Süleyman Nazif kimdir? Süleyman Nazif kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Şair, Yazar ve Devlet Adamı Süleyman Nazif hayatı araştırılıyor. Peki Süleyman Nazif kimdir? Süleyman Nazif aslen nerelidir? Süleyman Nazif ne zaman, nerede doğdu? Süleyman Nazif hayatta mı? İşte Süleyman Nazif hayatı... Süleyman Nazif yaşıyor mu? Süleyman Nazif ne zaman, nerede öldü?

Türk Şair, Yazar ve Devlet Adamı Süleyman Nazif edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Süleyman Nazif hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Süleyman Nazif hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Süleyman Nazif hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 29 Ocak 1870

Doğum Yeri: Diyarbakır, Türkiye

Ölüm Tarihi: 4 Ocak 1927

Ölüm Yeri: İstanbul -

Süleyman Nazif kimdir?

Süleyman Nazif (29 Ocak 1870, Diyarbakır – 4 Ocak 1927, İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu ve erken Cumhuriyet döneminin Türk aydın, şair, yazarı ve devlet adamıdır.

Gördügü özel ögrenimle Farsça, Arapça ve Fransızca öğrendi. Diyarbakır Vilayet Matbaası Müdürlügü ve Diyarbakır Gazetesinin baş yazarlığını yaptı. II. Abdulhamit yönetiminden kaçti. Paris´e gitti ve orada Mesveret gazetesini çikardı. Yurda dönüsünde 12 yıl Bursa´da zorunlu oturma cezasına çaptırıldı.

Mesrutiyet´ten sonra Basra, Kastamonu, Musul, Trabzon ve Bagdat valiliklerinde bulundu. 1915´te İstanbul´a yerleşerek Halk,Ileri,Hadisat gazetelerinde yazdı ;Halk´ın bas yazarlıgını yapti. Istanbul´un isgalini protesto amacıyla yazdıgı "Kara Bir Gün" yazısı ve aynı yönde verdigi konferanslar nedeniyle Malta´ya sürüldü.1922 de yeniden İstanbul´a yerlesti. Yasaminin sonuna değin burada kaldı. Resimli Gazetede çalıstı. Süleyman Nazif´in hayati 1894-1895´de Diyarbekir Vilayeti Salnamesi´ni hazırlaması ile baslar.1898 de Servet´i Fünun´da siirleri yayinlandi. Mesrutiyet Döneminde yazdıgı tarih,elestiri, anı türündeki yazılarıyla basarı kazandı..

Süleyman Nazif Kitapları - Eserleri

  • Batarya İle Ateş
  • Hazret-i Îsâ’ya Açık Mektup
  • Malta Geceleri
  • Fuzuli
  • Vatana Dair (Osmanlıca-Türkçe)
  • Mehmed Akif
  • Namık Kemal
  • Çal Çoban Çal
  • Fuzuli Hayatı ve Eserleri
  • Mehmet Âkif
  • Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi
  • Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya
  • Nâsırüddin Şah ve Bâbîler

