüme kadar grubun değişmeyen tek elemanı Cenk Taner olmuştur. Birkaç şarkı dışında tüm şarkılarda söz ve müzikler Cenk Taner'e aittir. Türk rock müziği tarihinde ve gelişiminde önemli katkıları olan Cenk Taner, hâla müzik hayatına devam etmektedir

Cenk Taner Kitapları - Eserleri

  • Andıran Otu
  • Özgür Olduğunda Marmara
  • Mavi Çam Blues

Cenk Taner Alıntıları - Sözleri

  • ''İki taştan bir kale olmaz artık.'' Dört kişiden bir grup! İki kişiden bir sevgili! Bunlar zamanına ait şeylerdi ve biz henüz zamansızdık. En azından farkında değildik. Çünkü karşımızda deniz vardı. Biz denize bakarken birileri bir yerde aşk şarkıları söylüyordu. (Andıran Otu)
  • Siyah beyazdan gelmeyim ben, senin renkli dünyan çok yavan. (Andıran Otu)
  • Kırmızı çay içtik ve ölmeyi öğrendik... (Andıran Otu)
  • Bir zamanlar ceylan gibi baktığın sokaklara, artık kurt gibi bakıyorsun. Büyüdüğünü gördüm ya bu aşk hayvanının tek pençeli izine, bir pansuman her zaman yaparız merak etme. Bu dalgın yüzlü kadınlar, hep yağmurdan kaçmışlar. Gülümse biraz, acılar kiraz, bizde hep yaz. (Özgür Olduğunda Marmara)
  • Bir defasında mutluluktan tutuklanmıştım.ama boş bulundular kaçtım. Ve tek bir laf vardı aklımda:'özgür olduğunda Marmara, görüşürüz bir ara.' siyaha gidiyorken herşey;tüm kentler, tüm varsıllar,tüm yoksullar, tüm yok satanlar, anlaşılmayanlar, yanlışlar ve tüm kediler, tüm penisler, vajinalar, atılan her bombaya siyahça saydıranlar, özgürlüğüne sahip çıkan bütün şehir kahramanları, bizdensiniz :siyah kir götürmez. Siyaha gidiyor her şey... Ve tek laf aklımda 'özgür olduğunda Marmara, görüşürüz bir ara.' (Özgür Olduğunda Marmara)
  • "ona içindekileri söylediğin zaman akan kan durdu mu? gurur kıran bombalardan -daha- kaç tane yiyeceksin? anladım; o bir asker ve vicdani savaşa inanır. sen vicdansız savaşa meyillisin, içinde karanlık bir ova. sen savaşsız yapamazsın. ıçindeki karanlık ova, topun tüfeğin ateşiyle, aydınlatma fişeklerinin parıltısıyla aydınlanır ancak. kesik kesik. sen savaşsız yapamazsın. sakinliğin açtır o haykırışlara. ıki kurşunla doymaz o, o'na savaş gerek. o sakinliğin değil mi ki, kuzu taklidi yapıp tepelerde uluyan? karanlık ova savaşçılarını ürpertirken uluyan? sakinliğin bir truva kurdu değil, çok daha canlı, çok daha kanlı. ıçinde yensin, yenilsin binlerce savaşçının hikâyesi. ki yenmek ve yenilmek barışın söylemidir. bir savaşçı ne yener ne yenilir. bir savaşçı hem yener hem yenilir. o herkestir ve o hiç kimse. çünkü karanlık ovada günden sonra gece gelir. ve yanan meşalelerle saldırır ordular. burada kan yok, koku, sadece koku! tenlerin aynı kokusu. yatakta ve barışta değil, yatakta ve savaşta! senin adın barışa ait değil ki! senin adın savaşa ait. bütün o sakinliğin karanlık ovandaki barıştan, öyle sandın. karanlık ovada barış olmaz. gündüz ve gece olur. gündüz dinlen, gece öl. başka bir dünya burası. içindeki ovada için içini yer. ovanın üstü asker altı kurt dolu. uluyan kurtlar, kemiren kurtlar. sen hangisisin? hepsi mi? sen savaşırken kemirilensin. (köpek ve kurt arasındaki o vakit) ovan bereketli olsun, yalnızlığın tohumları filizlenmesin de sem de, yalnızdır insan meydan muhaberelerinde. ve kimse bilmez neden savaştığını. hiçbir savaşçı kıramaz gururunu -çünkü sen kuru bir ağaç değil, ıslak bir gönülsün- yalnızca aşka kayan yüreğin düşmesin yere. ama düşecek. ve kalkacak. kaldıracaksın onu ve taşıyacaksın yaralı bir asker gibi cephelerde. biraz su ve cesaret verici sözler söyleyeceksin. o yaralı, ne top duyar ne tüfek. ve bekleyeceksin başında gece bitene dek. ölümün karanlık vadisinde dolaşmak için sabırsızlanma. gün ışığının tadını çıkar. gece olunca aydınlık isteyen sensin. gündüz barışa aittir. karanlık ovadaki gözler alışkındır ay ışığına. gece avlanmaya çıkanlar yalnızca huzursuz savaşçılardır