Şanlıurfa'dan İslam dünyasına çağrı: Sessiz kalmak ihanettir
Şanlıurfa’daki sivil toplum temsilcileri, Ebu Ubeyde’nin açıklamasını ümmet için uyarı olarak değerlendirerek, Filistin'e yönelik zulme karşı daha cesur ve etkili adımlar atılması çağrısında bulundu.
Şanlıurfa’da mikrofonuna konuşan STK temsilcileri, Gazze’de yaşanan zulmün artık gizlenemez bir boyuta ulaştığını belirterek, İslam ülkelerinin sadece kınama değil, somut adımlar atması gerektiğini ifade etti.
Gazze’deki direnişin İslam dünyasının sınavı olduğunu vurgulayan Şanlıurfalı sivil toplum temsilcileri, sessiz kalan yöneticilere tepki göstererek halkın tepkisinin daha örgütlü ve güçlü hale gelmesi gerektiğini söyledi.
Filistin halkına yapılan zulmün karşısında ümmetin tavır alması gerektiğini belirten Şanlıurfa’daki vakıf ve dernek temsilcileri, siyonistlere giden her desteğin kesilmesinin artık bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Şanlıurfa’da açıklamalarda bulunan sivil toplum temsilcileri, Ebu Ubeyde’nin çağrısını hatırlatarak, Müslüman yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmediğini ve ümmetin bu ağır tablo karşısında artık sessiz kalamayacağını dile getirdi.
“Gayret gösterirsek fethi müyesser kılacağını”
Filistin’deki kardeşlerimizin intikamını almak için çalışmamız gerektiğini vurgulayan Hayrat Vakfı Şanlıurfa Eğitim Koordinatörü Selami Yakut, “Ebu Ubeyde'nin son çağrısı gerçekten önemliydi, hepimizin içini yaktı. Son derece haklı bir çağrı. Bugün dünyadaki bütün Müslümanlar Gazze konusunda sorumludur. Allah herkese ‘Hesaba çektiği zaman sen ne yaptın?’ dediği zaman bizler malımızla, canımızla, duamızla ne yaptığımızdan sorumlu olacağız. Bu yüzden bizim ümitsiz olmamamız gerekiyor evvela. Tarihin akışına baktığımız zaman, bir iki savaş hariç birçok savaşta Müslümanlar sayıca ve teknik donanım olarak az olmasına rağmen Cenab-ı Hak fethi müyesser kılmış. Böyle kâfirler, Cenab-ı Hakk’ın lanetlediği bu dinsiz kavim İsrailliler, kardeşlerimize bu zulmü yapıyorlar. Bizler artık daha fazla bekleyemeyiz ve canımızla, malımızla, bütün varlığımızla, bütün imkânlarımızla bir an önce oraya gidip Filistinli kardeşlerimizin intikamını almak için çalışmamız gerekiyor. Hadisenin olumlu tarafına bakmamız gerekir. Şöyle bir durum var: Eskiden İsrail ve Amerika ellerinde para ve medya olduğu için dünyaya kendilerini barışçıl, insan hakları yanlısı olarak tanıtıyorlardı. Ama şu son hadiseler gösterdi ki, eskiden onlar Müslümanları dünyaya terörist olarak tanıtıyorlardı; artık son hadiseler gerçek teröristin kim olduğunu gösterdi. Bütün yaptıklarıyla maskeleri düştü. Bu konuda Bediüzzaman Hazretlerinin önemli bir sözü var: ‘Hile ve fitne perde altında olduğu zaman tesir eder; ama gün yüzüne çıktığı zaman tesiri kalmaz.’ Yani yıllardır dünyayı kandırdılar. Artık hileleri gün yüzüne çıktığı için ömürleri uzun değil. Bu hadiseler vesilesiyle dünyada bugün 100 bin’den fazla kişi, özellikle Avrupa’da Müslüman oldu. Cenab-ı Hakk’ın bizlere, Müslümanlara, eğer gayret gösterirsek fethi müyesser kılacağını Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam buyuruyor ki: ‘Ümmetim Yahudilerle savaşmadıkça, Yahudileri katletmedikçe kıyamet kopmayacaktır.’ Peygamberimizin bu vaadi var. Madem ki Cenab-ı Hak da Kur’an-ı Azimüşşan’da biz Müslümanlar için vaatte bulunmuş, bizler bu konuda daha cesur olmalı ve artık bedenimizi ortaya koymalıyız.” şeklinde konuştu.
