Umut Özkırımlı kimdir? Umut Özkırımlı kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Türk Akademisyen ve Siyaset Bilimci Umut Özkırımlı hayatı araştırılıyor. Peki Umut Özkırımlı kimdir? Umut Özkırımlı aslen nerelidir? Umut Özkırımlı ne zaman, nerede doğdu? Umut Özkırımlı hayatta mı? İşte Umut Özkırımlı hayatı...

Türk Akademisyen ve Siyaset Bilimci Umut Özkırımlı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Umut Özkırımlı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Umut Özkırımlı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Umut Özkırımlı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1970

Doğum Yeri: Ankara, Türkiye

Umut Özkırımlı kimdir?

1970 yılında Ankara'da doğdu. Orta ve lise öğrenimini Saint Joseph Fransız Lisesi'nde yaptı. 1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olan Özkırımlı, yüksek lisans eğitimini The London School of Economics and Political Science'da, doktora eğitiminiyse İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde tamamladı. Özkırımlı halen İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta, aynı zamanda da Avrupa Birliği Enstitüsü bünyesindeki Türk-Yunan Çalışmaları Programı'nın direktörlüğünü yürütmektedir. Özkırımlı'nın daha önce yayımlanan çalışmaları arasında Theories of Nationalism: A Critical Introduction (2000) ve Contemporary Debates on Nationalism: A Critical Engagement (2005) adlı kitaplar ile Nationalism and its Futures (2003) adlı derleme bulunmaktadır. Theories of Nationalism, 20'yi aşkın ülkede, 50'yi aşkın milliyetçilik dersinde ana okuma olarak kullanılmaktadır. Özkırımlı'nın Spyros A. Sofos'la yazdığı son kitabı Tormented by History: Nationalism in Greece and Turkey İngiltere'de Hurst & Co. Yayınevi tarafından Ocak 2008'de, Amerika Birleşik Devletleri'nde ise Columbia University Press tarafından Mart 2008'de yayımlanacaktır.

Umut Özkırımlı Kitapları - Eserleri

  • Milliyetçilik Kuramları
  • Milliyetçilik Üzerine Güncel Tartışmalar: Eleştirel Bir Müdahale