ki, dinlenmeyi bilmezler. hepsi savaşı özler çünkü hepsinin içinde bir karanlık ova. ters yollara sapma! ölümden dirime bir yol var zaten. sen onu bulamazsın. sadece arayacaksın. gelmiş geçmiş tüm savaşçılar bunun için savaştılar. o yol aşka gider ve taşıdılar aşklarını yaralı bir düşman gibi cephelerde. biraz su ve gece. geceleri savaşmaktan yorgun düşenler bölüğü'nden saygıyla karışık bir ders al. karanlık ovanın gecesi alışkanlık yapar. alışkanlıksa huzur. bir savaşçı hiçbir şey bulamazsa yiyecek, 'yaşam sevincini' yer, ölmez, çünkü gece olunca aydınlık ister. 'yalnızlığın tadı' pek matah değildir başlangıçta, pişirir öyle yer. savaşçıda ateşten bol ne var? kılıcın parlar gün ışığında. geceye aitsin sen, kılıcın da kınına. başka bir bedende kalmak istemez o, emin ol. girer, çıkar, sana dönmek ister her salladığında. o şehvetli uzantın, yarı ehli hayvanın, evcil paşa kılıcın, bak, çağırıyor seni; şiirin yarık olduğu zamanlara." (Özgür Olduğunda Marmara)
  • Dışımdaki ateşten korunmak içi doğa hanımın bana verdiği giysiler vardı. Ama içimdeki ateşi de o yakmıştı. (Andıran Otu)
  • ''Birinden hepsini tanı'' (Andıran Otu)
  • Çünkü en sonunda, tenler merak edilir, evet o ten tanrıları ki sayısızlarmış, öyle diyor Cortazar, "ve dünyadan geçer gibi bedenden geçen" bir Octivia Paz varki "korkunç seviyorum gövdeni" diyen İlhan Berk'le tavlada oynar, rakıda içer. (Özgür Olduğunda Marmara)
  • "Ovan bereketli olsun yalnızlığım tohumları filizlemesin desem de yalnızdır insan meydan muhabbetlerinde. Ve kimse bilmez neden savaştığını". (Özgür Olduğunda Marmara)
  • Bir şeyi oluşturan şey, onu bozmaya da yazgılıdır. Ama isteyerek ama istemeden… (Mavi Çam Blues)
  • Yaşamın ne olduğunu anlamak, aynı parçayı üç defa çalmakla mümkün olabilir mi? (Andıran Otu)
  • Acılar sessiz içilen içkiler gibidir. Ki dede de sonsuzca içmişti onlardan. Ki uyarılmıştı. Şu meşhur 'hem keseye hem sağlığa' sloganıyla. Ama dede alkolün mikrop öldürdüğünü bilen bir keyiften geliyordu. Bu keyif ki, gelmeye de, gitmeye de eyvallah edenlerin keyfiydi. Erenlerin dudağına değen rakının her damlası, kalplerde doğan her bir yerküreye, barış ve sürekli muhabbet çağrısı yapıyordu. (Özgür Olduğunda Marmara)
  • Bizse bin yıllık taşların özlediği bir doğaydık. Hem herkestik hem hiç kimse. Akıl mı delilikten, delilik mi akıldan çıkar, bilmeyendik. Çok da ilgilenmedik. Arayana sözüm çok. Ama bulamayana sözüm yok. (Özgür Olduğunda Marmara)
  • Kadıköy içiyor. Kaybettiğini sanıp kazandıklarının şerefine ve kazandığını sanıp kaybettiklerinin şerefine. Hayat kendi otobanında gidiyor ve Kadıköy içiyor. Çünkü Kadıköy ün yolları sanıldığının aksine Bizans 'a bağlıdır. Ve Bizans' tan akan şarap, su yolunu bulur misali Kadıköy'e sızmıştır. Entrika orada kalmıştır, şarap burada. Onun için soldan kalkar Kadıköy'ün bütün sabahları. Aksilik anlamında değil, güzellik manasında yapar bunu. (Özgür Olduğunda Marmara)
  • - inan Derilla, gördüm. Hazer'in dibi temizdir... (Amin gibi) (Andıran Otu)
  • Gündüz dinlen gece öl (Özgür Olduğunda Marmara)
  • Denizin kokusuyum ben tenin değil ve kavimler göçü kadar mecbur ve arzuluyum tenine. Ki o ten. Ayinleri unutulmuş bir din, kürekleri kayıp bir sandal. (Özgür Olduğunda Marmara)
  • Yine de gecenin sakinliği belli taarruzları barındırır içinde. (Andıran Otu)
  • "bir efsane olsaydık biz zamanın rahminde, ne olurduk sence?" Ve kadın adama dokundu. Saçını okşadı ve kalbinden gözlerine geçen gülümsemeyle adamın gözlerine baktı. O bakışlar adamın kalbine indi adam baktı. Adam kadını çok sevmişti Ve kitap yazdı. Herşey yıldız oldu. Kutup yıldızı. Adam onsuz yaşayamayacağını anladı. Ve kadın ona hep oynayacak çocuklar verdi Kutup yıldızı olduklarını duydum, iki yüz yıl sonra. Ve hayal ve gerçek hala kardeş... (Andıran Otu)