Özdemir Nutku kimdir? Özdemir Nutku kitapları ve sözleri
Tiyatrobilimci, Oyuncu, Yazar, Eleştirmen, Yönetmen Özdemir Nutku hayatı araştırılıyor. Peki Özdemir Nutku kimdir? Özdemir Nutku aslen nerelidir? Özdemir Nutku ne zaman, nerede doğdu? Özdemir Nutku hayatta mı? İşte Özdemir Nutku hayatı... Özdemir Nutku yaşıyor mu? Özdemir Nutku ne zaman, nerede öldü?
Tiyatrobilimci, Oyuncu, Yazar, Eleştirmen, Yönetmen Özdemir Nutku edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Özdemir Nutku hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Özdemir Nutku hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Özdemir Nutku hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...Doğum Tarihi: 12 Ocak 1931
Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye
Ölüm Tarihi: 8 Kasım 2019
Ölüm Yeri: İzmir, Türkiye
Özdemir Nutku kimdir?
Özdemir Nutku (d. 12 Ocak 1931, ö. 08.Kasım.2019), Tiyatrobilimci, oyuncu, yazar, eleştirmen ve yönetmen.
İlkokuldan sonra 1942'de Robert Kolej'e girdi. Orta eğitimden sonra 1950'de B.A. derecesiyle mezun oldu. Tiyatroya olan ilgisi Robert Kolej yıllarında başladı. Okulun Temsil kolunda amatör olarak çeşitli roller oynadı. 1946'de Kadıköy Süreyya Sinemasında sahnelenen Franz Lehar'ın Tarla Kuşu operetinde ilk kez profesyonel oldu.
1952 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Kürsüsüne yazıldı. 1956 yılında mezun oldu. Aynı yıl Almanya'ya gitti. Göttingen'de Georg-August Üniversitesi Tiyatro Bölümüne alındı. Burada Göttingen Devlet Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Heinz Hilpert'in üç yıl boyunca asistanlığını yaptı.
Almanya'daki çeşitli özel tiyatrolarda oyunlar sahneye koydu. 1959'da yurda dönerek Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Enstitüsü'ne asistan olarak alındı. 1961'de Doktor, 1967'de Doçent, 1974'te de Profesör oldu. 1976'da Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde Tiyatro Bölümünü kurdu. Daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlanan ve Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü adını alan bölümün başkanı olarak uzun yıllar çalıştı. Aynı zamanda Sahneleme dersi hocası olarak altmıştan fazla oyun sahneye koydu. İki bine yakın makalesi, çeşitli uluslararası tiyatro şenliklerinde yönetmenlik, tiyatro yazarlığı ve tiyatroya genel katkıları nedeniyle çok sayıda ödüller kazanmıştır.
Yoğun bakımda olduğu İzmir'de 8 Kasım 2019'da kalp yetmezliği nedeniyle vefat etmiştir.
Özdemir Nutku Kitapları - Eserleri
- Dram Sanatı
- Sahne Bilgisi
- Bertolt Brecht ve Epik Tiyatro
- Dünya Tiyatrosu Tarihi 1
- Shakespeare Sözlüğü
- Dünya Tiyatrosu Tarihi 2
- Meddahlık ve Meddah Hikayeleri
- Oyuncunun Çalışması
- Zeynep'in Tiyatro Kitabı
- Troya'nın Tahta Atı
- Tiyatro Yönetiminin Çalışması
- Darülbedayi'den Şehir Tiyatrosuna
- Gecenin Maskesi
- Oyun Yazarı
- Oyun Çocuk Tiyatro
- Söylev
- Tarihimizden Kültür Manzaraları
- IV. Mehmet'in Edirne Şenliği
- Gösterim Terimleri Sözlüğü
- Atatürk ve Cumhuriyet Tiyatrosu
- Zaman İçinde Zaman
- Modern Tiyatro Akımları
- Bana William Deyin
- Oyunculuk Tarihi I-II
Özdemir Nutku Alıntıları - Sözleri