Süleyman Nazif Alıntıları - Sözleri

  • Değildim ben sana mâil, sen ettin aklımı zâil Bana ta'n eyleyen gâfil, seni görgeç utanmaz mı? (Fuzuli Hayatı ve Eserleri)
  • “Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb Kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır (Fuzuli)
  • Üç kıt'ada yüz beldeye... Bin beldeye sâhib Bir memleketim vardı... Sen ey rabb-i mesâib. Sen vermiş iken aldın elimden yine bir bir ... Ya rabb, nerede kaldı o evvelki mefâhir ?.. (Malta Geceleri)
  • Yükselişlerin de, inişlerin de mübarek olsun Âkif. (Mehmet Âkif)
  • Bu hürriyet devrinde ve yazık ki bir kısım halkın dinsizliği moda şekline sokarak, onunla iftihar etmek hayâsızlığını zarâfet ve zekâ nişanesi addetmeye yeltenildiği bir zamanda, hiçbir nüfûz ve harici sebebin tesîrine kendini teslim etmeksizin, sırf kalp ve vicdanımın ka'r-ı îmânından gelen bir samimiyetle ilân ederim ki ben dinin esas hükümlerine itikat eden bir müslümanım. (Hazret-i Îsâ’ya Açık Mektup)
  • Ey vatan için can verenler!.. Ey vatan yolunda kolunu, ayağını yitirenler!.. Ey vatan sınırlarında ve topraklarında etten ve kemikten siperler yapanlar!.. Ve ey bunların yaslı ve kaygılı yakınları!.. Siz bu bencil topluluğun daima üstünde kalınız. (Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya)
  • Geçti aylar, seneler gülmüyorum.. Ah fakat!.. ( Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz ) (Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya)
  • "Kalmasın âlemde Allâh'ım hiçbir hakikat nihân." (Muallim Naci) (Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi)
  • Bugün Pierre Loti Yirminci Miladi asrın bilinen kişiliğidir. Çok fazla üzülürüz ki bu gibi mantıklı insanların adedi yirminci mila-di asrın vicdanını gelecekte keder ve utançtan kurtaracak mik-tarda bulunmuyor. Claude Farrére2, Durant3, Heriot4 ile birçok Fransız subay ve düşünürü o doğruluktan ayrılmayanlardır. 2 Claude Farrére: 27 Nisan 1876 - 21 Haziran 1957 Fransız yazar. Osmanlı devletine karşı M. Kemal'i destekledi. 3 Durant. Fransız yazar. 4 Heriot: Fransız yazar (Malta Geceleri)
  • Evet, dâr-ı fenâda Âdemoğluna nasîb-i huzur kalmadı. ( Evet dünyada Ademoğlu'na huzur nasibi kalmadı.) (Vatana Dair (Osmanlıca-Türkçe))
  • *"leyte le'alle" devri. *hayal ve ümit, "bakalım, bugün, yarın" gibi sözlerle vakit geçirme, işi sürüncemede bırakma, savsaklama. (Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi)
  • Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i... Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi... Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim seni tarihe desem, sığmazsın. (Mehmet Âkif)
  • Aklı ve vicdânı bozulmamış dinsizler bile, dindarlara hürmetsizlik etmezler. Toprağın üstünde hasedlerini, kinlerini, tama'larını, hâsılı delik deşik olmuş vicdanlarının bin türlü hevâcis-i mütefessihasını çırpındıranlar, bâri o toprağın altında bî-günâh bir penâh-ı refâha îmân etmekle mütesellî olanların ümîdine hakàret etmeseler... (Mehmet Âkif)
  • Karban-ı dil-u can oldu revan sen gideli Ne garib olmuşum ey munis-i can sen gideli FUZULİ Sen gideli gönül ve can kervanı da gitti EY dostum enisim, ben ne garipleşmişim kimsesizleşmişim sen gideli. (Fuzuli)
  • Ey Çanakkale'nin lâ-yemût ve ebed-zinde şühedâsı!.. Mehtaplı gecelerde Arş-ı Rahmet'ten yattığınız topraklara süzülen nûrlar, size böyle bir neşîde-i tebcil ihdâ edemez. Şehâdetinize mev'ûd olan mükâfâtı Allah'ın yed-i ta'ahhüdünden bizzat tesellüm edeceğiniz zamanın hulûlüne kadar, ruhlarınız, bu behişt-i belâgât içinde hırâmân olsun: *Şu Boğaz Harbi nedir?.. Var mı ki dünyada eşi?.. En kesif orduların yükleniyor dördü, beşi, .. Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. Yâ Rabbi!.. Şâir bu mısrâ'ları senin arş-ı ilhâmından birer birer yeryüzüne indirirken, rûhu, kimbilir, heyecandan ne kadar sarsılmış; dimâğı, kalbi, a'sâbı ne kadar yıpranmış... Ve ne kadar harâb olmuş!.. Onun yazdıklarını biz yalnız okurken, bu kadar titredik. Ve sarardık. Senin düşmanlarına ve o düşmanların bi- rahmâne yağdırdıkları ateş ve ölüm tûfanlarına çıplak göğüslerini açıp da, sana bu yoldan kavuşmuş olan şehidlerin gibi, tehassüs ve heyecânın tâkat-güdâz ve hayat-güdâz dara-bất-ı mütevâliyyesine kendi rûhunu, tam on sene, vecd ü aşk ile arz ve kurbân eden şâirin de büyüktür. Şâir-i İlâhî!.. Evet, Allah'ın yalnız şehidleri değil, şâirleri de var. Mehmed Âkif gibi mızrâb-ı beyânı âlâm-ı İslâm olan ve bu âlâmı kendi kalbine yerleştirerek, kalb-i İslâm'ı göğsünün içine sığdıran bir şâiri görünce, şehidler "Biz bu kadar eziyet çekmedik; ve iztırâbın bu derecesine biz tahammül edemeyiz!.." derler. Ey Allah'ın büyük şâiri ve benim büyük dostum!... On sene evvel Necid çöllerinden Medîne'ye giderken, üzerinden geçtiğin şâhika-i san'atten daha yüksek ve ufukları daha vâsi' şevâhika çıktın. Tebrîk ederim. Burada çıktın demek ne büyük hatâdır! İlhâmlarını Arş-ı A'lâ'dan alan dehâ-yı şâiriyyetin, etekleri güneşler olan şâhikalara vakit vakit indi. Nâmütenâhîlikte hübût ile urûc elfâz-ı müterâdifedendirler. Ve aynı cihet ve hareketi ifâde ederler. Mi'râcların da, hübûtların da mübârek olsun Âkif. (Mehmet Âkif)
  • Millet dedi,millet dedi,millet dedi, gitti. (Namık Kemal)
  • De ki; —"Vatan derdiyle kararsızım; Umutlandıkça çaresizliğim artar.” Mezarım bu yerlerde kazılmışsa, Sevgiliye benden hüzünlü bir âh götür!, 15 Eylül 1921 (Malta Geceleri, Fırak-ı Irak ve Galiçya)
  • "Zaaf göstermek" mevcut kuvvetten istifade etmemek demektir. (Bir Abdülhamid Müdâfaanâmesi)
  • Namık Kemal vatan için öldü, Abdülhak Hamit edebiyat için yaşadı. (Namık Kemal)
  • Her yerde, her manzarada cem'iyet-i beşeri ve bilhassa o cem'iyetin şu'be-i İslâmiyyesini görür. O, hem tahkiyede hârikulâde kudret ve tasvîr ü ihsâsta tekellüfsüz ve cûşâcûş belâgatler gösteren bir şâir, hem eşyâyı ve vekayi'i ruhlarına ve serâirine nüfûz eden nazarlarla gören bî-menend bir râsıddır. Mehmed Âkif gibi şiirlerini bizzat yaşamış olan şâirlerin mâhiyet ve kıymetleri, eserleri serâpâ okunduktan sonra anlaşılır. Yazılarının yalnız bir veya birkaçını görerek hüküm vermek, bir vücûdun tek bir uzvunu tedkik ile hey'et-i mecmûası vemeselâ bir kemiğe bakarak, beşerenin güzelliğini teşhis etmeye çalışmak gibi bî-sûd ve nâ-kâfidir. (Mehmet Âkif)