“Siyonistlere giden damarları kesmeliyiz”
Müslüman olan halklara ve yöneticilere büyük iş düştüğünü söyleyen Şanlıurfa Peygamber Sevdalıları Derneği Başkanı İbrahim Halil Güven, “Ebu Ubeyde'nin son açıklaması ümmet için büyük bir utanç vesilesidir, özellikle yöneticiler için. Çünkü halk olarak az da olsa elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, meydanlara çıkmaya çalışıyoruz, açık hava mitingleri düzenliyoruz, programlar yapıyoruz, derneklerimizde sürekli gündem yapmaya çalışıyoruz. Bir araya geldiğimiz kişilerle Filistin ile Gazze’yi konuşuyoruz. Vatandaş olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yeterli mi? Değil. İş yöneticilerimize düşüyor. Bütün İslam dünyasının, halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticilerine iş düşüyor. Müslüman yöneticilere, özellikle de tüm yöneticilere... Yarın mahşer gününde bütün şehitlerin, çocukların, kadınların iki eli yakamızda olacak. Bu büyük bir meseledir. Yöneticilerimizin bundan ders çıkarması lazım. Bir an önce bu meseleye bir çözüm bulmaları lazım. İlla savaşmak gerekmiyor. Sadece onlara giden damarları kesmeleri, siyonizme giden para kaynaklarını, maddi damarlarını kesmeleri, onların şah damarını kesmektir. Bunu bile yapmıyor Müslüman ülkeler. Onlarla bütün ticari ilişkilerini, diplomatik ilişkilerini kesmeleri lazım. Özellikle ülkemizden giden petrolü kesmeleri lazım. Aksi takdirde vallahi biz bunun hesabını Allah katında veremeyiz. Yöneticilerimiz de asla veremez.
“Eylemler artık yetersiz kalıyor”
Ebu Ubeyde’nin son açıklaması bütün Müslümanlar için yüz karası olduğunu dile getiren Umut Kervanı Vakfı 2. Bölge Koordinatörü Faik Doğan, “Öncelikle Gazze için ve Gazze’nin son durumu ile ilgili yapılacak olan her şey önemlidir. Ama şu artık bilinmeli ki sadece eylemler yetersiz kalmakta. Eylemlerin biraz daha üzerine çıkılması gerekiyor ve daha kitlesel, daha büyük tepkiler verilmesi gerekiyor ki bu tepkiler devlet erkânını harekete geçirebilsin. Maalesef üzülerek belirtmek gerekiyor ki, malumunuz olduğu üzere Mısır’daki bir alimin de teslim edildiğini duyduk ve hepimizin malumu, zalim Sisi büyük ihtimalle o alim kardeşimizi şehit edecektir. Bu bizim için bir yüz karasıdır. Ümmetin halifesi olarak kendini addeden, ya da ümmetin Türkiye’ye daha büyük bir beklentiyle baktığı bir dönemde, Türkiye'nin Mısırlı bir âlimi teslim etmiş olması gerçekten çok acı verici bir durumdur. Öte yandan, özellikle Türkiye’de, başta İslam ülkeleri olmak üzere, Türkiye içerisinde Gazze halkı, Hamas ya da diğer İslami Cihat hareketleri, halkın kendisi Türkiye’den ciddi bir beklenti içerisindeyken, Türkiye’nin bu noktada ne ticareti tam kesmiş olması ne de ciddi adımlar atmış olması umutları kırmıştır. Ebu Ubeyde’nin son açıklaması bütün Müslümanlar için yüz karasıdır. Çünkü bizden bekledikleri şey, gidip cephede savaşmak bile değil. Sadece çocuklara bakmamızdır. Yani aslında cihat meydanında kadınların yapabileceği bir fiiliyatı İslam ümmetinden bekliyorlar. Bu İslam ümmeti için büyük bir ayıptır, büyük bir utançtır. Bu nedenle, özellikle Türkiye üzerinden diğer İslam ülkeleri için söylüyorum, halkların tamamı artık kitlesel ve büyük etkinliklerle, büyük tepkiler ortaya koymalıdır. Yapılacak etkinlikler ve tepkiler en yüksek seviyeye çıkarılmalıdır ki yöneticiler ve devlet erkânı harekete geçebilsin. Aksi takdirde harekete geçmeyecekler. Allah muhafaza, Gazzeli kardeşlerimiz kadın, çocuk, yaşlı biz sadece televizyonda film izler gibi izleriz. Tepkimiz cılız kalır ve o sesimiz oraya ulaşmaz. Rabbim bizleri muhafaza eylesin, inşallah.” dedi.