Sema Kaygusuz kimdir? Sema Kaygusuz kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Yazar Sema Kaygusuz hayatı araştırılıyor. Peki Sema Kaygusuz kimdir? Sema Kaygusuz aslen nerelidir? Sema Kaygusuz ne zaman, nerede doğdu? Sema Kaygusuz hayatta mı? İşte Sema Kaygusuz hayatı...

Türk Yazar Sema Kaygusuz edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Sema Kaygusuz hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Sema Kaygusuz hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Sema Kaygusuz hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1972

Doğum Yeri: Samsun

Sema Kaygusuz kimdir?

Sema Kaygusuz (d. 1972, Samsun) Türk yazar.

Öykü ve roman türünde eserler vermiştir.

1972 yılında Samsun'da dünyaya geldi. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunu (1994) olan Kaygusuz, öğrencilik yıllarında, radyo oyunu, koreografi ve tiyatroalanlarla ilgilendi. İlk öyküleri Kitap-lık, Adam Öykü, Varlık, Düşler Öyküler dergilerinde yayımlandı. Hazırladığı ilk dosya, Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü'ne (1995), ikinci dosya ise 1996 Gençlik Kitabevi İkincilik Ödülüne değer bulundu. Ancak, ödül alan bu iki dosya, kitap olarak yayımlanmadı.

Ortadan Yarısından (1997), Sandık Lekesi (2000) ve Doyma Noktası (2002) adlı öykü kitapları yayımlandı. Sandık Lekesi adlı kitabıyla 2000 yılında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

İlk romanı Yere Düşen Dualar edebiyat çevrelerinden çok iyi eleştiriler almış, Fransa, İsveç ve Almanya'da da yayımlanmıştır.

Atlas dergisinde coğrafya yazıları yazmayı ve "yaratıcı okuma" üzerine atölye çalışmaları yapmayı sürdürmektedir.

Sema Kaygusuz Kitapları - Eserleri

  • Barbarın Kahkahası
  • Sandık Lekesi
  • Yüzünde Bir Yer
  • Doyma Noktası
  • Yere Düşen Dualar
  • Karaduygun
  • Esir Sözler Kuyusu
  • Aramızdaki Ağaç
  • Sultan ve Şair
  • Ortadan Yarısından
  • Efsıri

Sema Kaygusuz Alıntıları - Sözleri

  • Yalnız kalmanın en iyi yöntemi, meğer yolu uzatmakmış. (Esir Sözler Kuyusu)
  • Özellikle susmuyorum, anlatacak bir şey yok. (Barbarın Kahkahası)
  • Hayat şeylere yüklediğin anlamlarla sınırlıdır ne de olsa. (Yüzünde Bir Yer)
  • Hala merak duyduğu bir rüya, çünkü şakaklarında. (Karaduygun)
  • Yalnız kalmanın en iyi yöntemi, meğer yolu uzatmakmış. (Esir Sözler Kuyusu)
  • İnsanı ne öldürür? .... Durduk yerde, kazasız ? Bir düşman. Üzüntünü iyi tanıyan biri. “ (Esir Sözler Kuyusu)
  • Ağlamak çok yorucu. Gözlerim kanlanır, burnum tıkanır, damağımdan boğazıma doğru bir ağrı seğirmeye başlar, başım ağırlaşır, dudaklarım şişer, ıslak kirpiklerim gözlerime batar, kendimi kastığım için dişlerim sızlar; gözyaşlarım bir kibritin kısa ömürlü ateşi kadar sıcaktır, yanaklarımdan süzülünceye yakar beni. Yine de kendimi ağlamaktan alıkoyamıyorum. (Esir Sözler Kuyusu)
  • En can yakıcı sözler alelade yerlerde ayaküstü söylenir... (Sultan ve Şair)
  • Yalnız kalmanın en iyi yöntemi, meğer yolu uzatmakmış. (Esir Sözler Kuyusu)
  • Sen gelince çok yalnız kaldım. (Doyma Noktası)
  • Öç, sevmenin bir ölçüsü hatta; birini sevmemek demek, eskiden seviyor olmak demek. (Ortadan Yarısından)
  • “Yine de dikkatli olmak lazım, en can yakıcı sözler alelade yerlerde ayaküstü söylenir.” (Sultan ve Şair)
  • Halbuki gerçekten dinleyen kişiler kelimenin esasını anlatıcının gözlerinde bulurlar. (Barbarın Kahkahası)
  • Dünyayla aramda aşılmaz bir duvar gibisin. (Yüzünde Bir Yer)
  • Hiçbirimiz ayık değiliz burada. Aynı insanlar, aynı kuşlar, aynı tekneler... Birbirimizin başını döndürüyoruz. (Sultan ve Şair)
  • İki dirhem terbiyen olsaydı şiirini altınla ölçmezdin. (Sultan ve Şair)
  • İnsanları birbirine bağlayan çoğu duygular kimyası bozuk olanlardır. (Yere Düşen Dualar)
  • Özellikle susmuyorum, anlatacak bir şey yok. (Barbarın Kahkahası)
  • Bilmek ne fena bir şey. Olup bitenleri değiştirememenin azabı daha yıkıcı oluyor. Bildikçe elleri de değişiyor insanın, yüzü de. (Karaduygun)
  • Gaibe karışan hayalettir çocukluğumuz. (Barbarın Kahkahası)