Haşim Akten kimdir? Haşim Akten kitapları ve sözleri
Yazar , Sunucu , Tiyatro Sanatçısı Haşim Akten hayatı araştırılıyor. Peki Haşim Akten kimdir? Haşim Akten aslen nerelidir? Haşim Akten ne zaman, nerede doğdu? Haşim Akten hayatta mı? İşte Haşim Akten hayatı...
Yazar , Sunucu , Tiyatro Sanatçısı Haşim Akten edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Haşim Akten hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Haşim Akten hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Haşim Akten hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1955
Doğum Yeri: Konya
Haşim Akten kimdir?
1955 yılında Konya'da doğdu. Babası öğretmendi. Küçüklüğünden beri sosyal faaliyetlere ilgi duydu. Mevlana Hazretlerinin Mesnevi’si ile tanıştı. Mesnevi hayatında bir dönüm noktası oldu. Hayata onun gibi bakmaya başladı. Gözyaşı dergisi ve Gözyaşı FM'i kurdu. 20 yılı aşan Gözyaşı Geceleri etkinliği geleneksel hale geldi. Gözyaşı Geceleri turneleri aralıksız devam ediyor. Ayrıca Gözyaşı FM yayını devam ediyor. TV5'te televizyon programı yaptı.
Haşim Akten Kitapları - Eserleri
- Aşkı Cehenneme Attılar
- Mahşer'e Giderken
- Gelin Ayşe
- İz Bırakan 28 Yıl
- Aşkı Cehenneme Attılar
- İhtiyar
- Masal mıydı?
- Varsın Allah'ım (c.c.) Varsın
Haşim Akten Alıntıları - Sözleri
- Bilin ki hiç kimse peygamberden üstün değildir.. ve dahi şiaların İmamlar masumdur anlayışı gibi bir anlayışı dahi Hayatınızdan çıkarın... peygamberlerin İsmet sıfatı vardır.. Gayri hiçbir insanda masumiyet ve İsmet sıfatı yoktur ve hepsi nefs taşımaktadır... Hele ki kardeşleri aleyhinde konuşabilen birisi asla Alim de Şeyh de olamaz. Sanmayın Allah dostlarına karşıyım... bu topluma en çok fayda sağlayanlar onlardır... zaten benim bu sözlerime de en çok Onlar hak vereceklerdir... bundan onların Veliliklerinden emin olduğum kadar eminim. Sizler Bizler gibi olmayın gençler... gerçek imanın tadını almak istiyorsanız eğer ırkçılığı reddeden bir dinin mensubu olarak üstünlük sadece takvadadır diyerek bakın etrafınıza. (Mahşer'e Giderken)
- Bir doktoru doktor yapacak bilgileri ve pratikleri, yani öğrenmesi gereken şeyleri öğrenmesi gibi benim de insanı insan yapan değerleri öğrenmem lazım. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- ... Arka mahallenin en kalabalık tarikatının sohbet başkanı Hatice Hanım oğluna istemişti Ayşe'yi. Durumları da iyiydi. Mahalleliye İslamı anlatan Hatice Hanım "oğlum çok iyidir seni gül gibi yaşatır" demişti. Ayşe'nin zavallı babası Mahalleliye usulen sormuştu işte. Hepsi de adamı hor görerek "Hatice Hanım kızını oğluna alacak daha ne istiyorsun" demişlerdi. Ama hepsi yalandı hepsi. Kimse oğlanın bu kıza layık olmadığını söylemedi. Çünkü herkes meseleye para olunca mutluluk olur gözüyle bakıyor ve Hatice Hanımın oğlunun o vahim hatalarını söylemek dahi istemiyorlardı. Şu gariban ailenin kızı Hatice Hanımın oğluyla evlenecekti ya önemli olan da buydu zaten. Hatice Hanım oğlunu kurtarmak için hiç bir emek vermediği mazlum bir kızın başını yakmaktan hiç çekinmemişti. Oğlunu kurtarmak için caizdi ona göre... ... Ayşe'yi alıp oğlunun ahiretini kurtaracaktı ama elin kızını yaktığının cezasını yarın mahşerde nasıl verecekti bilmem? (Mahşer'e Giderken)
- Zor da olsa nasıl kalktığımı, Düştüğüm yerlerden sor beni… (İz Bırakan 28 Yıl)
- "Ayşe altın kafese konmuş bülbül gibi, avcısının ayakları altında kalan bir ceylen gibiydi. Bir yanda baş edemediği oğlunu kurtarmak isteyen bir anne, bir yanda kızına iyi bir hayat yaşatamadım, bari kızım kurtulsun diye kızı için çabalayan bir baba, nikahı hiç umursamayan, hayatı nefsi için yaşamak sanan bir damat ve kendini babasına feda eden fakirliğin kıskacında kalmış bir gelin." (Gelin Ayşe)
- "İslam sadece sohbete katılmaktan, tespih çekmekten ibaret değildi. İnsani değerler yıkılınca, İslami değerler güçlü olmuyordu. Allah-u Teala, önce insanı yarattı sonra İslam'ı gönderdi." (Gelin Ayşe)
