David Harvey kimdir? David Harvey kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Antropoloji Profesörü, Sosyal Kuramcı ve Yazar David Harvey hayatı araştırılıyor. Peki David Harvey kimdir? David Harvey aslen nerelidir? David Harvey ne zaman, nerede doğdu? David Harvey hayatta mı? İşte David Harvey hayatı...

Antropoloji Profesörü, Sosyal Kuramcı ve Yazar David Harvey edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında David Harvey hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. David Harvey hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte David Harvey hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: David W. Harvey

Doğum Tarihi: 31 Ekim 1935

Doğum Yeri: Gillingham, Kent, İngiltere

David Harvey kimdir?

Harvey, 1935, İngiltere doğumludur. 1961'de Cambridge Üniversitesi'nde coğrafya alanında doktorasını tamamladı. Bristol Üniversitesi'ndeki çalışmalarının ardından 1969'da ABD, Baltimore'daki Johns Hopkins Üniversitesi'ne geçti. Çeşitli üniversitelerde dersler ve konferanslar verdiği akademik çalışmaları içinde sayısız makaleye ve çok ses getiren, birçok dile çevrilen kitaplara imza attı. 2001'de City University of New York'ta antropoloji profesörü olarak çalışmaya başladı. Harvey'in çalışmalarının en önemli özelliği, Marksist kurama uzamsallık fikrini dahil etmesi, eklemlemesi olmuştur.

Dünyanın önde gelen sosyal kuramcılarından olan Harvey, Beşeri Bilimler alanında en çok atıf yapılan 20 yazar arasında yer almaktadır. Harvey, dünyada en çok atıf yapılan coğrafyacı olmasının yanı sıra, modern coğrafyanın akademik bir disiplin olarak gelişiminde önemli olan birçok kitap ve makalenin da yazarıdır. Çalışmaları sosyal ve politik tartışmalara büyük katkıda bulunmuştur. Küresel kapitalizmin, özellikle de neoliberal biçiminin eleştirisine sosyal sınıfın ve Marksist metotların ciddi metodolojik araçlar olarak geri getirilmesine yardımcı olması ile anılmaktadır.

David Harvey Kitapları - Eserleri

  • Asi Şehirler
  • Sosyal Adalet ve Şehir
  • Postmodernliğin Durumu
  • Umut Mekanları
  • Yeni Emperyalizm
  • On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu
  • Sermayenin Sınırları
  • Neoliberalizmin Kısa Tarihi
  • Kozmopolitlik ve Özgürlük Coğrafyaları
  • Sermaye Muamması
  • Paris, Modernitenin Başkenti
  • Kent Deneyimi
  • Marx'ın Kapital'i İçin Kılavuz
  • Marx, Sermaye ve İktisadi Aklın Cinneti
  • Mekan Meselesi
  • Dünyanın Halleri
  • Sermayenin Mekanları
  • Marx'ın Kapital'i İçin Kılavuz
  • Marka Bilmecesi

