Bangladeş’teki protestolarda onlarca çocuk öldü

DÜNYA

Bangladeş'te başlayan protestolarda söz konusu kontenjan hakkının kaldırılması talebiyle gösteri düzenleyen muhalif öğrenciler ile iktidar yanlısı öğrenciler arasında şiddet olayları yaşanmaya devam ediyor.

Geçen ay Bangladeş’te yaşanan öğrenci protestosu esnasında en az 32 çocuk öldü. Unicef sözcüsü hayatını kaybeden en genç çocuğun henüz beş yaşına basmamış olduğunu söyledi. Hayatını kaybedenlerin çoğu olay yerinden geçen kişiler olduğunu açıkladı.

Kamu hizmetinde iş kontenjanlarına karşı düzenlenen gösteride öldürülen 200’den fazla kişinin arasında onlar da vardı. Yüksek Mahkeme kararının ardından hükümet kontenjan sistemini ayarladı ancak öğrenciler protesto etmeye devam etti. Şimdi de ölen,yaralanan ya da gözaltına alınan kişiler için adalet talep ediyorlar.

Protestolar şuan artık daha küçük çaplı olsa da, hükümet başlangıçta gösterilere nasıl tepki verdiğine ilişkin artan yükselen öfke dalgasını kontrol etmeye çalışıyor. Bangladeş’in başkenti Dakka’Daki en büyük cami önünde toplanan kalabalık, “Kardeşlerimiz niye mezarda ve onları öldürenler neden dışarda?” diye sordu.

Doktorlar, güvenlik güçlerinin protestoları durdurmak için aşırı güç kullanmakla suçlandıklarını, pek çok kişinin hayatını kaybettiğini ve açılan ateşten dolayı yaralandıklarını söylediler. Ancak bir takım polisin öldürüldüğünü söyleyen hükümet, siyasi muhalefeti huzursuzlukla suçladı. Perşembe günü, ülkenin başlıca İslamcı partisi olan Cemaat-i İslami ve öğrenci kolu İslami Chhatra Shibir'i yasakladı. Partinin, şiddet olaylarının bir kısmının arkasında olduğu iddia edildi.

Bangladeş’in Adalet Bakanı Anisul Huq, onların cinayetlere ve hükümet ve özel mülklerin tahribine katıldıklarına dair kanıtlarının olduğunu söyledi. Muhalefet partisinin lideri, bu hareketi yasadışı, yargısız ve anayasaya aykırı olarak tanımladı.

Yetkililer, öğrenci protestosunun başındakilerini bir haftalığına göz altına aldıklarını söyledi. Ancak Perşembe günü onların serbest kalmaları öfkeyi yatıştırmada pek işe yaramadı.

Cuma günü yayımlanan ortak açıklamada, öğrenciler tutukluluklarının gerekçesini sorguladı. Grup, yedi günlük gözaltı süresince kendilerine ve ailelerine yönelik taciz, işkence ve dram yaşandığını iddia etti.

“Silahsız öğrencileri ve vatandaşları öldürenlerin gözetiminde kimse güvende değil.” açıklamalarında bulunuldu. Halka, sokaklara çıkmaya devam etmeleri çağrısı yapıldı.