Fazıl Hüsnü Dağlarca kimdir? Fazıl Hüsnü Dağlarca kitapları ve sözleri
Türk Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca hayatı araştırılıyor. Peki Fazıl Hüsnü Dağlarca kimdir? Fazıl Hüsnü Dağlarca aslen nerelidir? Fazıl Hüsnü Dağlarca ne zaman, nerede doğdu? Fazıl Hüsnü Dağlarca hayatta mı? İşte Fazıl Hüsnü Dağlarca hayatı... Fazıl Hüsnü Dağlarca yaşıyor mu? Fazıl Hüsnü Dağlarca ne zaman, nerede öldü?
Türk Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Fazıl Hüsnü Dağlarca hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Fazıl Hüsnü Dağlarca hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1914
Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye
Ölüm Tarihi: 2008
Ölüm Yeri:
Fazıl Hüsnü Dağlarca kimdir?
1914'te İstanbulda doğdu. Babası subay olduğu için ilk ve orta öğrenimini Türkiye'nin değişik yerlerinde tamamladı. Kuleli Askeri Lisesi ve Harp Okulunu bitirdi. Orduya katıldı. 15 yıl asker olarak hizmet yaptı, Doğu ve Orta Anadolu, Trakya'yı dolaştı. Önyüzbaşı rütbesinde iken kendi isteğiyle ordudan ayrıldı. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü'nde kısa bir süre görev yaptı. Çalışma Bakanlığı İş Müfettişi olarak İstanbulda çalıştı. 1959'da İstanbul Aksarayda "Kitap" Kitabevini açtı. Yayıncılık yaptı, 1960-1964 arasında "Türkçe" isimli bir aylık dergi çıkardı. 1970'te yayınevini kapattı, sadece şiirle uğraşmaya başladı. Yayınlanan ilk yazısı Yeni Adana Gazetesi'nin 1927'de düzenlediği yarışmada birincilik alan bir öyküydü. İlk şiiri "Yavaşlayan Ömür" 1933'te İstanbul Dergisi'nde çıktı. Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel ve Peyami Safa'nın da dikkatini çeken şiirleri Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı, Gençlik, Yeditepe, Türk Dili, Yenilik, Vatan, Çağrı, Türkçe, Ataç, Türk Yurdu, Yön, Devrim gibi dergilerde yayınlandı. İlk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek etkisinde kaldı. "Havaya Çizilen Dünya" (1934) şiir kitabındaki şiirlerinde bu etki görülür. Kendi şiir çizgisine yönelişi "Çocuk ve Allah", "Daha" (1940) kitaplarıyla başlar. Şiiri "sezgi" ve "us" olmak üzere iki dönemde incelenebilir. Sezgi dönemi eserleri "Havaya Çizilen Dünya" (1934), "Çocuk ve Allah" ile "Daha"yı (1940) izleyen "Çakırın Destanı" (1945), "Taş Devri" (1945) kitaplarını kapsar. "Asû" (1955) ile başlayan ikinci dönem günümüze kadarki şiirlerinde etkin olan "usçu" dönemdir. Sezgi döneminde kendine has bir şiir dili ve biçemi yaratmaya çalıştı. "Us" dönemi ise güçlü bir Türkçe tutkusuyla dikkat çeker. Dağlarca bu dönemde dilin arılaştırılması çabalarına katıldı, evrensel temalara ağırlık vermeye başladı. 1970 sonrasında yoğunlukla çocuk şiirleri yazdı. Hem Türkiye'de hem uluslararası düzeyde birçok ödül kazandı, bir çok ülkede şiirleri okundu. Kitapları birçok dile çevrildi.
