Yılmaz Dikbaş kimdir? Yılmaz Dikbaş kitapları ve sözleri

Yazar Yılmaz Dikbaş hayatı araştırılıyor. Peki Yılmaz Dikbaş kimdir? Yılmaz Dikbaş aslen nerelidir? Yılmaz Dikbaş ne zaman, nerede doğdu? Yılmaz Dikbaş hayatta mı? İşte Yılmaz Dikbaş hayatı... Yılmaz Dikbaş yaşıyor mu? Yılmaz Dikbaş ne zaman, nerede öldü?

Yazar Yılmaz Dikbaş edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Yılmaz Dikbaş hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Yılmaz Dikbaş hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Yılmaz Dikbaş hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1942

Doğum Yeri: Zonguldak

Ölüm Tarihi: 3 Mart 1942

Ölüm Yeri: Zonguldak, Türkiye

Yılmaz Dikbaş kimdir?

Araştırmacı yazar, çevirmen, kimya mühendisi, iş adamı. 3 Mart 1942, Zonguldak doğumlu. İstanbul'da Koca Ragıp Paşa İlkokulu, Gedikpaşa Ortaokulu ve İstanbul Erkek Lisesinden sonra, Sümerbank’ın yurtdışı burs sınavını kazanarak İngiltere’ye gitti. İngiltere'de London University North Western Polytechnic'i ve Leeds Üniversitesini bitirerek Tekstil ve Kimya Yüksek Mühendisi oldu. İngiltere'de üç yıl Mühendis olarak çalışıp yurda döndükten sonra 1974-1978 yılları arasında Bursa'da Sümerbank ve Merinos Yünlü Sanayi Müessesinde yöneticilik görevlerinde bulundu.

1978 yılında özel sektöre geçtikten sonra sırasıyla; Tarsus'ta Paktaş-2 Fabrikası, Bursa'da İpekiş A.Ş, İstanbul'da Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Tekstil Danışmanlık Servisi ve İstanbul'da Dokusan A.Ş. de mühendis-yönetmen olarak çalıştı.

1987 yılında; "Mühendislik, Danışmanlık ve Ticaret" alanlarında hizmet veren kendi şirketini kurdu.

Bu şirketinde; 13 tane 'Fizibilite Etüdü', 4 tane '"Diagnostik Etüd", 7 tane 'Yatırım Projesi' hazırladı ve 4 tane "Anahtar Teslim" fabrika kurdu.1990 yılında turizm sektörüne de girdi ve bu amaçla 2 şirket kurdu.

Faaliyetlerinden dolayı TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'ndan Takdir Belgeleri ve Tebrik Plaketleri aldı.

Nisan 1997 - 2009 döneminde TMMOB, Kimya Mühendisleri Odası Antalya İl Temsilciliğini yürüttü.

ESERLERİ:

Araştırma-İnceleme:

Deniz Bitti (1995), Özelleştirme Sömürgeleştirme (1997), En Büyük Sorun Enflasyon mu ? (1999), Özelleştirme Yalanları (1999), Gaflet Dalalet Hıyanet (2001, 2008), Satılık Vatan (2005), Avrupa Birliği Tabuta Çakılan Son Çivi (2007), Saralı Ünlüler Epilepsi ve Deha (2008), Efendi Teröristler (2010), İğfal (2011), İsrail’in Nükleer Silah Cephaneliği - Belgelerle (2012), Atatürkçüler Yenildi (2012), Türk Milletine Suikast (2014), Gelin Yüzleşelim (2014), Vatanı Satanlar (2019), Gönüllü Devşirmeler.

Çeviri:

Beyaz Geceler (Dostoyevski’den, 1969), Hikâyeler (Anton Çehov’dan, 1970).

Yılmaz Dikbaş Kitapları - Eserleri

• Atatürkçüler Yenildi
• Gelin Yüzleşelim
• Gaflet, Dalalet, Hıyanet
• Avrupa Birliği Tabuta Çakılan Son Çivi
• Türk Milletine Suikast
• Vatanı Satanlar
• Efendi Teröristler
• Saralı Ünlüler
• İğfal
• İsrail'in Nükleer Silah Cephaneliği
• Satılık Vatan
• Gönüllü Devşirmeler
• Yanlış Hesap Bağdat'tan Döner
• Özelleştirme Sömürgeleştirme

