Orhan Koloğlu kimdir? Orhan Koloğlu kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Gazeteci, Araştırmacı, Yazar. Orhan Koloğlu hayatı araştırılıyor. Peki Orhan Koloğlu kimdir? Orhan Koloğlu aslen nerelidir? Orhan Koloğlu ne zaman, nerede doğdu? Orhan Koloğlu hayatta mı? İşte Orhan Koloğlu hayatı... Orhan Koloğlu yaşıyor mu? Orhan Koloğlu ne zaman, nerede öldü?

Türk Gazeteci, Araştırmacı, Yazar. Orhan Koloğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Orhan Koloğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Orhan Koloğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Orhan Koloğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Orhan Eşref Koloğlu

Doğum Tarihi: 1929

Doğum Yeri: Kadınhan, Konya, Türkiye

Ölüm Tarihi: 17 Nisan 2020

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Orhan Koloğlu kimdir?

Orhan Koloğlu ikinci Dünya Savaşı sonrasında Libya'da yeni kurulan hükümette, Ankara hükümetinin izni ile başbakanlık görevinde bulunan Sadullah Koloğlu'nun oğludur. Galatasaray Lisesi'ni, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne (bugün İletişim Fakültesi'ne) bağlı Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. Doktora çalışmasını Strasbourg Üniversitesi Edebiyat ve Sosyal Bilimler Fakültesi'nde yaptı.

1947'de Sulhi Garan'ın Türk Spor adlı gazetesinde spor yazarlığı ile başladığı gazetecilik hayatını 1964'e kadar Son Saat, Yeni Sabah, Akşam, Yeni İstanbul gazetelerinde muhabir, yazı işleri müdürü ve yazar olarak sürdürdü. 1970'ler ve 1980'lerde kısa sürelerle Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. 1964-71 arasında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nın Roma, Paris, Karaçi ve Beyrut bürolarını yönetti. 12 Mart Dönemi'nde Beyrut'ta görevli olan Koloğlu İhtilal sonrası Türkiye'ye çağrıldı ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile ilgili yazdığı rapor nedeniyle (rapor FKÖ ile ilgili Türk basınında 'Türkiye'nin aleyhine çalışıyorlar' diye çıkan haberlerle Beyrut basınını karşılaştırarak olayın farklı olduğunu ortaya koymaya çalışmaktaydı) 15 gün Ankara Cezaevi'nde hapis yattı. 

1972'de Milliyet gazetesinin Almanya baskısından sorumluydu. 1974-75 ve 1975-77 arasında Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün (bugün T.C. Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü) başında bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) dış ilişkiler danışmanlığını yürüttü.[2] Hacettepe Üniversitesi'nde devrim tarihi dersleri verdi. Ardından, 1982-84 arasında Libya'nın Trablusgarp kentindeki el-Fateh Üniversitesi'nde (bugün Trablus Üniversitesi) öğretim görevlisi olarak bulundu; burada tarih araştırmaları yaptı. Popüler Tarih ile Aydınlık'ta çeşitli yazıları yayınlandı.

1995 yılında Türk Çağdaşlaşması adlı eseriyle Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü'nü kazandı. 2000 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) geleneksel Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü'ne layık görüldü. 2001 yılında Reklamcılar Derneği Orhan Koloğlu'nun yüzyıllık reklam arşiv koleksiyonunu satın alarak “Türkiye’de Reklamcılığın İlk Yüzyılı: 1840-1940” adıyla hem bir sergi açtı hem de kitaplaştırdı.

17 Nisan 2020 tarihinde 91 yaşında vefat etti.

Orhan Koloğlu Kitapları - Eserleri

  • Abdülhamid Gerçeği
  • Osmanlı'dan 21.Yüzyıla Basın Tarihi
  • Lawrence Efsanesi
  • Abdülhamit ve Masonlar
  • Arap Kaymakam
  • İttihatçılar ve Masonlar
  • Curnalcilikten Teşkilatı Mahsusa`ya
  • Avrupa Kıskacında Abdülhamit
  • 1915 Basınında Çanakkale
  • Cumhuriyet Döneminde Masonlar
  • Kim Bu? Mustafa Kemal
  • Kutsal Topraklarda Casuslar Savaşı
  • Sorularla Vahdettin
  • Fikret Mualla
  • Soros, CFR ve Arap Ayaklanması
  • İslam Aleminde Masonluk
  • Osmanlı'da Son Tartışmalar Mondros'tan Mudanya'ya
  • Osmanlıcadan Türkçeye Okuryazarlığımız
  • Üç İttihatçı
  • Dünyadan Çizgilerle Atatürk
  • Trablusgarp Savaşı ve Türk Subayları
  • Türk Korsanları
  • Bilimselden `Medyatik`e Tarih
  • Hain'nâme
  • Gazi'nin Çağında İslam Dünyası
  • Kim Bu? Ecevit
  • Türk - Arap İlişkileri Tarihi
  • Aşk - Tarih Boyunca
  • Son Sadrazam
  • Cercle D'orient'dan Büyük Kulüp'e
  • Cilbabtan Türbana
  • İstanbullu - Şehroğlanı ile Şehrkızı
  • Osmanlı Dönemi Basınının İçeriği
  • 1919-1938 Türk Çağdaşlaşması
  • Mazlum Milletler Devrimleri ve Türk Devrimi
  • Basınımızda Resim ve Fotografın Başlaması
  • Prusya'dan Enverland'a ve Günümüze Türk-Alman Tarihi
  • Loti'nin Kadınları
  • İslam’da Değişim
  • 1908 Basın Patlaması
  • Türkiye Karikatür Tarihi
  • Numaracı Cumhuriyetçiler - 2. Cumhuriyetçiler Hakkında Herşey
  • Tamga Pençe Tuğra İmza
  • Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Basın
  • Ecevit ile CHP
  • Mamma Li Turchi
  • Gazeteci Bir Aile Mehmet Asım, Hakkı Tarık, Hasan Rasim Us'lar
  • Türk'ü Dünyaya Saydıran Adam Atatürk
  • Basımevi ve Basının Gecikme Sebepleri ve Sonuçları
  • Osmanlı Meclislerinde Libya ve Libyalılar
  • Reklamcılığımızın İlk Yüzyılı (1840-1940)
  • Fizan Korkusundan Libya Mücahitliğine
  • Aydınlarımızın Bunalım Yılı "Zaferi Nihai`den Tam Teslimiyete"
  • İlk Gazete İlk Polemik