David Harvey Alıntıları - Sözleri

  • Bourdieu'a göre biz sınırları kendi üretiminin tarihsel olarak belirlenmiş koşulları tarafından çizilen ürünler ( düşünceler, algılamalar, ifadeler, eylemler) doğurma konusunda sonsuz bir kapasite kazandıran deneyimlerimiz tarafından biçimlendirilen düzenlenmiş bir doğaçlama yeteneğine sahibizdir. Bunun sağladığı koşullandırılmış ve koşullu özgürlük önceden kestirilemez yenilikler yaratmaktan da başlangıç koşullama larının basitçe mekanik olarak yeniden üretiminden de çok uzaktır Bourdieu'a göre bu tür mekanizmaları aracılığıyladır ki her yerleşik düzen kendi rastgeleliğinin doğallaştırılmasını sınırlar duygusu ve gerçeklik duygusu ifadesi altında yaratır. Bunlar da yerleşik düzene sarsılmaz bir bağlılığın temellerini oluşturur. (Postmodernliğin Durumu)
  • Peki, ne tür bir felaketten söz ediyoruz acaba? Dünya halklarının giderek daha geniş kesimleri sermaye tarafından ihtiyaç fazlası ve yedek diye nitelenip üretici emekçiler olarak saf dışı edilecek ve hem maddi hem de psikolojik olarak ayakta kalabilmek için büyük zorluklarla boğuşacaklar. Sermayenin belirlediği zorunlu çalışma dünyasında her türlü anlamlı varoluş umudundan yoksun bırakılmış olarak, yaşanınaya değer bir hayat inşa edebilmek için başka çareler arayacaklar. Öte yandan, üretim artmaya devam edecek; iyi ama bunu karşılayacak talep artışı nereden gelecek? Ford'u en çok kaygılandıran soru da budur: (On Yedi Çelişki ve Kapitalizmin Sonu)
  • Ahmaklıklarını yavan bir vürgerlikle hafifleten yada hafifletmeye çalışan lüks konut projeleri.İyi bir kitabevine tahammül edemeyen kültür merkezleri.Gezinecek başka yer bulamayan serseriler dışında herkesin gitmekten kaçındığı kamusal merkezler.Altkentlerin standartlarımış mağaza zinciri alışverişinin donuk takliitleri olan alışveriş merkezleri.Hiçbiryerden başlayıp herhangi bir yere gitmeyen ve kimsenin gezmeye çıkmadığı gezinti yerleri.Kentlerin bağırsaklarını deşen çevre yolları.Bu, kentleri yeniden inşa etmek olamaz.Bu, kentlerin yağmalanmasıdır. (Postmodernliğin Durumu)
  • Çin'in siyasi ve askeri olarak çevrelenmesi ABD'nin global hegemonyasının muhafazası için en az Avrupa'da uygulanan böl ve yönet politikası kadar elzem olacaktır. (Yeni Emperyalizm)
  • Neoliberal retorik bireysel hürriyetler üzerindeki temel vurgusu sayesinde özgürlükçülük, kimlik politikaları, çokkültürlülük ve nihayetinde narsistik tüketicilik ile, devlet iktidarını ele geçirerek toplumsal adaleti sağlamak üzere saf tutmuş toplumsal kuvvetleri birbirinden koparma gücüne sahiptir. (Neoliberalizmin Kısa Tarihi)
  • Kapitalizm mütemadi olarak ürettiği artı ürünün soğrulması için şehirleşmeye ihtiyaç duyar. Böylelikle kapitalizmin gelişimi ve kentleşme arasında içsel bir bağlantı ortaya çıkar. (Asi Şehirler)
  • "Neoliberalizm; "gelir, boş zaman ve güvenliği artırılması gerekmeyenler"e hak ve hürriyetleri verip, geriye kalanlarımıza üç beş kırıntı bırakır. O halde nasıl oluyor da "geriye kalanlarımız" bu gidişata bu kadar kolay razı oluyor?" (Neoliberalizmin Kısa Tarihi)
  • Kentsel sorunlarla başa çıkabilmek için sosyolojik ve coğrafi yöntemleri kaynaştırma çabamızda karşımıza çıkan sorunları çözecek araçlarımız yeterli değildir. Bu yüzden şartlı öngörülerde bulunurken ve kuramları doğrularken zorluklarla karşılaşacağımızı bilmeliyiz. Bu, moral bozucu gibi görünse de, zorlukları onları yok sayarak aşamayacağımız da açıktır. Tersine, bu sorunların doğru şekilde saptanması şarttır; tabii eğer ara yüzeyde köprü kurmakta kullandığımız alet edevata işlerlik kazandırmak istiyorsak. (Sosyal Adalet ve Şehir)