- Başlarda tamamen dinsel bir nitelik gösteren meddahlık Araplardan Türklere geçtiğinde, Türklerin halk hikayecilerinin özellikleri ile kaynaşmış ve daha çok din dışı, güncel, insan yaşamı ile ilgili hikayeleri, fırkaları ve kahramanlık destanlarını içermiştir. Araplarda peygamberin ve yakınlarının övgüsü ve İslam kültürü içinde çok önemli bir yeri olan meddah, giderek halifelerin, padişahların övgücüsü, daha sonra da yalnızca hikayeler anlatan bir sanatçı durumunu almıştır. (Meddahlık ve Meddah Hikayeleri)
- Hükümdar saraylarındaki siyerciler önce Peygamberin gazalarından kesitler okuyan kişilerdi, ama sonradan din dışı konulara ağırlık verdiklerinden bunlara kıssahan denilmeye de başlandı. Giderek bu yöneliş, toplumsal değişimlerin etkisiyle güncel olaylara değinen, günlük yaşayıştan kesitler veren ve günlük gerekçi sahneleri işleyen bir eğilim içine girdi ve sonunda dinleyenlerde daha çok ilgi uyandırmak için taklitleri kapsayan, oyunculuğa yakın bir görünüm aldı. (Meddahlık ve Meddah Hikayeleri)
- Vatan millet hep palavra Savaşlar da bahane Bu düzende tek kural var Artmalı hep sermaye… Kapıların arkasında Bölüşürler pazarı Çıkarları çatışınca Başlatırlar savaşı… İtişirler didişirler Sürdürürler kavgayı En sonunda birleşirler Yerler yoksul hakkını… (Bertolt Brecht ve Epik Tiyatro)
- Türkiye'de kahvehanelerin ilk açılışı XVI.yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Peçevi bunların açılış tarihi için 1554/5 (H.962) yılını, Gelibolulu Ali ise 1552/3 (H.960) yılını verir. Peçevi'ye göre, bu tarihlere gelinceye dek İstanbul'da ve bütün ''Rum Diyarı'nda'' kahve ve kahvehane yoktu. Halep'ten Hakem adında bir adam ve Şam'dan Şems adında biri gelerek Tahtakale'de bir büyük kahvehane açmışlardır. Bu kahvehanelere önce okumayı seven, keyif ehli kişiler gelmiş, buralarda kitap ve gazete okunmuş, tavla, satranç, dama gibi oyunlar oynanmış ve sık sık da meddahların hikaye anlattıkları bir yer olmuştur. Ancak sonradan bu kahvehanelere işi gücü olmayanlar da dolunca, kahvehaneler semtlere ve oraya gelen kimselerin toplumsal ve ekonomik durumuna göre, özelliklerini kazanmışlardır. Ali, bu kahvehanelerin açılmasıyla, oraların bir yandan saygın kişiler, öbür yandan da serseriler ile dolduğunu bellirtir. (Meddahlık ve Meddah Hikayeleri)
- ‘‘Ne garip bir dünya..Kimi günahları ile yükseliyor, kimi iyilikleri ile kaybediyor.’’ (Shakespeare Sözlüğü)
- Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin. Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne? Doğrusun, söylersin düşündüğünü, Ama düşündüğün ne? Yüreklisin, Kime karşı? Akıllısın, Yararı kime? Gözetmezsin kendi çıkarını, Peki gözettiğin kimin ki? Dostluğuna diyecek yok ya, Dostların kimler? (Bertolt Brecht ve Epik Tiyatro)
- Ben bu dünyayı artık anlamıyorum. (Dram Sanatı)
- Tiyatro, Avrupa’daki reformlar sırasında, her iki dinsel ve siyasal alanda, savaşım veren bir etken, Barok çağ devlerinin siyasal güç temsilcisi, Cezvitlerde insan ruhunu istemek için bir din aracı, Barok ve Aydınlanma çağlarının eğitim aracı, Fransız burjuva devriminde bu devrimin sonucu, on sekizinci yüzyıldan yirminci yüzyıla değin, diktatörlüğe karşı olan tüm savaşlarda, toplumsal ve siyasal tartışmalarda, toplumu biçimlendiren bir güç olarak karşımıza çıkar. (Sahne Bilgisi)