Umut Özkırımlı Alıntıları - Sözleri

  • Milliyetçilik milletleri yaratır. Milletler milliyetçiliği değil. (Milliyetçilik Kuramları)
  • Milliyetçilik tek bir etkenle açıklanamayacak kadar değişken bir görüngüdür. Bukalemun gibi bulunduğu ortamın rengine bürünür, çok değişik ideolojilerle işbirliği yapar. (Milliyetçilik Kuramları)
  • Ayrıca modern milliyetçilik var olan mitlerden kendi çıkarlarına uygun olanları kullanır, işine gelmeyenleriyse görmezden gelir. (Milliyetçilik Kuramları)
  • Etnik kimlik genelde yalnızca seçkinler için önemlidir. Mit ve sembollerin geniş halk kitleleri için ne anlam ifade ettiğini kesin olarak belirlemek güçtür çünkü elimizde eski çağlarda kitlelerin neler düşündüğü ya da hissettiğine ilişkin net veriler yoktu. (Milliyetçilik Kuramları)
  • Bu tür topluluklarda din, bir yaşam biçimiydi; "seçilmişlik mitleri", kutsal kitaplar, din adamlarına duyulan saygı ve bunların beslediği gelenekler dikey toplulukların devamlılığını sağlayan unsurlardı. Ancak etnik topluluktan millete geçiş aşamasına gelindiğinde sorunlar da başlıyordu. En temel sorunsa dinle etnik kimlik arasındaki sıkı bağdı. Örgütlü din pek çok etnik grup tarafından paylaşılan bir öğeydi ve ayırt edici bir nitelik oluşturmuyordu. Ayrıca dini kültür, hak ve ödevlere, dolayısıyla vatandaşlık kavramına dayalı bir millet yaratılmasını çoğu zaman zorlaştırıyordu. Çözüm, inananlar topluluğundan tarihsel kültür topluluğuna geçiži sağlamakta yatıyordu. (Milliyetçilik Kuramları)
  • Hobsbawm'a göre halkı denetim altına almanın ve sistemle kaynaştırmanın üç yolu vardı : Yeni kurumlar oluşturmak (festivaller, spor, sendikalar) , yeni statü sistemlerive toplumsallaştırma yöntemleri icat etmek (hiyerarşik eğitim sistemi ya da kraliyet törenleri) ve gerçek/yapay grupların bü­tünlüğünü belirleyen ve simgeleyen topluluklar (örneğin millet) yaratmak. Bu sonuncusu özellikle önemli ve yaygındı çünkü milliyetçiliğin öne sürdükleri, savundukları hep bu tür gelenekiere dayanıyordu; başka bir deyişle, milliyetçiliğin kendisi icat edilmiş bir gelenekti. Özet: Breuilly bir siyaset biçimi olarak ele aldığı milliyetçiliği iktidar arayışıyla iliskilendiriyor, onu modern devletin ortaya çıkışıyla açıklıyordu. Genel kuramlara inanmayan tarihçi, milliyetçilikleri türlerine göre kategorilere ayırıyor, sonra da karşılaştırmalı tarih yöntemiyle her kategoriyi tek tek inceliyordu. Araçsalcı yaklaşımı benimseyen Brass kuramında seçkinlerin rolünü ön plana çıkarıyordu. Brass gerek etnik kimliklerin canlandırılmasını, gerekse bunların milliyetçi akımlara dönüşmesini iktidar mücadelesi veren ya da ekonomik kaynakların bölüşümünde arslan payını kapmak isteyen seçkinlerin yönlendirmeleriyle açıklıyordu. Milletler ya da etnik gruplar seçkinler arasındaki rekabette bir araçtı. Hobsbawm ise milletleri, geniş halk kitlelerinin siyasete katılmasının eski düzeni yıkacağından korkan sınıfların icat ettiği gelenekler olarak tanımlıyordu. Amaç, kitlesel demokrasiye geçişin kontrollü yapılması, halkın düzene olan bağlılığının korunmasıydı. Geçmişle gelecek arasında bir köprü oluşturan millet (ve diğer icat edilmiş gelenekler) bu bağlılığı sağlayacak, kurulu düzenin yıkılmasını engelleyecekti. Breuilly ise, milliyetçiliğe birden fazla işlev atfedildiğine İsaret eder. Milliyetçilik kimine göre endüstrileşmeyi kolaylaştırır, kimine göre geleneksel kimliklerin korunmasını sağlar, kimine göre de sınıfsal çıkarları meşru kılar. Üzerinde anlaşılan tek bir işlev yoktur. Dolayısıyla milliyetçiliği işlevine göre açıklamaya kalkışmak anlamlı olmaz. Toparlayacak olursak, milliyetçilik çoğu yerde endüstrileşmeden önce doğmuştur; kimi yerlerdeyse endüstrileşme süreci beraberinde milliyetçiliği getirmemiştir. Kellas milliyetçiliğin her zaman dinin yerine geçmediğini, kimi durumlarda bu ikisinin el ele verdiğini iddia eder. İrlanda, Polonya, Ermenistan, İsrail, İran gibi ülkelerde dini kurumlar, milliyetçi akımlara büyük destek vermistir. Elbette din ve milliyetçiliğin çatıştığı örneklere de rastlanabilir. Ama milliyetçiliğin doğuşuyla dinin gerilemesi arasında doğrudan bir ilişki olduğu öne sürülemez. Gerçekler bu kadar basit değildir. (Milliyetçilik Kuramları)
  • İşçinin milliyeti Fransız, İngiliz ya da Alman değil , emek , bedava kölelik, kendi kendini satmaktır. Onu yöneten hükümet, Fransız , İngiliz ya da Alman hükümetleri değil sermayedir. Doğduğu yerin havası Fransız ,İngiliz ya da Alman havası değil fabrika havasıdır . Ona ait olan toprak da Fransız, İngiliz ya da Alman toprağı değil, yerin bir karış altıdır.. (Milliyetçilik Kuramları)
  • "..Yalnızca düşünmek istemiyorum; bir şeyler yapmak da istiyorum.." (Milliyetçilik Kuramları)
  • Modernist araştırmacıların kurarnlarında öne sürdükleri savların büyük bir bölümü, etno-sembolcülerin eleştirilerine karşın bugün hala geçerlidir. Milletler, milliyetçilik çağının ürü­nüdürler, geçmiş etnik kültürlerin değil. Bireylerin üyeleri oldukları topluluklara karşı bağlılık beslernesi doğaldır; bu modern çağa ait bir olgu da değildir. Ancak bu bağlılık modern milletleri açıklamaz. İnsanlar tarih boyunca çeşitli topluluklara bağlılık duymuşlardır: Şehir-devletlere, yaşadıkları bölgelere. Neden bu bağlılıklar varlıklarını sürdürmemişlerdir? (Milliyetçilik Kuramları)
  • Milliyetçilik geçiş dönemine özgü bir ideolojiydi ve gelenekselden moderne geçişte yaşanan sıkıntıları azaltmaya yarıyordu. (Milliyetçilik Kuramları)