  • İleri ve karmaşık ekonomilerde kıtlık, piyasaların işlemesini sağlamak için toplumsal olarak düzenlenmektedir. Yapılacak bir sürü iş varken iş kıtlığı olduğunu söyleriz, toprak bomboş yatarken toprak kıtlığı var deriz, çiftçilere üretmeleri için para ödenirken besin maddesi kıtlığından söz ederiz. Kıtlığın toplumda üretilmesi ve denetlenmesi gerekir, yoksa fiyat belirleyici piyasalar işleyemez. (Sosyal Adalet ve Şehir)
  • Marx'ın amacı sol siyasal projenin yönünü nispeten sığ bulduğu ütopyacı sosyalizmden bilimsel komünizme çevirmekti. (Marx'ın Kapital'i İçin Kılavuz)
  • Bu sistem artık ciddi sorunlarla karşılaşmış bulunuyor. 1973- 1975 yıllarında olduğu gibi, bunda birçok nedenin rolü var fakat bu kez siyasi-ekonomik yaşamdaki güç mücadelelerinin değişkinliği ve parçalanmışlığı bu toz dumanın arkasında (özellikle de finans sektöründe) neler olup bittiğinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. 1997-1998 krizinin ortaya çıkardığı kadarıyla üretici kapasite fazlasının ana merkezi Doğu ve Güneydoğu Asya'dır (ve özellikle bu bölgede devalüasyona neden olmaktadır); Doğu ve Güneydoğu Asya kapitalizminin bazı bölgelerde hızlı kalkınması (özellikle Güney Kore'de) aşırı kapasite sorununu (aşırı birikim) küresel ilişkilerde ön plana itmiştir. (Yeni Emperyalizm)
  • Marx'a göre, Hegel'in tasvir ettiği iç çelişki kaçınıl­mazdı; fakat proleter devriminden başka hiçbir içsel çözümle de gi­derilemezdi. Sınırsız ve denetimsiz serbest piyasa kapitalizmi, ken­di haline bırakıldığı zaman kendi servetinin iki kaynağını -emek ve toprağı- tüketecek ve yok edecekti. (Umut Mekanları)
  • Eğitim sistemimizin tuhaf yönlerinden biri, bir disiplinde ne kadar sıkı eğitim görürseniz, diyalektik yönteme alışmanızın o kadar güçleşmesidir. Aslında küçük çocuklar son derece diyalektik düşünür; her şeyi hareket halinde, çelişkileri ve dönüşümleriyle görürler. Çocukları iyi diyalektikçiler olmaktan çıkarmak için muazzam bir eğitimsel çaba harcarız. (Marx'ın Kapital'i İçin Kılavuz)
  • Kapitalizm hareket etmezse biter. (Marx'ın Kapital'i İçin Kılavuz)
  • Gündelik hayatın yeniden üretim sürecinin nasıl gerçekleştiğini yalnızca süpermarketteki alışveriş deneyimimizi kullanarak kavrayamayız. Lahananın üzerinde hiç sömürü izi kalmaz, Güney Afrika'dan gelmiş bir meyvede ırk ayrımcılığının tadını hissedemeyiz. Yüzeydeki görüntünün arkasına geçmek zorundayız. (Kent Deneyimi)
  • Eğer Park haklıysa, nasıl bir şehir istediğimiz sorusu, nasıl kimseler olmak istediğimiz, ne gibi toplumsal ilişkiler arayışı içinde olduğumuz, doğayla nasıl bir ilişkiye değer verdiğimiz, ne tür bir yaşam tarzı arzuladığımız, hangi estetik değerlere sahip olduğumuz sorularından ayrı düşünülemez. Öyleyse şehir hakkı, şehrin barındırdığı kaynaklara bireysel veya kolektif erişim hakkından çok daha öte bir şeydir: Şehri gönlümüze göre değiştirme ve yeniden icat etme hakkıdır bu. (Asi Şehirler)
  • Alışveriş nihayetinde birbirinin rakipleri olacak başka alışveriş merkezlerinin doğuşunu da beraberinde getirdi. (Kent Deneyimi)
  • İktidarın simgesel göstergesi kent, kapitalizmin doğrudan kendisi halini aldı. (Mekan Meselesi)
  • ... eylemlilik dalgası, şehir havasında dile getirilmeyi bekleyen siyasi bir şeyler olduğuna işaret ediyor. (Asi Şehirler)
  • Kâr, üretim sürecinde belli bir sürede yaratılan artı değerin gerçekleşmesine bağlıdır. Sermayenin devir süresi (başlangıç harcamasının kâr ilavesiyle geri alınması için geçen süre) çok önemli bir büyüklüktür - "vakit nakittir" atasözü buna dayanır. (Kent Deneyimi)