Zeki Velidi Togan kimdir? Zeki Velidi Togan kitapları ve sözleri

BİYOGRAFİ

Tarihçi, Türkolog Zeki Velidi Togan hayatı araştırılıyor. Peki Zeki Velidi Togan kimdir? Zeki Velidi Togan aslen nerelidir? Zeki Velidi Togan ne zaman, nerede doğdu? Zeki Velidi Togan hayatta mı? İşte Zeki Velidi Togan hayatı... Zeki Velidi Togan yaşıyor mu? Zeki Velidi Togan ne zaman, nerede öldü?

Tarihçi, Türkolog Zeki Velidi Togan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Zeki Velidi Togan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Zeki Velidi Togan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Zeki Velidi Togan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Ahmet Zeki Velidi

Doğum Tarihi: 10 Aralık 1890

Doğum Yeri:

Ölüm Tarihi: 26 Temmuz 1970

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Zeki Velidi Togan kimdir?

Zeki Velidi Togan (Başkurtça: Әхмәтзәки Вәлиди, bazen Validi; 10 Aralık 1890 – 26 Temmuz 1970), Türk tarihçi, Türkolog, Başkurt devrimi ve bağımsızlık hareketi önderi. Asıl adı Ahmet Zeki'dir. Rusya'da iken Validov soyadını kullanmış, Türkiye'ye geldikten sonra Togan soyadını almıştır. "Togan" sözcüğü "doğan" sözcüğünün Kıpçak Türkçesi alanındaki karşılığı, Başkurt Türkçesindeki şeklidir.

Zeki Velidi Togan Kitapları - Eserleri

  • Umumi Türk Tarihine Giriş
  • Tarihte Usul
  • Oğuz Destanı
  • Hatıralar
  • Türklüğün Mukadderatı Üzerine
  • Çengiz Han
  • Asya Tarihi
  • Başkurtların Tarihi
  • Türk Türkistan
  • Zeki Velidi Togan'a Armağan
  • Bugünkü Türkili Türkistan Ve Yakın Tarihi
  • Türkili Haritası ve Ona Ait İzahlar
  • On Yedi Kumaltı Şehri ve Sadri Maksudi Bey
  • Oğuz Destanı - Reşideddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili

Zeki Velidi Togan Alıntıları - Sözleri

  • 18. ve 19. asır Avrupasında, tarih yazısında tarafgirlikten kurtulmak büyük bir mesele olmuştur. Milliyet, din ve mezhep taassubu bağlılıkları ile beraber bir tarihçi için ne derece bitaraf olmak mümkün olduğu tesbit edilmiş, fakat bunun tatbiki kolay olmamıştır. (Tarihte Usul)
  • Finlandiyalı Mongolist ve Türkolog G.J. Ramstedt, Çin ve Kore dillerinin bugün konuşulan lehçeleri üzerinde tetkikatta bulunarak, Türk dilinin yalnız eski Çin dili üzerindeki tesirini tespit etmekle kalmamış Türk dilinin en eski inkişaf sahasının, Kuzey Çin ve Kore mıntıkası olduğunu dahi ileri sürmüş ve Kore dilinde bu en eski Türk dili unsurunun, daha iyi muhafaza edildiğini ve bu dilin en eski bir Türk şivesinden türemiş olduğunu iddia etmiştir. (Umumi Türk Tarihine Giriş)
  • Ön Asya tarihinin büyük âlimi Fr. Hommel, eserlerinin birinde, Sümerleri tamamıyla bir Türk kavmi sayarak, ''Türk kavimlerinin en eski cedlerinden bir şube MÖ 5000 senelerinde Orta Asya'daki anayurtlarından ayrılarak Ön Asya'ya gelmiş ve Sümerleri teşkil etmiştir. Bu Sümerlerin dilinden kalan eserler Türkçenin o eski zamanlarda ne gibi bir şekil arz ettiğini bize gösteriyor'' demiş; diğer bir eserinde de, 350 kelimeyi Türkçe ile izah ederek, Sümerce diye kendisinden bir Türkçe cümle bile terkip eylemiştir. (Umumi Türk Tarihine Giriş)
  • Keşke 1917-1918 Ortaasyası'na bugün Türkiye'ye gösterilmekte olan yardımların milyonda biri yapılmış olsaydı, dünya bambaşka olurdu. Kızıl Emperyalistler ne Afganistan'da nüfuz kazanır, ne Tibet'i ele geçirir ve ne de Güney Asya'da söz sahibi olurlardı. Bugün Türkiye kendisinin ve komşu Müslüman devletlerin bizzat istemeleri veya istememelerine rağmen tekmil Önasya'nın istikbalinin bekçisidir. (Türklüğün Mukadderatı Üzerine)
  • . Milletimiz asırlardan beri Rus plânlarının kendi mukadderatı bakımından ne demek olduğunu pek iyi bildiğinden ve yapılan savaşlarda şehit vermemiş aileleri nâdir bulunan Türk köylüsü, Ortaasya’da da gördüğümüz gibi çok siyasî bir unsur olduğundan vatanının hürriyeti için ölüm - dirim mücadelesinde asla tereddüt etmiyecektir. Zaten fakir olmasına rağmen milletimizin boğazından kesip bu kadar ordu beslemesinin mânâsı budur. Bütün ordu erkânımız asırlardanberi bu yolda terbiye görmüştür. (Türklüğün Mukadderatı Üzerine)
  • Öte yandan Arap devletleri ve Iran ile asırlarca süren büyük kültür bağlarımız olmuştur. Islamiyet, tabii olarak bizi , bu müşterek kültür sistemine bağlamıştır. (Asya Tarihi)
  • Türklerin, Orta Amerika medeniyetini yaşatmış olan kavimlerle temasları da ispat edilebilir bir davadır. Amerika'nın Asya'ya bakan sahillerinde yaşamakta yahut önce orada yaşamış olan yerli kabilelerin dillerinde Türkçeye benzeyen ve aynı manayı ifade eden kelimeler vardır. (Umumi Türk Tarihine Giriş)
  • "Enver Paşa, Türkistan toprağında şehadetiyle , bu ülkede ve Türk Tarihindeki en büyük görevini yapmıştır.” (Türklüğün Mukadderatı Üzerine)
  • Filhakika Göktürk hakanları hakiki Şamanistlerdi. (Umumi Türk Tarihine Giriş)
  • Kırlangıç kuşu yuvasında bulunuyor, yuvası da türlü renklerde boyanmış bulunuyor. Bu fani dünya kimlerden geri kalmamıştır. Gidenlerden kiminin malı, kiminin sevdiği yarı kalmıştır. (Hatıralar)
  • İnsan kendi tarihini artık, eskiden olduğu gibi tarihçilerin yazdıkları kroniklerden öğrenmekle iktifa etmeyip, bilakis menbalık işini görecek olan her şeyi bir araya toplamak ve tarihi o esastan öğrenerek ihata eylemek yoluna girmiş ve dolayısile Kaynaklar Bilgisi husule gelmiştir. (Tarihte Usul)