ESERLERİ:
ŞİİR:
Havaya Çizilen Dünya (1935)
Çocuk ve Allah (1940)
Daha (1943)
Çakırın Destanı (1945)
Taş Devri (1945)
Üç Şehitler Destanı (1949)
Toprak Ana (1950)
Aç Yazı (1951)
İstiklal Savaşı- Samsundan Ankaraya (1951)
İstiklal Savaşı- İnönüler (1951)
Sivaslı Karınca (1951)
İstanbul-Fetih Destanı (1953)
Anıtkabir (1953)
Asu (1955)
Delice Böcek (1957)
Batı Acısı (1958)
Mevlanada Olmak (Gezi) (1958)
Hoolar (1960)
Özgürlük Alanı (1960)
Cezayir Türküsü (Fransızca, İngilizce ve Arapça çevirileriyle birlikte, 1961)
Aylam (1962)
Türk Olmak (1963)
Yedi Memetler (1964)
Çanakkale Destanı (1965)
Dışarıdan Gazel (1965)
Kazmalama (1965)
Yeryağ (1965)
Vietnam Savaşımız (İngilizcesiyle, 1966)
Kubilay Destanı (1968)
Haydi (1968)
19 Mayıs Destanı (1969)
Vietnam Körü (destan-oyun) (1970)
Hiroşima (Fransızca,İngilizce çevirileriyle, 1970)
Malazgirt Ululaması (1971)
Kınalı Kuzu Ağıdı (1972)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1973)
Horoz (1977)
Hollandalı Dörtlükler (1977)
Çukurova Koçaklaması (1979)
Nötron Bombası (1981)
Yunus Emrede Olmak (1981)
Çıplak (1981)
İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler (1985)
Uzaklarda Giyinmek (1990)
Dildeki Bilgisayar (1992)
ÖDÜLLERİ
1946 CHP Şiir Yarışması üçüncülüğü
1956 Yeditepe Şiir Armağanı Asu kitabıyla
1958 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Delice Böcek kitabıyla
1966 Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Şiir Armağanı Delice Böcek ile
1977 Sedat Simavi Vakfı Ödülünü Peride Celal ile bölüştü, Horoz şiir kitabıyla
1967 International Poetry Forum (Uluslararası Şiir Forumu, Pittsburg
Amerika) tarafından "En İyi Türk Şairi" seçildi
1974 Struga (Yugoslavya) Şiir Festivallerinde Altın Çelenk ödülü
Fazıl Hüsnü Dağlarca Kitapları - Eserleri
- Dağ Uykusu
- Çocuk ve Allah
- Balina İle Mandalina
- Bütün Şiirleri
- Yazıları Seven Ayı
- Bitkiler Okulu
- Yaramaz Sözcükler
- Dört Kanatlı Kuş
- Göz Masalı
- Su Yıkamak
- Güneşi Doğduran
- Asu
- Üç Şehitler Destanı
- Toprak Ana
- İçimdeki Şiir Hayvanı
- Karşıdüşünce
- Arkası Siz
- Samsun’dan Ankara’ya
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk Eylemde 10 Kasımlarda
- Kuş Ayak
- Bütün Şiirleri 2
- İstanbul Fetih Destanı
- Cin ile Cincik
- Haydi
- Orda Karanlık Olurum
- Horoz
- Serçe Parmak
- Uzaklarla Giyinmek
- Genç
- Arkaüstü
- Batı Acısı
- Üç Okumalı Dizeler - Göründüğüm
- Bütün Şiirleri 3
- Orta Parmak
- Sakarya Kıyıları
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk
- Yüzük Parmağı
- İçeri Sait Faik
- Haydi 2
- Dildeki Bilgisayar
- Yeryüzü Çocukları
- Bağımsızlık Savaşı - II
- Aç Yazı - Batı Acısı
- Bağımsızlık Savaşı - 2
- Yaşamamalarda
- Aç Yazı
- Başparmak
- Türkçem Benim Ses Bayrağım
- O' 1923
- Aylam
- Taş Devri
- Mevlana'da Olmak
- Malazgirt Ululaması
- 30 Ağustos
- Yedi Memetler
- Çanakkale Destanı - İstanbul Fetih Destanı
- Okulumuz 3'teki
- Okulumuz 1'deki
- Bağımsızlık Savaşı 1
- Batı Acısı
- Cincik
- Delice Böcek
- İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler
- Sivaslı Karınca
- Okulumuz 2'deki - Kanatlarda
- Yapıtlarımla Konuşmalar 1
Fazıl Hüsnü Dağlarca Alıntıları - Sözleri
- Ne de azıcıkmış insan Kocaman yaşamalar içinde (Orda Karanlık Olurum)
- "Yavaşlatılmış karanlık gibiyim." (Uzaklarla Giyinmek )
- Dalgalardan aydınlık bile duyulmuyordu. (Balina İle Mandalina)
