Kerem Işık kimdir? Kerem Işık kitapları ve sözleri
Türk öykü yazarı ve çevirmendir. Kerem Işık hayatı araştırılıyor. Peki Kerem Işık kimdir? Kerem Işık aslen nerelidir? Kerem Işık ne zaman, nerede doğdu? Kerem Işık hayatta mı? İşte Kerem Işık hayatı...
Türk öykü yazarı ve çevirmendir. Kerem Işık edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Kerem Işık hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Kerem Işık hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Kerem Işık hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 1976
Doğum Yeri: İzmir, Türkiye
Kerem Işık kimdir?
1976 yılında İzmir’de doğdu. Kimya Mühendisliği okudu. “Kaos” üzerine yaptığı tez çalışmasıyla Fizik yüksek lisansını tamamladı. Öyküleri Kitaplık, Varlık, Notos Öykü, Eşik Cini, Özgür Edebiyat dergilerinde yayımlandı. 2010 yılında yayımlanan ilk kitabı Aslında Cennet de Yok’un ardından 2012 yılında Toplum Böceği adlı kitabıyla Haldun Taner Öykü Ödülü’ne değer görüldü. Iskalı Karnaval kitabı 2015 yılında yayımlandı. Edebiyat ve ilgi alanı olan felsefeye dair yazılarını fırsat buldukça “Tek Kişilik Azınlık” başlıklı blog sayfasında sürdürmeye devam ediyor. Aynı zamanda çevirmenlik de yapan yazar, İzmir’de eşi Özlem ve kızı Öykü’yle yaşıyor.
www.tekkisilikazinlik.com
Kerem Işık Kitapları - Eserleri
- Iskalı Karnaval
- Aslında Cennet de Yok
- Toplum Böceği
- Dünyanın Güçlü Tarafı
- Davetsiz Misafir
- Yeni Bir Yüz
Kerem Işık Alıntıları - Sözleri
- İnsan, yaşarken ıskaladığı bir hayatı gerçekten yaşamış sayabilir mi kendini? (Iskalı Karnaval)
- Oysa mucizeler gerçek değildir. Gerçekler de pek mucizevi sayılmaz. (Toplum Böceği)
- Hayatında mutluluğu aradığı, her şeye rağmen mutlu olabileceğini düşündüğü bir dönemde tanışmışlardı. (Dünyanın Güçlü Tarafı)
- Çaresizlikten konuşuyor insan. Çaresizlikten yürüyor, çaresizlikten gülüyor, çaresizlikten kendini başkalarına anlatmaya çabalıyor; her şey ama her şey insanın çaresizliğinden. (Aslında Cennet de Yok)
- ...Göğü delecek kadar uzun gibi hatırladığı ağaçların cılızlığı onu hayal kırıklığına uğratmış, bir zamanlar koşa koşa bitiremeyeceğini sandığı caddeler ona şimdi daracık çukurlar gibi görünmüştü. Büyümek böyle bir şey demek ki diye düşündü. İnsan sonu asla gelmeyecekmiş gibi görünen hırgürün içinde büyüyüp yaşlanıyor ve geriye dönüp baktığında anımsadıklarını birkaç kırık dökük sözcükle anlatabiliyordu. (Dünyanın Güçlü Tarafı)
- "Ceylan Hanım doğrusu sizi gerçekten takdir ediyorum. Geniş hayal gücünüzün yanında muazzam bir de espri yeteneğiniz varmış." (Iskalı Karnaval)
- Yaşadığım her şeyi bir yorgana işleyip sonra onu üstüme örtmek isterdim. (Toplum Böceği)
- "Kimsen var mı?" diye sordum. "Yok" dedi. "Evinde mi yok?" dedim. "Yok," dedi. "İsmin ne peki?" diye sordum. "Yok," dedi. İşte o zaman kendi kendime konuştuğumu fark ettim. (Aslında Cennet de Yok)
- Onu şaşırtan ikinci mevzuysa, yaşama devam edebilmek için bir şeylerin unutulmasına dair gereklilikti. Bellek, kurbana doymayan amansız bir yasa-koyucudan farksızdı. ... Bazı anılar, kişiler, günler ve hatta yıllar sebepsiz yere kurban ediliyor ve gündelik hayat bu ölü toprağın üzerinde tüm görkemiyle yükseliyordu. (Dünyanın Güçlü Tarafı)
- "Belki de yalnızca mutsuz bir insanım ben. Durmak bilmeden kendi kendimi sorgulamalarımın, dalıp gitmelerimin, çevremde onlarca insan olduğu halde kimse yokmuş gibi davranmalarımın sebebi bu." (Aslında Cennet de Yok)
- "Şey... SERÇE derken ne kastediliyor acaba?" "Serbest Çağrışımlı Editörlük Yunus Bey diye yanıtladı Başkan. (SERÇE ve SANKİ sansür kurulu olarak da okunabilir.) (Iskalı Karnaval)
- Burada olmalıyım dediğim yerlerde olmamam gerektiğini hissettim sonra. Betim benzim attı. Sarardım. (Toplum Böceği)
- Beynim, içinde hiçbir şey barındıramayan delik deşik bir naylon poşete dönmüştü. (Toplum Böceği)
- Tüm bu başı sonu belli olmayan düşüncelerin arasında hayata karışıp deneyim kazanıp/ gözlem -inceleme yapmak, zihnim tarafından yaratılan batakta ruhumun daha derine saplanması anlamına geliyordu. Erişmek istediğim fiziksel ve ruhsal durum tama anlamıyla bir hiçlikten ibaretti (Toplum Böceği)
- Çevremi saran onlarca, yüzlerce hatta binlerce insanın yalnızca beni yapmam gerekenlerden alıkoymaya çabaladıklarını hissediyordum; oysa yapmam gerekenler yahut benden beklenenler hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sahi, neydi benden beklenenler? (Toplum Böceği)
- "Sokakta birini gördüğümüzde, onda asıl dikkatimizi çeken şey genellikle kusuru olur." (Dünyanın Güçlü Tarafı)
- "Tanıdığım herkes delirdi. Varlıkları da yoklukları da bir artık benim için." (Aslında Cennet de Yok)
- "Zaman insana tuhaf -ve çoğu zaman sağlıksız sonuçlar doğuran*- şeyler yapıyordu ama her birimiz nasıl işlediğine akıl sır etmeyen bir tür alışma mekanizmasıyla donatılmıştık." *bkz: ölüm (Iskalı Karnaval)
- "İsmin -de halini bilmem de, insanın ben hali pek fenaymış. Bildigim bir şey var ama :ben koştukça içim uzaklaşır dışımdan. " (Toplum Böceği)
- Parçası olduğumuz gün, yoğun kıvamlı bir hal aldı. Islak bir un kütlesinden farkı kalmadı. Laciverde çaldı rengim. Yeşilliklerle çevrili yolda yürümeye devam ettim. Yeşerdim. Kuşlar, ağaçlar, kediler, börtü böcek falan… Hoş şeyler bunlar, dedim kendi kendime. Yeşilin olmayan tonlarına büründüm. Deli yeşili, çekip gitme yeşili, bana mı dedin yeşili… Her biri ayrı güzeldi. Hoşlandım. (Toplum Böceği)