Eric Frank Russell kimdir? Eric Frank Russell kitapları ve sözleri
İngiliz yazar Eric Frank Russell hayatı araştırılıyor. Peki Eric Frank Russell kimdir? Eric Frank Russell aslen nerelidir? Eric Frank Russell ne zaman, nerede doğdu? Eric Frank Russell hayatta mı? İşte Eric Frank Russell hayatı... Eric Frank Russell yaşıyor mu? Eric Frank Russell ne zaman, nerede öldü?
İngiliz yazar Eric Frank Russell edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Eric Frank Russell hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Eric Frank Russell hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Eric Frank Russell hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 6 Ocak 1905
Doğum Yeri: Sandhurst, Berkshire, İngiltere
Ölüm Tarihi: 28 Şubat 1978
Ölüm Yeri:
Eric Frank Russell kimdir?
1905'te İngiltere'de doğdu, 1978'de öldü. 1930'ların ortalarında British Interplanetary Society'de (İngiliz Gezegenlerarası Cemiyeti) çalışmaya başlamasıyla birlikte bilimkurguya yöneldi. İlk öyküsü olan "The Saga of Pelican West" 1937'de, bilimkurgunun "Altın Çağ"ının önde gelen dergisi Astounding Science Fiction'da yayımlandı. Tüm eserlerinde militarizmi ve bürokrasiyi ince bir hicivle ele alan Russell, İngiliz olmasına karşın belirgin bir Amerikan üslubu ile yazmıştır. Daha ziyade öyküleriyle tanınan Russell'ın çeşitli öykü derlemelerinin yanı sıra ...Ve Sonra Hiç Kalmadı, Sentinels from Space (1953, Uzaylı Bekçiler) ve Wasp (1957, Eşekarısı) gibi oldukça ün kazanmış romanları da vardır. Russell'ın "Late Night Final" (Son Baskı) adlı öyküsü 1992'de Metis Yayınları'ndan çıkan Asker Kaçağı adlı öykü derlemesinde yer almıştı.
Eric Frank Russell Kitapları - Eserleri
- Ve Sonra Hiç Kalmadı
- Wasp
Eric Frank Russell Alıntıları - Sözleri
- Haydi, bas pedallarına tekerlen git!" (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- Bana öyle geliyor ki efendim, beyinleri doğu-batı doğrultusunda ki bu insanlarla beyni kuzey-güney doğrultusundaki ben haftalar boyunca tartışmaya çalışmaya devam edebilirim. Onlarla mahşer gününe kadar konuşabilir, hatta gerçekten dost olup sohbetten zevk bile alabilirsiniz ama iki taraf da ötekinin ne hakkında çene çaldığını bilmez." (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- Fırsat buldukça bol bol düşün, bir alışkanlık halini alacaktır bu. Zamanla giderek daha kolay olacaktır. Hatta bir gün bunu zahmetsizce yapar hale bile gelebilirsin." (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- Kaderine razı olup sonra yakınmaktansa onu zorlamalısın." (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- "Bu kimse ölünce senin memleketine ne olur?" "Hiçbir şey," dedi Bidworthy. "Her şey eskisi gibi sürer gider mi?" "Elbette." "Öyleyse önemli biri olamaz o," (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- "Diplomasinin denenmiş ve güvenilir tekniğidir bu; dolan barsakların sinsi baştan çıkarıcılığı. Her zaman işe yarar." (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- Dünya'nın iyi vatandaşlığa verdiği ödül bu: işe koyul ya da defol git şeklindeki kesin emir. Biz de defolup gittik. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- "Gemiyi, daha parlak zekâların bulunduğu bir başka yöreye götüreceğiz." (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- "Zaman... Yaşın ilerledikçe daha çabuk geçer. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- Bu acayip dünyanın sakinleri zihinsel körlüğün tuhaf bir şekline yakalanmış gibi görünüyorlardı: Gözlerine sokulmadan bir şeyi göremiyor, sonra da ona şaşı bakıyorlardı. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- ''Hiç kimse bir başkasından üstün değildir. hiç kimsenin başkasının görevlerini tayin etmeye hakkı yoktur.'' Durdu, düşünceli düşünceli ona baktı. ''Eğer Dünya'da böyle aptalca bir gücü kullanan biri varsa, Bu yalnızca budalalar ona izin verdiği içindir. Onlar özgürlükten korkuyorlar. Kendilerine emredilmesini yeğliyorlar. Emir almak hoşlarına gidiyor. Ne adamlar!'' (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- "Beni anlıyor musunuz?" diye sordu. "Kim kimi anlayabiliyor ki?" ... (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- Savaş zamanında sorulabilecek en moral bozucu soru: "Acaba bizden ne saklıyorlar?" (Wasp)
- Herkesin düşünceleri ya da zevkleri aynı değildi. Birine zehir olan, bir başkasına panzehirdi. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- ...insan efendilerin yönetiminde yarıbilinçli sebzelerin kendi kendilerini yetiştirdiği bir küre. (Ve Sonra Hiç Kalmadı)
- Her ikisinin yüzünde de, muslukçu damlayan yeri ararken yükselen pis kokuya katlananların sıkıntılı ifadesi vardı. :) (Ve Sonra Hiç Kalmadı)