Orhan Koloğlu Alıntıları - Sözleri

  • İtalyanlar şeref ve vatanları için savaştıklarını savunuyorar, ama haksızlar. Biz de aynı şeyi söylüyoruz, ama haklıyız. (Trablusgarp Savaşı ve Türk Subayları)
  • İslam’ın yayılışında, silah gücünün yanı sıra, sömürülen ezilen toplumlara, gününün koşulları içinde daha hoşgörülü, daha adaletli ve güvenli yönetimler getirmiş olması küçümsenmeyecek bir etken olmuştur. (Gazi'nin Çağında İslam Dünyası)
  • Eğer Allah istiyorsa şehit olmaktan kaçınılmaz. Cesur, bir kez ölür, korkak, her an yüz kez. (Trablusgarp Savaşı ve Türk Subayları)
  • "1909-1912 arasında Büyük Doğu'nun Üstadı Âzamlığını Talât Bey, sonra çekildiğinde Faik Süleyman Paşa yapmıştır." (İttihatçılar ve Masonlar)
  • İnsan için büyüklük ve övgü sermayesi olacak şey nedir? Büyüklük çok çalışmaktır, yoksa para ve servetle değil... (İslam Aleminde Masonluk)
  • Teşkilat'ın elemanları son kanlarına kadar dövüşürler. Eşref Bey ise ağır yaralı ve baygın halde esir düşer. Malta'ya sürülmeden, Lawrence ziyaretine gelir. "Bizim misafirimizsiniz!" diye söze başlayınca; kimin ülkesine, kimin sahiplendiğini gören Kuşçubaşı Eşref içlenir. "Biz asırlarca adaletle idare ettiğimiz bu yerlere 'bizim' diyerek hata etmişiz, belli. Yalnız siz de şimdiden 'bizim' demekle aceleci davranmıyor musunuz?" diye sorunca, Lawrence: "Biz, bura insanını nasıl idare edeceğimizi biliriz." diye kibirlenir. Eşref Bey güler, sanki geleceği görmüş gibidir: Osmanlı'nın 400 sene yönettiği Ortadoğu'da İngiliz 40 sene kalamayacaktır!.. (Kutsal Topraklarda Casuslar Savaşı)
  • "Masonlukla Siyonizmi bütünleştirmek çok başvurulan bir yöntem. Oysa, her fırsatta açıkladığım gibi masonlar -bütün insanlığı kavradıkları iddiasını yalanlayan bir tutumla- 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar Yahudileri kesin olarak aralarına almamışlardır." (Cumhuriyet Döneminde Masonlar)
  • “DP’nin serleşen politikasında etkili olduğu bilinen içişleri bakanı Namık Gedik de masondu.” “DP ye yönelik yassıada duruşmaları sırasında Ahmet Salih Korur özellikle başbakanlığa ait örtülü ödenek konusundaki soruşturmada hakim karşısına çıktı. ......ödeneğin özellikle basını partinin yanına çekmek için kullanıldığı ortaya çıktı. Başta, özel masonluk sayısı çıkaran Peyami Safa ya 49 bin lira olmak üzere birçok yazara para dağıttığı saptandı. Soru üzerine bu dağıtımı Menderes in emriyle yaptığını söyleyince sabık başbakan itiraz etti. Olayın tanığı gazeteci, Korur un “hiç istemediğim halde beni böyle konuşturuyorsunuz diyerek....” (İslam Aleminde Masonluk)
  • 'Cemiyet içinde iyiye, ileriye ve açıklığa doğru bütün hamleler hızını matbuat hürriyetinden alırlar. Matbuat hürriyetinin mevcut olmadığı yerlerde ise vatandaşın, diğer hak ve hürriyetleri tehlikeye düşeceği gibi, topluluk hayatı gizliliğin ve kapalılığın kiri ve pası altında çürümeye mahkûmdur.' (Osmanlı'dan 21.Yüzyıla Basın Tarihi)
  • Küresel sistemin körüklediği yeni medya düzeninde belirleyici olan, tüketicinin beğenileridir. Tüketicinin hakim olduğu bir dünya düzeninde medyanin başka türlü hareket etmesi mümkün mü? .. Kimliğin kişinin tükettiği malzemeye göre belirlendiği bir dünyadayız. (Osmanlı'dan 21.Yüzyıla Basın Tarihi)