Yılmaz Dikbaş Alıntıları - Sözleri

• 27 Mayısçılar, hemen bir gün sonra Türk halkına, ''Hazineyi tam takır'' bulduklarını duyurdular. Onların açıklamasına göre, Menderes hükümeti hazineyi boşaltmış, altın rezervlerimizi de tüketip bitirmişti. (Atatürkçüler Yenildi)
• “1983-1991 Arası ANAP - Özal iktidarları döneminde yargıya 137 yolsuzluk, 265 Hayali ihracat hırsızlığı dosyası intikal etmiştir ve bu günkü değerlerle halkın cebinden 50 trilyon lira çalınmıştır.” (Atatürkçüler Yenildi)
• Recep Tayyip Erdoğan, Türk değildir. Recep Tayyip Erdoğan, Türk olmadığı için Türkçeye karşıdır. Türkçeye karşı olmak, Türk'e karşı olmak demektir. Recep Tayyip Erdoğan, Arapça sevdalısıdır. Arapça sevdalısı olmak, Arap Kültür Emperyalizminin propagandacısı, Arap milliyetçisi olmak demektir. (Vatanı Satanlar)
• ABD, Milli Birlik Komitesi'ne, Sovyetlerin teklif ettiği parasal yardımın beşte birini iki kat faiz oranıyla vermişlerdir, o da Milli Birlik Komitesi Hükümetinin uzun süre yalvarıp yakarmasından sonra! (Atatürkçüler Yenildi)
• Görülmeyen dünyanın bir insan vücuduna şiddetle girişi ve bu şiddetli girişin sonradan kendisiyle ilgili hiçbir şeyi geride bırakmadan çıkıp gidişi... (Saralı Ünlüler)
• Osmanlı Şeriatına aykırı olduğu nedeniyle Osmanlı'da suç sayılan bazı eylemler şunlardır. Kızılbaş, Alevi, Rafizi, Hurufi olmak. Oruç tutmamak. Namaz kılmamak. Saz çalıp semah dönmek, cem yapmak. Yunus Emre'den deyişler söylemek. Yezid'e lanet okumak. Halifelerden Ebubekir, Ömer ve Osman'ı sevmemek. Şarap içmek. ''İnsan Tanrı'nın bir parçasıdır, ona tapmak gerekir'' demek. Rum eyaletine Mehdi geleceğini söylemek. Saz çalarak şehirde dolaşmak. Hallacı Mnasur'un haksız yere öldürüldüğünü söylemek. Bu eylemlere verilen cezalar; sözlü azarlama ile başlayıp hapis, kürek cezası, sürgün ve ölüme kadar değişebilirdi. (Gelin Yüzleşelim)
• FATİH'in UYGULATTIĞI CEZALAR 2 Bir başka ve zalimce ceza ise, daha ağır suçları işleyenlere verilir. Kurban elleri bağlı halde ayakta durur. Üstünde dikenli kancalar olan ve tahta sırığa bağlanmış olan iki çatallı bir bel, kurbanın ensesinden nefes borusunu delmeyecek biçimde, çenenin hemen altının hizasından saplanır. Sırık sırtına dayalı halde kalır ve çatalların uçları genellikle kulakların yakınından çıkar. Sonra kurbanın elleri çözülür. Talihsiz adam canını kurtarmak istediğinde, kancalardan kurtulmak için ellerini havaya kaldırır. Ancak kısa süre sonra indirmek zorunda kalır ister istemez. Bu böyle sürüp gider. Bazen bu talihsiz kurbanların bir ya da iki gün boyunca bu biçimde işkence çektiği olur. Sonra korkunç bir biçimde ölürler. (Gelin Yüzleşelim)
• Beyin bilgisayarı, akıl da program yapıcı. Yöneten akıldır, uygulayan ise beyin. (Saralı Ünlüler)
• KADINI AŞAĞILAYAN MEVLANA Mevlana, kadın karşıtı bir görüşe sahiptir. Onun bu yönü üzerinde hiç durulmamış veya fark edilmemiştir.. Bu görüş ona hocası Tebrizli Şems'den gelmektedir. Çünkü şems, çok daha aşırı bir kadın karşıtıdır. Ahmed Eflaki'nin anlattığına göre, bir gün Şems namuslu bir hanımı övdü ve sonra şöyle dedi: ''Bu iyi meziyetlerine rağmen bir arştan daha yüksek bir makam verilse, o bu makamda iken yerde kalkmış bir alet (erkeğin cinsel organı) görse deli gibi o aletin üzerine atlar. Çünkü kadının mezhebinde ondan daha yüksek bir makam yoktur.'' ''Bir erkek gönlü, kadının gönlünden aşağı ise, o gönül işkembeden de bayağıdır.'' (Mesnevi, Cilt 3, Beyit 3129) Kadınlara danışın, sonra onların söylediklerinin tam tersine hareket edin. Kuşku yok ki, onlara aykırı hareket etmeyenler helak olurlar.''(Mesnevi Cilt 1- Beyit 2956) (Gelin Yüzleşelim)