- Erkeklik kılla olsaydı,merkep erkeklerin şahı olurdu (Mahşer'e Giderken)
- Sen, Hakk'ın zahmet giderici bir hediyesi ve "sabır sıkıntının anahtarıdır" manasısın. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- Kalem, gerçi her şeyi yazar ama aşka gelince başı döner. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- Allah küçük musibetleri büyük belaları def etmek için verir. Belalara sabredersen daha büyük belalardan kurtulursun. Sabır sevincin anahtarıdır. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- Acı gülüşler sardı koğuşu. Orada her gülüş ardında bir feryat taşırdı. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- Güzel huyun namesi Allah'ı zikirdir... (Aşkı Cehenneme Attılar)
- İnşaallah'ı terk acze sebep olur. Güzel huyun namesi Allah'ı zikirdir. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- Ben şimdi eve bile gidemiyorum. Kendini sırılsıklam eden yağmuru hissetmiyordu bile. Yoksa gökler mi ağlıyordu kızına?.. (Gelin Ayşe)
- Hürriyet; zindan kapısından çıkmak değil, Hakk kapısından içeriye girmekmiş. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- Çok az verilen şeker demliğin içine atılıyor, tahta yemek kaşığı ile karıştırılıyor, öyle dağıtılıyordu. Yemekler yenildi. Çaylar konmaya başlandı. Su bardağı büyüklüğündeki içi görülmeyen melamin bardaklarla herkese birer adet dağıtıldı. Çay öyle ılıktı ki içmek için kendilerini zorluyorlardı. Ama tek zevkleri çay idi ve bu çayı paraları ile alıyorlardı. Yıllar süren bu çay zevkinden sonra bir kişi tahliye olacak olursa ondan tek bir şey istiyorlardı: "BENİM İÇİN KÜÇÜK, CAM BARDAKTA SICAK BİR ÇAY İÇ." Ne kadar basit ama ne kadar büyük bir özleme dönüşmüştü çayın kırmızılığının göründüğü küçük, cam bir bardakta çay içmek. (Aşkı Cehenneme Attılar)
- "Adamın birisi güzel kokular satılan kokucular çarşısından geçerken bir anda bayılır. Tüm esnaf koşar adamı bir türlü kendine getiremezler. Yakınlarına haber salarlar, bayılan adamın kardeşi gelir, durum anlamıştır ve herkesin uzaklaşmasını ister. Çünkü çareyi biliyordur ve kimsenin görmesini istemez. Herkes uzaklaştıktan sonra toprakta bulduğu bir hayvan pisliğini alıp bayılan kardeşinin burnuna doğru götürünce kardeşi ayrılır ve kendine gelir. Herkes şaşkındır Ama adam kurtulmuştur. Bayılan adam hayvan derilerinin işlendiği yer olan tabakhanede çalışan birisidir. Kötü kokulara alışkın olduğu için güzel kokulara dayanamamış ve bayılmıştır çaresi de kötü koku olmuştur." Ne yazık ki biz de 100 yıla yakındır kötü kokulara alıştırıldık ve güzel kokulardan rahatsız oluyor, Mümin de olması gereken güzellikleri yaşamakta zorlanıyoruz. Hatta bazı kişilere dinden Diyanetten söz edince adam çılgına dönüyor. Tabakhane nin yani küfrün kokuları Her yanı öyle sarmış ki güzellikten söz açılınca uyanamaz oluyoruz. (Mahşer'e Giderken)
- Kerim'e küçükken cenneti sorsalar, tavus kuşunun kanatları gibi, bir de Habibe'nin mahzun bakışları derdi heralde. ♡ (Aşkı Cehenneme Attılar)
- Çok şükür yüreği dünyada iken yanan ana babalar var. Onlarında çocukları doktor oluyor, mühendis oluyor veya ne önemi var mesleğinin; çalışan, bir mesleği olan birileri oluyor. Ama en çok ne oluyorlar biliyor musunuz? Daha dünyadayken yüreği yanan ana babaların o evlatları Allah a kul oluyorlar elhamdülillah. Evlatları hangi meslekten olursa olsun, evlatlarını topluma yük yapmayan, çalışkan yapan ve en önemlisi Rabbine kul yapan o anne ve babaların yaşları benden küçük olsa bile ellerinden öpüyorum. Benim evlatlarım oynayacak, küfürlü konuşmayan arkadaşlar bulmakta zorlanıyorlar. Rabbim aile terbiyesi veren ana babaları da evlatlarını da darda komasın, hep bahtiyar etsin. (Mahşer'e Giderken)
- Zalimler her zaman haksızdırlar.Mazlumlarin göklere cikan ahının eltinda er gec ezileceklerdir.... (Aşkı Cehenneme Attılar)