  • 18. yüzyıl filozofları Aydınlanmacılar "düşünce özgürlüğü ve vicdan özgürlüğü" kavramlarını yerleştirirken mason girişiminin belirmesi, devrimci değişim ortamındaki örgütlenme ihtiyacının bir yansıması olduğunu kanıtlıyor. (İslam Aleminde Masonluk)
  • Saltanatı süresince ülkenin her tarafından gelen açlık ve kuraklık şikayetleri, bazı doğal felaketlerde yardımlarının yetersizliği, zaten baskı rejimi altında ezilen bu kitlelerde daha büyük tepkiler yaratıyordu. E. Z. Karaı (VII/494) şu örnekleri veriyor: " 1880'de, Anadolu'da ve Kuzey Suriye'de meydana gelen kuraklık, halkın çaresizliğini bütün çıplaklığıyla göstermiştir: Musul' da halk pamuk tohumu yiyor, iş hayatı durmuş, hırsızlık ve cinayet artmış, gündüz ortasında bile adam soyuluyor. Sokaklarda, iskelete dönmüş paçavralar içinde insanlar 'açım, açım' diye feryat ederek ölüyorlar. Çocuklannı satan aileler bile var. Ölü hayvan eti yiyenler, hayvanlar ile beraber otlayan insanlara rastlanıyor. (Abdülhamid Gerçeği)
  • 1880’lerin başından itibaren İngiliz politikası Mısır’da milliyetçiliği (Mısır, Mısırlılarındır) ve İslam dünyasında Arap Hilafeti tezini desteklemeye yönelik olmuştur. (Lawrence Efsanesi)
  • Şeyh Sait ayaklanması vesilesiyle 4 Mart 1925'te çıkarılan Takrir-i Sükûn kanunu ise, hükümete doğrudan basın üzerinde tasarrufta bulunmak hakkını tanıyordu. (Osmanlı'dan 21.Yüzyıla Basın Tarihi)
  • İsyanın boyutu ne Hüseyin'in ne de İngilizlerin umduğunu verecektir. Planları, Hicaz'ı takiben Suriye ve Irak'ta da Arap milliyetçilerinin ayaklanması ve Hatay'a İngiltere'nin çıkartma yapmasıyla, Türklerin iki ateş arasında bırakılmalarıydı. Hüseyin yalnız kalmıştır. Mahcubiyet korkusuyla Kahire'de entilijans, isyanı aslında Hindistan'daki sömürgeci meslektaşlarının çıkarttığı şayiasını yayacaktır. (Kutsal Topraklarda Casuslar Savaşı)
  • İngilizlerin “resmi tarih kaynağı” sayabileceğimiz Encyclopaedia Britannica’ya göre, 1917-1918’de Hicaz-Suriye bölgesinde 35 bin Türk askerinin ölümünde ve 35 bininin de esirliği ya da yaralanmasında Lawrence, Arapları yöneterek başrolü oynamıştır. (Lawrence Efsanesi)
  • Osmanlı Devleti'nin 16. yüzyılda bütün Orta Avrupa ve Balkanlar ile Ortadoğu, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika'ya hâkim olduğu aşamada İslam'a bağlılığını asla dışlamadığı malumdur. Ancak zorlayıcı bir ihtida politikasına da asla başvurulmamıştır. Kemal Karpat'ın hesabıyla altmıştan fazla dil ve din farkı gösteren cemaati yönetimi altına alan Devlet'in örfi yasalara (yerel geleneklere) İslami kurallar kadar değer verdiği bilinir. (Curnalcilikten Teşkilatı Mahsusa`ya)
  • Suriye ve Irak bölgesinde cirit atan ajanlar, kimi ne zaman ve hangi koşullarla kullanabileceklerini biliyorlardı. (Lawrence Efsanesi)
  • ‘ Abdülhamit ve Masonlar ‘ kitabımızda belirttiğimiz gibi, Abdülhamit saltanatının ikinci yarısına girildiğinde Sultanla mason locaları arasında bir barış dengesi kurulmuştu. Genelde masonlar politikaya karışmıyor, bunun karşılığında sultandan hoşgörü hatta destek alıyorlardı. (İttihatçılar ve Masonlar)
  • Medya, Lawrence'ı ne kadar "şişirse" de hakikat bellidir; Arap İsyanı tutmamıştır. Ortadoğu'da netice İngilizlerin Mısır harekâtı ile alınacaktır. (Kutsal Topraklarda Casuslar Savaşı)