• Fatih Sultan Mehmet, bahçeleri çok severdi. Yeni sarayının geniş bahçesinde sebze yetiştirmekten hoşlanırdı. Bahçedeyken devlet işlerini unutabiliyordu. Hıyar ekmiş, büyümelerin, sevgiyle izlemişti. Bu hıyarlardan özellikle birini çok sevmiş, bostancılarına ona dokunmalarını yasaklamıştı. Bir gün hıyarına baktığında, artık onun orada olmadığını gördü. Kısa süre önce bahçede çalışmış olan adamlara, hıyarı hangisinin yediğini sordu. Fatih Sultan Mehmet gerçeği öğrenmek için bahçıvanlardan birinin karnını yardırdı. Diğerlerinin şansı varmış ki, hıyarın parçaları o adamın midesinde bulundu. (Gelin Yüzleşelim)
• Atatürk, Türkiye Bü yük Millet Meclisi'nin 1933 yılı açılış konuşmasında şöyle diyordu: "Memleketin temel sanayin kurulması bitmedikçe, her bakımdan gönül rahatlığı duymamıza imkân yoktur. Bu nedenle, memleketin sanayi donatımını tamamlamak için bütün çaba ve dikkatinizi çekmeyi yerinde buluyorum." (Vatanı Satanlar)
• Nükleer silah üretimi bir ülkede, hiç kimseye hesap vermeyen "bir nükleer elit sınıfı" da ortaya çıkarır. Bilim adamları, askeri ve sivil bürokratlardan oluşan bu sınıf, tüm nükleer faaliyetleri gizlilik içerisinde yürütürler, halkın bu faaliyetlerden haberi olmaz. İşte bu nedenle, rahatlıkla söyleyebiliriz ki, nükleer silahların varlığı, demokratik toplumla asla bağdaşmaz. Nükleer silahlara sahip bir ülkede askerin önemi aşırı derecede artar. Bu da toplumda giderek militarizmi körükler, yabancı düşmanlığını artırır, ırkçı ve dinci akımları güçlendirir. (İsrail'in Nükleer Silah Cephaneliği)
• Atatürk’ün buyruğu ile 13 Ekim 1935 tarihinde Türkiye’deki tüm mason locaları İçişleri Bakanlığı tarafından kapatıldı. Mason localarının mal varlıkları, Halk evlerine devredildi. (Atatürkçüler Yenildi)
• Vatanı, namusları gibi sahiplenen Türkler, Vatanı Satanlarla hesaplaşmayacaklar mı? (Vatanı Satanlar)
• Epilepsi, sık görülen ve süreklilik gösteren bir sinir sistemi bozukluğudur. Epilepsi, bir akıl hastalığı değildir. Epilepsi, bir zihin hastalığı değildir. Epilepsi hastaları ne özürlü ne de engellidirler. (Saralı Ünlüler)
• Özelleştirme, kapitalist dünyanın, Üçüncü Dünya Ülkeleri denilen kalkınmamış ve kalkınmakta olan fakir ülkelere karşı yaptığı ideolojik bir saldırıdır. (Vatanı Satanlar)
• 1925'de Jabotinski, yazdığı 'Demir Yasa' başlıklı makalesinde Siyonistlerin Filistin'i nasıl sömürgeleştireceğini anlatıyordu: "Eğer üzerinde halihazırda bir halk topluluğunun yaşamakta olduğu bir toprağı sömürgeleştirmek istiyorsanız, ya o topraklara bir askeri garnizon yerleştirmeniz gerekir ya da sizin adınıza orada bir garnizon bulunduracak yardımcı... Siyonizm, bir sömürgeleştirme macerasıdır; başarısı ya da başarısızlığı silahlı güçlere sahip olmaya bağlıdır. (Efendi Teröristler)
• İngiltere Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde 3 Nisan 1919 tarih ve 453 numara ile kayıtlı bir belge bulunmaktadır. Bu belge, yani sözleşme ile son Osmanlı Padişahı Mehmet Vahdettin, yabancılara karşı bağımsızlığını koruması, iç güvenliğini sağlaması için Türkiye'yi on beş yıl süre ile İngiltere'ye sömürge olarak teklif etmiştir. İngiltere, Osmanlı topraklarında uygun gördüğü her yeri işgal edebilecek, istediği her şeyi yaptıracak, Vahdettin'in kafasına göre böylelikle ülkenin bağımsızlığı ve iç güvenliği korunmuş olacaktı. (Vatanı Satanlar)
• İngiltere'nin dostları ya da düşmanları yoktur, çıkarları vardır! (Gelin Yüzleşelim)
• Türklerin tarihinde, Türklerin anadili olan Türkçeyi Türk halkının bir bölümüne YUHALATMIŞ tek lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. (Vatanı Satanlar)