Özcan Köknel kimdir? Özcan Köknel kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Psikiyatrist, Yazar, Öğretim Üyesi. Özcan Köknel hayatı araştırılıyor. Peki Özcan Köknel kimdir? Özcan Köknel aslen nerelidir? Özcan Köknel ne zaman, nerede doğdu? Özcan Köknel hayatta mı? İşte Özcan Köknel hayatı...

Türk Psikiyatrist, Yazar, Öğretim Üyesi. Özcan Köknel edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Özcan Köknel hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Özcan Köknel hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Özcan Köknel hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1928

Doğum Yeri: İstanbul

Özcan Köknel kimdir?

Özcan Köknel (d. 1928, İstanbul) Türk psikiyatrist, yazar, öğretim üyesi.İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1952'de mezun olduktan sonra aynı fakültede psikiyatri uzmanlığı eğitimini tamamladı (1958) ve öğretim üyesi oldu. Bir süre Roma'da çalıştı. 1995'te emekliye ayrıldı. Uzun süre İstanbul Tıp Fakültesi psikiyatri anabilim dalı başkanlığı yaptı. Halka yönelik yazdığı popüler psikiyatrik kitaplarla tanındı.

Özcan Köknel Kitapları - Eserleri

  • Kişilik
  • Bilgenin Aynası
  • İnsanı Anlamak
  • Dolu Dolu Yaşamak
  • Korkular
  • Yaşlanmayan Yaşlılar
  • Kaygıdan Korkuya
  • Zorlanan İnsan
  • Depresyon
  • Akıl ile Düşünce Gücü
  • Duygusal Akıl
  • Şiddet Dili
  • Çatışan Değerlerimiz
  • Stres
  • 99 Sayfada Panik Atak
  • Yaşamın Zaferi
  • Bireysel ve Toplumsal Şiddet
  • Ailede ve Toplumda Ruh Sağlığı
  • Nedenin Nedeni
  • Bağımlılık
  • Kişilikten Kaçış: Alkolden Eroine