- Tiyatro yaratısı yazınsal kurallardan apayrı, kendine özgü kuralları ve nitelikleri içeren yapıtlarla oluşur. Tiyatronun kaynağında puta tapanların törenleri ve oyun vardır; başka deyişle daha yazı ve metin ortada yokken tiyatro bir oyun düzenlemesi içinde ortaya çıkmıştır. Bunun için, tiyatronun niteliklerinden biri metinsiz de var olabilmesidir. (Sahne Bilgisi)
- Birbiriyle iletişim kuramayan insanların sağır sövüşmesi içinde, şiddet, en geçerli özellik haline geldi. Düşünceden ve sevgiden nasibini alamamış tahammülsüzler, nadir yetişen insanlarımızı öldürüyorlar. (Troya'nın Tahta Atı)
- “Akla ilk gelen düşünce her zaman en iyi olan değildir.” (Dram Sanatı)
- Önce hayaller ölür sonra insan. (Shakespeare Sözlüğü)
- Hikaye anlatma çok eski dönemlerden bu yana gelmiştir. Yazı bulunmadan önce kavimlerin ve ırkların doğuşu, gelişmesi, bunlara ait efsaneler, hikayeler ve masallar özellikle yetiştirilmiş ya da yetişmiş kişiler tarafından anlatılırdı. Dünyanın hemen her yerinde hikayeciler kendi kavimlerinin ya da toplumlarının geçmişini o güne bağlayan sanatçılardı. Bunun için de, halk arasında önem verilen kişilerdi. (Meddahlık ve Meddah Hikayeleri)
- Bir kez daha yineliyeyim: meddahın asıl ustalığı makyajsız, giysisiz, orada oturduğu yerde, kendi yüzüyle, tipleri, nesneleri, olayları inandırıcı bir biçimde canlandırmasıyla var olur. Ancak meddah olsun, mukallit olsun, bunlar hikaye anlatırken de taklit yaparken de makyaj yapmazlar ve giyinmezler. (Meddahlık ve Meddah Hikayeleri)
- Kafa yapısı olarak gelişmiş toplumlarda ham zeka üçkağıttan başka bir şeye işlemez. O toplumlarda, eğitim bir angarya, bir zaman kaybı olarak kabul edilir. Vurgun dünyası için eğitim bir engeldir. Esas olan, başkalarının sırtından geçinerek para kazanmaktır. O toplumlarda diplomalılar işsiz kalırken, eğitimsizler çevirdiği dolaplarla övünür ve köşeyi dönmek için bütün güzel, doğru, insana yakışan erdemleri, ahlakı bir yana bırakıp aç gözlü bir canavar gibi "yalnızca ben ben ben" diyerek hiçbir ölçü tanımadan toplumun bir enayi, kendisinin de bir dahi olduğuna inanır. (Troya'nın Tahta Atı)
- ache: uzun süren ağrı, acı Acheron: Cehennemin simgeleri (And at the pit of Acheron, Macbeth 3.4:15) (Shakespeare Sözlüğü)
- XIX. yüzyılın ilk yarısında (1827), Türklerin işlettiği kahvelerin İstanbul'da ve İzmir'de çok az olduğunu belirten bir yabancı, buna karşılık berber dükkanlarının çok sayıda olduğunu söyler; çünkü bunların birçoğu gizli bir kahvehaneyi saklamak için açılan berber dükkanlarıymış. Bu dükkanlara, kahve nargile, çay içmek için gelenler, saç sakal tıraşı için gelenlerden daha çokmuş. Ayrıca birçok kahvehanenin sahibi yeniçerilerdi ve II.Mahmut Yeniçerileri ortadan kaldırdığında çok sayıda kahvehaneyi kapatmıştı. Kahvehanesi olan her yeniçeri, oraya kendi ortası'nın armasını asardı. II.Mahmut bu izleri de ortadan kaldırmak için birçok kahveyi de yıktırdı. (Meddahlık ve Meddah Hikayeleri)
- Okuldan henüz mezun olmuş birinin kendini olmuş bitmiş sayması onun ölüm bildirgesidir. (Oyuncunun Çalışması)
- Bir oyuncu, kullanmak istediği anıya bir estetik uzaklık sağlamalıdır. Bunu zaman açısından değil, algılama açısından söylüyorum. (Oyuncunun Çalışması)
- Tiyatro, asla ölmediği için değil, sürekli yeniden doğduğu için ölümsüzdür. (Dram Sanatı)