Dilek Neşe Açıker kimdir? Dilek Neşe Açıker kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Yönetici,müzisyen,yazar Dilek Neşe Açıker hayatı araştırılıyor. Peki Dilek Neşe Açıker kimdir? Dilek Neşe Açıker aslen nerelidir? Dilek Neşe Açıker ne zaman, nerede doğdu? Dilek Neşe Açıker hayatta mı? İşte Dilek Neşe Açıker hayatı...

Yönetici,müzisyen,yazar Dilek Neşe Açıker edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Dilek Neşe Açıker hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Dilek Neşe Açıker hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Dilek Neşe Açıker hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1972

Doğum Yeri: İstanbul

Dilek Neşe Açıker kimdir?

Dilek Neşe Açıker 1972 İstanbul doğumlu, Selanik göçmeni bir ailenin kızı. İTÜ Türk Musiki Devlet Konservatuarından 1995 yılında mezun olan Açıker eğitimine İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans yaparak devam etti. Ardından uzun yıllar müzik sektöründe çalıştı. Üst düzey yöneticilik yaptığı sektörde bir süre de serbest olarak çalışmaya devam ederken aynı zamanda birçok şarkının söz ve müziğine de imza attı. Sonraki dönemlerde sayısız TV programı, belgesel ve reklam metni kaleme alan yazar, spora olan merakından 2000'li yılların sonunda spor yazarlığına başladı ve halen devam etmektedir. Açıker bir kız çocuk sahibi.

Dilek Neşe Açıker Kitapları - Eserleri

  • Denizin Hikayesi
  • Yanardöner’in Sıradan Mucizesi
  • Gündüz Kelebeği
  • Şarkısı Güzel

Dilek Neşe Açıker Alıntıları - Sözleri

  • Ömür,tavşandan kaplumbağaya dönüşümün gerçekleştiği bir yarış pistiydi... (Yanardöner’in Sıradan Mucizesi)
  • Yine bekleyen kadın oldum. Yaşananların geçmişin tekrarı olmayacağına emin olarak, yaraları nasıl saracağımı bilemeden... Karşımda bekleyen bir adam var. Aynılaştık ilk kez. (Gündüz Kelebeği)
  • "aşk bütün gözlerde aynı" (Denizin Hikayesi)
  • "Neden bilmiyorum... İçimde bir sürü ağlamak var." (Denizin Hikayesi)
  • "Ne kadar çok bakarsam o kadar seveceğim, biliyorum." (Denizin Hikayesi)
  • Bilgisizlikleri sayesinde diledikleri kadar hurafe üretebiliyorlardı. (Şarkısı Güzel)
  • İnsanoğlu için alıştığı her şey sıradanlaşır. (Şarkısı Güzel)
  • Tekrar eden her şeye alışıyor insan. (Denizin Hikayesi)
  • O, benim diğer yaşamla aramdaki bağ. O, olamadığım her şey. Sense kalpte sır gibi saklanacak, uzaktan sevilmesi gereken bir tehlikesin. (Şarkısı Güzel)
  • “Büyüdüğüm evde, sabahları düzeltilen divanlara oturmam yasaktı. Anneannem onları düzeltir, gece yatana kadar bozulmadan durmasını isterdi. Bir tek kıymetli erkek torunlarının oturmasına izin verirdi. Büyüdükçe evde bir şeyler değişti. O yatakları toplama işini bana yıktılar. Kendim düzeltiyor ama hâlâ oturamıyordum. Korku yerleşmişti bir kere. Çok da gururluydum. Fuat’la evlenmek, kendine ait bir koltuk demekti. O koltuğu sevdim ben.” (Gündüz Kelebeği)
  • “Yeryüzündeki kötücül yaratıklardan kaçıp gökyüzüne sığınabilirdi. Gerçek dünyada ise elinde tuttuğu yaralı geçmişin bir gün önüne gelmesi kaçınılmazdı.” (Yanardöner’in Sıradan Mucizesi)
  • Pervanen değilim sevgilim. Bana başka sebeplerle gelmeni bekledim. (Şarkısı Güzel)
  • Rüzgârı olmayan rüzgârgülü, Üflesem uçar mısın? Seni bir duvara assam, Bana darılır mısın? (Gündüz Kelebeği)
  • Babası akşam bir duble rakıya birkaç damla gözyaşı akıttı. Mukaddes, saatlerce ayna karşısında evliliklerinin ilk gecesinin hayalini kurdu. Utanmasına rağmen, öpüşmek nasıldır acaba, diye düşünmekten alıkoyamadı kendini. (Gündüz Kelebeği)
  • Ne olursa olsun her çatlak büyümeye elverişlidir. Şimdi hep ona- rılması gereken küçük çatlağımızla devam edeceğiz arkadaşlığımıza. İnatla susup her şeyi geriye sarma görevini birbirimize atmamız da bundan. İlk başlayan ilk yenilgiyi almış olacak (Gündüz Kelebeği)
  • İnsanlara iki şeyi satabilirsin; en kolay anladıklarını, yani halihazırda bildiklerini, çünkü tembeldirler ya da asla bilemeyeceklerini farz ettiklerini; çünkü aptaldırlar. Bunun için ilk ahmağı bulman yeterli. (Yanardöner’in Sıradan Mucizesi)
  • “Seni tutan ne?” diye sordu. Ne zaman sorulsa mevzuyu değiştirdiğim esaslı bir soruydu bu. Aynı zamanda, “Seni tutacak kadar istemiyorum” demekti. (Şarkısı Güzel)
  • Kan bağı sevgiye zorunluluk getirir, sevgiliye, arkadaşa duyulan sevgi daha gerçektir. (Denizin Hikayesi)
  • Hayat bazen tek bacaklı, beceriksiz bir örümcek gibi örüyordu ağlarını. Ağ yamuk yumuk, delikleri gerekenden büyük olsa da önünde sonunda işe yarıyordu. (Yanardöner’in Sıradan Mucizesi)
  • Sadece benim okuduğum bir kitap olsun isterdim. (Şarkısı Güzel)