Özcan Köknel Alıntıları - Sözleri

  • Spor yapan insan çalışmanın değerini bilir. Başarıya çalışarak ulaşacağını , başarıya ulaştıkça saygınlık kazanacağını kabul eder . (Dolu Dolu Yaşamak)
  • Kardeşim, aynayı almadan ayna tutmaya kalkışmak en hafif tabiriyle saygısızlıktır. (Bilgenin Aynası)
  • Sanat yapımı, başlangıç ile şimdi, şimdi ile sonsuz arasında köprüdür (Akıl ile Düşünce Gücü)
  • başarının sırrı, zihinsel olarak denemek, prova etmek, ezberlemek, tekrarlamaktır (Bilgenin Aynası)
  • Kendisini anlatmak isteyen insan, başkalarının kendisini, kendi istediği gibi anlamalarını amaçlar. Bu nedenle tüm iletilerini “başkaları beni benim istediğim gibi anlasın” amacına yönelik olarak düzenler. Bunu başarabildiğinde mutlu olur, haz duyar. Başaramadığı zaman da sıkılır, üzülür, elem duyar. (İnsanı Anlamak)
  • Özgür davranış aklın, mantığın ilkelerine, kurallarına, kudretine ve kuvvetine göre gerçekleşir. (Yani kafaya her eseni yapmak özgürlük değildir ;) (Dolu Dolu Yaşamak)
  • Doğayı yok eden insanlık kendisini de yok eder. (Zorlanan İnsan)
  • İnsanı bazen günlük yaşamdaki neşe ve sevinç, bazen gelecekteki umut mutlu eder. Çoğu kez de gelecekteki umut, günlük yaşamdaki neşe ve sevinçten daha güçlü ve sürekli bir mutluluk verir insana. (Stres)
  • Günlük hayatımızda huzursuzluk halinden panik duygusuna kadar kişiye özel deişen korku dereceleri yaşarız. Korkular her yaşta başlayabilir. Özellikle fobik korkular çocukluk çağında başlıyor. Travmatik bir olayın ardından korkular tetiklenebilir. Çocukluk döneminde yaşanan korkular doğru yaklaşılmadığı sürece yetişkinliğe taşınır. Ailelerin istedikleri bir şeyi çocuklarına yaptırmak için korkutmaları, yetişkinlik döneminde farklı korkuların oluşmasına yol açar. Prof Dr Özcan Köknel Bilgenin’ nin Aynası (Bilgenin Aynası)
  • Engeller karşısında başarısız, sorunlar karşısında çaresiz kalırsanız ezilmeyin, bıkmayın, yılmayın. Yeni çözümler yeni yollar arayın. Başarısızlıklarınızdan, hatalarınızdan ders alın. Bunları tarafsız bir gözle değerlendirin. Nedenlerini başkalarında aramadan önce kendinizde arayın. Bulduğunuz nedenler varsa bir daha onları yapmamaya çalışın. (Stres)
  • Kötü, zararlı saldırganlik ve şiddet eylemleri, insanın zihinsel işlevlerinin ürünu olup, kızgınlık, öfke, kin, nefret, düşmanlik duygularıyla beslenen bir tutkudur. Bu tutku, kuşaklar boyu sürüp gelen eksik, hatalı, çirkin, kötü örneklerin insanlığın ortak bilincinde yer almasından kaynaklanmıştır. Beslenme, korunma gibi temel fizyolojik gereksinimler yaninda güven, ilgi, sevgi, saygınlık, özerklik, özgürlük, yaratıcılık, üreticilik gibi ruhsal, toplumsal gereksinimlere doyum bulamayan insanlar, bu tutkuyu daha kolayca benimserler. (Bireysel ve Toplumsal Şiddet)
  • Sevginin yeri ve ölçüsü yoktur. (Kişilik)
  • Geçimsizlik nedeniyle boşanan veya boşanmaya karar veren eşlerin çoğunluğu geçimsizliği tanımlayamadıkları gibi, doğru dürüst, somut bir geçimsizlik örneği de gösteremezler. 1 yıldan 30 yıla kadar süren evlilikleri yıkan geçimsizlik ortak bir sözcükle anlatılır: "Anlaşamıyoruz". Anlaşma bir iletişim sorunudur. Evlilik, kaynakla alıcının sürekli olarak yer değiştirdiği bir iletişim grubudur. Sağlıklı iletişim için gerekli olan bütün temel ilkeler, kurallar öneriler evlilik için gereklidir. İnsanların mutluluğu, çocukların, gençlerin sağlıklı yetişmesi aile iletişiminin sağlıklı olmasına bağlıdır. (Stres)
  • Zaman sonsuzluğun maskesidir. Sartre (Zorlanan İnsan)
  • Açgözlülük toplumdaki sınıflar arasında sürekli bir savaşa yol açar. (Akıl ile Düşünce Gücü)
  • “ Yaşlılık da fırsatlar çağıdır. Gençlik gibi Yalnızca aldatır bizi, karanlığa döner günbatımı. Saatlerin loşluğu Gündüz görünmeyen yıldızlarla Dolar gökyüzü. “ - Henry Wadsworth Longfellow (Yaşlanmayan Yaşlılar)
  • Partisinin etkinliğini artırmak, birliğini, beraberliğini, bütünlüğünü korumak, seçim engelini başarıyla aşmak için başka görüşte ve partide olan insanları dinsizlikle suçlayan, ülkeyi islama inananlar ve inanmayanlar olarak ikiye ayıran, kendi partisinden olmayanları din ve ülke düşmanı olarak suçlayan, çocukları ve gençleri militan olarak yetiştiren liderler, toplumsal öğrenmeyle saldırgan davranışların, şiddet eylemlerinin artmasına yol açarlar. (Bireysel ve Toplumsal Şiddet)
  • İnsanları ve çevreyi içten ve yeterince sevmeyenler, kendilerinin yeterince sevilmediğine inanırlar. (Dolu Dolu Yaşamak)
  • Demokratik yönetimlerde çözüm anahtarı meclis olması gerekirken bizim gibi ülkelerde tek adamcılığa heves vardır. (Bilgenin Aynası)
  • 1930'da Plüton Gezegeni tanımlanmış 2006 yılında gezegenlikten çıkartılmış kendi görümcesi olmadığı için Ama daha sonra da Neden tekrar gezegenliğe alınmış (Çatışan Değerlerimiz)