Hüseyin Yurttaş kimdir? Hüseyin Yurttaş kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Yazar Hüseyin Yurttaş hayatı araştırılıyor. Peki Hüseyin Yurttaş kimdir? Hüseyin Yurttaş aslen nerelidir? Hüseyin Yurttaş ne zaman, nerede doğdu? Hüseyin Yurttaş hayatta mı? İşte Hüseyin Yurttaş hayatı...

Türk Yazar Hüseyin Yurttaş edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hüseyin Yurttaş hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hüseyin Yurttaş hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hüseyin Yurttaş hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1946

Doğum Yeri: Foça, İzmir, Türkiye

Hüseyin Yurttaş kimdir?

1946 yılında Foça'nın Kozbeyli köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Menemen'de okudu. Parasız yatılı okuduğu Edirne Erkek İlköğretmen Okulu'ndan 1964 yılında mezun oldu. Van, Amasya, İzmir illerine bağlı köylerde on yıl çalıştıktan sonra İzmir merkezine atandı. 1983 yılında öğretmenlikten istifa etti, yayıncılık ve dağıtımcılık işi ile uğraştı. 1990 yılı sonunda bu işi de bıraktı. Yalnızca yazarak yaşamaya çalıştığı bir dönemin ardından Bornova Belediye Kitaplığı ve Okumaevi'nin kuruluşunu üstlendi ve gerçekleştirdi. Bu görevinden 1994 yılında ayrılarak emekli oldu. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiir ve yazıları yayımlanan Yurttaş, arkadaşlarıyla birlikte Dönemeç isimli bir dergi çıkardı.

Hüseyin Yurttaş Kitapları - Eserleri

  • Sevgiler Kanarken
  • Eşekler Cenneti
  • Çınar Dede
  • GDO Ülkesi
  • Sevgiyle Dönsün Dünya
  • Aşka Bahar Yetmez
  • Ömrün Issız Günleri
  • Aşkların Gizli Defteri
  • Gecede Kanat Sesleri
  • Cüceler Gezegeni
  • Sevgiden Ötesi Cehennem
  • Konuşan Kukla
  • Hınzır Çiçek
  • Niyet Tavşanı
  • Kirli Tarih
  • Karaço Yolların Bittiği Yer
  • Uzaylılar Gelince
  • Bir Senfonidir Yaşamak
  • Bu Dünya Hepimizin
  • Saklı Kimlik
  • Çanakkale İçinde
  • Kayıp İklimler
  • Buğulu Camların Ardı
  • Güvercin Kayaları
  • Önderimiz Atatürk
  • Kod Adı: Mansur
  • Arkadaşım Cingo
  • Astronot Çekirge
  • Beyaz Bisiklet
  • Sanayi Çarşısı
  • Yirminci Yüzyıl Ağıtları
  • Küçük Telsizci
  • Onları Tanıdım
  • Uzunçalar
  • Hınzır kelebek
  • RA
  • Mucizeler Çiftliği
  • Aşk İzleri
  • Mavi Bilye
  • Çilli ile Pullu
  • Oyuncakçı Dede
  • Hasan Dede’nin Hayvanları
  • Benim Mavi Gezegenim
  • Mağaradaki İskelet
  • Bu Şehir, Bu Topraklar
  • Çamlı Kule’deki Giz
  • Robotlar Ülkesi
  • Özgürlük Çiçekleri
  • Deli Uçurtma

