Mine G. Kırıkkanat kimdir? Mine G. Kırıkkanat kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk gazeteci, yazar ve köşe yazarı Mine G. Kırıkkanat hayatı araştırılıyor. Peki Mine G. Kırıkkanat kimdir? Mine G. Kırıkkanat aslen nerelidir? Mine G. Kırıkkanat ne zaman, nerede doğdu? Mine G. Kırıkkanat hayatta mı? İşte Mine G. Kırıkkanat hayatı...

Türk gazeteci, yazar ve köşe yazarı Mine G. Kırıkkanat edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mine G. Kırıkkanat hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mine G. Kırıkkanat hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mine G. Kırıkkanat hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Mine Gökçe Kırıkkanat (Saulnier)

Doğum Tarihi: 10 Mayıs 1951

Doğum Yeri: Ankara, Türkiye

Mine G. Kırıkkanat kimdir?

Mine Gökçe Kırıkkanat (d. 1951, Ankara) Türk gazeteci, yazar ve köşe yazarı.

Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. Gazeteciliğe Cumhuriyet Gazetesi'nin İspanya muhabiri olarak başladı, Cumhuriyet Gazetesi Fransa temsilciliğine getirildi.

1992 yılında Milliyet Gazetesi'ne geçti. 1996 yılında Milliyet Fransa muhabirliğiyle birlikte, Radikal Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. 2005-2010 yılları arasında köşe yazılarını Vatan Gazetesi'nde devam ettirdi. Daha sonra kendi deyimi ile 'yuvaya dönen' yazar, 2010 sonbaharından itibaren yazılarını Cumhuriyet Gazetesi'nde sürdürüyor. Fransızca TV5 Monde kanalının yabancı gazeteciler ekibinde yer alıyor. Yazarın edebi eserleri deneme, araştırma, öykü ve roman türünde olup yapıtlarını Sinek Sarayı, Bir Gün Gece ve Destina (Literatür Yayınları, 2008), Bir Nehir Roman oluşturmaktadır.

Mine Kırıkkanat Fransızca ve İngilizce bilir. Bir çocuk annesidir.

Mine G. Kırıkkanat Kitapları - Eserleri

  • Sinek Sarayı
  • Destina
  • Bir Hıristiyan Masalı
  • Gülün Öteki Adı
  • Hiç Kimse
  • Bir Gün, Gece
  • Paris Dünyanın En Romantik Kenti
  • Carissima Sevgilim
  • Aşk Hikayeleri
  • Yalnız Kalem Unutmaz
  • Kaf Dağının Ardı Belki
  • Adnan'ın Tek Taşı
  • Madrid
  • Umudun Kırık Kanatlarında
  • New York Amerikan Rüyasının Başkenti
  • Adı Öküzden Sonra Gelen
  • Aşk Varmış, Aşk Yokmuş
  • Her Şeye Rağmen
  • Bir Gün Gece
  • Örtülü Özgürlük
  • Pandispanya
  • Büyümek İstemiyorum
  • İyi Kötü Kadın
  • Bir New Varmış York Olmuş
  • Ben, Siz ve Köpekbalıkları
  • Topuk Tıkırtıları
  • Yalnız Kalem