  • Çengiz'in yani Timuçin’in Hakan olduktan sonra aldığı "Çengiz” deniz demektir ve değişik bir şekildir. Çengiz'in ecdadında Deniz isimli şahıslar çoktur. Ancak Çengiz'in zuhuru devirlerinde Moğolca galib geldiği için kelimenin Türkçe aslı pek bilinmemiş Çengiz diye değişik biçimde söylenmiş. Çengiz'in maiyetinin büyük kabilelerinden Kongratlar vardır ki, Kongrat, Kangr'dan geliyor. Kongr ismi daha Ptolomaios'un eserinde vardır. Dede Korkut'un Bamsı Beyrek hikâyesinin asıl hamilleri ve kahramanları da Kongratlardır. (Çengiz Han)
  • Ogeday Kaan zamanında, sonradan Orhun kitabelerinin bulun­duğu Karakurum-koşu Tsaidam sahrasındaki bir kuyudan kitabelerle dolu taşlar bulunmuş. Bunları kimse okuyamamış. Fakat Kidenlerden birisi bu yazıyı okumaya muvaffak olmuş. Burada Uygurların menşeine dair meşhur rivayetler tefsilatıyla anlatılmış imiş. Bunu Cüveynî kitabının 1. cildinde s. 40-43 de anlatmıştır. Burada Orhun nehrinde -iki ağacın-arasında bir dağ zuhur edip, bu 9 ay 10 gün içerisinde şişerek nihayet içinden 5 prensin doğduğu anlatılmıştır. Bunların en küçüğü olan Buku Han umumî hükümdar olmuş, kardeşlerinden Sungur Tekini 100.000 askerle Moğollar ve Kırgızlar tarafına göndermiştir. Korm, yahud Kutur Tekin Tangut tara­fına, Tüngek Tekin'i Tibet tarafına yine o kadar askerle gönderdiği, ken­disinin işe 300.000 askerle -Hıtay memleketine gittiğini, yerine dördüncü kardeşi Ortekin'i bıraktığı anlatılmış. Demek'ki Sungur Tekini batıya Moğollara karşı gönderirken bu Moğollar Kırgızlarla beraber, Tekin’i ba­tıya, Moğollara karşı gönderirken bu Moğollar Kırgızlarla beraber, yani Yenisey havzasında yaşamışlar. Bu hikayeler Oğuz Destanında Oğuz'un fütuhatına iştirak et­meyip ona karşı savaşan üç amcasının, sonraları Moğolistan tesmiye olunan Orhun taraflarına kaçmak mecburiyetinde kaldıklarına dair olan riva­yetle bağdaşır. (Çengiz Han)
  • Yavgu evlâdı kalmayıp nesli kesilince Kara Han oğlu Buqra Han'ı padişahlığa getirdiler. Doksan yıldan sonra üç oğlu oldu. En büyüğü İl-Tekin, ortancası Qori-Tekin, en küçükleri de Bek-Tekin. 'Tekin'in manası güzel yüzlü demektir. 'Bugra Han Aşı' denilen yemek ona nisbet edilir. Rivayete göre şöyle bir olay geçmiş: Bir gün asker aç kalmış ve 'ne aşı pişirelim' diye sormuşlar. O da acele olarak bir miktar hamur alıp yassılttıktan sonra kazana attı. O tarihten bugüne kadar bu aş onun adıyla anılmaktadır. (Oğuz Destanı)
  • Bununla beraber tarih metodu, ilim ve fikir hayatındaki terakkilerin, insanlarda görüş ufkunun genişlemesinin bir mikyası olarak inkişaf etmiştir. Tarih metodunun tatbiki insaniyetin ve ayrı milletlerin fikri inkişaflarında kazandığı ehemmiyet itibarile mikroskob, teleskop ve röntgenin tatbikiyle kıyas kabul etmeyecek derecede büyük olmuştur. (Tarihte Usul)
  • Türkçülüğün mânevi rehberi Ziya Gökalp olarak kalmalıdır. ... Ziya Gökalp’in yanlışları varsa onları öğrene öğrene, nazariyatını işleyerek kendisini mânevi rehber ittihaz edelim. Fakat o peygamber değildi ve Türk milliyetçi aydınları ona ihtiram ede ede kendisini geçeceklerdir. (Türklüğün Mukadderatı Üzerine)
  • Nasıl ki, Fatih Sultan Mehmet "Biz bu ülkeyi küffarın ciğer kanıyla aldık; bu prensiple yaşayacağız, gevşeklik bizi yok eder" demişti. Halbuki Toğan Temür, orduya aldığı Çinlilerin yükselmesine müsaade etti. (Asya Tarihi)
  • Moğolistan'dan göç eden Uygurlar 'Türkistan' hududuna girdikten sonra Çu boyundaki Balasagun'a geliyorlar. (Türk Türkistan)
  • İranlılar gibi Yahudiler de bütün milletleri kendi nesillerinden türemiş göstermek için muhtelif kavimlerin isimlerini kendi ananelerince malum isimlerle birleştirmişlerdir. Bu efsanelerde Türklerin ceddi olarak gösterilen Yafes ve diğer şahıs ve kabile isimleri böyledir. (Umumi Türk Tarihine Giriş)
  • Japonlar , her zaman milli hisleriyle hareket ederek iş görmüşlerdir. Bunu içtimai kuruluşlara tatbik etmişler, servete hiçbir zaman önem vermemişler ve ananelerine daima bağlı kalmışlardır. (Asya Tarihi)