- "Düş'le gerçek birbirine yakındır Bilmez misin Güçlü düşler Gerçek olur er geç." (Balina İle Mandalina)
- Bu değil, sancak 29 Ekim, 10. yılını kutlarken. -Ben Harbiye Alayında bir süngücük- Bu değil, tören günü süngüme güneşin vurduğu. Bu değil, sancak 29 Ekim, Özgürlüğün, ulusal bağımsızlığın, Göğe ulaşan dağlarımız üzerinde Yalaz yalaz durduğu. Bu değil, sancak 29 Ekim, Yerinde yeller bile esmez Bayrağı dalgalandırdığı yok, Yok altın bir harman savurduğu Bu değil, sancak 29 Ekim, Sancak Mustafa Kemal’in Sancak ellerle Bu değil, kurduğu. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk Eylemde 10 Kasımlarda)
- "Bakışın gecede yitik Göklerin sulara düşen aydınlığından Uzar azala azala Kara sevgilerdeki.." (Asu)
- Düş'le gerçek birbirine yakındır Bilmez misin Düşler Güçlü düşler Gerçek olur er geç (Balina İle Mandalina)
- Büyü mü yapmışlar ne (Bütün Şiirleri)
- Yaşayacaksan alnın dik yaşa. Boynun vurdurmak yakışır da kardaşlar Eğilmek yakışmaz başa. (Bütün Şiirleri 2)
- Ordular günaydın Yine Altaylar’ı yarıp geçmiş Kurdumuz. Yeryüzünde, Tanrı’nın kutsal düzlüğünde Yüz binlerce yüz binlerce şehidin istediği yerden, Dalgalanır bayrak yurdumuz. Ordular, gücü topluluğun, Ordular toprağımızın çiçeği. Kavaklardan çamlara dek, İşte, en yüce çağların parıltısında, Ordular yapar geleceği. Akan ne, yıldız ışığı değil, tan ağartısı değil, Evrenden evrene uzanan, bir sudur. Dağ taş, Duyar, yürür, düşünür daha taş, Ordular, ulusların usudur. Ordular günaydın, Doruklara gelip konmuş bir ulu ses, bir türkü. Uygarlıktan uygarlığa, özgür, Bir kez daha Yaşadık Atatürk’ü. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk Eylemde 10 Kasımlarda)
- ... Yalnız gerçektir sonsuz olan Sonsuz gördün mü kendini, Dur. (Malazgirt Ululaması)
- Uçuyordu kocaman bir yeşillik Bu ne dedim Karşılık verdi yanımdan akan bir yıldız Bu düşüdür annenin Der ki Yeryüzünden daha uzaklarda Daha yeşil olsun Çocuğum. (Arkaüstü)
- En çok öğretilen bize nedir Bilir misiniz Köklere Dallara Yapraklara En çok öğretilen nedir Bilir misiniz Geceleyin ta içlerine almak Karanlığı Sonra aldıklarının hepsini geri vermek aydınlığa Bütün gece bütün gün Ne güzeldir Bilir misiniz Bitkilerin bu ağarık soluğu (Bitkiler Okulu)
- Hepsi de soğukkanlıydı insanların Sanki bu duruma alışıktılar İki yüzlerini de Birlikte taşımaya alışıktılar (Genç)
- Uygarsın biliyoruz Peki çocukların sana bir gün Sormaz mı İnsanı sevmezse neye yarar uygarlık. (Dört Kanatlı Kuş)
- Yılanlar, ağularını nasıl akıtırlar? Üç biçimle: 1- Beğenmiş görünerek. 2- Sevmiş görünerek. 3- Beğenirken sevmiş görünerek. İşte yılanların en kurtulunmaz ısırışı bu üçüncüsüdür. (Yılanlar) Vatan, 19 Mart 1962, sayı 6384, s. 3 (Karşıdüşünce)
- Sayım günüydü dün Açtılar bütün kapıları Girdiler defter kalem Yazdılar Kapısı açıktı girdiler evine Öyle yalnızdı ki Yalnız adamı görmediler yazmadılar (Bütün Şiirleri 3)
- Duydum konuşurlarken Satacaklarmış Bir sirke ya da hayvanlar bahçesine Ben onların mıyım (Yazıları Seven Ayı)
- Sorar kara sakallı, yıktık parçaladık bitiremedik. Bu anıtları kim korur? Seslenir Ağustos böceği, 30 Ağustos'tan: Ben korurum. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk Eylemde 10 Kasımlarda)
- Karşımızdaki bizim gibi düşünmüyor mu? Ne güzel. Onun düşündüğünü kendi düşüncemize katalım. Büyütelim usumuzu. (Karşıdüşünce)