Mehmet Başaran kimdir? Mehmet Başaran kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Ozan, Eğitimci ve Yazar. Mehmet Başaran hayatı araştırılıyor. Peki Mehmet Başaran kimdir? Mehmet Başaran aslen nerelidir? Mehmet Başaran ne zaman, nerede doğdu? Mehmet Başaran hayatta mı? İşte Mehmet Başaran hayatı...

Türk Ozan, Eğitimci ve Yazar. Mehmet Başaran edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mehmet Başaran hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mehmet Başaran hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mehmet Başaran hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Mehmet Ali Başaran

Doğum Tarihi: 1926

Doğum Yeri: Kırklareli, Türkiye

Mehmet Başaran kimdir?

Mehmet Başaran (d. 1926, Kırklareli) Köy Edebiyatı hareketin şiirdeki temsilcilerinden biri olan ozan, eğitimci ve yazar.

1926'da Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesi Ceylanköy'de doğdu. Kepirtepe Köy Enstitüsü'nü (1943) ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nü bitirdi (1946). Köy Enstitülü Hatun Birsen Başaran ile evlendi. Askerliğini yaparken Yedeksubay Okulu'ndan çavuşa çıkarıldı. Köy enstitüsü öğretmenliği, gezici başöğretmenlik, ilkokul öğretmenliği, Türkçe öğretmenliği yaptı, Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın (TÖS) kuruluş çalışmalarına katıldı, 1979'da emekli oldu. 1950'li ve 1960'lı yıllarda güçlenen Köy Edebiyatı hareketinin şiirdeki önde gelen temsilcilerinden biri. İlk şiiri Köy Enstitüleri Dergisi'nde yer aldı. Adam Sanat, Gösteri, Kıyı, Varlık, Yansıma, Yazko Edebiyat, Yeditepe, Yeni Biçem, Yeni Ufuklar, Yücel gibi dergilerde şiirleri yayınlandı. Toplumcu düşünceyi didaktizme düşmeden şiirlerine sindirmeyi bildi. Şiirlerinde direnme ve umut temalarını iç içe işledi. Aynı temalar gözlem ve deneyimleriyle bütünleşmiş olarak "Ahlat Ağacı" ve "Nisan Haritası"ndan sonra şiir kitaplarına damgasını vurdu.

Ödülleri

1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması başarı ödülü

1979 Orhan Kemal Roman Armağanı

Kitapları

Ahlat Ağacı 1953

Karşılama 1958

Nisan Haritasi 1960

Kocakent 1963

Pıtraklı Memleket 1969

Gök Ekin 1975

Meşe Seli 1982

Günler Tuz Rengi 1986

Sis Dağı'nın Başında Borana Bak Borana 1990

Yasaklı - Acının ve Sevginin Yurttaşı 2. baskı 2003 Cumhuriyet Kitapları

Köy Enstitüleri Özgürleşme Eylemi 3. Baskı 2003 Cumhuriyet Kitapları

Kuşatılmış Yaşam Günaydın Aşk 2006 Cumhuriyet Kitapları

Eylülün Kızgın Soluğu 2007 Cumhuriyet Kitapları

Yüreğinin Sesi Zeytin Ülkesi 2007 Cumhuriyet Kitapları

Mehmet Başaran Kitapları - Eserleri

  • Öğretmenim Hasan Ali Yücel
  • Ahlat Ağacı
  • Özgürleşme Eylemi Köy Enstitüleri
  • Aç Harmanı
  • Memetçik Memet
  • Meşe Seli
  • Tonguç Yolu
  • Söğütler Ses Verince
  • Çiçeklerin Dili
  • Yağmur Gelini
  • Yasaklı
  • Yüreğin Sesi Zeytin Ülkesi
  • Çarığımı Yitirdiğim Tarla - Aç Harmanı
  • Öğretmeniz Acıya Sürgün
  • Koca Bir Troya Dünya
  • Kitap Bahçesi: Armutlu Tarla
  • Aç Kapıyı Bezirgânbaşı
  • Eylülün Kızgın Soluğu
  • Sabahattin Eyuboğlu ve Köy Enstitüleri
  • Kuşatılmış Yaşam/Günaydın Aşk
  • Sürgünler
  • Pir Sultan Ölür Ölür Dirilir
  • Dilsiz Oyunu
  • Yasaklı
  • Atçalı Kel Mehmed Efe
  • Ormanda Saklambaç
  • Elif Diye Bir Türkü
  • Elif Diye Bir Türkü - Dilsiz Oyunu
  • Trakya Rüzgarı
  • Aydınlanma Yolunda Yuh Olsun Topunuza

