Nermin Yıldırım kimdir? Nermin Yıldırım kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Yazar Nermin Yıldırım hayatı araştırılıyor. Peki Nermin Yıldırım kimdir? Nermin Yıldırım aslen nerelidir? Nermin Yıldırım ne zaman, nerede doğdu? Nermin Yıldırım hayatta mı? İşte Nermin Yıldırım hayatı...

Türk Yazar Nermin Yıldırım edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Nermin Yıldırım hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Nermin Yıldırım hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Nermin Yıldırım hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1980

Doğum Yeri: Bursa, Türkiye

Nermin Yıldırım kimdir?

1980 yılında Bursa'da doğdu. Yalova, İstanbul, Ankara ve İzmit hattında büyüdü. 1987 yılında yazar olmaya karar verdi. İki sene sonra, ilk yazılarından ve şiirlerinden oluşan defteri "Yarını Bekliyorum" amcası tarafından daktiloya çekilip fotokopiyle çoğaltıldıktan sonra ciltlenerek kitap haline getirildi. Bu çalışma, kısa sürede ailenin en çok okunanlar listesinin üst sıralarına yerleştiyse de edebiyat dünyasında pek ses getirmedi.

1997 yılında gazeteci olmaya karar verdi; beş sene sonra da Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın Yayın Bölümü'nden mezun olarak İstanbul'a yerleşti. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazdı, reklam ajanslarında metin yazarlığı yaptı. 2010 yılında Barselona'ya yerleşti.

İlk romanı Unutma Beni Apartmanı 2011, ikinci romanı Rüyalar Anlatılmaz ise 2012 yılında Doğan Kitap tarafından yayımlandı.

Sosyal Medya: https://www.instagram.com/nnerminyildirim

Nermin Yıldırım Kitapları - Eserleri

  • Rüyalar Anlatılmaz
  • Saklı Bahçeler Haritası
  • Unutma Dersleri
  • Dokunmadan
  • Unutma Beni Apartmanı
  • Misafir
  • Ev

Nermin Yıldırım Alıntıları - Sözleri

  • Sahi, ben hâlâ aynı kişi miyim ? (Unutma Beni Apartmanı)
  • Hakikat yaşandığı an kadar, hatıra ömür boyunca. (Misafir)
  • Ama tabii yine uyandım, çünkü topraklanmamış bütün uykular biter. Yine hatırladım, çünkü acı veren her şey hatırlanmayı seçer. (Misafir)
  • Hayat bizden öncekilerin çıkardığı bir hırkadan başka bir şey değildi. Biz giyecektik, bizden sonrakiler giyecekti. Birbirimizin terini kokacaktık. Birbirimizin ayıbını, günahını ve sevabını taşıyacaktık. Hepimiz bir olacaktık. (Saklı Bahçeler Haritası)
  • Çocuklar bulunmak için saklanır, yakalanmak için kaçarlar. (Ev)
  • "İnsan en çok sevdiklerinden korkar, onları yitirmekten." (Misafir)
  • Sakın üzülme. Üzülme ve bil ki dünya dediğin lüzumsuz bahçe, bazen her yer, bazen tek bir yer, bazen de hiçbir yerdir. İnsan dediğin kötü tohum, bazen her şey, bazen tek bir şey, bazen de hiçbir şeydir. Ama tuhaf olan bu değildir Behiye. Bu işteki asıl acayiplik, öyle ya da böyle oluşunun aslında hiç fark etmeyişidir. Ve işte tam da fark etmediğini fark ettiğin o nefti anda, alemin ritmi bozulur, içi boşalır, bir güvercinin karda bıraktığı ayak izlerine dönersin. Sonra azıcık kar yağar, silinirsin. Böyledir. Yani bütün uzun hikayeler bu kadarcıktır aslında. Ne kadar uzun başlarsan başla, sonunda hep kısacık bitersin. Bir rüyadan öbürüne devrilirken birdenbire nefesin kesiliverir. Ne bahçe kalır geriye, ne çiçek ne de tohum. Bitersin. (Saklı Bahçeler Haritası)
  • Sakın üzülme. Üzülme ve bil ki dünya dediğin lüzumsuz bahçe, bazen her yer, bazen tek bir yer, bazen de hiçbir yerdir. İnsan dediğin kötü tohum, bazen her şey, bazen tek bir şey, bazen de hiçbir şeydir. Ama tuhaf olan bu değildir Behiye. Bu işteki asıl acayiplik, öyle ya da böyle oluşunun aslında hiç fark etmeyişidir. (Saklı Bahçeler Haritası)
  • “ Masumiyet çoktan terk ettiğimiz bir şehir, sadece çocukların bildi­ği eski bir şiir ... “ (Saklı Bahçeler Haritası)
  • Evrendeki en hacimli kalabalığı, yalnızlıktan gebermek üzere olan insanlar oluşturuyor. (Dokunmadan)
  • ...bu gemideki herkesin kıyameti kendi içinde. (Misafir)
  • Hiçbir ateş sonsuza dek yakmıyor. (Dokunmadan)
  • Herkes neden her şeyi bilmek istiyor ki? Halbuki bildiğinin ağırlığıyla ezilir insan. Bildiğine ya teslim olur ya kurban. (Rüyalar Anlatılmaz)
  • Kaçmak istediği neyse daima ona yakalanıyordu insan. (Ev)
  • ...insan ne isterse onu görürdü.Sadece gelecekte değil,geçmişte de.Hakikat tekti,değişmezdi.Şans,kader,kısmet,bizim elimizde değildi.Ama yine de her şeye rağmen,karar verdiği duyguyu yaşamaya muktedirdi insan.Büyük yıkımlardan güçlenerek çıkanlar da,ufacık talihsizliklerde yok olup gidenler de buna örnekti.İnsan evvela ne istediğine karar vermeliydi.Hayat nasılsa geçiyordu.Onu kahrederek mi tüketecekti,yoksa zevk ederek mi?Çünkü mutsuz olmaya karar vereni,başına değil talih,ebabil kuşu bile konsa,yolundan çeviremezdi.Hayata kahretmeyi tarikat edinmiş olan,her türlü güzellikte bir çirkinlik,her türlü sevinçte bir mahzunluk bulmayı,sadece ve sadece onu solumayı becerirdi....Yaşıyorsak,acı hep olacak.Ama altında ezilmemeyi öğrenebilir insan.Acısında kaybolmadığı günler dileyebilir gelecekten.Yani kimisi mesela,mutlu olmak için özel bir sebep de aramaz.Mutsuz olmadığını fark etmek yeter mutlu hissetmesine. (Unutma Dersleri)
  • Demek bir şarkıyı mırıldanamamak, onca sene bir ukde gibi büyüyebiliyor insanın kalbinde. Okunmamış şiirlere benziyordur belki söylenmemiş şarkılar da. Bir şeylerin eksik kaldığını bilmenin kederi, neyi kaçırdığını bilememenin merakına karışıyordur ömür boyunca. (Misafir)
  • Hayat hızla değişiyordu ve çevremdeki herkes geçmişi saklamaya değil, bir an evvel unutmaya çabalıyordu. (Saklı Bahçeler Haritası)
  • Ne gidebildi, ne dönebildi... (Unutma Beni Apartmanı)
  • Yastığın üzerinde uykusuzluk lekesi, kalpte kimliği meçhul ağrı, kursakta bekleyen taş gibi kalır. BENDE DE KALDI... (Dokunmadan)
  • Kendi payına düşene razı gelmeye alışkın bir sabırla devam ediyordu yaşamaya. (Rüyalar Anlatılmaz)