Hüseyin Yurttaş Alıntıları - Sözleri

  • çınarın altında pınar pınarda belik belik sular eski ağustoslardan bir gün yine yine küçüğüm, yaramazım, kirliyim beni yıkasana anne hani orda o kayanın ardında zakkumun dibinde (Kayıp İklimler)
  • Söyle küçük prens/bir çöle düşmek midir yokluk/en yakın köy yine bin mil uzak mı söyle/gelip minik gezegeninden/bu belalar beşiği dünyamıza/ bulacak mısın yine onu çölde? (Yirminci Yüzyıl Ağıtları)
  • Bu dünyadan geçip giderken, silinip gidecek olan ayak izlerinden başka bir iz daha bırakmak insan olan nice kişinin düşü, tutkusu değil midir? (Saklı Kimlik)
  • İçimdeki tenhalığı serin önüme kendimi okuyayım dizlerimin rahlesinde (Sevgiler Kanarken)
  • "ki ölümün bıraktığı bir adresti eksik, saklı, çekine çekine yaşamak" (Sevgiden Ötesi Cehennem)
  • Hayat kocaman bir sahne ve ben bu sahnede rolünü bulamamış bir oyuncuyum. (Ömrün Issız Günleri)
  • sonsuzluğu anımsatarak esiyor rüzgâr mavi dumanı savruluyor düşlerin (Sevgiden Ötesi Cehennem)
  • "hayat bir ağaç altı şimdi yorgunca çöktüğümüz" (Sevgiden Ötesi Cehennem)
  • İşin kötüsü, dışarıdan bakınca kalabalıkça gözüken, öyle bir yaşam olduğu sanılan bu evde herkes kendi yalnızlığına kilitli gibiydi. (Saklı Kimlik)
  • Bir sevinç çığlığı gibi ışıldayan gün Utancını seriyor denizlerimize ötelerde Yine denizler çalkalanıyor mavi Yine gökleri savuruyor rüzgar Oralarda bildiğimiz bulutlar var Bildiğimiz bulutlar Ve ufuklara uçan hercai kuşlar (Yirminci Yüzyıl Ağıtları)
  • "anla kimsesizliğimi artık yalnızlıklar şovalyesiyim." (Gecede Kanat Sesleri)
  • Ordayım ; senin çığlıkları çiğnediğin yerde Rüzgarların dövdüğü kayalıklarında Promete'nin Yalçın yamaçların uykusuzluğunda Ordayım geçmiş karanlıkların izinden Senin geldiğin yerde.. .. Ordayım ; senin her şeyi çiğnediğin yerde Bir ses gerek bana yoluma yoldaş çağırmaya Elini tutacağım bir dost.. Kartal gölgeleri üzerime çullanırken Ciğerim deşilirken, gözlerim oyulurken Dupduru maviliklerle yıkanır içim Yenilenir, yeniden gelirim. Umuttur yeşerir her mevsim içimde Kökleri sarmıştır yüreğimi Ordayım işte, Gel! Sök sökebilirsen...! (Bir Senfonidir Yaşamak)
  • "Aksi ispatlanmadıkça bütün insanlar iyidir. Aksini de kendileri ispatlar." (Saklı Kimlik)
  • Kurusun kirpiğindeki son damla Dinlensin yorgun gözlerin Kış yolları bitti, yönüm sanadır Ucu görünen aydınlık Siliyor dağlarımın karanlığını Yanan yüzüne değen Kuzey serinliğiyim (Aşkların Gizli Defteri)
  • En küçük belirti yok Nabzımız durmuş Topla soluğunu gençliğimizin, Üfle "Hayat öpücüğü" kıvamında Bir şey söyle (Yirminci Yüzyıl Ağıtları)
  • "Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi." Sait Faik (Kayıp İklimler)
  • Kara kedileri aşkların. Onların geçtikleri yerlerde dikenler bitecek. İzlerinden gidenlerin hep kanayacak ayakları. Lanetleri onlar için yağdıracağız. Seven yürekler adına. Kalmış ahlar adına. Ölmüş ruhlar adına. Tenlerini kuru yaprak, yataklarını çorak toprak kılacağız. *ölleri kuruyacak. Çapuda dönecek atlas tarafımızdan bozulmuştur büyüleri. Artık ayıramayacak sevgilileri. Rüzgarsız kalacak yelkenleri. Son karanlığı onlara ayırdık. Gözleri fersiz, geceleri fenersiz gidecekler yollarına. Göremeyecekler. Sevenleri görmesinler diyedir seçtiğimiz bu yöntem. Ululara söyleyeceğiz: kimse bağışlamasın onları. Sevgisiz kalacaklar, sevgisiz kalacaklar. Çün, sevenleri ayırdılar! Lanet onlara! Lanet onlara! (Aşkların Gizli Defteri)
  • kuşlarla konuştuğum günlerdi birden yanımda buldum sení ay aydın gün aydın oldu gökte bulut ikilendi şehri bırakıp bırakıp yürüdük uzun gittik yağmurlu yollarda serçeler kumrular kırlangıçlar ve gelip omzumuza konan kelebekler ayine çevirdi yolculuğumuzu arkada hep bir deniz hep bir deniz kuytulara çekildik görünmez olduk suya inen kuşlar kadar ürkektik öpücüklerin uçuşan kıvamında pır pir seğiren iki yürektik "aşk bu işte" dedim, "bu!" yüksekliğiyle doruk, derinliğiyle uçurum çekici ve korkulu savruldum (Kayıp İklimler)
  • sıcak odalarından, görkemli salonlarından Seni bir böcek gibi görerek bakıyorlar Gözbağı ekranlarda rakam oyunları Şunu bil ki Bütün hesabı Seni sıfıra indirgemek Bu kozmik iktidarın! Oysa sen bir tarihi tersine çeviriyorsun Alnından vuran ışık Dalga dalga yayılıyor Eriterek karanlığı Dayan bre dostum, dayan Kaynaması yakın Isıttığın suların! (Sevgiler Kanarken)
  • farkında bile değilsin, öptüm seni uzun beyaz boynundan kulağının ardındaki ince tüylerden saçlarında kırılıp yansıyan ışık bendim farkında bile değilsin, öptüm seni (Sevgiden Ötesi Cehennem)