Etel Adnan kimdir? Etel Adnan kitapları ve sözleri
Şair, yazar Etel Adnan hayatı araştırılıyor. Peki Etel Adnan kimdir? Etel Adnan aslen nerelidir? Etel Adnan ne zaman, nerede doğdu? Etel Adnan hayatta mı? İşte Etel Adnan hayatı...
Şair, yazar Etel Adnan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Etel Adnan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Etel Adnan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Etel Adnan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 24 Şubat 1925
Doğum Yeri: Beyrut, Lübnan
Etel Adnan kimdir?
Etel Adnan, İzmirli Rum ortodoks bir annenin ve Osmanlı ordusunda subaylık yapmış müslüman Arap bir babanın çocuğu olarak 1925’te Beyrut’ta doğdu. Beyrut’ta aldığı edebiyat eğitiminden sonra, Fransa ve ABD’de felsefe okudu. İlk şirlerini bu sırada Fransızca olarak yazdı.1958-72 yılları arasında ABD’de felsefe dersleri verdi ve ilk soyut yağlıboya resimlerini yaptı. Vietnam Savaşı sırasında, bu defa İngilizce yazarak şiire döndü. Lübnan’da iç savaş patladıktan sonra taşındığı Paris’te, daha sonra Türkçeye de çevrilen Sitt Marie-Rose adlı romanını (1977; YKY, 2008) yazdı. 1979’da Kaliforniya’ya geri döndü.
Şiir kitapları arasında Seasons (2008), In the Light and the Darkness of the Self and the Other (1997), The Spring Flowers Own & Manifestations of the Voyage (1990) sayılabilir. Düzyazılarını topladığı kitaplarının başlıcaları ise, son olarak Arab American Boook Prize’ı kazanan Master of the Eclipse (2009) ile her ikisi de 1993’te yayımlanan, sürgünde yaşayan Arap entelektüeli Fawwaz Trablusi’ye feminizm hakkındaki mektuplarını içeren Of Cities and Women (Letters to Fawwaz) ile Paris, When It’s Naked’dır.
Paris’te yaşayan Adnan, yazma uğraşının yanında görsel işlerini de sergilemeye devam ediyor.
Etel Adnan Kitapları - Eserleri
- Sitt Marie-Rose
- Arap Kıyameti
Etel Adnan Alıntıları - Sözleri
- İktidar her zaman müstehcendir. İnsan beyni iktidara gelip orada tutunmayı ancak duyarlılığı kalınlaştırarak başarır ve uzun sözün kısası her iktidar, sonunda kendini ölüm cezasında ifade eder. (Sitt Marie-Rose)
- Beyrut'ta bir adam öldü bir de kadın Uzun zamandır ilk dinlendikleri gece bu (Arap Kıyameti)
- Yüzyılın başında gömülmüş ve suların tuzuyla mumyalaşmış bedenleri çıkarttılar bacakları ayrık o bedenler cinsel organlarının yokluğuna ağladılar Öte dünyada çoğalamayacaklar defneleri sikemeyecekler (Arap Kıyameti)
- Hoşunuza gitsin gitmesin, bir idam her zaman bir kutlamadır. İşaretlerin dansı ve Ölüm'de dengelenişidir. Bağışlamasız sessizliğin ok gibi yükselmesi, içimizdeki mutlak karanlığın patlamasıdır. (Sitt Marie-Rose)
- Bizim aramızdaki yoksulları, öteki tarafın "yoksulları" karşısına çıkardılar. Merhameti kökünden soysuzlaştırdılar. (Sitt Marie-Rose)
- Tüm ülke bu şiddet çağrısına kendini hiç sınırlamadan uyuyor. Bulunabilen tüm doğrulamalarıyla birlikte, öldürme keyfi yayılıyor. (Sitt Marie-Rose)
- Ne zaman sözler anlamını kaybeder ve arsenik tadında olur Ne zaman saldırganların tırnakları pençe olur Ne zaman eski dostlar kıyıma katılmaya koşar (Arap Kıyameti)
- Güneşin bekleme odasında mikrop saçan dinler yarattık Doğmuş ve düşürülmüş çocukları yaktık (Arap Kıyameti)
- . Bir toprağa ait olmak ne demektir? Özel tarihimizden uzakta yaşayan bizler için bu soru asla iyileşmez. ... (Sitt Marie-Rose)
- "Kendi çizmediğiniz, gitmediğiniz bir yolu nasıl değerlendirebilirsiniz? " (Sitt Marie-Rose)
- Tüm bilgisayarlara oturmuş özgürlük ne zaman diye bağıran hakimim ben? (Arap Kıyameti)
- Yoksulluğun haşarat olduğuna ve bu haşaratın gelip onları yiyeceğine inandıkları için, yoksul mahallelerini bombalıyorlar. (Sitt Marie-Rose)
- Olaysız gece. Boş gökyüzünde savaş. Fantom'un yokluğu. Cenazeler. Güllerle kaplanmamış tabut. Tüfeksiz ahali. Uzun. (Arap Kıyameti)
- "Marie-Rose, kızım, ayine gidiyor musun?" "Hayır." "Komünist değilsin ya?" "Hayır." "Öyleyse, neden tutuklandın?" "Filistin Direnişi'ne katıldığım için." (Sitt Marie-Rose)
- bilgiyi aşkı ve barışı bulacağız gecede gecede (Arap Kıyameti)
- "Kendi çizmediğiniz, gitmediğiniz bir yolu nasıl değerlendirebilirsiniz? " (Sitt Marie-Rose)
- Beyrut frengi taşıyan iyi temizlenmemiş orospu kentten güneş hastalık kapmış (Arap Kıyameti)
- Ufku tıkayan ne varsa, onlara sıkıntı verir. Maalesef ağaçlar bile. Daha uzağı görmek için keserler ağaçları, yani hiçliği görmek için. Vücutlarını, sanki Demir’den yapılmış bir silahmış gibi kullanırlar. ... ...Ölümden başka bir yere varamazlar. Acı da onlara ağırlık yapar. Ötekilerinki tabii, onlara dokunmayan acı. (Sitt Marie-Rose)
- Güneş ona bakarken mezarların üzerine oturmuş rengârenk bir kadın (Arap Kıyameti)