İskender Öksüz kimdir? İskender Öksüz kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Yazar, Kimyacı İskender Öksüz hayatı araştırılıyor. Peki İskender Öksüz kimdir? İskender Öksüz aslen nerelidir? İskender Öksüz ne zaman, nerede doğdu? İskender Öksüz hayatta mı? İşte İskender Öksüz hayatı...

Türk Yazar, Kimyacı İskender Öksüz edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında İskender Öksüz hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. İskender Öksüz hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte İskender Öksüz hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 14 Eylül 1945

Doğum Yeri: İzmir, Türkiye

İskender Öksüz kimdir?

14 Eylül 1945 İzmir doğumlu olan İskender Öksüz İngilizce ve Almanca bilmektedir. 1969 Yale University (Ph. D.),1968 Yale University (Master of Science), 1966 Ege Üniversitesi (Kimya- Fizik Lisansı) almıştır. Halen, Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Öğretim Üyesi.

Uzmanlık Alanları : Teorik Kimya, Fiziko-Kimya, Bilgisayar Uygulamaları ve Programlama (C, C++, FORTRAN, Assembler, PC Sistem Programcılığı), Nümerik Metodlar (optimizasyon, matrisler, simülasyon, Monte Carlo metodları, Görüntü işlem " Image Processing"), Bilgisayar Yardımıyla Eğitim (CAL).

Ayrıca internet sitesinde güncel olarak "Düşünceler" başılığı altında yazılarını yayınlamaktadır.

İskender Öksüz, kitaplarında bizi inceler: Türkleri, Türkiye’yi,

dünyanın bize, bizim dünyaya bakışımızı. Bunu bir gazete okuru

düzeyinde yapar. Eğitimden bahsettiğinde üç ülkenin dört

üniversitesinde, dört ayrı uzmanlık alanında hocalığı ve rektörlük

düzeyinde üniversite yöneticiliğine kadar deneyimiyle yazar. Bilim

anlatıyorsa dünyanın en ünlü üniversitelerinden birinden alınan

derecelerinden, en ünlü dergilerinde yüzlerce atıf alan yayınlarından

hareket eder. Yönetimden söz açtığında deneyimi bir dükkândan, bir holding genel koordinatörlüğüne, 10’a yakın şirkete ve borsaya, kaliteye ve yönetim

bilimine uzanır. Siyasette sadece etkilenmemiş, kurduğu ve girdiği

STK’larla, 1960’lardan beri yazdıklarıyla siyaseti etkilemiştir de. Kitapları “çok satar- best seller”değildir, “uzun satar- long seller”dir: 1977’de yayınlanan ilk kitabı hâlâ her yıl yeni baskı yapar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de ünlü

romancımız Emine Işınsu Öksüz’ün eşidir.

İskender Öksüz Kitapları - Eserleri

  • Türk'üm Özür Dilerim
  • Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi
  • Millet ve Milliyetçilik
  • Niçin Geri Kaldık?
  • Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler
  • Bilim, Din ve Türkçülük
  • Türkçülüğün Çağlayanı Atsız
  • Toplu Eserler

İskender Öksüz Alıntıları - Sözleri

  • “Binlerce yıllık milli ve milletlerarası birikim ve kültür bir darbede silinmeli ki günahlarımızdan arınıp kovulduğumuz cennete geri dönelim.” (Niçin Geri Kaldık?)
  • Durum muhakemesine düşmandan başlanmaz. (Niçin Geri Kaldık?)
  • "Halk" ile "millet" arasındaki fark, tarih şuurudur. (Niçin Geri Kaldık?)
  • "Kürtlerin Modern Tarihi" yazarı Douglas McDowall, "Kürt" denilen insanların konuştukları dillerin iki büyük ana gruba ayrıldığını söylüyor. Biri, Zazaki-Gorani grubu. Bu iki kelime de bu grubun iki alt lisan dalını işaret ediyor. Diğer ana grup ise Kırmanç-Sorani. Ana gruplar arasında fark küçük olmaz her halde deyip biz, bir ana grubun iki alt kolunu alalım. Kirmanç Anadolu'da konuşulan lehçelerin genel adı. Zap Suyu'nun Güney'inde de Sorani konuşuluyor. Sorani şimdi Erbil'i başkent ilan eden Barzani'nin resmi dili. McDowall bizim için iki alt grubun karşılaştırmasını yapmış. Kırmanç-Sorani farklılığı kelime hazinesi açısından İngilizce ile Hollandaca gibiymiş. Gramer açısından da İngilizce ile Almanca gibi. Bu örnek verilen dillerden herhangi ikisini çat pat biliyorsanız, İngiliz ile Hollandalı'nın, Alman ile İngiliz'in katiyen birbiriyle tercümansız konuşamayacaklarını da bilirsiniz. O yüzden onlara İngilizce, Almanca, Hollandaca deniyor. Peki, nasıl oluyor da Sorani ile Kırmanç'a "Kürtçe" adı veriliyor? Sebep linguistik değil de politik olmasın. (Niçin Geri Kaldık?)
  • Kısa vadede, gerçeği çarpıtarak sağladığınız avantaj, orta ve uzun vadede dönüp sizi vurur. Tıpkı yalan söyleyenin, pozisyonunu kaybetmemek için ilk yalana yeni yalanlar eklemek zorunda kalıp sonunda itibarını kaybetmesi gibi. (Niçin Geri Kaldık?)
  • “Arkaizm, genellikle altın çağdan bu yana değişen bütün davranışların terk edilmesini önerir. Bir değişim önerisidir bu ama “niçin” sorularının cevabına veya bugüne hakimiyete dayanan, sebep-sonuç analizi yapılmış bir değişim önerisi değil.” (Niçin Geri Kaldık?)
  • "Halk zaman boyutuna sahipse ve ancak o takdirde millet olur. Bir toplumdan halk adına büyük fedakârlık isteyemezsiniz. Millet adına isteyebilirsiniz. Millet hem dedelerdir, hem torunlardır. Millet hem geçmiştir hem de gelecektir." (Niçin Geri Kaldık?)
  • “Müslümanları da Türkleri de, batının üstünlüğü altında edilmiş diğer toplulukları da görece güçsüz bırakan şey, kendilerinin geri gitmesi değil batının sürekli yeniliklerle ileri gitmesidir. Onlar, tıpkı duran trendekiler Gibi yanlarından geçen trene bakıp geri gittiklerini sandılar. Halbuki geri gitmiyorlardı. Yaptıkları hata, durmalarıydı.” (Niçin Geri Kaldık?)
  • “Şartlar değiştiği için nasıllar da değişecektir. Fakat biz “Niçin”leri keşfetmek zorundayız. En hakiki mürşidi ilim oluşu bundandır. İlim, Allah’ın ayetlerinden ibret almak değil midir: Dünyayı önyargısız izlemek, anlamak, niçinlere hakim olmak…” (Niçin Geri Kaldık?)
  • “Halbuki sıkıntıya düşen fert veya millet, genellikle eski uygulamalarını terk ettiği için değil, tam tersine eski uygulamalar artık bugünün şartlarıyla uyuşmadığı için bunalmaktadır. “ (Niçin Geri Kaldık?)