Mehmet Başaran Alıntıları - Sözleri

  • Çağdaş ruh bilimcilere, eğitim bilimcilere göre her çocuk yetenekleri oranında başarıya ulaşabilirdi. Yeter ki ona bu doğrultuda olanak, fırsat eşitliği, ortam hazırlanabilsindi. (Kuşatılmış Yaşam/Günaydın Aşk)
  • “ Yürek parçalanırken nasıl ses çıkartır ? “ (Yüreğin Sesi Zeytin Ülkesi)
  • Omuzlarımda zamanın ağırlığı, Alnımı hoyratça ekip biçen zamanın Yorgun öküzler ardında ayak ayak Kırk yıla yürüyorum Yoksulluğa, öfkelere takılıyor pulluğun demiri Gecikmiş bir çağın kayalığına Terden sırtıma yapışıyor gömlek Yaşamı sürüyorum (Meşe Seli)
  • "Baharda incirlerimizden süt, güzün bal damlar. Narlarımızın çiçekleri kan rengidir. Ama yağına lokmamızı bandığımız zeytin acıdır yiğen dedi mi?" "Evet, nerden bildiniz?" "Sever bu lafı ... Sabahattin Ali'den duymuş galiba... Birden acılı bir gerilme oldu yüzünde: "Ah,ah!..Edremit demek,Sabahattin demekti." (Yüreğin Sesi Zeytin Ülkesi)
  • ”Ne bileyim,burada kalmaya pek niyetim yok. Sevmiyorum buraları.Dar kafalı,hoşgörüsüz, bezelye taneleri gibi birbirine benzeyen bir sürü insan...” (Ahlat Ağacı)
  • Beni kitaplar eğitti, yetiştirdi. Bir zamanlar Köy Enstitüsünde öğretmendim. Ekmekle bir tutuluyordu orada kitaplar. Doğrusu da o, bütün insanlar ekmekle bir tutmalı kitabı. Yozlaşmak, sığlaşmak, silinip gitmek istemiyorlarsa... (Kuşatılmış Yaşam/Günaydın Aşk)
  • Arifiye! Şoför durdu, Enstitü Mektebi, dedi. Süleyman Edip bey müdürün adı. Bir yol da burada duralım; Ellerinde nasır, yüzlerinde nur, Yarına ümitle yürüyenlere Bir selam uçuralım (Sabahattin Eyuboğlu ve Köy Enstitüleri)
  • “Doğru, paşa olamazsın demedim Adam olamazsın dedim. Okumuşsun, ama gene de olamamışsın Okumak, herkesin derdini anlamaktır, Okumak, karşı çıkmak kötülüklere Halkın derdine çare bulmaktır.” (Söğütler Ses Verince)
  • Sıngınım insanlardan. (Kitap Bahçesi: Armutlu Tarla)
  • Adına kara dendiği halde En ak çiçekleri açmak elinde Bir eski huyun mu ki bu Akı karayı seçtirmen bize (Ahlat Ağacı)
  • H.G Wells şöyle diyor " Bir topluma dayanışma hakkından önce eğitim verilmelidir. Seçmen oy vermeden önce bilgilenmelidir.Oy kulübelerinden önce, okullar kurulmalıdır. Yeterince eğitilmeyenin elinde oy pusulası ,yalnız faydasız değil tehlikelidir de." (Özgürleşme Eylemi Köy Enstitüleri)
  • "Papaz aksi bir adammış, kızı bir müslümana tutkunmuş. Babası onu delikanlıdan soğutmak için bir odaya hapsetmiş... Kızcağız muradına eremeden öldüğü için gelinliğiyle dolaşıyormuş... "Vay, vay, vay!.. (Sürgünler)
  • Atatürk devrimleriyle, Köy Enstitüleriyle kazandığımız saygın durumu yitirerek boynu eğri bir toplum durumuna düşürüldük. Bizi bu duruma düşüren, egemen güçlerin bağımlı politikalarıdır. (Özgürleşme Eylemi Köy Enstitüleri)
  • Çamlıbel'de bir gül açsa Uykuları kaçar Bolu Beyi'nin (Öğretmenim Hasan Ali Yücel)
  • Cumhuriyetin ilk yılları...Her yanda değişik bir hava, bir coşku...O çiçeği burnunda bir öğretmen.. Öğretmen ne demek o yıllarda... Köyde kentte baş tacı... Devletin en saygın temsilcisi...İnkılapların yayıcısı... (Öğretmeniz Acıya Sürgün)
  • Ya baba, gördün mü? Adam olmazsın dediğin oğlun Koca koca okulları bitirdi de, Paşa oldu paşa!.. Ülkenin yarısına buyuruyor şimdi. Ne dersin buna? Belini doğrultmaya çalışıp, Acı acı gülümsedi baba Vay, vay, vay ne çalımdı bu? Yanlış anlamışsın oğlum, Ben sana paşa olamazsın demedim... Paşa, öfkeyle ayağa kalktı: Ne dedin ne dedin? Adam olamazsın dediğini İnkâr mı ediyorsun? «Doğru, paşa olamazsın demedim Adam olamazsın dedim. Okumuşsun, ama gene de olamamışsın Okumak, herkesin derdini anlamaktır, Okumak, karşı çıkmak kötülüklere Halkın derdine çare bulmaktır. (Söğütler Ses Verince)
  • Başaklar gibi hışırdar akşam Akşam ki, rengi saçıma vurmuş Geceye güller açtırır kavgam Bıcırdar içimde binlerce kuş (Meşe Seli)
  • Öğretmeniz acıya sürgün Koşturuyoruz ufuktan ufka Kutsal ateşini Promete'nin Sesimiz 9 Eylül mavisi Acıyı sevince, Korkuyu, yiğitliğe çeviriyoruz Bir uçtan bir uca Ellerimizin gerginliği Yüreğimizde bir aşk var Devletlerden güçlü Tıpkı 1921'deki gibi Sahip çıkıyoruz. Toprağımıza, madenlerimize, terimize Ulaştırıyoruz geleceğe En güzel sözü. (Öğretmeniz Acıya Sürgün)
  • Dindi mi o , derilerimizde gezinen biçakucu sesler ? Böylesine güzel miydi dünya ? (Memetçik Memet)
  • Ülkeyi batırdı bu adamlar, bu idare yıkılacaktır ! (Öğretmeniz Acıya Sürgün)