Mine G. Kırıkkanat Alıntıları - Sözleri

  • Gerçek aşk yırtık olmaz. (Bir Gün, Gece)
  • evlilik, toplumun aşkı zaptı rapta alabilmek için icat ettiği bir yöntemdir. (Adı Öküzden Sonra Gelen)
  • Doğru ya da yanlış, her şeyin bir anlamı olmalıydı (Hiç Kimse)
  • Hangi dinden olursa olsun toplumu kutsal hükümlerle yönetmeye kalkan tüm dinci iktidarlar, işte bu yüzden felsefe ve mantık biliminin yayılmasını engellemeye çalışırlar. Çünkü istisnasız tüm din dogmaları, ya doğa yasaları ya da kendi içlerinde celişir. Dolayısıyla bu çelişkileri ortaya koyacak olan felsefe ekolleri ve mantık yöntemleri, her dinden softaların nefret odağıdır. (Bir Hıristiyan Masalı)
  • Hiç­bir ol­gu, bir olu­şu­mun omur­ga­sı­na ek­lem­len­me­den ger­çek­le­şe­mez. (Gülün Öteki Adı)
  • Yağmuru ıslanmadan seyretmek hoştur. (Kaf Dağının Ardı Belki)
  • Eğlenmek için ömür boyu, dinlenmek için ölüm boyu zamanımız vardır. (Adı Öküzden Sonra Gelen)
  • "..dün gece sen uyurken yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana..." (Destina)
  • ".. zamanla felaketler için ve felaketler içinde de yaşamaya alışıyor insan... " (Bir Gün, Gece)
  • Önce ormanları yok ettiler, sonra denizleri kirlettiler, havayı solunmaz hale getirdiler, suları tükettiler, hayvanat bahçesindeki hayvanları kesip yediler, kitapları yaktılar, sirkteki hayvanları yaktılar, okumayı öldürdüler, yazıyı öldürdüler, gazeteleri öldürdüler. (Sinek Sarayı)
  • Bu ülke insanlarının ne kadar cömert olduklarını bilirim. Ama cömert duyguların yaraladığı insanlar vardır. İyi niyet, aşağılayıcıdır kimi zaman. Nefrete dayananların, merhametle öldürüldüklerini gördüm. (Sinek Sarayı)
  • Engizisyon'un temelini oluşturan inanca göre, kişi suçsuz ise ateş onu yakamazdı.” Tutuşturulan odunlardan kimse canlı çıkmadığına göre... Demek hepsi suçluydu. (Gülün Öteki Adı)
  • “Trenler bazen kavuşmak içindir. Bazen de ayırmak.” (Aşk Hikayeleri)
  • Neyseki burası Fransa ve hala demokrasi var, sanırım Melenchon’u Silivri’ye kapatamazlar! (Paris Dünyanın En Romantik Kenti)
  • “Bir gürültü duydum, meğer yalnızlığın ayak sesleriymiş” (Sinek Sarayı)
  • Asıl zor olan, taviz vermek. Çünkü tavizin sonu yok. Bugün bir ucu, yarın öbür ucu, öteki gün ortası derken, belkemiksiz kalan insanı bekleyen evrim bir tür entelektüel sürüngenlik (Yalnız Kalem Unutmaz)
  • Hırsızlık yaparak aşık olunmaz. Aşk taklidi yapılmaz. Sahtesi yoktur. Oysa arzunun taklidi yapılır. Ama erkekler değil, kadınlar tarafından. (Aşk Hikayeleri)
  • Latin ve Ortodoks kavgasında, gerekçenin de silahın da Latince ile Yunanca arasındaki rekabet olduğunu düşünürseniz, din savaşlarının inanç farklılığından çok dil farklılığından ciktığı; dolayısıyla cemaatlerde bile asıl ortak kültürü, imanın değil, etnik aidiyetin biçimlediği çok açıktır... (Bir Hıristiyan Masalı)
  • "Kocaman kalabalığın ortasında yalnızlık duymak da bir beceriydi." (Sinek Sarayı)
  • Yalancılıktan mı suçludur kadın, yoksa erkeğinin eksikliğinden mi sorumlu tutulmaktadır? Bilinen tek gerçek, kadın ile erkek arasında cinayete varan düşmanlığın temelinde bir aşk ve cinsel doyumsuzluğun bulunduğu. Sorun bireysel özgürlük anlayışında. Türk erkekleri, tatmin edemediği kadının özgür olduğunu kaç yüzyıl sonra anlayacak acaba? Ya kadının özgürlük hakkını kavraması? (Aşk Hikayeleri)